Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
'AK Parti Olmadan Siyasete Şekil Verilemez'
Başbakan Davutoğlu, AK Parti aday tanıtım töreninde yaptığı konuşmada '258 milletvekili almış olmamıza rağmen, tek başımıza iktidar olamamamızın sonucunda Türkiye’nin bir kaosa, krize yöneleceğini düşünenler şunu gördüler ki, Türkiye’de siyasetin mayası, omurgası AK Parti’dir. AK Parti olmadan siyasete şekil de dizayn da verilemez' dedi.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Davutoğlu, milletvekili aday tanıtımında konuştu. AK Parti, 1 Kasım seçimleri için seçim startını bugün Ankara Arena'daki 'aday tanıtım toplantısı' ile verdi.
Aday tanıtım töreninde konuşan Başbakan Davutoğlu, şunları söyledi:
'Değerli dava arkadaşlarım, muhterem aday arkadaşlarım hepinizi saygıyla muhabbetle selamlıyorum. Haydi bismillah diyorum. Milletleri zor zamanlarda o zor zamanların içinden çıkaran öncü kadrolar yüceltir. Zor zamanlarda söyleyecek sözü olan, yürüyecek yolu olan kadrolar milletin önündeki engelleri aşar ve tarihi yürüyüşte onlara yeni hamle imkanları sunar. İşte AK Parti milletin bağrından çıkan böylesi bir kadronun başlattığı tarihi bir hareketin adıdır. Kurucu liderimiz genel başkanımız, şimdi Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğüyle başlayan bu hareket mutlak suretle hedefine ulaşacaktır. Dün sayın Cumhurbaşkanımızla milyonlara hitap ederken vurguladığımız gibi, bu kutlu yürüyüş nesilden nesile her adımda daha da güçlenerek devam edecek. İlk günkü aşkla son nefese kadar yürüyeceğiz. Allah aşkımızı daim, sözümüzü etkili, ulaşacak menzilimizi yakın kılsın.
Son 4 dönemin aday tanıtım toplantılarına baktığımızda aslında davamızın köşe taşlarını ortaya çıkartabiliriz. 2002’de açıklandıktan sonra bu hareketin kurucu genel başkanı yasaklandığı zaman tanıtım toplantısı yapılamamıştı. Ama o kadrolar 28 Şubat’ın zulümlerini arkasında bırakarak Türkiye’ye özgürlük hamlelerinin önünü açmak için yola çıktı. Ekonomik krizin o dehlizlerinden ülkeyi çıkaran bu kadro bir araya geldiği zaman daha bir çoğu birbirini tanımıyordu. Şimdi nice başarılı bakanlar, başbakanlar ve cumhurbaşkanları çıktı. Ne bereketli bir hareket ki ilk aday listelerinin içinden nice devlet adamlarına öncülük etti.
'Durduramadılar'
2007 seçimlerine giderken listeler açıklandıktan sonra, 13 Haziran 2007’de aday tanıtım toplantısı yapıldığında adaylarımızın arkasında 27 Nisan e-muhtırası vardı. Baskıyla AK Parti’nin içinden cumhurbaşkanı çıkartmayacağız diyen karanlık odaklara karşı, o toplantıya katılan adaylar Temmuz seçimlerine yürüdü ve gerideki e-muhtırayı bütün anti demokratik çevrelerin tuzaklarını yerle bir ederek büyük bir zafere imza attı. O kadroları da saygıyla selamlıyorum. 7 Haziran 2011 seçimlerine giderken, 18 Nisan 2011’de yine burada toplantı yapıldığında geride parti kapatma davasından başarıyla vakur bir şekilde çıkmış AK Parti kadroları vardı. Hiçbir aşamada bizi durduramadılar. Ne 2002’de genel başkanımızı yasaklarken durdurabildiler, ne e-muhtırayla durdurabildiler, ne parti kapatma davasıyla durdurabildiler. Ne de 2015’e giderken arkamızda kalan Gezi provokasyonları, 17-25 Aralık provokasyonlarıyla durdurabildiler. Şimdi yeni bir seçime onurla yürürken demokrasiyi egemen kılmaya var mıyız?
'AK Parti olmadan siyasete şekil de dizayn da verilemez'
Ben burada 7 Haziran seçimleriyle TBMM’de görev yapmış olan bütün arkadaşlarımı 258 milletvekilimizi saygıyla bir kez daha anıyorum. Her birine teşekkür ediyorum. 258 milletvekili almış olmamıza rağmen, tek başımıza iktidar olamamamızın sonucunda Türkiye’nin bir kaosa, krize yöneleceğini düşünenler şunu gördüler ki, Türkiye’de siyasetin mayası, omurgası AK Parti’dir. AK Parti olmadan siyasete şekil de dizayn da verilemez.
'AK Parti meydana çıktı mı bir tek fire vermez'
Üç ay içinde bir çok engelle karşılaştık. 8 Haziran sabahından itibaren blok tartışması başlatıldı. Dediler ki AK Parti karşıtı blok Meclis’te çoğunluğu ele geçirdi, AK Parti’nin iktidar yılları bitti… İşte bu bloklara karşı 258 yiğit adam dimdik durdu ve bütün blokları çökertecek güçlü bir iradeyi Meclis’e yansıttı. 258 arkadaşımı tek tek tebrik ediyorum. Onların iradesiyle TBMM Başkanlık seçimlerinde bütün partiler fire verirken, AK Parti hiçbir pazarlığa girmedi ve 258 vekil bir tek fire vermeden, 258 oyla değerli başkan adayımız İsmet Yılmaz’ı destekledi. İşte AK Parti farkı bu. AK Parti meydana çıktı mı bir tek fire vermez.
