Cemevi Haberleri

'Resmi olmayan açıklamada Başbakan Erdoğan'la ilgili attığım tweet'in 'üst yönetim'de rahatsızlık yarattığı söylendi' 1 Ocak 2014 günü Kültür ve Sanat Servisi kadrosuna hafta sonu kültür eki Akşam Trend'i yapmak için alındığım Akşam gazetesindeki işime son verilmiş bulunmakta. Tarafıma yapılan resmi olmayan açıklamada Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ’la ilgili attığım tweet’in ‘üst yönetim’de rahatsızlık yarattığı, artık benimle çalışmak istemedikleri ve üst yönetimin kararıyla işime son verildiği söylenmiştir. Yaklaşık 12 yıldır çeşitli gazetelerde çalıştım, yazdım; twitter, facebook gibi sosyal medya kanallarında da kişisel görüşlerimi paylaştım. Taraf’ın Kültür Sanat Şefi iken ve Taraf “Yetmez ama Evet” derken ben, “Hayır” diyebiliyordum. Politik duruşum yüzünden ne uyarı aldım, ne de işten kovuldum. Ayrıca şimdiye dek çalıştığım hiçbir gazetenin, kurumun adını twitter hesabımın kişisel bilgiler bölümüne yazmadım. 12 yıldır gazeteciyim. Çalıştığım kurumlarla var olmadım, hiçbir zaman çalıştığım gazeteyi temsilen açıklama yapmadım, mesaj paylaşmadım, sadece gazeteci ve roman yazarı kimliğimle var oldum. Kitaplarımla ilgili verdiğim röportajlarda, çalıştığım kurumlar için yaptığım röportajlarda, yazdığım fikir yazılarında sözümü hiçbir zaman sakınmadım. Üstelik en önemlisi çalıştığım alanda da insanları fikirlerinden dolayı birbirinden ayırmadım, tarafına göre iş yapmadım… Akşam’a aylık sanat gazetesi İstanbul Art News Ek Yayınlar Editörü konumumu bırakarak gittim. Çünkü ben daha aktif olarak gazetecilik yapmak istiyordum… Akşam’a çağrıldığımda gazetenin bulunduğu noktanın farkındaydım, ama hem çalıştığım kültür sanat alanı, hem benden istenen haftalık ekin yayın politikası, hem de profesyonellik gereği kabul ettim. Akşam Trend’i sıfırdan yarattım, üstelik bunu bir ekiple değil tek başıma yaptım, orada çalışan herkes bunu biliyor. Bu noktada herhangi bir “yetersizlik” ya da “deneme süresinde başarısızlık”tan söz edilmesi mümkün değil… Ben mesleğe yeni başlamış bir gazeteci değilim. Daha önce çalıştığım Taraf gazetesinin künyesinde Kültür Sanat Şefi idim. Ayrıca Yazı İşleri Müdürü olduğum Akşam Trend’in künyesinde de ismim var. İmzalamadığım iş akdimin feshine ilişkin bildirimde 'deneme süresi'nin bir sebep olarak gösterilmesi yasaya aykırı. Ve işte yazmakta sakınca bulmadığım ama işten çıkarılmama neden olan tweet: “Mavi Sakal'ın 'Çektir Git' diye bir şarkısı vardı. ‘Böyle adam olunmaz’ diyor ve ekliyordu, (çok afedersiniz) ‘Çektir git’ artık RTE” Bu ve buna benzeyen çok şey yazdım, çok fikri de RT ettim twitter’da. Buradaki ifadeye küfür ya da hakaret deniyorsa ben de sormak zorundayım; “Kız mıdır kadın mıdır bilemem”, “Ananı da al git” , “Cemevi cümbüş evidir”, “Güya namaz kıldılar”, “Biliyorsunuz Alevi”, “Sizi o tasmalarınızdan kurtardık” da hakaret ya da küfür değil midir? “Sizi o tasmalarınızdan kurtardık” sözünü tüm gazeteciler çok iyi bilir. Meğer iki aydır benim de bir tasmam varmış. Bu tasmayı sayelerinde çıkarmış oldum. Attığım tweet’ten dolayı beni ihbar ederek işten kovduran ve kovanlara teşekkür ederim; onur duyarım. SİBEL ORAL T24

