Son Dönemlerin En Çok Okunan 23 Popüler Kişisel Gelişim Kitabı
Bazen hepimiz küçük desteklere ve kendimizi geliştirmeye ihtiyaç duyabiliyoruz...
Not: Kitap açıklamaları tanıtım bültenlerinden alınmıştır.
Bir dönem çok fazla yerilse de kişisel gelişim kitapları ülkemizde tekrar yükselişe geçmiş durumda.
1. Bir Ömür Nasıl Yaşanır? & Hayatta Doğru Seçimler İçin Öneriler - Prof. Dr. İlber Ortaylı
Daha Anlamlı Yaşamak İçin İlber Ortaylı’dan Tavsiyeler…
“Cesur olun. Kendinizi rahat hissettiğiniz alanın dışında pencereler açın. Farklı dünyalarla ancak böyle tanışırsınız. Ben hep yerimde dursaydım, dünyamı değiştirecek insanları aramasaydım, bugün tanıdığınız ben olmazdım. Bir insanın bittiği an, miskinliğe esir olduğu andır. İnsan, konforundan vazgeçmeyi göze almalıdır. Kendi dünyasını yerinden kendisi oynatmalıdır.”
İlber Ortaylı
2. Rezonans Kanunu - Pierre Franckh
Size hep ulaşılmaz görünen mutlu anları özlüyorsunuz. Evrendeki sonsuz zenginliğin bir parçası olmak ve onunla uyum içinde kalmak istiyorsunuz. Artık hayatın gerçek, bilgece sırlarından birini keşfetme zamanı geldi: Hissettiğiniz ya da düşündüğünüz her şey, bir rezonans alanı oluşturur ve hem sizi hem de çevrenizdekileri kalıcı olarak değiştirir.
Kuantum düşünce tekniğinin temelinde yer alan Rezonans Kanunu’na göre sizi isteklerinizi gerçekleştirmekten alıkoyan sınırlar yalnızca kalbinizdedir. Pierre Franckh bu kitapta arzularınızı bloke edebilme potansiyeline sahip iç ve dış etkileri nasıl ortadan kaldıracağınızı, hedeflerinize dair pozitif bir imgelemeyi nasıl yapacağınızı, nasıl güçlü rezonans alanı kuracağınızı, düşünce gücünüz ve hislerinizle hayatınızda olmasını istediğiniz değişiklikleri nasıl elde edeceğinizi anlatıyor.
3. IKIGAI Japonların Uzun ve Mutlu Yaşam Sırrı - Francesc Miralles , Hector Garcia
Uluslararası çoksatan bir rehber olan Ikigai’yle her gününüz bir anlam kazansın.
Japonlar herkesin bir ikigaisi olduğuna inanır, her sabah yataktan kalkmaları için bir sebepleri vardır.
İlham verici ve rahatlatıcı bu kitap sizlere kendi ikigainizi keşfetmeniz için gerekli tüm bilgileri veriyor.
Aceleci davranmamanızı, hayat gayenizi keşfetmenizi, ilişkilerinizi canlandırmanızı ve kendinizi tutkularınıza adamanızı sağlıyor.Öyle ya, kim her gününü mutlu yaşamak istemez ki?
4. Kendiniz Olma Alışkanlığını Kırmak - Joe Dispenza
Genleriniz tarafından hayatınızın geri kalanında belirli bir şekilde olmak için kaderinize terk edilmediniz. Tüm insanları seçtikleri gerçekliği yaratmaları için yetkilendiren yeni bir bilim dalı ortaya çıkıyor. Kendiniz Olma Alışkanlığını Kırmak isimli bu kitapta meşhur yazar, konuşmacı, araştırmacı ve kiroprakti uzmanı Dr. Joe Dispenza size gerçekten nelerin mümkün olduğunu göstermek için kuantum fiziği, nörobilim, beyin kimyası, biyoloji ve genetik alanlarını bir araya getiriyor.
Yalnızca benliğinizin herhangi bir özelliğini değiştirmek için gereken bilgiye sahip olmakla kalmayacak, aynı zamanda yaşamınızın herhangi bir alanında ölçülebilir degisiklikler yapmak için öğrendiklerinizi uygulayabileceğiniz adım adım araçlar öğreneceksiniz. Dr. Dispenza, eski çağ anlayışlarının önündeki gizem perdesini kaldırıyor ve bilim ile spiritüellik arasındaki uçurumda bir köprü yaratıyor. Güçlü atölye çalışmaları ve konferanslarıyla 24 ülkeden binlerce insan bu ilkeleri baştan aşağı değişmek için kullandı. Siz de kendiniz olma alışkanlığını kırıp zihninizi gerçek anlamda değiştirdiğinizde, hayatınız bir daha asla eskisi gibi olmayacak!
5. Bırak ve Rahatla - Pedagog Adem Güneş
Bazen öyle anlar olur ki duygularımızı yönetemeyiz...
