onedio
Görüş Bildir

Şeriat Haberleri

Şeriat ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Şeriat ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

İslami Sanal Para Birimi: Allahcoin
P2P Peer to peer deyimi ile bitcoin ile taşıtığımız günden bu yana pek çok sanal birimi çıktı, ltc,ftc,ppc gibi şimdi bu sanal para birimleri arasına Allahcoin eklendi. Allahcoin Nedir ? İslami Sanal Para Birimi Allahcoin dünyadaki herkes anında ödeme sağlayan bir peer-to-peer İnternet para birimidir. Bitcoin protokolüne göre biçimlenmiş, ancak verimli bir tüketici dereceli donanım ile üretilmektedir . Allahcoin ile daha hızlı işlem teyitleri (ortalama 2.5 dakika) sağlamanız münkün ve çoğu insan zaten normal bilgisayarlar ve GPU’lar hedef bir bellek, scrypt merkezli madencilik proof-of-iş algoritması kullanır. Allahcoin ağı 84 milyon para birimi üretmeyi planlanıyor. Allahcoin amaçlarından biri de, müslüman kardeşliği temeli finansmanında yardımcı olabilecek bir maden algoritma sağlamak . Her Her Allacoin birimi için % 10 oranında bir tutar, İslam’ı dinini öğretmek, hastaneler kurmak ve dünya çapında şeriat yasalarını tanıtmak için vakıflara bağışlanmak üretilmiş olması. Buradan ulaşabilirsiniz.M.Burak Erbaş sosyalradar.com
Nijerya'ya Silah Nakli İddiası İngiliz Basınında
İngiliz gazetesi Times kamuoyuna sızdırılan son kayıtlarda Türkiye'den Nijerya'ya silah taşındığını bildiriyor. Habere göre silahlar Türk Havayolları uçağıyla taşınmış. Kayıttaki telefon görüşmesinin, THY yetkililerinden Mehmet Karakaş ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın danışmanlarından Mustafa Varank arasında geçtiği söyleniyor. Nijerya'da, radikal dinci gruplardan Boko Haram hükümeti devirerek bir şeriat devleti kurmak için son dönemde büyük can kayıplarına neden olan şiddetli bir savaş yürütüyor. Times'a göre kayıtlar Nijerya'daki iç savaşta kullanılmak üzere silah taşıdığına yönelik iddialar içeriyor. Kayda göre, Karakaş olduğu iddia edilen kişi Varank olduğu öne sürülen kişiye taşınacak 'öldürücü malzemeler' konusuna açıklık getirilmesini istiyor ve 'Onlarca malzeme taşıyorum, Nijerya'ya gidiyor şu anda. Müslümanları mı öldürecek, Hıristiyanları mı? Vebal altındayız, haberin olsun' diyor. Times Varank'ın 'Hakan Beyle konuştuktan sonra bir-iki gün içinde yanıt vereceğini' söylüyor. Gazete 'Hakan Bey'in MIT Başkanı Hakan Fidan olarak yorumlandığını kaydediyor. Gazete, THY'nin kayıtla ilgili olarak yaptığı açıklamada, Nijerya'ya Türkiye'den ya da başka bir ülkeden silah taşınmadığını duyurduğunu da bildiriyor. THY şirketin kargo ile silah ve askeri malzeme taşırken, uluslararası hukuk ve uluslararası taşımacılık kuralları çerçevesinde resmi prosedürlere uygun hareket ettiğini belirtti. Türkiye'de muhalefetin bu kayıtla ilgili olarak hükümetten açıklama istediğini belirten gazete, bu kaydın yolsuzluk iddialarıyla karşı karşıya olan AKP hükümeti üzerindeki baskıyı daha da artıracağı kanısında. BBC Türkçe
İngiltere'de Şeriat Kanununa Uyumlu Öğrenim Kredisi