Kocaeli Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi gören sanatçı Hasan Hüseyin Demirel hayatını kaybetti.  Demirel için yarın Zeytinburnu'ndaki Eriklibaba Cemevi'nde tören düzenlenecek. Sanatçı en son 22 Şubat'ta Facebook profilinden 'aşk için ölme vaktidir.. hoşçakalın arkadaşlar...' yazmıştı. Görsel: Seyhun Sertan

Gözyaşları içinde Cumhurbaşkanı'na tepkisini dile getiren anne Gülsüm Elvan, 'Bizi arayacağına oğlumu vuranları bulsun' dedi. Anne Gülsüm Elvan, 'Benim kuzumu Alllah almadı, Tayyip Erdoğan aldı. Vay kuzum anan kurban olsun sana bu sefer de dayanacaktın. Bu acıya ben nasıl dayanırım Berkin. Bir kurşun da bana sıksınlar, yanına yollasınlarlar' diye ağıt yaktı. Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yaşamını yitiren Berkin'in cenazesi, Okmeydanı Cemevi'ne götürülecek. Önce cenazenin Adli Tıp Kurumu'na götürüleceği açıklanırken, daha sonra savcının hastanede inceleme yaptığı belirtildi. Berkin'in cenazesi, önümüzdeki dakikalarda hastaneden alınarak Okmeydanı Cemevi'ne götürülecek. Cenaze töreni ise yarın yapılacak. Okmeydanı Cemevi'nde yarın saat 12.00'da tören düzenlenecek, ardından saat 15.00'da Şişli Camii'ye götürülecek. Berkin'in naaşı buradaki törenin ardından Feriköy Mezarlığı'nda toprağa verilecek. Başkahaber.com

Gezi Parkı eylemlerinde yaralanan ve 269 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra dün hayatını kaybeden 15 yaşındaki Berkin Elvan, bugün toprağa verildi.  Anlık gelişmeler ile Berkin Elvan'ın cenaze töreni...

Cihat Özkan, 22 yaşında. Ne olduysa 15 Şubat akşamı gittiği eylemde oldu. Polis Cihat’ı yakın mesafeden gaz fişeğiyle vurdu. Geçmişten çok az şey hatırlayan Cihat, bugün kekeleyerek konuşuyor. Uyandığında ilk söylediği sözcük ise “Berkin” olmuş.Rıfat Doğan - soLHayat Cihat Özkan onun için 15 Şubat akşamı durdu. Gözlerini açtığında bir hastane odasındaydı. Arkadaşlarının yardımıyla gelmiş, bilincini kaybetmişti. Ailesi dostları herkes oradaydı.Cihat, Okmeydanı’nda dövme dükkanı işleten 22 yaşında bir genç. 15 Şubat akşamı Okmeydanı’nda katıldığı eylemde polisin çok yakın mesafeden attığı gaz fişeği onu hedef aldı. Vurulmuştu ancak “koşmaya devam ettim, bir süre sonra bilincimi kaybettim” diyor Cihat. Ondan sonrasını bazen ondan dinledik, bazen arkadaşı Baran’dan. Çünkü Cihat geçirdiği iki ameliyat sonrasında kekeliyor ve konuşmakta zorluk çekiyor. Geçmişte yaşadıklarını hatırlamakta sıkıntı yaşıyor.Dükkanını büyütmek gibi bir hayali varmış, boya yapmış süslemiş. Cihat vurulmadan önce hayatını böyle anlatıyor, Baran’ın yardımıyla ve hatırladığı kadarıyla. Sürekli kullandığı bir cümle dikkatimizi çekiyor: “Problem yok.” Kekelediği için zorlanan Cihat, bazı sorularımıza sadece bu iki kelimeyle cevap veriyor. Hastane sürecini anlatırken, çok zor günler geçirdiğini, halen tedavisinin devam ettiğini belirtiyor. Konuşunca yoruluyor, hatırlamadığı yerde Baran devreye giriyor ve “antidepresan gibi ilaçların olduğu bir poşet dolusu ilaç alıyor” diyor. Psikolog desteği alan Cihat için hayat çok sıkıcı... “Evden dışarı çıkamıyorum, yürümekte ve tek başıma ihtiyaçlarımı gidermekte sıkıntı yaşıyorum” diyor.Berkin onun her şeyiBize kafasındaki