Görüş Bildir

gazete manşetleri Haberleri

gazete manşetleri ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. gazete manşetleri ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

Soma Faciasının 3. Gününde Gazete Manşetleri
Hürriyet: Her nefes ölümMilliyet: 'Can' verdilerSabah: Ocağımıza 274 ateş düştüVatan: Işığım söndüZaman: Tabut yetmedi Radikal: 2014 SOMAYeni Şafak: MatemCumhuriyet: Masalı bırakın katlettinizStar: YastayızTaraf: Taammüden katliam Akşam: YastayızBirgün: Gözyaşlarımızda boğulacaksınız
Kişiye Özel Doğum Günü Hediyeleri
Doğum günleri her zaman özeldir. Doğum günleri, heyecan vemutluluktur. Bu heyecan ve mutluluğu tamamlayan en önemli unsur da doğum günü hediyesi oluyor şüphesiz. Bu sebepten dolayı da doğum gününde verilecek hediye,diğer özel günlere göre çok daha anlamlı ve değerli olmalı. Kişiye özel doğumgünü hediyeleri, kafanızda olan hediye seçeneğini fazlasıyla karşılayacak. Bakın,inceleyin ve ona göre karar verin.
'Gazetecilerin Özgürlüğünü Kısıtlayanlar Patron Emriyle Yazı Yazan Gazetecilerin Kendisi'
AKP Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz: Şimdi Yılmaz Özdil’in Hürriyet’ten ayrılmasını da AK Parti’ye bağlamaya çalışıyorlar. Bu işin AK Parti ile hiçbir alakası yokturYılmaz Özdil ’in Hürriyet’teki işine son verilmesini yorumlayan AKP Genel Başkan Yardımcısı , bir gazetede yazar olmanın önüne gelene hakaret ve küfür etme hakkını kimseye vermeyeceğini söyledi. Basın özgürlüğünün, hakaret özgürlüğü olmadığını kaydeden Kapusuz, “Türkiye’de gazetecilerin özgürlüğünü kısıtlayan birileri varsa onlar patronun emriyle yazı yazan gazetecilerin bizatihi kendileridir” dedi. AKP Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz, yazısı yayımlanmayan gazeteci Yılmaz Özdil’in Hürriyet’teki işine son verilmesi üzerine başlayan basın özgürlüğü tartışmasına Twitter üzerinden katıldı. “Demokrasilerde küfür özgürlüğü diye bir şey var mı?” sorusunu yönelten Kapusuz, “Bir gazetede yazar olmak, önüne gelene hakaret ve küfür etme hakkını kimseye vermez. Basın özgürlüğü, hakaret özgürlüğü değildir. Bana kalırsa bugün Türkiye’de gazetecilerin özgürlüğünü kısıtlayan birileri varsa onlar patronun emriyle yazı yazan gazetecilerin bizatihi kendileridir. Zira kendi fikirleriyle ve hür iradesiyle değil de patronunun talimatıyla yazı yazan bir gazeteci, gün gelir o patronunun talimatıyla işten el çektirilir. Bu bazı Gazeteciler, zamanında Asker’den emir aldılar, Patronun talimatına göre yazı yazdılar ama sonra yine aynı patronun baskısını hükümetlere yıkmaya kalktılar” dedi. Yılmaz Özdil’in Hürriyet’ten ayrılmasının, AKP’ye bağlamaya çalışıldığını öne süren Kapusuz, “İyi de! Bu kadar süredir Özdil’in hakaret dolu yazılarını yayınlayan ve sahip çıkan yine Hürriyet değil miydi? Bu mesele ne basın özgürlüğü meseledir, ne de hükümetin sorunudur. Bu mesele, Özdil ile patronu arasındaki bir konudur. Kimse bunun üzerinden AK Parti’yi suçlamaya kalkmasın. Aslında Türkiye’de bazı medya patronları, pijamayla Başbakan karşıladıkları günleri ararken, bazı gazeteciler de kalemşör olarak hükümetleri yıktıkları günleri arıyor. Ama o günler geri gelmez” ifadelerini kullandı. Artık bambaşka bir Türkiye olduğuna dikkat çeken Kapusuz, artık siyasete, gazete manşetleri değil milletin yön verdiğini söyledi. AKP’li Kapusuz; “Türkiye’de gazetecilerin özgürlüğünü kısıtlayan birileri varsa onlar patronun emriyle yazı yazan gazetecilerin bizatihi kendileridir” derken, Recep Tayyip Erdoğan’ın “Alo Fatih”lerini veya “Alo Karaalioğlu”larinı unutmuşa benziyor.T24