İngiliz hükümeti, ülkedeki Müslüman öğrenciler için şeriat kanununa uyumlu öğrenim kredisi sisteminin çalışmalarına başladığını duyurdu.İngiltere İş, Yenilik ve Yetenekler Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, dini inançlarından dolayı öğrenim kredisi alamayan öğrencilere yönelik yeni bir sistemin devreye gireceğini açıklandı.İngiltere Üniversiteler ve Bilim Bakanı David Willets'in bugün 'Universities UK' konferasında yaptığı konuşmaya yer verilen açıklamada, önerilen kredi sisteminin alışılagelmiş sisteme göre kabul edilebilir bir alternatif olup olmadığı konusunda görüş alınması için istişarelerin başlatıldığı belirtildi.Sisteme yönelik bilgi veren Willets, 'Bu model, benzer mali ilkeleri benimseyen herkes için geçerli bir sistem olacak. Krediyi alanın ne avantajı ne de dezavantajı olacak. Diğer ödünç alanların ödediği miktarın aynısını geri ödeyecekler' dedi.İngiliz hükümetinin herkesin üniversiteye gitme arzusunu ve yeteneği olanların üniversite eğitimi almalarını sağlamak istediğini ifade eden Willets, 'Şeriat uyumlu öğrenim kredisiyle üniversiteler daha fazla yeteneğe kapılarını açmış olacak ve uzun vadede ekonomik büyümemizi güvence altına alma ihtiyacı için İngliltere'nin daha üstün beceriler kazanmasına yardımcı olacak' dedi.
Dünya Bu Anneyi Konuşuyor
İran’da idam mahkumunun infazı son anda durduruldu. Yedi yıl önce 18 yaşındayken bıçaklayarak öldürdüğü Abdullah Hüseyinzade’nin annesi oğlunun katilini idam sehpasında son dakikada affetti ve onu tek bir tokatla cezalandırdı. İran’ın yarı resmi ajansı Isna’nın haberine göre Mazandaran eyaletine bağlı küçük bir kasaba olan Royan’da yaşanan olaydan yedi yıl sonra Hüseyinzade’nin katili Balal’ın infazı için her iki tarafın aileleri de meydanda toplandı. Şeriat kanunlarında görülen kısas uygulamasına göre idam cezasına çarptırılan Balal’ın infaz edilmek üzere gözleri bağlandı ve boynuna ip geçirildi.Ancak son dakikada kalabalığın arasında bulunan Abdullah’ın annesi, oğlunun katilini affetmeye karar verdi. İdam sehpasındayken hayatı bağışlanan Balal’ın annesi gözyaşları içinde Abdullah’ın annesine sarıldı. İdamdan kurtulan Balal’a şimdi ne ceza verileceği ise henüz bilinmiyor.CNN TÜRK
Şam'da Okula Havan Saldırısı: 12 Çocuk Öldü
Suriye'de devlete bağlı Sana haber ajansı, başkent Şam'ın bir mahallesine düzenlenen havan saldırısında 12 kişinin öldüğünü bildirdi. Ajans, polisin Şam'ın Şağur bölgesine dört havan topunun düştüğünü açıkladığını aktarıyor. Havan toplarından ikisinin Badr al-Din al-Hüseyin teknik enstitüsüne düştüğü belirtiliyor. Sana'nın haberinde bu enstitünün Şeriat Bilimleri Enstütüsü olduğu bildiriliyor. Saldırı, Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad'ın cumhurbaşkanlığı seçimleri için yeniden aday olacağının açıklanmasından bir gün sonra gerçekleştirildi. Suriye ordusu silahlı muhalifleri Şam'ın birçok bölgesinde geriletmiş durumda. Şam sakinleri bunun karşısında muhaliflerin kent merkezine daha fazla roket ve havan topu attıklarını belirtiyor. Sana'nın haberinde 