Görüş Bildir

MEB Haberleri

MEB ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. MEB ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

Devlet Okullarındaki Temizlik Krizi Büyüyor: MEB'in Yeni Projesi; 5 Okula 1 Hizmetli!
Devlet okullarındaki hizmetli eksiğinden kaynaklanan temizlik problemi adeta krize dönüştü. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin konuyla ilgili yaptığı açıklamada “Pazartesi itibarıyla tam zamanlı 30 bin personel alınacak” demişti. Hükümete yakınlığı ile bilinen Türkiye Gazetesinden konuya ilişkin ilginç bir haber geldi. Gazetenin haberine göre; 1 hizmetli 5 okulda görev alacak!İşte detaylar… 
İlk Ara Tatil Ne Zaman? 2024-2025 MEB Takvimi ile Ara Tatil ve Yarıyıl Tatili Tarihleri Belli Oldu
Milyonlarca öğrencinin okula başlamasının ardından ara tatil ve şubat tatilinin ne zaman olduğu gündeme geldi. Yoğun ders ve sınav temposunun ardından dinlenecekleri günleri heyecanla bekleyen öğrenciler gibi veliler de program yapmak için tatil günlerini planlamaya başladı. Peki, 2024-2025 eğitim öğretim yılında ilk ara tatil ne zaman? Şubat tatili kaç gün sürecek? İşte, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) 2024-2024 takvimi...
Gürakan: MEB Yasası Eğitimin Siyasallaşmasıdır
Türk Eğitim Sen Hatay 2 nolu Şuse Sekreteri Yaşar Gürakan yazılı bir açıklama yaparak hükümetin TBMM’ye sevk ettiği Dersaneler Yasası ile Milli Eğitim Bakanlığındaki müsteşarlar hariç tüm üst düzey kadroların değiştirilmesine ve müdür atamalarının Valilerin yetkisine bırakılmasının amaçlandığını belirtti. Gürakan açıklamasında; “Liyakatli, ehil okul müdür ve müdür yardımcıları devri son bulacak, torpili olanın sırtı yere gelmeyecek, yandaşlar padişah olacaktır. Bu madde ile birlikte 100 bin okul yöneticisinin görevi sona erdirilecektir. Bu durumda akıllara “AKP kendi devletini mi kurmaktadır?” sorusu gelmektedir” dedi.Türk Eğitim Sen Hatay 2 Nolu Şube Sekreteri Yaşar Gürakan yaptığı yazılı açıklamada; “Hükümetin TBMM’ye sevk ettiği Dershane Yasa Tasarısı eğitim camiasında bomba etkisi yarattı. Her zaman olduğu gibi yine ka palı kapılar ardında hazırlanan bu tasarıda sendikamızın asla kabul edemeyeceği hususlar yer almaktadır. TBMM’ye sevk edilen yasa tasarısında dershanelerin kapatılmasının yanı sıra Milli Eğitim Bakanlığı’nın Müsteşar hariç tüm üst düzey yönetiminin değişmesi de yer almaktadır. Daha önce de Eski Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer Teşkilat Yasası çıkararak, Bakanlık Merkez Teşkilatını yerle yeksan etmişti. Şimdi de Hükümet ve Milli Eğitim Bakanlığı bu konuda yeni bir hamle yapmıştır. Demek ki Ömer Dinçer’in Teşkilat Yasası, hükümet nazarında istenen etkiyi sağlamadı ve yeterli sayıda adam kayırılmadı ki, bununla ilgili bir düzenlemeye gidilmesi gündeme geldi. Peki bu ne demektir? Tasarının bu şekliyle yasalaşması halinde Milli Eğitim Bakan -lığı’na ard arda davalar açılacaktır. Zira