"Beni Arayan Bir Kişi Semra Özal'ın Eşini Bizzat Zehirlediğini Söyledi"
Can Dündar 'ilk kez yazıyorum' dediği olayda, yıllar önce kendisini arayan kişinin Semra Özal'a ait özel fotoğrafları satmak istediğini açıkladıCumhuriyet gazetesi yazarı Can Dündar , 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal ’ın ölümü hakkında yürütülen soruşturma kapsamında eşi Semra Özal ve oğlu Ahmet Özal ’ın telefonlarının iki sene boyunca dinlenmesine ilişkin olarak kendisine yıllar öncesinde gelen bir teklifi ilk kez yazdı. Dündar, NTV’de yayımlanan “Bir suikastın anatomisi” adlı programdan sonra telefonla ulaşan bir kişinin, Semra Özal’a ait özel fotoğraflar olduğunu ve bunları satmak istediğini anlattı. Dündar yazısında arayan kişinin, “Semra Hanım’ın bunları bildiği, eşini de bu fotoğrafları görmemesi için bizzat zehirlediği” iddiasını aktardı.Can Dündar’ın Cumhuriyet’te “Tarihimizin en esrarengiz ölümü” başlığıyla yayımlanan (14 Eylül 2014) yazısı şöyle:Özal öldürüldü mü?Bilmiyoruz.Kuşkular var; ama somut veri yok.Eldeki tek somut veri, Özal’a daha önce suikast düzenlendiği gerçeği…O da karanlık bir teşebbüstü.1992’de, Kartal Demirağ ile 32. Gün için Dazkırı’da görüşmüştük. Çiğdem Anat’ın “Sizi kim eğitti” sorusuna Demirağ, şu cevabı vermişti:“Komando kamplarında bir emekli general eğitti bizi…”Ne o kamplar ne de emekli general ortaya çıkarıldı.Özal suikastını, Cumhuriyet Savcısı Uğur Tönük araştırıyordu. Onunla da konuşmuştum.İnanılmaz şeyler anlattı:“Araştırmamız sonucunda, Dazkırı’da bir kontrgerilla teşkilatı kurulduğunu, Demirağ’ın da bu teşkilatın yetişmiş elemanı olduğunu saptadık. Suikastta kullanılan silahın Demirağ’a kongre salonunda polisler tarafından verildiğini tespit ettik. Tahkikat belli bir noktaya ulaşınca MİT’ten olduğunu tahmin ettiğim 3 kişi beni İstanbul Ulus’ta bir villaya çağırdı ve bu tahkikatı yapmamamızı söyledi. Durduk.”Ne o salondaki polisler ne de MİT’ten olduğundan şüphelenilen kişiler bulunabildi.4 yıl önce Semra Özal, eşinin ölümüyle ilgili kuşkuları olduğunu söylediğinde kendisini ziyarete gittim.Çok ilginç bir şey anlattı:Özal’ın ölümünden sonra, Semra Hanım evde yokken bir Azeri genç gelip kapıdaki korumaya bazı bilgiler vermiş; Elçibey’e sempatisi nedeniyle Özal’a Bakû gezisi sırasında ağır ağır tesir eden bir zehir verildiğini, bu zehri bildiğini anlatmış. İstanbul’da kaldığı otelin adresini vermiş, “Bulamazsanız şunlar beni tanır” diyerek bir karıkocanın ismini bırakmış.Semra Hanım konudan haberdar olunca hemen korumasını gencin oteline göndermiş. Azeri genç, otelde yokmuş. Bahsettiği karıkocaya gidilmiş. Onlar da “Bizim öyle biriyle ilgimiz yok” demiş. Sonraki günlerde de Azeri genç otele gelmemiş.O Azeri genç de bulunamadı.Ahmet Özal, “Babamın öldürüldüğüne inanıyorum” deyince 2010’da NTV’de bir program yapıp Özal’ın ölümünü bütün