AİHS'e taraf olan ülkeler, AİHM kararlarına uymayı taahhüt etmiş oluyorlar. Ancak özellikle demokratik düzeyleri gelişmemiş, bağımsız ve tarafsız yargı mekanizmalarına sahip olmayan ülkeler, siyasi süreçleri ve aktörleri ilgilendiren davaların sonuçlarını uygulamaya yanaşmayabiliyorlar.
Ulusal çıkarlar ve etnik haklar söz konusu olduğunda bazı AB ülkelerinin de AİHM kararlarına uymadığı biliniyor. Türkiye, kendisine dönük eleştirilere yanıt verirken Yunanistan'ın Batı Trakya Türkleri'nin haklarıyla ilgili AİHM kararlarına uymamasını hatırlatıyor.
AİHM kararlarının uygulanmasını Avrupa Konseyi'nin kuruluş amaçlarının önemli bir parçası olarak gören Strasbourg merkezli kurum, kararların uygulanması için taraf ülkelerle yoğun bir müzakere gerçekleştiriyor ancak yine de karar uygulanmazsa çok sık olmamakla beraber AİHS'in 46. Maddesine dayanarak ihlal prosedürünü harekete geçiriyor.
Avrupa Konseyi, 2010 senesinden bu yana sadece Azerbaycan'a karşı böyle bir adımı 2017'de atmış ve Bakü yönetimi Aliyev yönetimine muhalif İlgar Memmedov hakkındaki suçlamaları düşürmek zorunda kalmıştı.
İhlal prosedürünü başlatmak için 47 ülkenin en az üçte ikisinin 'Evet' oyu kullanması gerekiyor. İhlal prosedürü kararının alınması durumunda önce Bakanlar Komitesi, AİHM'e söz konusu dava ile ilgili alınan kararın uygulanmasında taraf devletin ihlalinin olup olmadığı soruluyor.
AİHM'den ihlal yapıldığına ilişkin görüş gelmesi durumunda, konu yeniden Bakanlar Komitesi'nde ele alınıyor ve söz konusu devletin oy hakkının askıya alınması daha sonra ise üyeliğin askıya alınması ya da üyelikten çıkarılmasına kadar giden bir yaptırım dizisi ele alınmaya başlanıyor.
Ancak Azerbaycan ile yaşanan durumda olduğu gibi, üye devletin Bakanlar Komitesi'nin taleplerine uyum hızı ve kararlılığının zayıf olması sürecin tamamlanmasını oldukça geciktirebiliyor.
Yorum Yazın