Duygularımız bizi yönetir…
Öfkemizle baş etmekte zorluk çeker; sevdiklerimizi kırar, incitir, sonra pişman oluruz…
Kaygılarımız yaşamımızı esir alır; adım atmakta zorluk çeker, kararsızlıklar yaşarız…
Sabah uyandığımızda ‘iyi bir gün geçirmeye’ niyet eder; günü iç daralmaları ile kapatırız…
İyi düşünmek yetmez; iyi hissetmekte zorluk çekeriz...
İç seslerimiz bir türlü susmaz; hayata tebessüm edemeyiz…
Bir telaş, bir acelecilik içinde yaşar; yeryüzünü kendi gözlerimizle seyredemeyiz…
Ve tüm bunların değişmeyeceğine inanır, kalitesiz bir yaşama kendimizi mahkûm ederiz...
Halbuki, duyguların zarara uğramış yanlarını onarmak, onarılmış duygularla bir iç genişliği içinde yaşamak mümkündür…
Değersizlik hislerimizden, yetersizliklerimizden, güvensizliklerimizden ve içimizde yıllar boyunca birikmiş tüm hoşnutsuzluk duygularından arınabilir, ruhsal özgürlüğümüze yeniden kavuşabiliriz…
Adem Güneş, Bırak ve Rahatla’da kendimizi nasıl onarabileceğimizi anlatıyor… Altı haftalık bir program içerisinde ‘Duygusal Farkındalık Eğitimi’ sunuyor…
Peki ama nasıl?
Telaşlı yaşamı bırakıp biyolojik ritmi düzenleyerek ‘sakinliğe’ erişmek…
Bastırılmış duyguları bırakıp ‘ruhsal özgürlüğü’ hissetmek…
Kaygılı bedeni bırakıp ‘iç genişliği’ elde etmek…
Bırak ve Rahatla, geçmişini onarmak ve gerçek kendiliğini bulmak isteyen herkes için..
6. Dört Sınav: Cesaret-Sağlık-İlişkiler-Bolluk - Bülent Gardiyanoğlu
Her deneyim bir sınavdır. Ne iyi ne kötü... Ne doğru ne yanlış... Sadece bir sınav...
Üstelik ne kazanmak var bu işte ne kaybetmek... Çünkü her sınav uyanmak içindir. Ya uyanırsın bir gün ya da ömürlük bir uykudasındır artık.
Dört ayrı yerden gelir Yaradan’ın “Uyan artık!” sesi. Bollukla, cesaretle, ilişkilerle ve sağlıkla dürter seni hayat. “Aç artık gözlerini!” der Yaradan. “Hiç mi görmek istemiyorsun özenerek yarattığım şu insanı? Hiç mi bilmek istemiyorsun, ruhuna üflediğim yeteneği?”
Başkalarında aramayı bırak. Evrenden istemeye bir son ver. Kalbinin içine sığdırılmış sonsuz bir evrenle yaşıyorsun zaten doğduğundan beri. Her günün ötekine benzemeye başlamış sonunda, yazık değil mi? Oysa sadece uykudan uyanıp ayaklandığında açılıverecek bütün kilitli kapılar. Anahtara ihtiyacın yok. Ama bir rehberin olsun istersen, bu kitap var artık yanında.
Sınandığın her deneyimin içinde Yaradan’dan bir söz, bir çağrı ve bir davet gizli... Kazalar, karşılaşmalar, hastalıklar, kavgalar, çatışmalar, kayıplar, kazançlar, kırgınlıklar, lütuflar, yalnızlıklar, kalabalıklar hep bir uyanışa ayaklandırmak için...
Peki, hangi deneyimle, nereye davet ediyor hayat seni? Hangi sınav, neden gelip kesti önünü? Kendine karşı ne haksızlık ettin ki sağlığın tehditkâr bir tavır takındı? İlişkilerinde göremediğin ne var ki, her defasında kaybetme korkusuyla yüzleşip duruyorsun?
Yazar ve kişisel gelişim uzmanı Bülent Gardiyanoğlu’nun yalın ve güçlü bir anlatımla kaleme aldığı DÖRT SINAV başucundaki çalar saat gibidir.
Ya kapatırsın alarmı ya da ayaklanırsın güneşe karşı...
7. İrade Terbiyesi - Jules Payot
Cemil Meric'in 'Disiplin içinde çalışmayı bu kitaptan öğrendim.' diye tarif ettiği 'İrade Terbiyesi' ilk yayımlandığı tarihten itibaren pek çok dile çevrilmiş ve tembellik, isteksizlik gibi huylardan kurtulmak isteyenlerin başucu kitabı olmuştur.
