Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
AKP İktidarında Bağışlar TÜRGEV'e, Eğitim Bilal'e, Öğretmenler Allah'a Emanet!
Öğretmenler borç batağında; üç öğretmenden biri geçinebilmek için ek iş yapıyor.
Öğretmenlerin gelir düzeyine göre sıralamada Türkiye, OECD ülkeleri içinde sondan 9. sırada yer alıyor
CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, 24 Kasım Öğretmenler Gününde bu yıl da öğretmenlerin durumunun içler acısı olduğunu belirterek, 'Bugün eğitim Bilal Erdoğan'a, öğretmenler Allah'a emanet edilmiş, bağışlar da TÜRGEV'e zorunlu hale getirilmiştir. Anadolu lisesi kavramının içi boşaltılmış, bütün okullar imam hatipleştirilmiş, her yıl değişen sistem ve son olarak TEOG denilen saçmalıkla halen okulu belli olmayan çocuklarımız ve aileleri mahvolmuştur. Öğretmenlerin toplumsal konumları, gelirleri, özlük hakları AKP döneminde sürekli geriledi. Öğretmenler borç batağında; üç öğretmenden biri geçinebilmek için ek iş yapıyor. Öğretmenlerin gelir düzeyine göre sıralamada Türkiye, OECD ülkeleri içinde sondan 9. sırada yer alıyor' dedi.
24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla yazılı açıklama yapan CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, AKP'nin, eğitim sisteminin belkemiğini oluşturan, toplumun geleceği gençleri yetiştiren öğretmenleri sadece 'senede bir gün' hatırladığını göstermelik törenlerle geçiştirdiğini belirtti. Kronikleşmiş sorunlar, ağır baskı ve yükler altında ezilen öğretmenlerin ise 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü bu yıl da buruk karşıladığını vurgulayan Umut Oran, ' Bugün eğitim Bilal Erdoğan'a, öğretmenler Allah'a emanet edilmiş, bağışlar da TÜRGEV'e zorunlu hale getirilmiştir . Anadolu lisesi kavramının içi boşaltılmış, bütün okullar imam hatipleştirilmiş, her yıl değişen sistem ve son olarak TEOG denilen saçmalıkla halen okulu belli olmayan çocuklarımız ve aileleri mahvolmuştur' dedi. Umut Oran'ın açıklaması özetle şöyle:
Alevi-Milliyetçi-Atatürkçü diye fişleniyorlar
AKP'li yıllar; öğretmenlerin toplumsal konumları, gelirleri ve özlük haklarının sürekli gerilediği, eğitimde bilimin ve çağın gerisine düştüğümüz bir dönem olarak tarihteki yerini alacak. İktidarın eğitim sistemini kendi zihniyeti doğrultusunda kökten değiştirme süreci, siyasi kadrolaşma, '4+4+4' uygulaması ile yaşanan okul dönüşümleri, eğitim yöneticilerinin sendikal-siyasal referanslarla belirlenerek, Alevi-Milliyetçi-Atatürkçü şeklinde fişlenmesi, eğitimin dine göre düzenlenmesi gibi uygulamalar, öğretmenlerin sorunlarını büyütüyor, ülkenin geleceğini karartıyor.
Öğretmenler yoksulluk sınırının altında maaş alıyor: Dört yıllık üniversite mezunu bir öğretmen mesleğe 2 bin 136 TL maaşla başlarken, 25 yıl hizmet vermiş ve 1'inci derecenin 4'üncü kademesine gelmiş en yüksek maaşı alan öğretmenin eline de halen ayda 2 bin 483 TL geçiyor. Türk-İş'in hesaplamasına göre 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı ise aylık 3 bin 926 TL. Buna göre en yüksek maaşı alan bir öğretmen bile, eğer iki çocuklu ve eşi çalışmıyor ise ailece yoksulluk sınırının altında yaşıyor.
Öğretmen borç batağında; üç öğretmenden biri ek iş yapıyor : Türkiye'de öğretmenlerin büyük bölümü geçinebilmek için ek iş yapmak zorunda . Eğitim-İş'in 33 ilde 1.004 öğretmenle görüşerek yaptığı araştırma öğretmenlerin içinde bulunduğu acı ekonomik tabloyu ortaya koyuyor. Araştırmaya göre, öğretmenlerin yüzde 81'inin kredi kartı, yüzde 79'unun banka, yüzde 41'inin esnaf, yüzde 39'unun da şahıslara borcu bulunuyor. Öğretmenlerin yüzde 40'ı ise anne ve babasından maddi destek alıyor. Her üç öğretmenden biri, geçinebilmek için ek iş yapıyor. Öğretmenlerin yüzde 53'ü kirada oturuyor, yüzde 43'ünün arabası bulunmuyor. Öğretmenler yetersiz ekonomik imkânlarla geçim mücadelesi veriyor. Öğretmenlerin reel geliri, AKP döneminde hızla geriledi. AKP'nin iktidara geldiği 2002 yılında mesleğe yeni başlayan bir öğretmen maaşı ile 24 çeyrek altın alınabilirken, 2014 yılında sadece 14 çeyrek altın alınabiliyor. Bu hesaba göre 2002 yılından bu yana öğretmenlerin maaşlarındaki alım gücü yüzde 41.6 oranında gerilemiş bulunuyor.