tanıklarıyla masaya yatırdık.Semra Özal da katıldı.Yayın tam 5.5 saat sürdü.Orada Ahmet Özal, bir laborantın uyarısı üzerine dilekçe verip hastaneden babasına ait kan örneklerini istediğini anlattı.Hastane, dilekçeye karşılık, “Kan yanlışlıkla dökülmüş” cevabını vermişti. Ahmet Özal da, Kanal 6’da yöneticiyken hastaneye gizli kamerayla bir muhabir yollamış ve kanı sordurmuştu. Alınan cevap, kan donduran cinstendi:“O kanda, bir insanda olmaması gereken şeyler vardı.”Kanı yanlışlıkla döken görevli de bulunamadı.Programda kafa karıştıran bir başka tanığı konuşturduk:Antalya’dan gelen bir işadamı, Cumhurbaşkanı Acil’e getirildiğinde kendisinin de nişanlısıyla orada olduğunu ve Özal’ın karnını tutarak inleyişine tanık olduklarını söyledi. Oysa hastaneye geldiğinde Özal’ın kalbinin durduğu biliniyordu. Bu iki tanığın ifadeleri, diğer tanıklarca reddedildi.Ancak program ciddi bir sonuç verdi:Yayından sonra Çankaya benden yayın bandını istedi. Ve hemen ardından Cumhurbaşkanı’nın talimatıyla Devlet Denetleme Kurulu, Özal’ın ölümünü incelemeye aldı.İş savcılığa intikal etti; yine sonuç çıkmadı.NTV’de “Bir suikastın anatomisi” programını yaptıktan sonra, -burada ilk kez yazacağım- bir başka tuhaflık oldu:Yayından hemen sonra bir telefon geldi. Tanımadığım biri, elinde Semra Özal’ın özeline ait fotoğraflar olduğunu söyledi.“Semra Özal’ın fotoğrafları mı” diye sordum hayretle... Telefondaki, Semra Hanım’ın bunları bildiğini, eşini de bu fotoğrafları görmemesi için bizzat zehirlediğini anlattı.Fotoğrafları satmak istiyordu.Ne özel hayatla ilgilenirdim ne de böyle bir kirli pazarlığa girerdim. “İlgilenmiyorum” deyip kapattım.Bu saçmalıktan da hiçbir yerde bahsetmedim.Ancak dünkü gazete manşetleri, o gün bana gelen telefonun, birilerince ciddiye alındığını gösteriyor.Şimdi öğreniyoruz ki, Özal’ın ölümüne dair soruşturmada bir gizli tanığın ifadesiyle, Özal’ın yakınındaki 54 kişi dinlenmiş.Ahmet ve Semra Özal da, “kasten adam öldürmek” suçlamasıyla 2 yıl boyunca takibe alınmış. Haklarında 19 kez dinleme kararı verilmiş.Bu takibe dayanak oluşturan “Selçuk” kod adlı gizli tanığın, iddianameye konmayan ifadesi bana tanıdık geldi:“Semra Özal’ın birtakım kirli işleri kasete alınmış. Bu bilgilerle ona şantaj yapılmış. Turgut Özal’ı ona zehirlettiler.”Şikâyetçi iken şüpheli duruma düşürülen Ahmet Özal dün, “Bunlar bizi delirtecek” diye feryat ediyordu.Semra Özal ise “Bunlar beni de eşimi de her gün bir daha öldürüyorlar” diyordu.Yakından izlemeye çalıştığım bu ölüm vakası, bütün soru işaretleriyle birlikte giderek esrarengiz bir Hollywood filmine dönüşüyor.Belki de Özal, sadece boğazına hâkim olamadığı için can verdi; ama eski bir cumhurbaşkanının ölümünün 21 yıldır aydınlatılamaması, bu devletin ayıbı olarak orta yerde duruyor.T24
Katledilişinin 9. Yılında 9 Madde ile Hrant Dink Cinayeti
Gazeteci Hrant Dink'in Agos gazetesinin önünde öldürülüşünün üzerinden tam 9 yıl geçti.Ve Hrant Dink için adalet arayışı o günden bu güne devam ediyor. Hâlâ cinayetin arkasındaki esas faillere, tetiği çekenler kadar Dink'in öldürülmesine göz yumup bu cinayete 'yol verenlere' de ulaşılmaya çalışılıyor. İşte Hrant Dink cinayeti ve 9 yıl boyunca yaşananlar...
