onedio
Görüş Bildir

Yıldırım Demirören Haberleri

Yıldırım Demirören ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Yıldırım Demirören ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Digitürk'e TFF Talip Oldu
Türkiye Futbol Federasyonu'nun (TFF), TMSF'nin elinde olan Digiturk'ün yüzde 63 hissesini alma projesi olduğu öğrenildi.Edinilen bilgiye göre Türkiye Futbol Federasyonu, TMSF'nin elinde olan Digiturk hisselerinin yüzde 63'ünü alma yolunda adımlar atıyor. Dünyada ilk olacak olan bu durum önümüzdeki günlerde netlik kazanacak. TFF Başkanı Yıldırım Demirören'in koyunla ilgili olarak bugün Kulüpler Birliği yetkilileriyle görüştüğü ve olaya sıcak bakıldığı öğrenildi. Yeni Şafak
Yazarlar Trabzonspor-Fenerbahçe Maçını Yorumladı
Spor Toto Süper Lig'de Avni Aker'de oynanan olaylı Trabzonspor-Fenerbahçe maçını usta kalemler yorumladı... İSKENDER GÜNEN: Böyle taraftarlık olmaz olsun!.. Yazık! Binlerce kere yazık! Taraftar kendi takımını ancak bu kadar sabote eder. Maça iyi başlayan pozisyonlar bulan Trabzonspor'du. Yusuf'la üst üste girilen iki gol pozisyonu var. Hemen ardından Trabzonspor taraftarı demek bile mümkün değil, tribündekiler sahneye çıktı. Maç bir süre durdu sonrasında ise Fenerbahçe'nin golü geldi. Golden sonra ise Trabzonspor toparlanmaya çalıştığı anda, yine akıl almaz bir şekilde oyunu durdurmayı başardılar! Bir başkasını suçlamaya bana göre gerek yok. Sorarım size, 2013-14 sezonu başladığı günden itibaren takımını her maçta bütün çağrılara rağmen yalnız bırakan sözüm ona taraftarlar dün, bir sezondur gelmedikleri stada gelerek takımına iyilik mi yaptılar? Ligdeki her maçta, Avrupa Liginde tarih yazarken bile desteğini takımdan esirgeyen ve 5 kuruş geçmişleri olmadığı halde an itibariyle takımlarını binlerce lira zarara sokan, sahasının kapanmasına neden olan bu insanlar geçekten kime zarar verdiklerinin farkında değiller. Böyle taraftarlık olmaz! Asıl suçlu Trabzonspor'un içinde. Oyuncularını baskı altında tutup en kötü zamanlarında sadece eleştiriden başka bir şey yapmayan bu çoğunluğa taraftar demek bana göre son derece haksızlık olur. Eğer bu anlayıştaki insanları Trabzonspor'un gerçek sahipleri tribünlerden uzaklaştırmazsa çok daha kötü günler Trabzonspor'u bekliyor. ÖMER ÜRÜNDÜL: Futbolun kara gecesi! Dün gece Avni Aker'de ne yazık ki Türk futbolu adına çok üzücü olaylara şahit olduk. Daha takımlar ısınırken atılmaya başlayan yabancı maddeler, maç başladığı andan itibaren de devam etti. Benim en çok üzüldüğüm olaylardan bir tanesi de; Türkiye'nin en önemli FIFA hakemlerinden biri olan Bülent Yıldırım'ın böylesine olaylar yaşanırken maçı devre sonuna kadar devam ettirmesiydi. Belki hakemlere mümkün olduğunca 'Oyunu oynatmaya çalış' tavsiyelerinde bulunuluyor ama bir hakem öncelikle sporcuların ve hakem arkadaşlarının can güvenliğini düşünmek zorunda. Dünyanın hiçbir ülkesinde bu tip olaylar baş gösterdiği anda o maçlar kesinlikle devam etmez. Ama maalesef Bülent Yıldırım uzatmalarla beraber yaklaşık bir saat bu tablodaki maçı oynatmaya çalıştı. Allah'tan ki bu kadar kaya parçalarının, kapı tokmaklarının atıldığı