O gün herkes hesap içerisindeydi. Onlar AK Parti’yi tanımamışlar. AK Parti erdemliler hareketidir ve hiçbir gizli pazarlığın esiri de olmamıştır, iradesini de teslim etmemiştir. Yine bu bloklaşma tartışmalarından sonra 20 Temmuz’da Suruç’ta DEAŞ’ın başlattığı terör eyleminden sonra, bölücü terör örgütü ve DHKP-C de harekete geçti.
'Huzur ve demokrasi operasyonu başarıya ulaşana kadar, sonuna kadar devam edecektir'
Birileri Türkiye’de karanlık tuzaklar içinde puslu havayla beslenerek sırtlarını teröre verdikleri iddiasında bulundular. HDP zihniyetine karşı, onları destekleyenlere karşı 23 Temmuz’da başlattığımız huzur ve demokrasi operasyonları, kamu düzenini ihdas edene kadar sonuna kadar devam edecektir. Bir kez daha sesleniyorum, bu vatanın birliği ve beraberliği, milletimizin huzuru, demokrasimizin mutlak anlamda hakim kılınması için inşallah başlattığımız huzur ve demokrasi operasyonu başarıya ulaşana kadar, sonuna kadar devam edecektir.
Türkiye’nin her ilinde, ilçesinde, köyünde, sokağında, her mezrasında kamu düzeni tesis edilene kadar terörle mücadelemiz devam edecek. 7 Haziran seçimlerinden sonra CHP lideri Kılıçdaroğlu blok tartışmaları başlatırken, HDP eş başkanı teröre sırtımızı dayadık derken, MHP Başkanı Bahçeli de her şeye hayır dedi. Gelin koalisyon kuralım dedik, hayır dedi. Gelin seçime Meclis kararıyla gidelim dedik, hayır dedi. Azınlık hükümetine destek verin dedik, hayır dedi. Gelin cumhurbaşkanımızın anayasal zorunluluk olarak kurmakla görevli olduğu hükümete katılın dedik, hayır dediler. Ama zannettiler ki AK Parti Türkiye’yi yönetme sorumluluğu konusunda tereddüt eder.
Biz blok siyasetine karşı, teröre karşı, yönetme sorumluluğundan kaçanlara karşı, Türkiye’nin son üç ay içindeki bütün sorunlarına, bütün konulara doğrudan ve etkin müdahalede bulunduk hem de milletimizin 1 Kasım’da seçimlere gitmesi için gereken adımları attık. Şimdi 1 Kasım’da milli iradeye yürüyoruz. Şimdi 1 Kasım’a doğru giderken, tekrar milli iradeyi hakim kılmaya var mıyız? Önümüzdeki 40 gün içinde geceyi gündüze katarak çalışmaya hazır mıyız? İnşallah tekrar tek başımıza iktidar olmak için haydi bismillah demeye var mıyız?
'Çağrıda bulunuyorum'
4 Ekim’de seçim beyannamemizi açıklayacağız. Buradan sözlerime son vermeden önce siyasi parti liderlerine çağrıda bulunmak istiyorum. Gelin hep beraber şiddete ve teröre karşı birleşelim. Suruç’ta saldırı olduğunda ortak deklarasyon çağrısı yapmıştım. Ama maalesef Kılıçdaroğlu dışında olumlu yanıt veren olmadı. Bir kez daha sesleniyoruz, teröre karşı şiddete karşı ortak deklarasyonda buluşalım. Çağrıda bulunalım. Bütün siyasi parti liderlerine çağrıda bulunuyorum, terör ve şiddet üzerinden sandıklara, sandık iradesine tasallut etmek isteyenlere karşı ortak bir tavırda buluşalım.
Dikkat ediniz 13 Ağustos’ta 553 STK lideri Güneydoğu’da 'edi bese' dedi. Yeter artık silahları bırakın dedi. Şimdi biz siyasi parti liderleri olarak bu çağrıya destek vermeliyiz. Köklü aşiret liderleri çağrıda bulundu, silahları bırakın diye çağrıda bulundu. Geçen hafta Ankara’da teröre hayır kardeşliğe evet yürüyüşü gerçekleştirildi. Dün de milyonlarca nefes, teröre karşı tek ses dedik. şimdi tekrar çağrıda bulunuyorum, gelin seçim kampanyaları başlamadan, ortak deklarasyonla her türlü şiddete karşı omuz omuza duralım. Şiddet kime karşı yapılırsa yapılsın, bunun karşısında olacağımızı ilan edelim. Biz bütün şiddet eylemlerini kınadık ama AK Parti’ye yapılan şiddet eylemleri diğer partilerce kınanmadı.
'Eleştirelim ama kesinlikle hakaret etmeyelim'
Birbirimizi eleştirelim, ama kesinlikle hakaret etmeyelim. Aileleri, özel hayatı siyasi rekabetin parçası haline getirmeyelim. Özellikle cumhurbaşkanı makamını siyasi tartışmaların dışında tutalım. Cumhurbaşkanı makamına yönelik her saldırı, hakaret karşısında AK Parti kadroları devletin zirvesini korumaya kararlıdır. Kimse diğer rakibinin mahremine girmesin. Vizyonlarımızı tartışalım ama şahsiyetleri kişilikleri tartışma konusu yapmayalım.'