bu, kazanılmış haklara vurulmuş bir darbedir. Bu, devletteki istikrarın zedelenmesidir. Bu, MEB’in hafızasının yok edilmesi demektir. Değişen bürokratların yerine kimler getirilecektir? Bu kişiler hangi vasıflara sahip olacaktır? Kariyer ve liyakat ilkeleri yine yerle yeksan mı edilecektir? Sırf yandaş diye iş bil-meyen bürokratlar ordusu mu Milli Eğitim Bakanlığı’nı yönetecektir? Yasa tasarısında dikkat çeken bir başka husus da 4 yıl ve üzeri sürelerle okul müdür ve yardımcısı olanların, bu görevlerinin ‘hiçbir işleme gerek kalmaksızın’ sona ereceğidir. Bilindiği gibi okul müdür yardımcıları yazılı sınav, okul müdürleri de yazılı ve sözlü sınav sonucuna göre atanmaktaydı. Ayrıca 5 yıl aynı okulda bulunun okul müdür ve müdür yardımcıları rotasyona tabi tutulmaktaydı. Yasa tasarısında “Okul ve kurum müdürleri, İl Milli Eğitim Müdürünün teklifi üzerine, Müdür Başyardımcısı ve Yardımcı-ları ise Okul kurum veya okul müdürünün inhası ve İl Milli Eğitim Müdürünün teklifi üzerine Vali tarafından dört yıllığına görevlendirilir. Bu görevlendirmelerin süre tamamlanmadan sonlandırılması, süresi dolanların yeniden görevlendirilmesi ile bu fıkranın uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir. Bu fıkra kapsamındaki görevlendirmeler özlük hakları, atama ve terfi yönünden kazanılmış hak doğurmaz” denilmektedir. Yani bu şu anlama gelmektedir: Okul müdür ve müdür yardımcıları bun dan sonra sınav sonuçlarına göre görevlendirilmeyecektir. Okul müdürleri İl Milli Eğitim Müdürlüğünün, Müdür Başyardımcısı ve Yardımcıları da okul/kurum müdürünün inhası ve İl Milli Eğitim Müdürünün teklifi ile Vali tarafından 4 yıllığına görevlendirilecektir. Burada da okul müdür ve müdür yardımcılarının kaderi İl Milli Eğitim Müdürlerinin ve Valilerin yani Hükümetin iki dudağı arasında olacaktır. Kendilerine biat edenler, yandaşlar, torpilliler okul müdür ve müdür yardımcısı olarak 4 yılın ardından bir 4 yıl daha görev yapacak, ancak Hükümetin emir kulu olmayanların görevlerine son verilecektir. Böylece liyakatli, ehil okul müdür ve müdür yardımcıları devri son bulacak, torpili olanın sırtı yere gelmeyecek, yandaşlar padişah olacaktır. Bu madde ile birlikte 100 bin okul yöneticisinin görevi sona erdirilecektir. Bu durumda akıllara “ AKP kendi de -vletini mi kurmaktadır? ” sorusu gelmektedir. Bu insanların sosyal statülerini bir kanunla, bir kalemde nasıl ellerinden alabilir-siniz? Ne yazık ki üst yönetimlere, iktidara biat eden yönetici profili gelmektedir. Bu minvalde Türk Eğitim-Sen, genel olarak olumsuz bulduğu bu rezalet yasa tasarısını protesto edecektir. Gerekirse 800 bin öğretmen ile birlikte her türlü eylemi meşru göreceğiz. ‘Bakan koltuğu’ bundan sonra Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’ya çivi gibi batacaktır. Bakan ve Müsteşar o koltuklarda rahat oturamayacak, sınırsız yetki ile Bakanlıkta istediği gibi at koşturamayacaktır. Hükümet bilmelidir ki; Milli Eğitim Bakanlığı kimsenin tekelinde değildir. Bakanlık ve Hükümet istişare yapmadan, kapalı kapılar ardında alelacele kanun ve yönetmelikler çıkaramaz. MEB’i, tüm eğitim çalışanları ile birlikte yönetemiyorsanız, o koltukları da bir an önce bırakmalısınız” dedi. Haber okunma sayısı: 317