Kitapta bilhassa gençlere ve zihnini kullanarak çalışanlara hitap eden Fransız profesör kendi hayatından aktardığı örnekleri ve başka düşünürlerin tespitlerini de kullanarak insanın irade zayıflığıyla nasıl mücadele etmesi gerektiğini anlatıyor. Prof.Dr. Ali Fuat Başgil Gençlerle Başbaşa kitabında şöyle demektedir: 'Mösyö Girard bize bir kitap tavsiye etti ve mutlaka okumamızı söyledi. Bu, Aix-Marseille Üniversitesi rektörü Jules Payot'un 'İrade Terbiyesi' adlı kitabı İdi. Ertesi gün şehre inerek kitabı aldım, ihtiyar bir meşenin dibine oturarak “İrade Terbiyesi”ni okumaya koyuldum. Okudukça içimde tahassür ve nedametle karışık müphem bir acı duymaya başladım. Kendi kendime, ah bu kitap on sekiz yirmi yaşlarımdayken elime geçmeliydi diyor ve geciktiğim için üzülüyordum.'
8. Mükemmel Olmamanın Hediyeleri - Brene Brown
-Asla yeterince iyi değilim.
-İnsanlar ne düşünecek?
-Herkes bana bakıyor, sakin olmalıyım.
-Komik görünüyorum! Kendimi toparlamam lazım.
-Eyvah rezil oldum, şimdi ne yapacağım?
düşünceleri size tanıdık geliyor mu ?
Tabii ki geliyor çünkü hepimizde olan düşünceler.
Hikâyemize sahip çıkmamız zor olabilir ama bu, hayatlarımızı ondan kaçarak
geçirmek kadar zor değildir. Savunmasızlıklarımızı kucaklamamız tehlikelidir ama
sevgi ve keyiften vazgeçmek kadar tehlikeli değildir.
Hangisi daha risklidir? İnsanların ne düşündüğünü bırakmak mı, yoksa gerçekten nasıl hissettiğimizi, neye inandığımızı ve kim olduğumuzu bırakmak mı? Bütün kalbimizle, kendimize dürüst olarak yaşamak hayatlarımıza inanılmaz bir değer katar. Sabah uyanmak ve 'ne halledilmemiş ve ne kadarı tamamlanmamış olursa olsun, ben yeterliyim' diye düşünmek ne kadar rahatlatıcıdır. Gece yatağa, 'evet hatalarım var ve bazen de korkuyorum ama bu benim özümde iyi kalpli bir insan olduğum gerçeğini değiştirmez' diye düşünerek girmemiz gerekir. Bu kitap bir kişisel gelişim kitabı değildir. Hayatı bütün kalbinle, kendine dürüst olarak yaşama devrimine katılmak için bir davettir. Her birimizin 'Benim hikâyem önemli, çünkü ben önemliyim' demesiyle başlayan küçük, sessiz, temel bir harekettir. Dağınık, kusurlu, asi, hayatında bir sürü hatalar yapmış, ama aslında altın kalpli, zarafet dolu ve keyifli yaşamlarımızla sokaklara dökülebileceğimiz bir harekettir. Öyle değilken her şey yolundaymış gibi yapmayı bıraktığımızda gelen
özgürlükle beslenen bir harekettir. Ve gerçek kişiliğimizle buluşmak için içimizden yükselen bir çağrıdır.
'Bu önemli kitap 'İnsanlar ne düşünecek?' demekten 'Yeterliyim' demeye, ömür boyu süren bir yolculukla ilgilidir. Brown'ın asıl araştırmayı içten bir hikâyecilikle harmanlama konusunda benzersiz yeteneği Mükemmel Olmamanın Hediyeleri'ni okumayı çok deneyimli bir dostla eşsiz bir sohbete dönüştürüyor.'
9. Kadın Beyni Erkek Beyni - Serkan Karaismailoğlu
Bu kitabı okuduğunuzda beyninizin cinsiyeti hakkında birçok detayı öğreneceksiniz. Kadınlar ve erkekler arasındaki farkları, karşı cinsin sizi kızdıran, güldüren hatta şaşırtan birçok tepkisinin nedenini anlayacaksınız.
Serkan Karaismailoğlu’nun bilimsel bir o kadar da mizahi anlatımıyla Kadın Beyni Erkek Beyni…
• Erkekler neden dinlemez? Acaba beyinlerimizin işitmeden sorumlu bölgeleri birbirinden farklı mı?
• Kadınlar çok mu konuşur? Kadınlardaki “dır dır” kavramı gerçek midir ve altında yatan sinirbilimsel açıklama nedir?
• “Beni hiç anlamıyorsun” sözünü duymayan erkek var mıdır? Peki, kadınlar bu isyanlarında ne kadar haklılar?
• Erkekler mi yanılıyor, yoksa kadınları tatmin etmek gerçekten de imkânsız mıdır?
• Söz konusu erkeklerin mutluluğu olduğunda kavanoz kapakları neden önem kazanır?
• Hayatın renklerini aynı şekilde mi görüyoruz? Yani dore ve lamenin aslında birer renk olduğunu bilen kaç erkek var?
• Kadınlar özel günleri asla unutmazken erkekler nasıl bu kadar kolay unuturlar?
• Bir insanın sadece parmaklarına bakarak beyni hakkında nasıl bilgi sahibi olabilirsiniz?
10. İnsanların Oynadığı Oyunlar - Eric Berne
İnsanların Oynadığı Oyunlar ilk çıktığında bomba gibi bir etki yarattı ve bugün dünya çapında en orijinal ve en etkili psikoloji kitaplarından biri kabul ediliyor. Çözümleyici ve zihin açıcı.