yarayı gösteriyor. Sol gözünün üst tarafında, çok derin olmayan bir çizgi var. Üzülünce veya çok gülünce kafasındaki yara atmaya başlıyormuş. Hastanede ilk uyandığında “Berkin... Berkin...” demiş. “Berkin” deyince onun için akan sular duruyor. Annesi ve komşusu arasında geçen “Berkin’in kalbi durmuş” diyaloglarını duyunca o haliyle fırlamış. Annesi söylemek istememiş, komşusuna sus işareti yapmış. Baran o kara günü şöyle anlatıyor: “Sokağa atmış kendini, pijamayla, ayakları çıplak. Sonra bir arkadaşı görüyor ve o cenazeye götürüyor.” Okmeydanı Cemevi’nde Berkin’in annesi Gülsüm Elvan’ın ağladığını görünce fenalaşıyor olduğu yerde havale geçiriyor.Polisten aileye tehditO zor günlerinde bir de aileyi polis tehdit ediyor, Cihat yoğun bakımda kaldığı günlerde iddiaya göre polis hiç kimsenin giremediği odaya giriyor ve önce “Cihat ne oldu” sonra da “Ben polisim” deyip hızla uzaklaşıyor. Aileye olayla ilgili hiçbir şey anlatmayın, hukuki yollara başvurmayın diyen polis, “Siz bunu yaparsanız oğlunuzun yanına bunu bırakmayız” diyor. Öyle ki aile çocukları vurulduğunda çocuklarının piknikte kafasına taş geldiğini ve gaz fişeğiyle vurulmadığı yalanını bile söylemek zorunda kalıyor. Çok yormak istemiyoruz kendisini, oldukça bitkin görünüyor. Ama güzel haberleri var. Cihat’ın doktoru, kendisine “kekemeliğin geçecek” demiş. Kısa sürede olmasa da Cihat işinin başına, dövme dükkanına yeniden dönecek.

Fişleme belgelerinde subay ve astsubayların yalnızca kişisel bilgilerine değil ailevi bilgilerine de yer verildiği iddia ediliyorGölcük Komutanlığı'nda dört subayın çok sayıda subay ve astsubayı mezhep ve din farklılıkları, katıldıkları etkinlikler ve okudukları gazeteleri gerekçe göstererek fişlediği iddia edildi. Fişlemelerde göze çarpan sebeplerin arasında, Alevi, Ermeni, ÇYDD üyesi olmak, cemevi yönetimlerinde olmak ve Hacı Bektaş etkinliklerine katılmak yer alıyor. Fişleme belgelerinde ailevi bilgilere de yer verildiği görülürken bazı isimler hakkında 'kullanılabilir' notunun düşülmesi dikkat çekti. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı Gölcük Deniz Ana Üs Komutanlığı’nda görevli Yarbay İ.G., Üsteğmen T.A., Yüzbaşı T.G. ve Yarbay K.S.’nin çok sayıda subay ve astsubayı mezhep ve din farklılıkları, katıldıkları etkinlikler ve okuduğu gazeteleri gerekçe göstererek fişlediği iddia edildi. Elde edilen fişleme sayfalarında kişinin rütbesi, ad ve soyadı ile “gözlemler” adı altında kişiyle ilgili fişlemeler yer alıyor. Fişlemelerde göze çarpan sebeplerin arasında, Alevi, Ermeni, ÇYDD üyesi olmak, cemevi yönetimlerinde olmak ve Hacı Bektaş etkinliklerine katılmak yer alıyor. Cumhuriyet gazetesinden Canan Coşkun 'un haberine göre Genelkurmay Savcılığı’nın fişleme skandalına el koyduğu, ismi geçen kişilerin askeri ve sivil makamlara hukuksuzluğun ortaya çıkarılması için dilekçe ile başvurdukları öne sürüldü. Elde edilen görüntülerde Astsubay Başçavuş S.Y’nin Alevi olduğu, Hacı Bektaş etkinliklerine katıldığı ve maddi durumundan dolayı kullanılabileceği göze çarpan ayrıntılardan biri. Bilgi notlarında yer alan bir başka fişlemede ise Astsubay Başçavuş E.T’nin ise Ermeni olduğu, yetiştirilip kullanılması tavsiye ediliyor. Ailevi bilgiler de var Fişleme belgelerinde subay ve astsubayların yalnızca kişisel bilgilerine değil ailevi bilgilerine de yer verildiği görülüyor. O.Ü’ye ait bilgilerde eşinin TÜBİTAK’ta çalıştığı, babasının 12 Eylül devrimcilerinden olduğu kaydediliyor. Diğer subaylara ilişkin de uzak aile üyelerine kadar mesleklerinin irdelendiği göze çarpıyor.T24