Dershanelerden Sonra Üniversite Sınavı da Kalkıyor
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), dershanelerin kapatılarak özel okullara dönüştürülmesini öngören düzenlemenin ardından üniversiteye giriş sistemini de değiştirmek için kolları sıvadı. Sabah’tan Yaşar Özay’ın haberine göre yeni düzenlemede Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) kalkacak. Yerine bu yıl ilk uygulaması yapılan temel eğitimden orta öğretime geçiş sınavı benzeri bir model gelecek. Lisans Yerleştirme Sınavı'nın (LYS) da formatı da değiştirilecek. 2 FORMÜL ÇALIŞMASI TÜBİTAK, YÖK ve ÖSYM ile birlikte yürütülen çalışmanın 2016 yılında tamamlanması hedefleniyor. Üzerinde çalışılan ilk model, bu yıl SBS yerine ilk uygulaması yapılan temel eğitimden orta öğretime geçiş sınavı benzeri bir modeli öngörüyor. Lise son sınıf öğrencileri 2 ay aralıklarla 5 dersten sınava girecek ve öğrenci en yüksek notu aldığı sınavla üniversiteye başvurusunu yapabilecek. Üzerinde çalışılan diğer modelde öğrencinin lise birinci sınıftan dördüncü sınıfa kadar olan tüm sınavları esas alınacak. Merkezi sınavlara girecek lise öğrencilerinin ders durumları da ölçülecek ve çıkan puana göre üniversite tercihi yapılabilecek. Sınavlarda testin yanı sıra kısa açık uçlu soruların sorulması da gündemde. TEK DERS KURSLARI DEVAM EDECEK MiliEğitim Bakanlığı (MEB) Müsteşarı Yusuf Tekin, ek ders ihtiyacı bulunan öğrencilere yönelik okullarda ve halk eğitim merkezlerinde açılacak takviye kurslara ilişkin düzenlemenin hazır olduğunu bildirdi. Milli Eğitim müfredatına uygun olduğu takdirde tek bir derse yönelik kurslara itirazları olmadığına işaret eden Tekin, 'Çocuğunuz matematiğe eğilimli, İngilizce'ye eğilimli buna yönelik kurs aldırabilirsiniz. Bizim derdimiz sadece bir sınava yönelik hazırlık mahiyetinde çocukları ısrarla test çözmeye zorlayan analitik düşünmesine engel olan farklı bir eğitim uygulayan yapıları ortadan kaldırmak' diye konuştu. Tekin 'Mesela çocuğun fizik dersinden takviyeye ihtiyacı var. Bizim fizik öğretmenimiz takviye kursu açacak. Bunlar için öğretmenlere ek ders ücreti vereceğiz ama vatandaşlardan bunun için ücret almayacağız' açıklamasını yaptı. Dershanelerin 2015 Eylül ayına kadar faaliyetlerine mevcut şekliyle devam edeceğini belirten Tekin, sektör temsilcilerinin bu yöndeki talepleri doğrultusunda bu kararı aldıklarını söyledi. Tekin, 2015 Eylül ayına kadar dönüşüm için başvuran dershanelere arsa, kredi, vergi indirimi, okul kiralama gibi destekler vereceklerini vurguladı. Dünya Bülteni/ Haber Merkezi
'Adam mı Öldürdüm, Bir Şeyler mi Çaldım?