Hepimiz oyunlar oynarız. İşyerinde, arkadaş ortamında, yatak odasında... Farkında bile olmadan, yıllar önce yazılmış bir senaryoya göre hareket eder ve çocukluk döneminde öğrenilenlerin insanlarla ilişkilerimize, duygusal yaşantımıza ve iş çevremize yansımalarını yaşarız. Hayatın dümeni kendi elimizde, hayatımızı kendimiz kontrol ediyoruz sanırız. Ancak verdiğimiz kararlar çok önceden alınan kararlardır. İş hayatındaki başarılar ve düşüşler, evlilikteki mutluluklar ve hayal kırıklıkları, her bir mücadelede atacağımız her bir adım, aslında çok önceden planlanmış bir oyunun hamleleridir.
Döneminin en ünlü psikiyatristlerinden Eric Berne'ün klinik çalışmalara dayanarak yazdığı İnsanların Oynadığı Oyunlar, ilişkilerin psikolojisi ve davranış kalıpları hakkında çığır açmış bir kitap. Denediğimiz, oynadığımız ya da oynamaya zorlandığımız bu rolleri keşfettiğinizde insanlarla ilişkilerinizdeki bilinçdışı manevraları ve gizli taktikleri çözebilir, birlikte bir dakika ya da bir ömür geçirdiğiniz kişilerin gerçek benliklerini tanıyarak eylemlerinizi ve tepkilerinizi duruma göre ayarlamayı öğrenebilirsiniz.
11. Dirilt Kalbini - Nouman Ali Khan
'Teknolojinin önümüze serdiği sınırsız imkanları düşündüğümüzde, bugünün insanını yakalayabilmek için samimi ve bilgece bir üsluba ihtiyacımız var. Gençlerimizin artık eski, kalın kitapları karıştırıp kafa yoracak ne vakitleri var, ne de istekleri. İslam'ın ilkelerini ve güzelliklerini, tahrif etmeden ama muhatabı taltif ederek sunmamız gerekiyor. Buna 'din dilinin restorasyonu' dememiz caiz olursa eğer, yapmamız gereken tam da bu.
Türkiye kamuoyunun yakından tanıdığı Nouman Ali Khan, çizmeye çalıştığım çerçeveyi gerçek anlamda dolduran bir isim. İslam ve Kur'an hakkındaki derin bilgisini keyifli ve bilgece bir üslupla dile getirip, bunu yaparken kendi hayatından aktardığı sıcak ve sıra dışı anekdotlarla okurunun ilgisini her an canlı tutabiliyor.
Nouman Ali Khan'ın Dirilt Kalbini adıyla Türkçeye kazandırılan elinizdeki ilk kitabı, günümüze dair bazı meseleler hakkında Kur'an ayetlerinden damıttığı kıymetli dersler içeriyor. Ayetlerin sadece mesajını değil, ayetlerde geçen ifadelerin dil özelliklerini de laf arasında aktarıyor. Kelimelerin anlamları, anlamlar arasındaki hoş nüanslar, bunların ayetlere kattığı derinlik ve zenginlik. Bütün bunlar, okuyucuyu hem anlatılan konuya hem de bir bütün olarak Kur'an'ın harikulade üslubuna yaklaştırıyor, ısındırıyor.
Dirilt Kalbini'yi okurken, şu ayet hep hatırınızda olsun, zira ayette anlatılan şeyin ayniyle tezahür ettiğini göreceksiniz:
'Allah, hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilmişse, ona çok büyük bir hayr verilmiş demektir. Bunu ancak, temiz akıl sahipleri düşünüp anlar.' (Bakara, 269)'
Taha Kılınç
12. Aklındakini Okuyabilirim! - David J. Lieberman
Dr. Lieberman, bu tekniklerin kolaylığını ve tutarlılığını yüzlerce televizyon ve radyo programında sergiledi. FOX News ile çalışan program yapımcısı Jeff Rosin bir programda şöyle demişti: “Kesinlikle inanılmaz! Onun yanındaydım ve hiç yanıldığını görmedim… Bir kez bile! Nasıl yapılacağını ben bile öğrendim ve bu gerçekten önemli bir buluş.” Aslında, Dr. Lieberman, hassas yalan makineleriyle canlı televizyon programlarında yarıştı ve berabere kaldı; hem de her seferinde!