Umut Oran, Erdoğan’ın vahim sözlerini Efkan Ala’ya sordu: “Polisin sabırlı olmaması için yeni bir genelge yayınladınız mı?”“Polis Vazife ve Selâhiyet Kanunu yetmiyor mu, yasada değişiklik mi yapacaksınız?”“Berkin ölmüştür, geçmiştir’ sözü sizin için bir talimat mıdır, savsaklamanın nedeni bu mu?”ANKARA CHP, Recep Tayyip Erdoğan’ın, Okmeydanı Cemevi’nde taziye sırasında Uğur Kurt’un vurulmasının ardından yaşanan olaylar için kullandığı “Polis nasıl sabrediyor, anlamıyorum… Berkin Elvan ölmüştür, geçmiştir” şeklindeki vahim sözlerini TBMM gündemine taşıdı. CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, İçişleri Bakanı Efkan Ala’ya, “Polisin sabırlı olmaması için yeni bir genelge yayınladınız mı? Polis Vazife ve Selâhiyet Kanunu yetmiyor mu, yasada silah kullanımını kolaylaştıran değişiklik mi yapacaksınız? Berkin ölmüştür, geçmiştir’ sözü sizin için bir talimat mıdır, soruşturmadaki savsaklamanın nedeni bu mudur?” diye sordu. Nasıl sabrediyorlar, anlamıyorum! CHP’li Umut Oran, Efkan Ala’nın yanıtlaması istemiyle hazırladığı soru önergesini TBMM’ye sundu. Oran, önergesinde Recep Tayyip Erdoğan 23.5.2014 tarihinde partisinin genişletilmiş il başkanları toplantısında yaptığı konuşmada, Okmeydanı Cemevi’ndeki bir taziye sırasında Uğur Kurt’un kurşunla vurularak öldürülmesi sonrasında yaşanan protestolar için, “Allah aşkına, bütün bunlara karşı polis eli kolu bağlı mı duracak, bir şey yapmayacak mı? Nasıl sabrediyorlar bunlara, ben anlamıyorum” açıklamasını yaptığını anımsattı. Ölmüştür, geçmiştir… Erdoğan’ın aynı toplantıda, yine Okmeydanı’nda 16 Haziran 2013 tarihinde gaz bombası ile başından vurulan ve 269 gün komada kaldıktan sonra 11 Mart 2014 tarihinde 15 yaşında yaşamını yitiren Berkin Elvan için de, “Berkin Elvan’ı anmak için okulda törenler düzenleyeceklermiş. Şu hale bak. Biz bu ülkede, kusura bakmayın, her ölüm hadisesinde bir tören mi düzenleyeceğiz? O zaman bütün işleri bırakalım, törenlere bakalım. Ölmüştür geçmiştir” ifadelerini kullandığına dikkat çeken Umut Oran, İçişleri Bakanı’ndan yanıt beklediği sorular şöyle: Sabırlı olmayın genelgesi çıktı mı? Erdoğan’ın bu sözleri üzerine polislerin silah kullanma konusunda “sabırlı olmamaları” yönünde bir genelge, yönerge, talimat, yazılı-sözlü emir yayınladınız mı, yayınladıysanız bunun içeriği nedir? PVSK’daki silah kullanma yetkisi yeterli değil mi? 2559 sayılı Polis Vazife ve Selâhiyet Kanunu’nda(PVSK)  Erdoğan’ın sözleriyle uyumlu bir değişiklik yapmak için herhangi bir çalışmanız var mıdır? PVSK’nın “Zor ve Silah Kullanma” başlıklı 16. Maddesi kolluk kuvvetleri için yeterli değil midir? Erdoğan’ın bu sözleri PVSK’nın 16. Maddesine aykırı değil midir? Polis kurşunuyla ölenler artacak mı? Erdoğan’ın “Nasıl sabrediyorlar ben anlamıyorum” açıklamasından