Siirt Cumhuriyet Meydanı'nda vatandaşlara seslenen Başbakan Erdoğan 'Ne yaptım adam mı öldürdüm? Bir şeyler mi çaldım? Ne yaptım?' dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan partisinin yerel seçim çalışmaları kapsamında Siirt'te düzenlenen mitingde konuştu. Muhalefete yönelik eleştirilerde bulunan Erdoğan, cezaevi yıllarına göndermede bulunarak 'Ne yaptım adam mı öldürdüm? Bir şeyler mi çaldım? Ne yaptım? Ziya Gökalp'in MEB'in kitaplarında da onaylı şiirini okudum' dedi. CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun banka hesaplarıyla ilgili iddiasına da değinen Erdoğan 'Çıkmış bu CHP'nin başındaki genel müdür, benimle ilgili yeni bir yalan daha uydurdu. İsviçre bankalarında benim 13 hesabım varmış. Sende zerre kadar karakter varsa, senin cibilliyetin düzgünse, bu hesaplar hangi bankadaysa, vicdanın varsa, bu hesapları bul çıkar. Ben de bu hesaplardan çıkan parayı varsa, sen fakirsin ya sana vereceğim' şeklinde konuştu. Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları; 'Başbakanınıza, genel başkanınıza yani damadınıza sahip çıktığınız için Allah sizden razı olsun. Hatırlıyor musunuz, ben bu meydandan Pınarhisar'a gittim. Ne yaptım adam mı öldürdüm? Bir şeyler mi çaldım? Ne yaptım? Ziya Gökalp'in MEB'in kitaplarında da onaylı şiirini okudum. Ben burada okuduğum şiir yüzünden Pınarhisar'a gittim. Minareler süngümüz, kubeler miğfer Camiler kışlamız, müminler asker dizelerini okuduğum için mahkum edildim. Eski Türkiye'de türkülerle, kitaplara annenin evladıyla ana dilinde konuşmasına yasak vardır, bunları biz kaldırdık. 'ŞİMDİ YENİ TÜRKİYE VAR' Kardeşlerim eski Türkiye'de kan, gözyaşı ve acı vardı. Eski Türkiye'de Siirt'in sesinin ulaşmadığı duvarlar vardı. Biz bunları yıktık. Sizin istedikleriniz milli birlik ve kardeşlik projesiyle yerine getirmedik mi? Şimdi yeni Türkiye var. 'ÇÖZÜM SÜRECİ BİRİLERİNİ RAHATSIZ ETTİ' Yeni Türkiye'de dağa çıkan değil kendi ülkesinde üniversiteye giden gençler var. 77 milyonun kardeşliğini daha da ileri seviyelere götüreceğiz. Çözüm sürecini siz istediniz, bir yıldır bu sürece siz sahip çıktınız. şimdi de sürece sahip çıkmanızı istiyorum. Bu sürece dua etmenizi istiyorum. Çözüm süreci birilerini ciddi derecede rahatsız etti. Yüreklerimizi, evlerimize gelen ferahlık birilerini rahatsız etti. Büyüyen ekonomi, güçlenen Türkiye birilerini rahatsız etti. Önce Gezi parkı dediler, şimdi 17 ve 25 aralık darbe girişimi ile Türkiye'ye sabotaj düzenlemek istediler. 'AĞAÇ BAHANE GERİSİ ŞAHANEYDİ' Gezi Parkı eylemlerinde ağaç, bahçe bahaneydi, gerisi şahaneydi. Ne oldu? Güzel neticeler mi aldılar? Molotofla, esnafın camını çerçevesini indererek demokrasi mi gelir? 'BUNLARIN AMACI MİLLİ İRADEYİ ÇALMAK' Biz yolsuzluklarla mücadale ile bu günlere geldik. Bunlar yolsuzluklarını peşinde koşmuyor, Bunlar milli iradeyi çalmak istiyorlar. Sandıktan umutları yok. Sandıkta bir kez daha kaybedeceklerini biliyorlar. Sandık dışı yol arıyorlar. Sandık dışında her yol antidemokratiktir, ahlak dışıdır, edep dışıdır. Marjinal sol örgütler vandallar, MHP, CHP ve Pensilvanya ile ortak haraket ediyor. 