Aklındakini Okuyabilirim, birinin ne düşündüğünü ve neler hissettiğini anlamak için neler yapabileceğinizi adım adım açıklıyor. Örneğin, patronunuzun sizi gerçekten sevip sevmediğini, bir satışçının güvenilir olup olmadığını, biriyle ilk kez buluştuğunuzda ilişkinin istediğiniz yönde mi, yoksa aksi yönde mi gideceğini anlayabileceksiniz. Risk yüksek olduğunda – pazarlıklar, müzakereler, taciz konuları, hırsızlık veya sahtekarlık – kendinize zaman, para, enerji kazandırmak ve hayal kırıklığından kurtulmak için kimin sizin tarafınızda, kimin karşınızda olduğunu kolayca fark etmeyi öğrenin.Doktorasını psikoloji alanında tamamlamış olan David J. Lieberman, ödüller kazanmış bir yazar olmasının yanı sıra, insan davranışları ve iletişim alanında dünya çapında tanınan bir otoritedir. Kitapları on sekiz dile çevrilmiştir. Açıkladığı teknikler, FBI, A.B.D. Donanması, Fortune 500 şirketleri ve yirmi beşten fazla ülkede hükümet ve şirket yetkilileri ile zihin sağlığı uzmanları tarafından kullanılmaktadır.
13. Hayatı Yeniden Keşfedin - Jeffrey E. Young , Janet S. Klosko
• Aşırı vicdan ve hayır diyememek yüzünden kendi ihtiyaçlarınıza sıra gelmiyor mu?
• Terk edilmekten korktuğunuz için ilişkilerde çok mu altta kalıyorsunuz?
• Sağlığınızı kaybetmek, aklınızı kaçırmak, parasız kalmak, uçağa binmek gibi korkularınız yaşama sevincinizi yok mu ediyor?
• Hayatınız işleri yetiştirmeye çalışmakla mı geçiyor?
Tatmin etmeyen ilişkiler, evhamlarla dolu bir hayat, nedensiz yere diğerlerinden aşağı hissetmek…Bütün bunlar fark etmeden kabul ettiğimiz inanışlarımızı değiştirerek çözülebilir. Bu kendi kendine zarar verici düşünme ve hissetme kalıplarına “şema” adı verilmektedir. Hayatı Yeniden Keşfedin, mutluluğa ulaşmanızı engelleyen bu girdaplardan nasıl kurtulacağınızı gösteriyor.
Kişiliğe işlemiş ve tedavisi zor sorunlar için geliştirilen ve etkinliği bilimsel olarak kanıtlanmış Şema Terapi’nin yaratıcılarından Jeffrey E.Young ve Janet S. Klosko, ilaçların yardımı ve uzun süren geleneksel terapiler olmadan, şemalarınızı testler aracılığı ile fark edip, Bilişsel Terapinin devrim niteliğindeki ilkeleri ile değiştir.
14. Her Şey Seninle Başlar! - Mümin Sekman
Çaresizlik öğrenilmiştir.
Başarılı olmak da öğrenilebilir.
Sende sandığından fazlası var!
Gelebileceğin en iyi yerde değilsin.
Yeni bir hayat için gereken, yeni bir akıldır.
Doğru şeyi yapmak için yanlış zaman yoktur.
Rüzgârı suçlamayı bırak, yelkenleri kullanmayı öğren!
Seyirci koltuğundan sıkıldıysan, sahneye çık.
Zirvede her zaman bir kişiye daha yer var.
Başkaları yapabildiyse, sen de yaparsın.
Her şey seninle başlar!
Hayatta ya tozu dumana katarsın, ya da tozu dumanı yutarsın.
Seçim senin!
15. Dört Anlaşma: Toltek Bilgelik Kitabı - Don Miguel Ruiz
Sinema dünyasının üstün zekalı oyuncularından Sharon Stone ve Jody Foster bu kitabı çevresindeki insanlara öneriyor. Amerika'nın önde gelen Yeni Çağ yazarları bu kitabı sizlere öneriyor.'Don Miguel Ruiz'in kitabı aydınlanmanın ve özgürlüğün bir yol haritasıdır.'Deepek Chopra Başarının Yedi Ruhsal Yasası kitabının yazarı'Büyük dersler içeren ilham verici bir kitap.'Wyne Dyer Kendin Olmak kitabının yazarı Castaneda geleneğinde, Ruiz temel Toltek bilgeliğini paylaşıyor. Modern dünyada yaşayan kadınlara ve erkeklere 'Dingin Savaşçı' olarak yaşamanın pratik uygulamalarını sunuyor. Dan Millman Dingin Savaşçı ve Ruhun Yasaları adlı kitapların yazarı.
16. Hayır Diyebilme Sanatı Sınırların Kadar Özgürsün - Müthiş Psikoloji
Gerçekten “özgür” müsünüz?
Dilediğiniz zaman dilediğiniz yemeği yiyebiliyor olmak mıdır sizce özgürlük?
Toplumsal hiçbir baskı hissetmeden içinizden geldiği gibi giyinebiliyor olmak mı yoksa?
Canınızın istediği saatte uyuyup, canınızın istediği saatte uyanarak, yine canınızın istediği saatlerde istediğiniz kadar çalışarak, ihtiyacınız olan parayı kazanabilmeniz mi?
Bir hafta sonu tatilinde cep telefonunuzu kapattığınızda mı özgür hissediyorsunuz sadece kendinizi?
Hayatınızla ilgili her kararınızı sadece kendinizi düşünerek mi alıyorsunuz?
Kaderinizin ipleri tamamen sizin elinizde mi?