Gazete Manşetleri | 5 Şubat Perşembe
Hürriyet: 15 bin km'lik büyük kaçışMilliyet: Edirnelileri taşkınlardan kurtarma planı Sabah: El koymasaydık Bank Asya batardı Vatan: Kral’ın intikamı çok ağır olacak! Habertürk: Minik Poyraz'ın mavi odası!Star: Kozmik Bank'ın şifresi kırıldı Taraf: Bir saatlik sır Akşam: Resmen sıfırı tüketmiş!Birgün: Yalanın 'Ala'sıCumhuriyet: Bakan bu kez Saray'ı unuttuZaman: Banka yönetimine böyle el konulamazYeni Şafak: Bank Asya ve paralel kollarıEvrensel: Kürtaj fetvasıyla yasayı deldiler
Gazete Manşetleri | 7 Şubat Cumartesi
Hürriyet: Tenzili CübbeMilliyet: Hakan Fidan SiyasetteSabah: Başkanlık İçin 400 Vekil VerinBirgün: Tek Adam İçin 400 MilletvekiliCumhuriyet: AYM Üzerinde Erdoğan GölgesiTaraf: Hortumu Yurda BağladılarZaman: Geçici Atama HukuksuzStar: Hoca mısın Banka Patronu muTürkiye: CHP Silivri'ye MahkumBugün: Kaçak Aşıklara Kanlı TakipEvrensel: Yasakların Efendisi
Gazete Manşetleri | 15 Şubat Pazar
Hürriyet: Özgecan isyanıMilliyet: Vahşet ötesiSabah: UmursamıyorumPosta: Hepimiz ÖzgecanızVatan: Bir daha erkek eli değmesin diyeZaman: Özgecan Türkiye'yi ağlattıCumhuriyet: Taş kalplilerTaraf: AKP'ye karşı çara yan yana durmakHaber Türk: 'Bekliyorum'Star: İmamları dünyaya anlattıkAkşam: Meksika imamını Nieto'ya anlattım
Gazete Manşetleri | 14 Şubat Cumartesi
Hürriyet: Yavru Saray KavgasıMilliyet: Ve Obama'dan O Taziye GeldiSabah: Paralel Çete KıskıvrakPosta: İşkenceVatan: Vicdansızlık Bu!Zaman: Öğretmene 'Sosyal Meselelere Duyarsız Kal' TalimatıCumhuriyet: TIR'daki Sır AydınlandıTaraf: Sen Neredesin Eyy ErdoğanHabertürk: Şubat SürpriziBirGün: Bu Konuyu Anladınız mı Yoksa Tekrarlayalım mı?Star: ABD Polisi Katliamı BeklediAkşam: Kanca Atıp DinlemişlerEvrensel: Laiklik Dersi