'Teröristlerin Şağur mahallesini hedef alması sonucu 12 vatandaş öldürüldü ve 50 vatandaş da yaralandı' ifadelerine yer verildi. Suriye İnsan Hakları İçin Gözlemevi de Şam'da havan saldırısı gerçekleştiğini bildirdi ve kurbanların sayısının artmasının beklendiğini belirtti. Badr al-Din al-Hüseyin teknik enstitüsünde yaşı 14'e kadar genç öğrencilerin bulunduğu belirtiliyor. Esad, Anayasa Mahkemesi'ne gönderdiği mektup ile resmen adaylık başvurusunu yapmış olmuştu.BBC Türkçe
Yiğit Bulut: 'Devlet Bir Attır Hükümet de Binicisi'
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Başdanışmanı Yiğit Bulut, New York'taki Türkevi'nde 'Türkiye'nin 2023 Vizyonu ve Bugünün Türkiyesi' başlıklı bir konferans verdi. Konferans vereceği Türkevi önünde DHA New York Başkonsolosu Levent Bilgen'in New York ve çevresinde yaşayan Türk toplumuna ilişkin kısa bir bilgi verdiği konuşmanın ardından Yiğit Bulut kürsüye geldi. Herşey Türkiye İçin Platformu ile İstanbul Üniversitesi Mezunlar Derneği Amerika Şubesi (IUMEZUSA) tarafından düzenlenen konferanstaki konuşmasında Türkiye'nin bugün içinde olduğu koşullara zor günlerden ulaştığını anlatan Yiğit Bulut, 'Kendi firkateynini kendisi yapan, kendi F16'larının yazılımını kendisi yapan, IMF ile herhangi bir borç alacak ilişkisi olmayan, hatta 5 milyar dolar IMF'ye bağışlayacağını ilan eden, 2023 hedefi olarak da 2.2 trilyon doların üzerinde gelir hedefleyen bir Türkiye'den bahsediyoruz' dedi. 'MUHTAR BİLE SEÇİLMEDİĞİ HALDE KEMAL DERVİŞ'İ SÜPER YETKİLİ BAKAN YAPTIK' Konuşmasında Türkiye'nin yaşadığı çok enflasyonlu dönemler ile bugünleri karşılaştıran, sık sık da Ak Parti hükümeti yandaşı olmayan medyaya yüklenen Yiğit Buut, 'Gerçekten çok zor yerlerden geldi Türkiye, hepimiz bunları yaşadık. Bakın biz 5 milyar dolar para için, muhtar bile seçilmediği halde Kemal Derviş'i süper yetkili bakan yaptık, üç partili koalisyon döneminde. Beş milyar dolar için. Bugün biz 33.5 milyar Euro'ya, havalimanı ihalesi yapıyoruz' dedi. Konuşması sırasında, kendisini dışarıda protesto edenlerin seslerinin salona yansımasından rahatsız olan ve açık olan pencereyi kapatan Yiğit Bulut, 'Keşke onlar da burada olsalardı da karşılıklı tartışsaydık' diye konuştu. 'TÜRKİYE CUMHURİYETİ, KURULDUĞUNDAN İTİBAREN İLK DEFA BAĞIMSIZ OLMA DENEMESİ YAPIYOR' Pencereyi kapattıktan sonra konuşmasını sürdüren Yiğit Bulut, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulduğundan bu yana ilk kez bağımsızlık denemesi yaptığını savundu. Bulut, 'Lafı çok eğip bükmeye gerek yok, lafı tam ortasından söylemek lazım. Türkiye Cumhuriyeti, kurulduğundan itibaren ilk defa bağımsızlık denemesi yapıyor. Bakın, tam olarak, her anlamda bağımsızız diyemeyiz. Ama ilk defa, 2008'den itibaren bağımsız olma denemesi yapıyoruz' dedi. Bulut, bağımsız olmanın, Kuzey Irak petrolünü kimseye hesap vermeden kendi çıkarların doğrultusunda Türkiye'den geçirebilmek, Hazar'daki petrolü kimseye hesap vermeden boru hattı ile Türkiye'den geçirebilmek ve borçlanmamak demek olduğunu anlattı. 