Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı
Siyasi Yargı | Taha Akyol | Hürriyet
Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk, Yargıtay ve Danıştay üyelerini sıfırlayan kanun tasarısı için 'tabuta son çivi' diyor.
Yargıya güvenin tabutuna çakılacak son çivi!
İktidar hukukçuları tasarıyı savunacak hukuki gerekçe uyduramadıkları için sadece “yasama organının takdiri” diyorlar. Meclis’e sevk edilen tasarının resmi gerekçesinde de sıfırlama yerine neden mesela kıdem gibi objektif kıstasların getirilmediği konusunda tek kelime yok.
Sıfırlanacak olan Yargıtay ve Danıştay üyeliklerine HSYK yeni atamalar yapacak...
Üyeler yoluyla kararların nasıl değiştiğine dair bir örnek vermek istiyorum: Gündeme tekrar getirileceği anlaşılan Topçu Kışlası’yla ilgili Danıştay kararları...
DANIŞTAY’DAN BİR ÖRNEK
İstanbul 1. İdare Mahkemesi, Topçu Kışlası yapılmasını öngören imar planını iptal etmiş, Danıştay 6. Dairesi bunu onamıştı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi yetkisini kullanarak “karar düzeltme” talebinde bulunmuştu...
Gemi Batıyor, Farkında mısınız? | Mehveş Evin | Diken
Boşuna, “Turizm battı, gidişat iyi değil” diye ağlamayın…
AB ve ABD ile ilişkiler nane molladan betere sarıyor, IŞİD bombacıları elini kolunu sallayarak geziyor; ülkenin bir bölümü bombalanıyor, yakılıp yıkılıyor ve şehirden dağlara çatışma yayılıyorsa…
İçki içen insanlar, ‘Ramazan’ diye yakılmakla tehdit ediliyorsa…
Hepsi, yanlış ve kötü politikaların, sultanlık hevesinin sonucu. Huzur kalmadı, endişe had seviyede, turist niye gelsin?
‘Vurun kahpeye’ zamanları bunları
Daha da kötü olacak, orası garanti. Zira hiçbir diktatörlük, hiçbir çatışmalı ülke cazip bir ‘turizm destinasyonu’ olamaz, yabancı sermayeyi de kaçırır. Yolsuzlukların her kademeyi sardığı, şeffaflığın olmadığı, günlük reflekslerle ‘diplomasi’ yapılan, hukukun saygınlığını ayaklar altına alan bir ülke, saygınlık bekleyemez.
Suriyeli Gazeteciler IŞİD'in Hedefinde | Mahmut Bozarslan | Al-Monitor
Diyarbakır- “Biz Şanlıurfa’da tehlikedeyiz” bu cümle Suriyeli bir gazeteciye ait. Adı Mudur Al Saad… Bir süre önce yüzleri kapalı, kimliği belirsiz iki kişinin saldırısına uğradı. Demir sopalarla darp edilen Saad ağır yaralandı. Saldırıyı üstlenen olmadı.
Bu Suriyeli gazetecilere yönelik ilk saldırı değildi. Tarih 30 Ekim 2015: Şanlıurfa Emniyet’ine gelen bir ihbar üzerine polis Atatürk mahallesindeki bir eve gitti. Evde boğazları kesilerek öldürülmüş iki genç erkek bulundu ancak önceleri olaya bir anlam verilemedi. Ölenlerin kimlikleri ve meslekleri öğrenilince sır perdesi de aralandı. Öldürülenler Şanlıurfa’da Arapça yayınlanan ve muhalif Suriyeliler arasında dağıtılan El Vatan adlı gazetenin Yazı İşleri Müdürü İbrahim Abdülkadir ile muhabiri Firaz Hamadi’ydi. Yakınları iki gazetecinin IŞİD tarafından tehdit edildiklerini söyledi. Bir süre sonra sosyal medya hesapları üzerinden açıklama yapan örgüt cinayetleri üstlendi.