Başkalarının sizden yararlandığını düşündüğünüz oluyor mu?
Kaybetmekten korktuğunuz insanlar yok mu?
Değişmeye ne kadar açıksınız?
En azından yumurtayı nasıl yemekten hoşlandığınızı düşünün. İlle de rafadan mı? Yoksa “Bugünlük de böyle olsun, ne fark eder ki?” dediğiniz olur mu?
Önemsiz gibi görünen bu küçücük ayrıntıların mücadelesi içinde silinip gider sizi siz yapan sınırlarınız. Çünkü “özgürlük” sandığınız gibi “sınırsız” olmak demek değildir, tam tersine net ve güçlü sınırlara sahip olabilmenizle ilgilidir. Diğer bir deyişle, hayır diyebildiğiniz ölçüde, özgürlük alanınıza sahip çıkarsınız.
Hayır Diyebilme Sanatı sınırlarınızı doğru çizerek, kendinize geniş bir özgürlük ve özgüven alanı yaratmanın incelikleriyle dolu, duyarlı bir rehber...
17. Her Şey Değişir-Ritüeller Kitabı - Anette Inselberg
Canın mı sıkkın?
Moralsiz misin?
İçin mi yanıyor?
İşten mi atıldın?
Hayat yolunda hepsi başımıza gelebilecek şeyler...
Önemli olan düştüysen ayağa kalkmak, korksan da yola devam etmek ve her şeyin değişeceğine, yoluna gireceğine inanmak...
Nasıl mı?
Bu kitapta sana anlattığım ritüellerle, meditasyonlarla, ödevlerle...
Böylece enerjin yükselecek, düşünce yapın değişecek, karanlıktaki ışığı görmeye başlayacaksın...
Hâlâ duruyor musun?
Gözlerini kapatıp herhangi bir sayfayı aç ve karşına çıkan ritüeli yapmaya başla...
Senin ve bütünün hayrına olsun inşAllah...
18. Tebrikler Kovuldunuz! - Kaan Sekban
Kaan Sekban. Ömrünün baharında bir beyaz yakalı. Plaza hayatının tam göbeğinde bir bankacı. Dost mu düşman mı olduğu belli olmayan ‘dostman’larla çevrili hayatını, yönetici adı verilen ama ne yönettiği asla bilinmeyen insanların elinden kurtarıp hayallerinin peşinden gitmeye cesaret eden bir ofis kahramanı…
Bir hayal uğruna Amerika’da oyunculuk eğitimi alan; odasında, perdesinin önünde Türkiye’nin ilk ‘ev yapımı talk show’unu başlatan, nihayet kendi stand up gösterisine çıkmayı başaran, koşullar her ne olursa olsun asla pes etmeyen bir insanın ilham verici öyküsü bu.
19. Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama Sanatı - Mark Manson
“Büyük Güç Büyük Sorumluluklar Getirir.” Doğru. Ama bu sözün daha iyi bir akış açısı var, ve gerçekten derin bir bakış açısı. Tek yapmanız gereken sözlerin yerini değiştirmek: “Büyük sorumluluklar büyük güç getirir.” “Her şeyi iyi tarafından görmek” gibi bir şey iyi gibi görünse de, gerçek şu ki hayat bazen berbattır ve yapabileceğiniz en sağlıklı şey de bunu kabul etmektir. Negatif duyguları inkâr etmek daha derin ve daha uzun ömürlü negatif duygulara ve duygusal bozukluğa neden olur. Sürekli pozitif olmak hayatın sorunları için geçerli bir çözüm değil, bir inkâr biçimidir. Doğru değerleri seçerseniz, bu sorunlar size zindelik, kuvvet ve şevk verir. Dedemin zamanına dönersek, kendini çok kötü hissettiğinde şöyle düşünürdü, “Bugün berbat bir günümdeyim. Ama n’apalım hayat böyle, ben samanları havalandırmaya devam etmeliyim.” Ama ya şimdi? Şimdi beş dakikalığına bile kendinizi çok kötü hissetseniz son derece mutlu ve harika hayatları varmış gibi sunan insanların 350 fotoğrafıyla bombardıman ediliyorsunuz, bu durumda hatanın sizde olduğunu hissetmemeniz imkânsız kuşkusuz. Değmeyecek şeyleri kafaya takmamak çok önemlidir. Dünyayı kurtaracak olan şey budur. Dünyanın bazen berbat olduğunu ama bunun da doğal olduğunu kabul ederek yaşamak gerek. Çünkü her zaman böyleydi ve her zaman da böyle olacak. Sosyal medyada her gün milyonlarca kere paylaşılan “Nasıl Mutlu Olunur” tarzı saçmalıklarda yanlış olan ve kimsenin fark etmediği şey şudur: Daha pozitif bir deneyimi arzu etmenin kendisi negatif bir deneyimdir. Ve de tam tersine, insanın negatif deneyimini kabul etmesinin kendisi pozitif bir deneyimdir. Pokerde elinde korkunç kağıtlar olan biri çok güzel eli olan birini yenebilir. Elbette eli güzel olanın kazanma ihtimali daha büyüktür, ama sonunda kazanan her oyuncunun oyun süresinde yaptığı seçimlerle belirlenir. Hayatı da aynı şekilde görüyorum. Hepimize dağıtılmış bir el var. Bazılarının eli daha iyi. Sadece kağıtlara bakarak berbat durumda olduğumuzu söylemek kolaysa da, gerçek oyun o kağıtlarla yapacağımız seçimlere, almaya karar verdiğimiz risklere ve birlikte yaşamayı seçtiğimiz sonuçlara bağlıdır. İçinde bulundukları duruma göre sürekli en iyi seçimleri yapanlar tıpkı pokerde olduğu gibi hayatta da öne çıkarlar ve illa da eline en iyi kağıtlar gelmiş olmaları gerekmez.