'OBAMA ÇOK ÖNEMLİ BİR LİDER' Konuşmasında ABD Başkanı Barack Obama'nın çok önemli bir lider olduğunu vurgulayan Yiğit Bulut, 'Neden önemli bir lider? Çünkü dünyadaki yerleşik güçlere başkaldıran liderlerden bir tanesi' dedi. 'YENİ DÜNYA DÜZENİNİN ÜÇ BÜYÜK LİDERİ: OBAMA, PUTİN, ERDOĞAN' Vatandaş Yiğit Bulut olarak görüşlerini açıkladığını belirten Başbakan Başdanışmanı Yiğit Bulut, yeni Dünya düzeninde üç büyük lider olacağını, bu liderlerin de sırasıyla Obama, Putin ve Erdoğan olacağını ileri sürdü. Bulut, 'Neden bu üç kişi çok önemli? Şu açıdan çok önemli, çünkü bu üç kişi de kendi ülkelerindeki ve bölgelerindeki yerleşik düzene karşı durmaya çalışıyorlar. O kadar kolay değil, bakın Amerika'da Hüseyin El Bereket Obama isminde biri başkan olacak, Hüseyin Barack Obama, Barack El bereket demek biliyorsunuz ve Hüseyin Barack Obama, yüzlerce yıldır yerleşen yerleşik düzene kafa tutacak. Çok önemli, zor, kolay değil. Bunu yapması açısından çok önemli. Rusya'da Putin'in yaptığı çok önemli. Türkiye'de Erdoğan'ın, Gezi olaylarından beri bugüne kadar yaptıkları çok önemli' diye konuştu. 'MUSTAFA KEMAL'İ Çankaya KÖŞKÜ'NE KİLİTLEDİLER' Kendisinin doğru bildiğini her zaman söyleyen bir kişi olduğunu vurgulayan Yiğit Bulut, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasının ardından 10 yıl boyunca işlerin iyi gittiğini anlattıktan sonra, 1933'te Mustafa Kemal Atatürk'ün Çankaya Köşkü'ne kilitlendiğini ileri sürdü. Bulut, '1933'te Gazi Mustafa Kemal'i, Çankaya Köşkü'ne kilitlediler. Üstüne kilitlediler İsmet İnönü ile Celal Bayar. Beş yıl, 1933-1938 arasında yoktur bakın Atatürk'ün hiçbir anısı. Hep Gazi'nin sofrası, Gazi'nin sofrası. Niye? Üzüntüden. 1933'ten sonra Türkiye küresel ve yerel, yerleşik düzenin kontrolüne girmeye başladı' dedi. Sürecin, montaj sanayi ile oluşturulan burjuva sınıfına medya kurdurulması, burjuva ve medyanın birlikte finansal sitemi ele geçirmesiyle işlediğini savunan Yiğit Bulut, 'Ve üçgen tamamlanır, sermaye, medya, finansal sitem. Montaj sanayiinden türemiş sermaye, medya, finansal sistem. Bu yolla ülkeler kontrol edilir' diye konuştu. Türkiye'de, AK Parti hükümetine destek vermeyen medya kurumlarının sanal korkular yarattığını savunan Yiğit Bulut, 'Türkiye'de şeriat tehlikesi, yok arkadaş, yok binlerce yıldır o topraklarda şeriat olmadı. Böyle bir tehlike yok, bu yalan. Türkiye'de bölünme tehlikesi. Yok arkadaş, zaten Osmanlı'nın en küçük parçası Türkiye. Daha neye bölünecek. Bir bütünün en küçük parçası daha bölünür mü? Tam tersi, Türkiye'nin etki alanının genleşmesi söz konusu. Bütün bunlar uydurulmuş korkular. Niye? Çünkü vatandaş bunlarla uğraşırken birileri ha bire hazineyi soydu ' diyerek kendi görüşlerini savundu. Başbakan Başdanışmanı Yiğit Bulut, New York'taki konuşmasında adını anmadan TÜSİAD'ı ve Fethullah Gülen Cemaati'ni da hedef aldı. Bulut, 'Diyorlar ki bugün Türkiye'de, hükümet böyle yapamaz, hükümet şöyle yapamaz, siyasetçiler şöyle…Kimsin sen? Ben derneğim! Ne derneğisin? İşveren derneğiyim. Tamam, güzel. Tophane'de Kanarya Sevenler Derneği var, hukuken senle aynı. Senin ondan fazlan ne? Cebinde para olması mı? Senin ondan fazlan belinde silah olması mı? Senin ondan fazlan eline Kitap alıp arkana adam mı toplaman? Onların manevi duygularını sömürüp peşine mi takman? Bakın hiçbir yöntemle devletin erkine ortak olunamaz' dedi. 