Neler Oldu? Yunanistan'a 65 Yılın Ardından En Üst Düzey Ziyaret ve 'Lozan' Krizi
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Yunanistan'a ziyareti, Celal Bayar'ın 1952'deki temaslarının ardından devlet başkanı düzeyinde gerçekleştirilen ilk resmi ziyaret niteliği taşıyor. Son olarak 1952 yılının kasım ayında Cumhurbaşkanı Celal Bayar Yunanistan'ı ziyaret etmişti. Ancak görünen o ki tarihi ziyaret 'Lozan' polemiği ile başladı...
Neler oldu? Yakından bakalım...
Erdoğan'a Yunanistan ziyareti öncesinde Lozan Anlaşmasıyla ilgili konuşarak "güncellenmesi" mesajını vermişti.
Yunanistan Hükümet Sözcüsü Çanakopulos "Erdoğan'ın Lozan'la ilgili açıklamaları kaygı verici" açıklamasında bulundu.
Bu değerlendirmeler üzerine Yunanistan Hükümet Sözcüsü Dimitris Çanakopulos 'Erdoğan'ın bugün vermiş olduğu söyleşi, ciddi kaygıları ve soru işaretlerini beraberinde getiriyor. Yunan hükümeti ve Başbakanı, bu ziyaretin duvar değil, köprüler inşa etmek için bir fırsat oluşturacağını umuyor' açıklamasında bulunmuştu.
Pavlopulos: 'Lozan tamamlanması gerekmeyen bir anlaşmadır'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, mevkidaşı Prokopis Pavlopulos ile ortak açıklama yaptı. Açıklamada ilk olarak Yunanistan Cumhurbaşkanı Pavlopulos söz aldı ve şöyle konuştu:
'Bildiğiniz gibi tarihi bir ziyaret mahiyeti taşıyan başka bir ziyaret Atatürk ve İnönü zamanında yapılmış bir anlaşmadan bahsetmek istiyorum ve bu da hepimizin bildiği gibi Lozan anlaşmasıdır.
Lozan anlaşması iki ulusun ulusal toprakların sınırlarını çizen bir anlaşma teşkil etmektedir. Bu ikili ilişkiler açısından hiçbir boşluk bırakmayan, tamamlanması gerekmeyen muğlak bölge sınırları taşımayan bir anlaşmadır Lozan anlaşması.'
'Bunun tartışılacak, reform edilecek bir sözleşme olduğuna inanmıyoruz'
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Lozan konusunda hala anlaşılmayan bazı incelikler var'
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise açıklamasında şunları söyledi:
'Bugün ülkelerimiz adına çok önemli bir gün. 65 yıl aradan sonra rahmetli Celal Bayar'ın ziyareti, ondan sonra ilk defa bir resmi ziyareti gerçekleştiriyoruz. Bunun bana nasip olması sebebiyle ayrıca mutluyum. İki ülke arasında yeni bir dönemin başlangıcına vesile olmasını ayrıca diliyorum. Tabi bazı gerçekleri açık net sizler ortaya koydunuz. Ben de açık ve net olarak ortaya koyacağım.
Özellikle Lozan konusunda zannediyorum hala anlaşılmayan bazı incelikler var. 94 yıl önce yapılmış bir anlaşma ve bu anlaşma sadece Türkiye ile Yunanistan arasında yapılmış bir anlaşma değildir. Bu anlaşmanın 11 taraf ülkesi vardır. Düşünün ki Lozan anlaşmasında Japonya bile var. İngiltere var, Portekiz var vesaire...
Bütün bu ülkelerle hepsini kapsayan bir anlaşma; bunu konuşuyoruz. 94 yıl içerisinde dünya adeta yeniden inşa ediliyor, yeniden kuruluyor.
'Nasıl oluyor da Lozan anlaşmasının uygulamada olduğunu söylüyoruz?'
Batı Trakya'da yaşayan Müslümanlar bugün en yazık ki kendi seçtikleri baş müftü değil, atanan bir baş müftüyle yönetilme gayretleri var. Türkiye’de mesela patrik atanan bir patrik değildir. Patrik, sensinod meclisinin seçmiş olduğu bir patriktir.
Patriği kim seçiyor? Seçecekse bu 17 kişiyi seçecek. Yunanistan’da gerek başbakanlığım, gerek cumhurbaşkanlığım döneminde hala biz Batı Trakya’da baş müftüsünü oradaki imamlar, din adamları seçememiştir. Nasıl oluyor da Lozan anlaşmasının uygulamada olduğunu söylüyoruz? Demek ki Lozan uygulamada değil.
'Batı Trakya’da Türk' kelimesinin yazılmasını dahi hazmetmek mümkün değil'
Türkiye’de benim Rum vatandaşlarıma yönelik böyle bir uygulama göremezsiniz. İbadethaneleri noktasında en ufak bir ayrımcılık göremezsiniz. Ama Batı Trakya’da bırakın bunları “Türk” kelimesinin yazılmasını dahi hazmetmek mümkün değil. Bir okulun kapısında dernekte 'Türk' yazıyorsa hazmedemiyorlar.
'Eğer biz engel olsaydık siz NATO’ya giremezdiniz'
Bence bunların bir defa aşmamız lazım. Benim ‘güncellenmesi gerekir’ dediğim konu işte bunlardır. Ve tabi bir çok askeri konularda sıkıntılar yaşanıyor. E biz NATO’dan siz çıktınız tekrar NATO’ya girişinizi biz sağladık. Eğer biz engel olsaydık siz NATO’ya giremezdiniz. Çünkü bir ülkenin muhalefeti NATO’ya girmenizi engelleyebilirdi. Ama biz öyle bakmadık. Biz komşu diye baktık. Ve bugün de öyle bakıyoruz.'
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının finalinde 'Ben hukuk profesörü değilim ama siyaset hukukunu iyi bilirim. Siyaset hukukunda da özellikle 'anlaşmaların güncellenmesi' diye bir şart vardır ve bunu da biz yaparız. Yeter ki ülkeler bu konuda mutabık kalsınlar. Bunun dünyada çok örnekleri var' dedi.
Yorum Yazın
Şimdi bölgedeki duruma Bilal'le bakar gibi kısaca bakalım; Ülkede Kudüs'ü 'yedirtmeyiz len amq' diye orta çaplı bir yükseliş var, Reza ABD'de muhabbet kuşu g... Devamını Gör
Şimdi bir kaç mal çıkar, (tarihi; dizilerden ve kulaktan duyma bir kaç savaş sahnesi zanneden cahil sürüsü) zaten son kullanma tarihi yaklaşıyor, süper güç o... Devamını Gör
Recep Tayyip Erdoğan ve İslamcıların cehaleti, uluslararası alanda ilk sınavını verdi. Siz daha aptalcasını yapana kadar en aptalcası bu!