sahada herhangi bir cisim futbolcu ve hakemlere isabet etmedi. Trabzon seyircisi her şeyden önce kendi takımlarını da mağdur etti. Onların daha ilk dakikadan itibaren motivasyonlarını bozdular. Öylesine şartlanmışlardı ki devre biterken takımları lehine kazanılan frikikte belki de bir pozisyon olacaktı. Onu dahi beklemek lüzumunu hissetmediler. Taraftar kendi takımına zarar veriyor. Örneğin Kadıköy'deki ilk maçta F.Bahçe net favoriyken, Trabzonspor rakibinden puan aldı, hem de bileğinin hakkıyla. Neden kendi evlerinde her maçı kaybettiklerini de kendilerine sormaları lazım. Böylesine önemli bir maçta futbol yazmak isterdik ama ne yazık ki buna şansımız olmadı. GÜRCAN BİLGİÇ: 1 numaralı (!) senaryo 3 Temmuz'dan sonraki dokuzuncu maçtı bu. Bir tane Ankara'da kupa finali var, dörder tane de iki kulübün sahasında... Sürecin en sıcak, en öfkeli döneminde bile dünkü gibi tepki olmadı, böylesine kötü şeyler yaşanmadı. Aradan geçen üç yıla, bunca maça rağmen dün tribünlere gelenler, bir rövanş peşine düşüyor ve bu oyunun bir numaralı aktörlerinin, sahadaki oyuncuların sağlığını tehdit ediyorlar. Neden daha önce olmadı bunlar da, üç yıl, üç maç sonra Trabzonspor taraftarları maçı oynanmaz hale getiriyorlar . Çünkü söylemler o kadar sert ve grilikten yoksundu ki, tüm kenti ve tribünleri bir maç havasından çıkardı. Nefret politikasıyla, düşman hedeflemesinin peşinden koşmakta çekinmediler. Çünkü '1 numara' nın dediğini yaptıklarını sanıyorlar. Geçmişte bu olayları sosyoloji ile açıklardık. Trabzonspor'un şampiyonluk mücadelesinde, rakibinin hep Fenerbahçe olması, iki takım rekabetinde kenti başkalaştırdığını kanaat getiriyorduk. Bütün bu hassasiyetlere veya mayınlı alanlara rağmen, kulüpleri yönetenlerin yangına körükle gitme huyu değişmedi. Gerilimin gölgesine sığınmayı tercih ettiler. Faturaları saha dışında aramayı adet haline getirdiler. Çünkü başkası, kendi başarısızlıklarını ortaya çıkaracaktı. Bülent Yıldırım, dün maçı tatil etmek için aslında çok geç kaldı. Hakem, ısrarla sabırları zorladı, nefretin-tepkinin azalacağını umdu. Atılan taşların büyüklüğünü görüp, sahadaki Fenerbahçeli oyuncuların yerine koyduğunuzda kendinizi, kurban olmak dışında bir hissi taşıyamazsınız. Kimse hak etmiyor bunu. Futbola saygısı kalmamışların imal ettiği bir üründür Avni Aker'de yaşananlar. Alsınlar, ceplerine koyup dolaşsınlar. Biz ne dersek diyelim, nasıl olsa onlar kendilerini haklı çıkartacak başka bir nefret cümlesini kurmayı başaracaklardır. AHMET ÇAKAR: Böyle olacağı belliydi! Bu karşılaşma haftalardır özellikle Trabzonspor cephesi tarafından sürekli gerdirildi ve dün gece de Trabzon taraftarı Fenerbahçe'ye 3 puanı hediye eden taraf oldu. Sahaya bakıyoruz, dört dörtlük bir hakem. Birbirlerine karşı centilmence oynayan futbolcular. Ama özellikle Volkan Demirel'in koruduğu kalenin arkasında belli ki provokatörlerle bezenmiş bir tribün var. Maçın ilk dakikasından tatil edildiği dakikaya kadar sahaya her şeyi attılar. Sekiz metrelik sütunu kırdılar. Kapı kollarını Volkan'a attılar. Ayrıca sahaya atılan maytapları ve yabancı maddeleri saymıyorum bile. Hakem ilk