'DEVLET BİR ATTIR, HÜKÜMET DE BİNİCİSİDİR' Vatandaşın attığı oylarla ortaya çıkan seçim sonucuna göre oluşan hükümetin devleti vatandaş adına yönetebileceğini belirten Yiğit Bulut, konuşmasında devlet kurumunu ata, hükümeti de binicisine benzetti. Bulut, 'Sadece ve sadece vatandaşın attığı oyla tecelli etmiş seçim sonucuna göre ortaya çıkan hükümet devleti vatandaş adına yönetir. Devlet bir attır, hükümet de binicisidir. Vatandaş der ki 4 yıl, 5 yıl bin, beğenmedi indirir' dedi. Konuşmasında Gezi olaylarına da değinen ve bu konuda da genel olarak hükümetin yaklaşım ve politikalarını savunan Yiğit Bulut, göstericilerin Dolmabahçe'deki Başbakanlık ofisini yakmaya giriştiklerini ileri sürdü. Bulut, 'Birinci barikatı aşıyorlar, ikinci barikatta takılıyorlar. Bakın demokrasi bu değil. Ama Türkiye'de bu Oyun oynandı. Türkiye'de bu oyun yerleşik düzen tarafından oynandı ve hala oynanıyor. Yerleşik düzenin kullandığı örgütler, paralel örgütler, onlar tarafından oynandı ve hala da oynanıyor' diye konuştu. 'VATANDAŞ YİĞİT BULUT'UN FİKRİ' Yiğit Bulut, yeni dünya düzeninde üç büyük güç merkezi ortaya çıkacağını, bunların da Amerika Kıtası, İstanbul-Moskova hattında Kafkasya, Avrasya, Ortadoğu ve Balkanlar'ı içeren yörüngesi ile Rusya olacağını savundu. Bulut, Amerika ve Rusya'nın Türkiye için önemli iki merkez olacağını ileri sürdü. Bulut ordusu, Merkez Bankası ve yeraltı kaynakları, insan kaynağı bulunmayan Avrupa Birliği'nin bu düzende şanısını olmayacağını söyledi. 'MUHTAR BİLE OLAMAZ DİYENLER BUGÜN BİR 5 DAKİKALIK RANDEVU İÇİN 555 TAKLA ATIYORLAR' Yiğit Bulut, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a sık sık övgüler dizdiği konuşmasında, 'Bizim medya kim çıktıysa kafasına bastı. Ne yaptılar başbakana? Götürdüler, Kırklareli'ne cezaevine koydular. Ertesi gün gazete şöyle çıktı: Artık muhtar bile olamaz. Yani kararı vermişler, artık muhtar bile olamıyor, takdiri ilahi yok, halkın seçmeni yok, halkın seçme seçilme hakkı yok, oy hakkı yok. Gazetenin kararı var, artık muhtar bile olamaz. Ama Allah o kadar büyük ki, artık muhtar bile olamaz diyenler bugün bir 5 dakikalık randevu için 555 takla atıyorlar. Bu da takdiri ilahi işte' dedi. Milliyet
9 Soruda Boko Haram ve Nijerya
Dünyanın gözü, 300′e yakın kız öğrencinin 14 Nisan gecesi İslamcı terör örgütü Boko Haram tarafından kaçırıldığı Afrika ülkesi Nijerya’da. Afrika’nın en büyük ekonomisi, kıtanın en büyük, dünyanın da 12. büyük petrol üreticisi konumundaki Nijerya, özellikle ‘Batı yanlısı’ eğitim kurumlarını hedef alan Boko Haram’ın şiddetinden kurtulamıyor. Peki kız öğrenciler niçin kaçırıldı, Boko Haram örgütünün var oluş nedeni ne?Diken'den Işın Eliçin mercek altına aldı...