'YOLSUZLUK GİRİŞİMİNE GÖZ YUMMADIK' 17 Aralık darbe girişiminde yolsuzluk ve rüşvet sadece bahanedir. Ekonomiye huzura kardeşliğimize çözüm sürecine hücum ediyorlar. Şunu burada, Siirt'te memleketimde bir kez daha söylüyorum. Hiçbir yolsuzluk girişimine, rüşvet girişimine asla göz yummadık yummayız. 'BU İTTİFAKA ÇOK DİKKAT EDİN' Sokakları tahrip edip huzuru bozmaya çalışıyorlar. Pensilvanya'nın kuyruğuna takılan CHP, MHP, BDP sokaklardan… Sokaklardan bu şekilde umut olur mu? Bu ittifaka çok çok dikkat edin. Kimlerin kimlerle iş tuttuğuna, ortak hareket ettiğine dikkat edin. İttifak halinde sokakları karıştırmak istiyorlar. Biz bütün bunların hesabını soracağız. 'SENDE ZERRE KADAR KARAKTER VARSA…' Çıkmış bu CHP'nin başındaki genel müdür, benimle ilgili yeni bir yalan daha uydurdu. İsviçre bankalarında benim 13 hesabım varmış. Sende zerre kadar karakter varsa, senin cibilliyetin düzgünse, bu hesaplar hangi bankadaysa, vicdanın varsa, bu hesapları bul çıkar. 'YALANIN KUYRUKLUSUNU BİLİYORDUK DA, BÖYLESİNİ BİLMİYORDUK' Ben de bu hesaplardan çıkan parayı varsa, sen fakirsin ya sana vereceğim. Yalanın kuyruklusunu biliyorduk da, böylesini bilmiyorduk. Adamın bütün hayatı iftira üzerine kurulu. 'BDP BU 5 YILDA NE YAPTI?' 30 Mart'tan sonra Siirt sıçrama yapacak. BDP bu ile 5 yılda ne yaptı? Suyu biz getirdik diyorlar. Biz getirdik biz. Bunlarda hiçbirşey yok. Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri. Ama bunlar hiçbir eser bırakmadılar.' haberler.com
Gül, İki Kritik Yasayı Onayladı
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül; bugün akşam saatlerinde iktidar ile cemaat arasındaki gerilimde önemli bir hususu oluşturan dershanelerle ilgili yasayı onayladı. Gül, çözüm süreci çerçevesinde önem taşıyan ve demokratikleşme paketinin bir aşamasını oluşturan yasayı da onaylayarak Başbakanlığa gönderdi. Dershaneler 2015 yılında kapatılırken, Milli Eğitim Bakanlığı'nda paralel devlet kadrolaşması iddiaları çerçevesinde yönetim kadrolarında önemli tasfiyeler yapılacak. Seçimde Kürtçe propaganda da serbest hale geldi. Cumhurbaşkanlığı'ndan bu akşam yapılan açıklamada, şu ifadeler yer aldı: '6528 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun; 6529 sayılı 'Temel Hak ve Hürriyetlerin Geliştirilmesi Amacıyla Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından Anayasanın 89'uncu maddesinin birinci fıkrası ile 104'üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca yayımlanmak üzere Başbakanlığa gönderilmiştir.' MİLLİ EĞİTİM BAKANILĞI'NDA BÜYÜK TASFİYE İki yasa da, Meclis tarafından 6 Mart'ta Cumhurbaşkanlığı'na gönderildi. 15 günlük inceleme süresi bulunan Gül'ün, yasayı 6 günlük bir değerlendirmenin ardından onaylaması dikkat çekti. Dershanelerle ilgili yasa; hükümet ile Gülen cemaati arasında yaşanan gerilimin en önemli hususlarından birini oluşturuyor. Yarın resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girecek olan yasada yer alan bazı hükümler şöyle: 1 2015 yerine 1 Ocak 2014 itibarıyla sigorta primi ödenmiş ve en az çalışma süresi 6 yıl olan öğretmenler KPSS şartı olmaksızın 'sözlü sınavla' MEB kadrosuna