sonra polislerin beylik silahlarıyla artık daha kontrolsüz davranacağı ve polis silahından çıkan kurşunlarla ölenlerin sayısının artacağı şeklinde kamuoyunda oluşan kaygının gerçeklik payı var mıdır? Erdoğan’ın bu açıklamasından sonra polislerin beylik silahlarını, PVSK’nın 16. Maddesinde tanımlandığı biçimiyle “saldırı tehlikesini etkisiz kılacak ölçünün” dışına çıkarak, kontrolüz, keyfi biçimde kullanmalarındaki artışı önlemek için ek tedbirler alacak mısınız? “Ölmüştür, geçmiştir” sizin için bir talimat mı? Erdoğan’ın “Berkin Elvan ölmüştür, geçmiştir” sözü nedeniyle mi bu olayla ilgili soruşturmada ilerleme sağlanamamaktadır? Berkin Elvan’ı vurarak ölümüne yol açan polis memuru kimdir, ortaya çıkarılmasını önleyecek biçimde emniyet teşkilatı içinde savsaklama yapılması talimatı mı söz konusudur? Soruşturmayı savsaklayanlar kimlerdir? Erdoğan’ın “ölmüştür geçmiştir” sözü sizin için bir talimat mıdır? Kolluk kuvvetinin “ölmüştür geçmiştir” sözüyle hareket ettiği diğer ölüm vakaları hangileridir?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Antalya'da yaşayan amcası Aslan Karabulut, dün hayatını kaybetti. Karabulut'un cenazesi yakınları tarafından memleketi Tunceli'ye getirildi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da bugün özel uçakla Elazığ'a gelerek buradan karayoluyla Tunceli'ye geçti.Hayatını kaybeden Aslan Karabulut içinde Tunceli Cemevi'ndeki törene Kılıçdaroğlu'nun yanı sıra ağabeyi Yusuf Kılıçdaoğlu, amcası Mehmet Kılıçdaroğlu, aile bireyleri, CHP milletvekilleri Gürsel Tekin, Erdoğan Toprak, Sezgin Tanrıkulu, Güldal Mumcu , Veli Ağbaba, Hüseyin Aygün, Kamer Genç, Muharrem Işık ile çevre illerden gelen çok sayıda partili ile birlikte Vali Yardımcısı Kenan Keskin, BDP'li Tunceli Belediye Mehmet Ali Bul, Emniyet Müdürü Fahrettin Şen katıldı.Kılıçdaroğlu, sıkı güvenlik önlemleri altında geldiği cemevi girişinde yakınları ile çok sayıda Tuncelili karşıladı. Bir süre cemevinde dinlenen Kılıçdaroğlu, saat 11.30'da cemevinden çıkarak, cenaze töreninin düzenleneceği bahçeye çıktı. Kılıçdaroğlu, burada amcası 85 yaşındaki Mehmet Karabulut'un elini öpüp sarılırken, duygulandığı görüldü.Aslan Karabulut'un Tunceli Cemevi'ndeki cenaze namazını iki Alevi dedesi kıldırırken, namazda Kemal Kılıçdaroğlu, ağabeyi Yusuf Ziya Kılıçdaroğlu, amcası Mehmet Kılıçdaroğlu ile birlikte saf tuttu. Cenaze namazı kılındıktan sonra Alevi geleneklerine göre tabut üzerine cenaze masraflarının karşılanması için yakınları ve cenazeye katılanlar tarafından para bırakıldı. Kılıçdaroğlu ve CHP milletvekilleri de geleneklere göre tabut üzerine para attıktan sonra cemevi bahçesine geçerek taziyeleri kabul etti.Taziyeleri kabul ettikten sonra yakın akrabalarıyla kısa süre konuşup vedalaşan Kılıçdaroğlu, son olarak yürümekte zorluk çeken amcası Mehmet Kılıçdaroğlu'nun elini öpüp, izin isteyerek Ankara'ya dönmesi gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, daha sonra cemevinden beraberindekilerle birlikte ayrıldı.Aslan Karabulut ise cem evindeki cenaze töreninin ardından yakınları ve vatandaşlar tarafından götürüldüğü Nazimiye İlçesi Ballıca Köyü'nde toprağa verildi.Ferit DEMİR/TUNCELİ,(DHA)