5 Soruda Boko Haram Terör Örgütü
Nijerya ordusu, İslamcı Boko Haram örgütünün kaçırdığı iki yüzün üzerinde kız çocuğun tutulduğu yere dair bilgi edindiklerini açıkladı. Peki, yıllardır Nijerya’da terör saldırıları düzenleyen ve son olarak 200′den fazla kız çocuğunu kaçıran bu örgüt nerede kuruldu ve amaçları ne? 5 soruda Boko Haram’a dair herşey… 1. Boko Haram ne zaman kuruldu? Boko Haram, 2002 yılında Borno eyaletinin başkenti Maiduguri’de kurulan şeriat yanlısı radikal İslamcı bir örgüt olarak kuruldu. Örgüt, özellikle şeriat hükümlerinin geçerli olduğu Nijerya’nın kuzey kesiminde daha etkili konumdadır. 2. Boko Haram ne demek? Boko kelimesi İngilizce book kelimesinden türetilmiş. Esasen Arap alfabesiyle yazılan ve afro azyatik dil grubuna ait olan Hausa dilinin Latin alfabesi ile olan versiyonunu ifade için kullanılıyor. Türkçe gibi, eskiden Arap alfabesi ile yazılırken başlangıçta İngilizler sonradan da Fransızlar tarafından tespit ve telkin edilen latin alfabesi giderek batılı eğitim sistemini ifade eden bir simgeye dönüştü. Boko ya da Buku Haram’ın lafzi karşılığı ‘latin alfabesi haram’ , ‘batılı eğitim haram’ demek anlamına geliyor. 3. Şimdiye kadarki en büyük saldırıları neler? Temmuz 2009 boyunca Boko Haram’ın polis istasyonlarına karşı saldırıları hızla devam etti. Bu dönemde Nijerya’nın kuzeyinde 700′ü aşkın insan Boko Haram militanlarınca öldürüldü ve 3000′den fazla insan bu olaylar sonrasında göç etmek zorunda kaldı. Boko Haram, 26 Ağustos 2011 tarihinde Nijerya’nın başkenti Abuja kentindeki Birleşmiş Milletler binasına bombalı araçla saldırı düzenlenmiş ve bu saldırı sonrası 18 kişi hayatını kaybetmiştir. 25 Aralık 2011′de Noel için toplanılan kilise cemaatine bombalı saldırı düzenleyen örgüt, 40′tan fazla kişinin ölümüne neden oldu. Boko Haram, 2011 yılında Nijerya’da, 450′den fazla kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu. 2013′de intihar saldırısı sonucu 22 kişiyi öldürdü. Son olarak 200′de fazla kız çocuğunu kaçırması üzerine dünya ayağa kalktı. Örgüt kızları teslim edeceğini açıklarken, geçtğimiz günlerde kaçırılan 2 tane kız tecavüz edilmiş bir şekilde ölü bulundu. 4. Boko Haram kız çocuklarını neden kaçırdı? Örgütün lideri Ebu Bekir Şekau, pazar günü yayınlanan video kaydında, eylemi resmen üstlenirken kızları ‘pazarda köle olarak satacağını’ söylüyordu. Şekau geçen mayısta yayınlanan bir başka videoda da, güvenlik güçlerinin Boko Haram militanların eş ve çocuklarını hedef alan taciz ve gözaltı uygulamalarına misilleme amacıyla kaçırma eylemlerine başlayacaklarını duyurmuştu. Nitekim daha önce de genç kızların kaçırıldığı ve Boko Haram’a atfedilen vakalar oldu. Ayrıca 4 Mayıs’ta yine Borno eyaletindeki Warabe adlı köyden 12-15 yaşları arasında 11 kız çocuğu daha kaçırıldı. 