20. Her Şey B*ktan-Umut Hakkında Bir Kitap - Mark Manson
Uluslararası mega çok satan Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama Sanatı’nın yazarından umut hakkında sezgilere ters düşen bir kitap.
İlginç zamanlar yaşıyoruz. Maddi olarak her şey daha önce hiç olmadığı kadar iyi, ama bir şekilde her şey korkunç bir durumda boktan görünüyor. Neler oluyor?
Manson Her Şey B*ktan’ı yazarken dağlarca psikolojik araştırmayı inceledi ve Platon’dan Tom Waits’e kadar zamanı aşan filozofların bilgeliğine başvurarak parayı, eğlenceyi, politikayı ve interneti mercek altına aldı.
Kendimize karşı daha dürüst olmamız için bizlere meydan okudu; açıkça inanç, mutluluk, özgürlük ve hatta umut tanımlarımızı sorguladı. Dünyanın en büyük modern yazarlarından olan Manson’un ikinci kitabı elinizdedir.
“Tanrılar Pandora’yı dünyaya kavgalar çıkması için yolladılar. Ama bir şey daha yaptılar: Onu bir kutuyla yolladılar. Güzel bir kutuydu; altın kakmalı ve şık, narin süslemeleri vardı. Pandora’dan bunu bir erkeğe vermesini istediler, ama kutunun hiç açılmaması gerektiği talimatını verdiler.
Biri kutuyu açtı ve sürpriz, sürpriz; dünyaya türlü kötülük saçıldı: ölüm, hastalıklar, nefret ve haset. Artık insanlar birbirlerini öldürüyorlardı.
Savaşlar başladı. Krallıklar ve rekabet başladı. Kölelik akıllarına geldi. İmparatorlar birbirlerinin topraklarını fethetmeye başlayarak binlerce insanı öldürdüler. Koca şehirler inşa edildi ve ardından yıkıldı. Kadınlara malları gibi davranmaya başlayarak aralarında sanki birer eşyaymış gibi değiş-tokuş ettiler ve ticaretini yaptılar.
Kısacası insanlar insan olmaya başladılar.
Her şey kötü görünüyordu, ama bu kutunun dibinde parlak ve güzel bir şey kalmıştı.
Umut.
Pandora’nın kutusu efsanesinin bir sürü yorumu vardır; en bilineni tanrıların bizi her türden kötülükle cezalandırmasıdır, ama bu kötülüklere karşı bir panzehirle de donattılar: umut. Hastalık yayılabilir, ama tedavi de yayılır, çünkü umut bulaşıcıdır. Daha iyi bir hayatı umut etmeyin. Sadece daha iyi bir hayat yaşayın.
Daha iyi olun.
Daha şefkatli, dayanıklı, mütevazı, disiplinli.
Daha iyi bir insan olun.
Ve belki, şanslıysak bir gün insandan daha fazlası olabiliriz.”
21. Zor İnsanlarla İletişim Kurma Sanatı - Erkan Sarıyıldız
Sözlü iletişim bir sanattır. Dolayısıyla her konuşanın da bir sanatçı titizliğine ve özenine sahip olması gerekmez mi?
İş hayatından sosyal ilişkilere, arkadaşlıklardan evliliklere kadar oldukça geniş bir alanda yaşanan çatışmaların çoğunlukla iletişimsizlikten kaynaklandığını düşünürsek, iletişim becerisinin özellikle günümüzde ne kadar değerli ve gerekli olduğuna hak veririz. Bakınız ortalık karmakarışık... Yaşamlar anlamsız yere sorunlarla dolu... Her ilişki krizlere gebe... İnsanlar birbirlerini görmüyorlar, görseler bile dinlemiyorlar, dinleseler de anlamıyorlar. Güya iletişim çağındayız. Yüksek teknoloji ürünü araçlar da her an elimizin altında. Fazlasıyla “iletişim” konuşulan bir çağda bunca iletişimsizliğin yaşanıyor olması da ayrı bir ironi sayılmaz mı? Teknolojiye ve sosyalleşmeye rağmen hâlâ iletişemiyor olmak düşündürücü değil mi?