İngiltere'nin Ardından Timsah Gözyaşları | Fulya Canşen | T24
AB ülkelerinde nefesler tutuldu, İngiltere’deki AB referandumunun sonucu bekleniyor. Bu AB’nin kuruluşundan bu yana görülen bir rüyanın sonu olabilir. Eğer İngiltere halkı AB’nden çıkma kararı alırsa, bu AB karşıtlığı palazlanan pek çok ülke için emsal teşkil edebilir ve gerisi çorap söküğü gibi gelebilir. En korkulan, korkutulan senaryo da bu. AB İngiltere’deki referandumla sadece sağlamlık testine tabii tutulmuyor bir de samimiyet sınavı veriyor.
Bir sarsıntı bekleniyor
Son ana kadar referandum sonuçlarına dair yapılan kamuoyu araştırmaları ve tahminler kesin bir ön görü yapmayı mümkün kılmıyor. Kah AB’nden çıkmak isteyenler, kah AB’nde kalmak isteyenler öne geçiyor. Referandumu aylardır ilk gündem maddesi olarak işleyen AB ülkeleri kendini, çoktan felaket senaryolarına hazırladı. Eldeki veriler İngiltere’nin ayrılmasının AB’yi hem ekonomik hem de siyasi olarak sarsacağını gösteriyor.
Devletin Temeli Sarsılıyor | Özgür Mumcu | Cumhuriyet
Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nden biraz iyi, Tacikistan’dan biraz kötü bir yerdeyiz. 178 ülke arasında 151. sıradayız. Basın özgürlüğü söz konusu olduğunda dünyada ciddiye alınan listelerden birinden bahsediyorum. Bu listeyi Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü hazırlamış. Önceki gün bu örgütün Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu tutuklandı. Sadece o değil, Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı Adli Tıp Profesörü Şebnem Korur Fincancı ve gazeteci yazar AhmetNesin de.
O zaman düzelteyim. Önceki güne kadar Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nden biraz iyi, Tacikistan’dan biraz kötü bir yerdeydik. İyi ki 178’den aşağıya inmek mümkün değil. Ne yaparsanız yapın. Yani “biz bitti demeden bitmez” bu hususta geçerli değil.
Bir süredir, Özgür Gündem gazetesiyle dayanışmak için her gün bir kişi gazeteye nöbetçi sıfatıyla genel yayın yönetmeni oluyor.
Önderoğlu, Fincancı ve Nesin bu sebeple tutuklandı. Bu dayanışma kampanyası sebebiyle nöbetçi genel yayın yönetmenliği yapmış 37 kişi hakkında soruşturma açıldığı düşünülürse, tutuklananların sadece onlar olmayacağını öngörmek mümkün.
49.4 TL'ye Herkese Özel Sağlık Geliyor! | Cem Kılıç | Milliyet
Hükümet sağlıkta ‘devrim’ gibi bir yeniliğe hazırlanıyor. Genel sağlık sigortası (GSS) 1 Ocak 2012’de hayata geçince Türkiye’de ikamet eden herkes sağlık güvencesine kavuşmuştu. Ancak aradan geçen 4 yılda sistemin bazı problemleri açığa çıktı.
Gelir testine girmeyenlere borç birikmesi, yurtdışında yaşayan ancak ikameti Türkiye’de kalanların borçlu duruma gelmesi ve liseden üniversiteye geçişlerde sorun yaşanması üzerine geçici çözümlerle sorunlar aşılmaya çalışıldı.
Şimdi, önümüzdeki günlerde Meclis gündemine gelecek torba kanunla genel sağlık sigortasında köklü değişiklikler yapılacak ve sorunlar kalıcı olarak çözülecek.
Yapılacak değişikliklerle genel sağlık sigortasında prim miktarı ayda 49.4 TL’ye sabitlenecek. Artık devlet kimseye “gelir testine gir” demeyecek. Eğer kişinin yaşadığı hanedeki kişi başına düşen gelir asgari ücretin üçte birinden düşükse bu durumda primi devlet ödeyecek.
Tehdit ve İnşa | Aslı Aydın | BirGün
Türkiye’de siyasi ve ekonomik gündem takip edildiğinde bunca kaosun içinde bir sistematik beliriyor. Neredeyse her saniye değişen gündemi genelleştirerek iki kategoride sınıflandırmak mümkün: Tehdit ve inşa.