5. Boko Haram El Kaide ile ilişki içinde mi? ABD, Boko Haram’ın El Kaide’nin Batı Afrika’daki uzantıları ve Mali’deki aşırılıkçı gruplarla ilişkili olduğunu ileri sürüyor. Örgüt Haziran 2012′de terör örgütleri listesine aldı. Buna rağmen örgütün El Kaide ile ne boyutta ilişkisi olduğu tam olarak bilinmiyor. Dipnot tv
Bağcılar'da Tartışılan Dükkanın Sahibi:  'IŞİD ile Alakamız Yok'
Bağcılar'da IŞİD amblemi ile özdeşleşen ve aynı zamanda İslam'da 'peygamber mührü' olan sembolün üzerine basıldığı tişörtleri satan dükkanın sahibi BBC Türkçe'yekonuştu.  IŞİD’i simgeleyen tişörtleri ‘İslami olduğu için’ sattıklarını söyleyen, radikal Sünni İslamcı terör örgütüyle uzaktan yakından alakaları olmadığını belirten dükkan sahibi “Şeriat altında mı yönetilmek istersiniz?” sorusuna ise şu yanıtı verdi: “Tabii. Ülkeme şeriatın gelmesini çok isterim. Müslüman olan herkesin de gelmesini isteyeceğine eminim. Herkes Müslümanım diyor ama herkes aynı Müslümanlığı yaşayacak kadar cesaretli değil” BBC Türkçe'den Rengin Arslan'ın haberi:  Tişörtün üzerinde Arapça 'La ilahe illallah' yazıyor ve altında da 'peygamberin mührü' bulunuyor. Dükkanın vitrininde bu tişörtler asılı duruyor. Bunların yanında, kadınlar için feraceler ve İslam sancağı ve kupalar da satılıyor. Türkiye basınında çıkan haberlerin ardından İslami Giyim isimli dükkanın sahipleriyle konuştuk. Adının yazılmasını istemeyen, dükkanın üç ortağından biri 'IŞİD bunu kullanıyor sonuçta. Biz tamamen İslami olduğu için satıyoruz. IŞİD ile uzaktan yakından alakamız yok. Bunu yolda bir insan gördüğünde birisinin aklına terörist gelebilir. Ama bazı insanların aklına peygamber efendimiz gelir' diyor. Yaklaşık 10 gün önce açılan dükkanın bir diğer ortağı ise, 'Biz kendimiz internette buranın resimlerini paylaştık. IŞİD'e bağlı olsa biz niye resimlerini kendimiz paylaşalım ki' diye ekliyor. IŞİD'i destekliyor musunuz soruma ise öfkeyle karşılık veriyor aynı kişi: 'Bu sorunuz fitneye neden olur' diyor ve tepki gösteriyor. Peki bu grupla özdeşleşen bu sembolleri satmaktan rahatsızlık duyuyorlar mı? Yanıtı, 'Valla ben bunu satmaktan gurur duyuyorum. Sonuçta her temiz şeye kir gelmiştir. Bunu başkaları kullandığı için bir kenara atamayız' oluyor. O sırada dükkanda bulunan bir müşteri ise konuşmaya dahil oluyor ve 'Bu peygamberin sancağı. Bir Hristiyan İncil'de yazan ayeti tişört yapıp giyse Amerika masum ülkelere giriyor diye, biz bunların hepsine terörist desek bu olur mu? Bu yanlış.' Daha sonra ekliyor: 'IŞİD dediğimiz, terörist dediğimiz de Müslüman. Tek farkları ne, savaşıyorlar. Biz burada yaşıyoruz. Onlar da biz de aynı değerleri taşıyoruz' diyor.    