Şu iletişim çılgınlığının ortasında giderek daha da yalnızlaşmamızın bir sebebi olmalı. Görünürde kalabalık, gerçekte yalnız yaşamların içindeyiz. Sanki kapılar bir bir kapanıyor yüzümüze. Oysa her insan, dilediği kapıyı açabilecek bir anahtara sahip olmalı.
Doğru kullanılmış sözlere...Peki, sözleri doğru kullanmak nedir, her söz neden her zaman aynı etkiyi yaratmaz, iletişimin sihirli noktaları nelerdir?
Bütün bu soruların cevabı Dr. Erkan Sarıyıldız’ın kaleme aldığı Zor İnsanlarla İletişim Kurma Sanatı adlı bu kitabın içinde. Zor İnsanlarla İletişim Kurma Sanatı, doğru iletişimi temel alan, dinlemek, konuşmak ve etkilemek üzerine incelikle inşa edilmiş bir söz sanatı rehberi...
22. Vazgeçebilmek - Guy Finley
Değişmeye hazırsanız, işte cevabınız! Gelmiş geçmiş en çok satan kişisel gelişim kitaplarından biri olan Vazgeçebilmek mutluluğa giden yolda yanınızda bulundurabileceğiniz en güvenilir kılavuz. Sizi mutluluktan alıkoyanlar neler bir düşünün. Ve hepsinden vazgeçin gitsin. Söylemesi kolay ama yapması değil, öyle mi? Guy Finley bu kitapta adım adım mutluluk ile aramızda dikilip duran o duvarı nasıl yıkacağımızı, vazgeçmemiz gerekenleri nasıl bırakacağımızı ve nasıl özgürleşeceğimizi anlatıyor. Vazgeçebilmek’i okurken öfke, kin, kaygı, suçluluk duygusu ve daha pek çok olumsuz düşünceden arındığınızı fark edecek ve her sorunun cevabının yine sizin içinizde olduğunu göreceksiniz. Gerçek yaşam öyküleri, içten diyaloglar ve zihni çalıştıran sorular zaten içinizde barındırdığınız gücü ve duygusal özgürlüğü size geri verecek.
23. Sevebilmek-İlişkilerin Büyüsü ve Beraber Uyanabilmek - Guy Finley
İlişkilerin büyüsünü keşfetmeye ve sevdiğinle beraber uyanabilmeye hazır mısın?
O halde doğru sev!
Hem de sınırsızca, doludizgin, alabildiğine, cüretkârca, cömertçe, hiç esirgemeden, geri adım atmadan, sağanak misali yağarcasına, hesap etmeden, ölçüp tartmadan, eğip bükmeden, teminat aramadan, verdiğinin geri dönmesini beklemeden, garanticiliğe meyletmeden, korkusuzca, cesaretle sev!
Çünkü sevebilmek, içsel bir reformdur.
Bir şeyleri sevmeye başladığında, dünya da değişmeye başlar. Sevilmemek korkusundan özgürleşmiş, sevmek için sevilmeye ihtiyacın kalmamıştır artık. Hesapsızca sevebilmenin ve sevdikçe her şeyi değiştirebilmenin büyüsüyle yeni hayatlar ve ilişkiler inşa ediyor, sonsuz olasılıklara fırsat veriyorsundur. Kaybetme korkusu bir tehdit değildir bundan böyle. Bilirsin ki sevebilen için kaybetmek yoktur.
İşte bu yüzden “Sevip sevilmek cennettir...” diyenler yalan söylediler hep.
“Her şeye rağmen sevebilmektir cennet...”İlişkinin gerçek büyüsü SEVEBİLMEKtir...
Uluslararası çok satanlar listesinde haftalarca bir numara olan, Türkiye’de de yüz binlerce okura ulaşmayı başaran VAZGEÇEBİLMEK kitabının yazarı Guy Finley’den, ilişkilerin büyüsü üzerine eşsiz bir sevgi çözümlemesi...
SEVEBİLMEK adlı bu yeni kitabıyla ilişkilerin kaderini baştan yazmaya talip olan Guy Finley, bir kez daha doğru bilineni tersine çeviriyor ve sevginin prensiplerini sıralıyor peş peşe...
Üstelik, “Sevmek tabii ki büyüleyici ama mesele doğru sevebilmek...” diyor.
Yorum Yazın
En tiksindiğim iki türden biridir kişisel gelişim. Aynı lafları anam da söylüyor, bunlara niye para dökeyim? Bunlara para vereceğinize Savaş Sanatı okuyun. K... Devamını Gör
Şimdi şöyle, yukarıdaki kitaplar arasında annenizin söyleyebilecekleri de var (aslansın kaplansın yaparsın tarzı kitaplar) ama çoğu psikoloğun bile bilmediği... Devamını Gör
bir dönemde siktir et demenin yolları kitabı vardı :)
İlber Ortaylı'nın kitabı iyi hoş da daha çok tarih gibi sözel konulara ilişkin bölümlerin öğrencilerine hitap ediyor. Kendi hayatından çokça bahsediyor, zate... Devamını Gör