geçebilecek. Sigortalılık süresinin 1,5 yıl öne çekilmesiyle kapanan dershanelerden daha az sayıda öğretmenin MEB kadrosuna atanması söz konusu olacak. Faaliyet gösteren dershanelerde çalışanlardan gerekli şartları taşıyan öğretmenler 1 Temmuz 2015 -1 Ağustos 2015 arasında başvurmaları halinde sözlü sınavda başarılı olmak kaydıyla öğretmen unvanlı memur kadrolarına atanabilecek. Öğretmenler, 1 yıllık stajyerlik sürelerinin bitiminde yeniden sınavına alınacak. Aday öğretmenliğe atananlar en az 1 yıl fiilen çalışmak, performans değerlendirmesine göre başarılı olmak şartıyla sınava girmeye hak kazanacak. Aday öğretmenliğinde disiplin cezası alanlar da sınavlara katılacak. Yazılı ve sözlü sınavlardan başarılı olanlar öğretmen olarak atanacak; başarılı olamayanlar ilde veya il dışında başka bir okulda görevlendirilerek bir yılın sonunda yeniden değerlendirmeye tabi tutulacak. Sınavlarda 2 defa başarılı olamayanların memuriyetle ilişiği kesilecek. Özel okula dönüşecek dershanelere, resmi okulda okuyan bir öğrencinin devlete maliyeti kadar para desteği yapılacak. Boş kalan öğrenci kapasitesinin tamamı için destek verilmeyecek. Destek, derslik başına düşen kayıtlı öğrenci sayısı üzerinden ve belirlenecek. Dershanelerde çalışan fen edebiyat fakültesi mezunu usta öğreticiler de öğretmen unvanlı memur kadrolarına atanabilecek. Özel okula dönüşecek dershanelere en fazla 25 yıllığına Hazine'den arsa tahsis edilecek. Ancak kurum bakanlık aleyhine açtığı tüm davalardan kayıtsız şartsız feragat ederse arsa teşviğinden yararlanabilecek. Dava açılması durumunda arsa teşviği sözleşmesi iptal edilecek. Birkaç farklı dershanenin biraraya gelerek özel okul açma isteğinde bulunması halinde, bu okul için yapılacak, 'arsa tahsisi' başvurusu, bakanlık tarafından öncelikli olarak değerlendirilecek. Arsa için birden fazla istekli dershane olursa, ihale istekte bulunanlar arasında yapılacak. Mülkiyeti Hazine'ye ait olup MEB'e tahsis edilen arsalar üzerindeki okul binaları da kiraya verilebilecek. Ancak MEB binaları Hazine arazilerine daha pahalı olacak. Okullar, 'hazır tesis' ve 'öğrenci potansiyeli' kapsamında değerlendirileceğinden fiyatları yüksek belirlenecek. Okulları kullanmayı teşvik yerine Hazine'ye ait arsalar üzerinde işletme açılması teşvik edilecek. Dershaneler, 1 Eylül 2015'e kadar faaliyetlerini sürdürebilecek. Dönüşümler, 2018-2019 eğitim-öğretim yılı sonunda tamamlanmış olacak. Etüt eğitim merkezlerine 12 yaş sınırı getirilecek. Bu kurumlar da öğrencileri sınava hazırlayamayacak. MEB'in izni ve denetimi olmaksızın hiçbir eğitim öğretim faaliyeti yapılamayacak. Mecburi hizmet karşılığı yurtdışına gönderilen doktora öğrencileri, Türkiye'ye döndüklerinde adlarına gönderildikleri kurumların kadrolarına atanacak. Yurtdışında doktorasını tamamlayanlar mecburi hizmetlerini 'milli eğitim uzmanı' kadrosunda yapacak. Yurtdışındaki eğitim süresi memuriyette geçmiş sayılacak. Talim Terbiye Kurulu'nun görev ve yetkileri değiştirilerek, Milli Eğitim mevzuatı konusunda 'karar vermekten', 'görüş bildirmeye' çevrilecek. TTK'nın statüsü, 'danışman' olarak değiştirilecek. Milli