Yabancı meslektaşlarına göre daha çok çalışıp daha az kazanıyorlar : OECD ülkeleri içinde en çok çalışan, en az kazanan öğretmenler Türkiye'de. Zorunlu çalışma saatleri OECD ortalamasının çok üzerinde olan öğretmenlerimizin geliri ise OECD ortalamasının neredeyse yarısı düzeyinde kalıyor. OECD'nin ' Education at a Glance 2014 ' raporuna göre OECD ortalamasında öğretmenlerin 41 bin dolar düzeyinde bulunan yıllık geliri Türkiye'de 27 bin dolarda kalıyor. Öğretmenlerin gelir düzeyine göre sıralamada Türkiye, OECD ülkeleri içinde sondan 9. sırada yer alıyor. OECD ortalamasında ilkokullarda 15, orta öğretimde 13 dolayında bulunan öğretmen başına öğrenci sayısı ise Türkiye ortalamasında 20'yi aşıyor.
Öğretmenler iktidar politikalarının mağduru : Sık sık değişen eğitim politikaları ve siyasal iktidarın siyasal-ideolojik hedeflerinin mağduru olan öğretmenlerin motivasyonu kırılıyor. Eğitimde '4+4+4' dayatması sayısız mağduriyet yaratmış bulunuyor. Özellikle okul dönüşümleri (imam hatipleştirme ) sürecinde çok sayıda öğretmenin başka okullara fiilen sürgün edildiği dikkati çekiyor. Demokratik haklarını kullandıkları ve sendikal çalışmalara katıldıkları için her yıl çok sayıda öğretmen soruşturma geçiriyor, sürgün ediliyor ya da başka şekillerde cezalandırılıyor.
Öğretmenlik mesleği itibarsızlaştırılıyor : Öğretmenlik mesleği AKP'li yıllarda ciddi bir itibarsızlaştırma ile karşı karşıya kaldı. Nitelikli öğretmen yetiştirme politikaları terk edildi. Yoksulluğa mahkûm edilen öğretmenler mesleğine karşı küstürülüyor. İktidarın, yanlış eğitim politikaları, çağ dışı, ideolojik baskıları, öğretmenleri işinden soğutuyor. Öğretmenlerin mesleki idealleri de öğretmenlik mesleğinin toplumdaki saygınlığı da yok ediliyor.
Öğretmen açığı da işsiz öğretmen sayısı da hızla büyüyor : Bu açık 'ücretli öğretmenlik' uygulaması ile kapatılırken, güvencesiz istihdam edilen öğretmenler ayda 800-1000 TL gibi sefalet ücretlerine mahkûm ediliyor. Türkiye'de 100 bin dolayında öğretmen açığına karşılık atama bekleyen öğretmenlerin sayısı 300 bini aşmış bulunuyor. CHP'nin daha bu hafta Plan ve Bütçe Komisyonunda 40 bin öğretmen atanmasına ilişkin önergesinin AKP tarafından reddedildiğini de unutmamak gerekir. Atanamayan öğretmenlerin sayısı yıldan yıla katlanarak büyüyor. Böyle giderse atanamayan öğretmenler önümüzdeki yıllarda milyonla ifade edilen sayılara ulaşacak. Yıllardır atama bekleyen öğretmen adaylarının durumu sosyal bir yaraya dönüşmüş durumda. Bugüne kadar ataması yapılmadığı için bunalıma girerek intihar eden işsiz öğretmen sayısı 40'ı geçti. Atama bekleyenlerin başında edebiyat, sosyal bilgiler, İngilizce, matematik (lise), sınıf öğretmenliği ve tarih mezunları geliyor.
AKP hükümetini göreve çağırıyoruz!
Türkiye'yi ileri götürmek, dünyada öne çıkarmak için; aklın, bilimin, bilgi ekonomisinin gerektirdiği donanımda nesiller yetiştirmeye mecburuz. Bu konuda temel araç olan eğitim sistemini sağlam bir zemine oturtmadan, kalkınmayı ve toplumsal huzuru yakalamak mümkün değildir. Eğitim sisteminin belkemiği ise öğretmenlerdir. Maddi sorunlarla, çağ dışı baskı ve ideolojik dayatmalarla uğraşmayan, ideallerini koruyan, görevini severek yapan, nitelikli, saygın öğretmenler olmadan eğitimde başarı olamaz.
Eğitimde görevli tüm personele, öncelikle insanca yaşama ve çalışma koşulları sağlanmalıdır. Öğretmenlerin maaşları, mesleki ve özlük hakları insan onuruna yaraşır düzeye yükseltilmelidir. En düşük öğretmen maaşı, yoksulluk sınırı olan 3 bin 900 liranın üzerine çıkarılmalıdır. AKP, 'Her yıl 24 Kasım'da öğretmenlere bir maaş ikramiye' sözünü yerine getirmelidir.