Saray merkezli alınan kararlar, gözaltılar, tutuklamalar, uzaktan kumanda mekanizmalı yargı kanallı taarruzlar, iş cinayetleri, kadın cinayetleri, yaygınlaşan çocuk istismarı, IŞİD bombacıları, yayın yasakları… Ve daha niceleriyle uzatabileceğimiz bu liste özet olarak korku, baskı ve yıldırma üzerine sistematikleşmiş bir politikayı önümüze koyuyor.
Hedef belirleniyor, gerektiğinde yasal mevzuat kılıfına uydurularak gözaltı, tutuklama süreçleri işletiliyor, gerektiğinde de temel hak ve özgürlükler askıya alınıyor, hukuk yok sayılıyor, yapılan hukuksuzluğa bir kılıf bile çoğu zaman bulunamıyor. Bunu yaparken toplumsal kültürün bir değeri haline gelmiş bireyler toplum önünde nefret ve aşağılayıcı sözlerle itibarsılaştırılmaya, etkisizleştirilmeye ve yalnızlaştırılmaya çabalanıyor.
Sayın Cumhurbaşkanına... | Ahmet Taşgetiren | Star
Sayın Cumhurbaşkanım,
Önceki akşam Beştepe'deki iftar ev sahipliğiniz, masanızda yer verdiğiniz ve hala “Abi - kardeş” yakınlığını lütfettiğiniz için teşekkür ederim.
Bugün size “yürekten” gelen duygularımla ulaşmak istiyorum. Masada yanı başımda taa üniversite yollarında başörtüsü mücadelelerinden tanıdığım Konya'dan Meclis'e gelen Leyla Şahin Usta hanımefendi vardı. Onunla da dertleştik, gece boyu düşündüm ve zatıalinize yazmaya karar verdim.
Sayın Cumhurbaşkanım, “Eğitimde bir lider”e ihtiyaç var ve siz orada konuşurken “Neden Tayyip bey bu liderlik kapasitesini eğitim alanında devreye sokmasın” diye düşündüm.
Eğitim konusu, bunu her ortamda ifade ediyorum ve bugüne kadar eğitim camiası dahil, Ak Parti'nin en uç bağlılarından, Meclis kadrolarına kadar hiç kimsenin reddetmediği “Ak Parti'nin 14 yılının en zayıf karnesi eğitim alanındadır” dediğim bir konudur. Eğitim konusu benim “Türkiye'nin geleceğini inşa” diye vasıflandırdığım bir konudur. Eğitim konusu ilköğretim çağından üniversite ortamlarına kadar gençlerle buluşmaya çağrıldığım her ortama heyecanla koşmaya gayret ettiğim bir konudur.
En Etkili Örgüt Propagandası | Orhan Kemal Cengiz | Özgür Düşünce
Eskiden terör örgütü propagandası yapıyor diye çok kişi tutuklanırdı.
Şimdi yine aynı maddeleri kullanarak muhalifleri susturmaya çalışıyorlar.
En son kurbanlar, Erol Önderoğlu, Şebnem Korur Fincancı ve Ahmet Nesin.
***
Ben bugüne kadar “terör örgütünün” propagandasını en ciddi, en etkili şekilde yapan hiç kimsenin tutuklandığına tanık olmadım.
***
En büyük örgüt propagandası nedir biliyor musunuz?
İnsanlara, ne yaparlarsa yapsınlar bu ülkenin eşit vatandaşı olamayacakları mesajını vermektir.
Brexit Tartışmasının Ardındaki Asıl Neden | Kenan Malik | Al Jazeera Türk
Referandumun sonucu ne olursa olsun, halkın ana akım siyasi kurumlara yönelik hoşnutsuzluğunu yok etmeyecek.
23 Haziran'daki Brexit referandumundan ne sonuç çıkarsa çıksın kesin olan bir şey var: Ne İngiltere AB karşıtı kampanyacıların referandumdan 'Evet' oyu çıkarsa olacağını söylediği gibi yağmacı Türklerin istilasına uğrayacak, ne de Avrupa Birliği (AB) Başkanı Donald Tusk'ın 'Hayır' oyu çıkarsa olacağından korktuğu gibi Batı medeniyeti çökecek.
Elbette siyasi ve ekonomik bir çalkantı yaşanacak, ama İngiltere dipsiz bir kuyuya düşmeyecek.
Ancak Brexit tartışmasının merkezindeki ana meselelerin hiçbiri de çözüme kavuşmuş değil.
Yorum Yazın