Eğitim'de büyük tasfiye TTK üyeleri, müsteşar yardımcıları, genel müdürler 'bakanlık müşaviri', grup başkanları, il müdürleri yine 'grup başkanı ve il müdürü', şube müdürleri ise 'eğitim uzmanı' olacak. Eğitim uzmanı kadrosuna atananlar Bakan tarafından belirlenen birimlerde sürekli görevle istihdan edilecek. Bunlardan daha önce öğretmen olarak görev yapanlar ihtiyaç bulunan okullarda öğretmen olarak görevlendirilebilecek. Milli Eğitim Başdenetçisi, milli eğitim denetçisi, il eğitim denetmeni kadrosundakiler de 'maarif müfettişi' çatısı altında birleştirilecek. 350 personel, 'havuz' olarak bilinen bakanlık müşavirliği, grup başkanlığı ve eğitim uzmanlığı kadrolarına atanarak, fiilen görevden alınacak. 40 bin yönetici değişecek Okul müdürü atamaları sadece il milli eğitim müdürünün teklifi ve valinin onayı ile yapılabilecek. Kanun yürürlüğe girdiği andan itibaren 4 yıl ve daha fazla süredir okul ve kurum müdürlüğü ve müdür yardımcılığı yapanlar bu yıl sonunda görevlerinden ayrılacak. Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’ya göre bu düzenlemeden 39 bin 870 okul yöneticisi etkilenecek. Görevden almalar yasayla yapılacağı için yöneticiler yargıya başvuramayacak. KÜRTÇE SEÇİM PROPAGANDASI ARTIK SERBEST Kamuoyunda 'demokratikleşme paketi' olarak bilinen yasayı da Gül, 6 günlük incelemesi sonucunda onayladı. Yarın yürürlüğe girecek yasadaki bazı hükümler şöyle: Polis, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde 'gizli çekim' yapamayacak. Toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde katılımcıların ve konuşmacıların ses ve görüntüleri kolluk tarafından yapıldığı belli olacak şekilde kaydedilebilecek. Elde edilen kayıt ve görüntüler şüpheliler hakkında suç ve delillerinin tespiti dışında başka bir amaçla kullanılamayacak. Yerel ve genel seçimlerde siyasi partiler ve adaylar propagandalarını, Türkçe'nin yanı sıra farklı dil ve lehçelerde de yapabilecek. Ön seçimlerde yapılacak propagandalarda Türkçe'den başka dil ve yazı kullanılması yasağı da kaldırılacak. Adayların ön seçim propagandasında kendilerini Türkçe'den başka dil ve yazıyla da ifade edebilmelerine imkan sağlanacak. Özel Öğretim Kurumları Kanunu hükümlerine tabi olmak üzere, Türk vatandaşlarının günlük yaşamlarında geleneksel olarak kullandıkları farklı dil ve lehçelerle eğitim ve öğretim yapmak amacıyla özel okullar açılabilecek. Dini inancın gereğinin yerine getirilmesinin veya dini ibadet, ayinlerin bireysel ve toplu olarak yapılmasının cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla engellenmesi halinde, fail bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına çarptırılacak. Dil, ırk, milliyet, renk, cinsiyet, engellilik, siyasi düşünce, felsefi inanç, din veya mezhep farklılığından kaynaklanan nefret nedeniyle; bir kişiye kamuya arz edilmiş olan bir taşınır veya taşınmaz malın satılmasını, devrini veya kiraya verilmesini, bir kişinin kamuya arz edilmiş belli bir hizmetten yararlanmasını, işe alınmasını, olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasını engelleyen kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. Milliyet