'Ülkeme şeriatın gelmesini çok isterim' Bağcılar'da konuştuğum muhafazakar kesimden kişiler İslam'a ait sembollerin kıyafetler üzerinde yer almasına iki açıdan karşı çıkıyor. Birincisi, sembollerin ticarete dökülmesi, ikincisi ise bu tür kıyafetlerle, örneğin 'tuvalete girmenin' uygun olmayacağı yönünde. Bağcılar'da kumaş satan bir dükkanda çalışan bir kadın 'Kutsalımız o bizim sonuçta' diyor. İlk eleştiriyi sorduğum dükkanın ortağı, 'Bütün ülke şeriat kanunları üzerine olsaydı, evet bunu satmamız yasaktı. Satamazdık. Parası haram olurdu. Ama şu an İslamiyet tam olarak Türkiye'de yerleşmiş değil' diye yanıtlıyor sorumu. 'Şeriat altında mı yönetilmek istersiniz' diye sormam üzerine: 'Tabii. Ülkeme şeriatın gelmesini çok isterim. Müslüman olan herkesin de gelmesini isteyeceğine eminim. Herkes Müslümanım diyor ama herkes aynı Müslümanlığı yaşayacak kadar cesaretli değil.' 'Facebook'a bakın...' Üzerinde dini semboller olan kıyafetlerin giyilmesine yönelik eleştiriye ise başka bir açıdan yanıt veriyor: 'Biz zaten insanlara bunu giy, sokakta gez demiyoruz. Zaten belli bir alış amacı vardır. İnsan ya bunu alır giyer, sohbetine cemaatine gider, ya da münazaralarda toplantılarda giyer. Bunu zevki sefa için giymiyor zaten kimse. Ya da resim çekmek için giyilir. Facebook'a bakın, bu tişörtü giymiş bir sürü kişi var zaten.' Dükkan sahipleri ayrıca bu tip tişörtlerin satıldığı 'en az 15 internet' sitesi var diyor ve ekliyor Fatih'te üzerinde El Kaide'nin eski lideri Usame Bin Ladin'in resminin olduğu tişörtler satıldığını söylüyor. 'İslam'a sığar mı?' Dükkanın sokağında oturan ve çocukluğundan beri burada oturduğunu söyleyen Celal Karagül ise dükkanın sattığı tişörtlerden rahatsız. 'Elhamdülillah Müslümanız. Orada İslami Giyim yazıyor. E biz İslami giyinmiyor muyuz? İslam deyince kapanmak şart mıdır? Hangi çağda yaşıyoruz. Böyle bir dükkanın işleyeceğini sanmıyorum. Bu sembolleri kullanan adamlar kafa kesiyorlar. Bu İslama sığar mı?' diyor. Dün gece dükkanın camlarına 'Hizbullah' ve 'Nasrallah' yazılmış boyayla. Dükkanın ortakları bu yazıları temizliyor bir yandan. Üçüncü ortağa bu yazıları soruyorum. Şiilere karşı bir düşmanlıkları var mı? Şöyle yanıtlıyor sorumu: 'IŞİD denilen kuruluş Şiileri hedef aldığı için bizim de IŞİD destekçisi olduğumuzu düşündükleri için tepki göstermişler. Benim Şiilere karşı hiçbir düşmanlığım yok. Benim düşmanlığım olsa Hz. Ali kitabı okumam.' Dükkan sahipleri ellerindeki stoğu tükettikten sonra bu tişörtlerden satmayacaklarını ancak üzerinde sadece peygamber mührü olan tişörtleri satmaya devam edeceklerini söylüyor. Rengin Arslan | BBC Türkçe