Bu Görsel Algı Testine Göre İçinde Ne ile Savaşıyorsun?
Zaman zaman içimizde kabullenemediğimiz veya kabullenmek istemediğimiz duygularla büyük bir mücadele içine gireriz. İçimizde verdiğimiz bu savaş neden dolayı kaynaklanıyor? Bu görsel algı testine göre içinde ne ile savaşıyorsun?
Eğer hazırsan;
Haydi başlayalım!
1. Önce cinsiyetini seçer misin?
2. Yaşını da!
3. Sence bu kişi hangi duyguyu hissediyor?
4. Bu görsele 5 dakika baktığında hangi renk aklında kalıyor?
5. Bu görselde ilk dikkatini çeken şey neydi?
6. Bu fotoğraflardan hangisi içinde hüzün hissettirdi?
7. Sence bu görsel nasıl hareket ediyor?
8. Bu görsel sana ne hissettirdi?
9. Bu görsele bir kaç dakika bakmak seni rahatsız etti mi?
10. Son olarak seni umutlandıran bir görsel seçer misin?
Sen insanlara acıma duygusu ile savaşıyorsun.
Sen içinde insanlara acıma duygun ile savaşıyorsun. Bu duygu öyle bir boyuttaki kendini bir kenara bırakıyor, sadece başkalarını düşünmeye başlıyorsun. Vefa duygun yüksek olabilir, içinde çok büyük bir sevgi taşıyor olabilirsin ama bu senin hayatını yaşamana engel olacak kadar büyük olmamalı. Yani birilerine yardım etmek, sevdiğin insanlarla bir şeyler paylaşmak gayet doğal şeyler ama bunu aşırı derece göstermek senin için doğal değil. İçindeki herkese yardım etme isteği ve sürekli cömertlik göstermek bir zaman sonra kendine bir yararının olmadığını gösterecek Görmediğin yardımı başkalarına göstermek istiyorsun. Bunu yaparak kendini iyi ve mutlu hissediyor olabilirsin. Savaştığın bu duyguyu sen de fark etmiş olacaksın ki artık durman gerektiğini biliyorsun. İçinde bir yerlerde bir eksiklik hissediyorsun, bu eksiklik belki de başkalarının seni yalnız bırakmasından veya en zor günlerinde yardım etmemesinden kaynaklanıyor. Sen de bir başkası aynı şeyleri hissetmesin diye çabalıyorsun. Bu duyguyla savaşıyorsun ama seni sen yapanın da bu duygu olduğunu bilmiyorsun.
Sen içinde kendinle savaşıyorsun.
Senin içinde kendin ile büyük bir savaşın var. Bu savaşın sonunda bir kazanan olmayacak bunu iyi biliyorsun ama yine de kendini çok fazla zorluyorsun. Aldığın kararlar, hayatındaki insanlar, yaptığın seçimler bunların hepsi senin kendinle savaşman için yeterli şeyler. Bir türlü 'ben mükemmelim' diyemiyorsun. Sürekli bir eksiklik olduğunu veya diğerleri gibi olmadığını düşünüyorsun. Yaşadığın her şeyi tekrar tekrar düşünüyorsun ve yaptığın hatalar ile yüzleşiyorsun. Hayatında olumsuz olan her şey için kendini suçluyorsun. 'Eğer şöyle deseydim, bunu seçseydim, şunu yapsaydım....' Hayatında 'keşkeler' hiç eksik olmuyor. Bir kere de 'böyle olması gerekiyormuş' diyemiyorsun. Geçmişe fazla takıntılı birisin. Tesadüflere değil de, insanların hayatlarını nasıl yaşayacağını kendilerinin seçtiğine inanıyorsun. Bu nedenle birinin gelip, senin hayatını değiştireceğine inancın da çok düşük. İçten içe bunu ümit etsen de olmayacağını inanıyorsun. Ne kendinle ne de etrafındakilerle savaşın bitiyor. Sürekli bir öfke var içinde. Bu öfke bir türlü dinmiyor. Geçmişine bu kadar takıntılıysan öncelikle bu öfkenin nedenini bulmalısın. Belki o zaman kendinle savaşın biter.
Sen duygularını yansıtamamakla savaşıyorsun.
Sen duygularını yansıtamamakla savaşıyorsun. O kırılmasın bu incinmesin şu üzülmesin... Ama sen hep kırıl hep üzül hep incin. İyi veya kötü bütün duygularını içinde yaşayan birisin. Bu duyguların içinde öyle büyümüş ki bazı zamanlarda ne yapacağını bile bilememişsin. Ne istediğini biliyorsun ama bunu dışarıya yansıtmaktan kaçıyorsun. Sevdiğini de sevmediğini de söyleyemiyorsun. Bu nedenle önünde hep başkaları oluyor. Oysa hayat senin hayatın. Kim sana istediğin veya istemediğin bir şey için söz söyleyebilir ki? Yine de her zaman susmayı tercih ediyor ve bir adım geride duruyorsun. Bu duygu seni rahatsız etmiyor ama artık böyle olmak da istemiyorsun. Sen duygularını bastırırken aslında nasıl bir yükün altında olduğunu bilmiyorsun. Savaşmakta son derece haklı olduğun bu durumla baş etmek oldukça güç. İnsanların ne dediği, ne istediği değil de kendi ne istediğinle ilgilenmelisin. Dışarı yansıtamadığın her şey giderek seni bir yere hapsediyor ve daha sonra buradan ne çıkmak istiyorsun ne de oluşturduğun düzenin bozulsun istiyorsun. Alıştığın her şey yine yerli yerinde kalsın isterken, kendini de susturmuş ve bu nedenle duygularını bastırmışsın. İçinde bunun savaşını verirken, öncelikle değiştirmen gereken şeyin ne olduğunu anlamalısın.
Sen içinde umudunun ölmemesi için savaşıyorsun.
Sen içinde umudunun ölmemesi için savaşıyorsun. Her geçen gün her şey seni zorlarken, yaşadıklarınla nasıl baş edebileceğini bilmiyorsun. Ne geleceğine dair ne de şimdine dair umudun giderek azalıyor. İşte senin savaştığın şey de bu umut. Bir şeylerin bitmemesi, bir şeyler son bulmaması için çabalıyorsun sen. En küçük şeyden umutlanırken, hayatında bu kadar çok olumsuz şey seni ister istemez kötü etkiliyor. Bir şeylerin düzelmeyeceğini düşünüyor ve geçmeyeceğine inanmaya başlıyorsun. Ne olursa olsun her zaman bir çıkış yolu vardır. Aslında kötü şeyler yaşadığımızda, inandığımız tek şey bundan sonra her şeyin güzel olacağıdır. Yani ne yaşarsak yaşayalım umut etmekten vazgeçmeyiz. En dipteyken bile bir şeyler için bekleriz, bir şeylerin geçmesi için... Her ne kadar umudunu kaybetmekten korkuyor ve bunun için büyük mücadele veriyor olsan da biraz etrafındaki insanlarla bunu aşabiliyorsun. Tek başına olsan daha zor olacak şeyler, yanındaki insanlarla daha kolaylaşabiliyor. Ne yaşarsan yaşa ayağa kalkmayı bilir ve yine kendini bir şeyler için çabalarken bulabilirsin.
Yorum Yazın
Sen içinde umudunun ölmemesi için savaşıyorsun.
Hep aynı sistem devam
Sen içinde kendinle savaşıyorsun.
Sen insanlara acıma duygusu ile savaşıyorsun.