yarının ortasında yardımcılarını yanına çağırdı ve tribünlere 'Bu işe son vermezseniz içeri gireceğim' mesajı verdi. Aynı dakikalarda birçok Trabzonsporlu oyuncu ve özellikle kaleci Onur seyirciyi yatıştırmaya çalıştı ama nafile... İlk devrenin son dakikasında Trabzonspor sol çaprazdan bir serbest vuruş kazandı. Oyuncuların neredeyse tamamı Volkan'ın koruduğu kalenin önünde... Ve işte o dakikalarda sahaya yine patlayıcılar yağdı. Bülent Yıldırım da maçı haklı olarak tatil etti. Bu işte yüzde yüz provokasyon var. Akıllı Karadenizli bu maçı tatil ettirmez. İlk devrenin sonunda maçı tatil ettirmek demek, Fenerbahçe'nin hükmen kazanması demek. Oysa ki koskoca bir 45 dakika daha vardı. Trabzonspor pekala beraberliği yakalayıp Fenerbahçe'ye iki puanlık bir zayiat verebilirdi. Peki şimdi ne oldu? Sayın Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu'na sormak lazım; ' Fenerbahçe'yi şampiyon yapmamak için elimizden gelen her şeyi yapacağız' demişti. Ama dün gece bazı Trabzonspor taraftarları Fenerbahçe'yi şampiyon yapmak için ellerinden geleni yaptılar. ERMAN TOROĞLU: Yazıklar olsun Türk futboluna!  Bülent Yıldırım maçı 45+10'da çok doğru nedenlerden dolayı yarıda bıraktı. Peki Bülent Yıldırım bu maçı neye dayanarak yarıda bıraktı? Bülent Yıldırım kuralları uyguladı, maçı yarıda bıraktı. Eğer kuralları uygulamasaydı çok büyük vebal altında kalırdı, bir daha hakemlik yapamazdı. Çünkü bir yerde disiplin varsa kural vardır. Yani kestirmeden adalet. Peki bu maç neden yarıda kaldı? Bu maçın yarıda kalacağını ben adım gibi biliyordum. Açınız telefonunuzu 'Turkcell goller cepte Erman Toroğlu' diye yazınız. Maçtan evvel neler söylemişim görürsünüz. Ey Türk halkı, bu maçı yarıda bırakan veya bırakılmasına neden olan iki tane adam var. Birisi devamlı 'Ben F.Bahçeli'yim ve F.Bahçe'nin zarar görmesini istemiyorum' diyen Mehmet Ali Aydınlar'dır. İkincisi oraya çeşitli vaatlerle gelip adaleti uygulamayan ikinci adam olan Yıldırım Demirören'dir. Bu iki isim Bülent Yıldırım gibi kuralları uygulamadığı için dün akşamki maç yarıda kalmıştır. Ve bu kan davası daha çok devam edecektir. Herkes kına yaksın. Ben bu filmleri futbolculuğumda ve hakemliğimde de çokça gördüm. Bunlar bana hiç yabancı değil. Ama yayıncı kuruluş dahil herkesin kendine bayağı bir çeki-düzen vermesi lazım. Ben gidecektim, Türk futbolu marka değeri kazanacaktı. **Ben gidecektim Türk futbolu kurtulacaktı. Alın Türk futbolunu gözünüze sokun. Bu maç bana hiç yabancı gelmedi. Herhalde 25 sene evveldi. Ben de Trabzon'da bir maçı yarıda bıraktım. Aynı görüntülerle. Orada da sebepler vardı ama başrollerde hep yöneticiler vardı. Teşvik primleri, şikeler. Bu kadar yıl geçti demek ki Türk futbolunda bir şey değişmiyor. O iptal ettiğim maçta da assolist iki takım vardı. Biri Beşiktaş, biri G.Saray. Yazıklar olsun Türk futboluna. Dünkü maçı iptal etmeyen hakemin lisansını yırtarlar. Aslında Bülent Yıldırım iyi tahammül etti, açık kapı bırakmadı. 4-4-2, 4-3-3, 4-2-4, 1-4-2-3 hepsi hikaye Türk futbolu şu anda sıfıra sıfır elde var sıfır. Peki assolistler kim mi? Bir çırpıda size 5 tane isim sayarım. Ama şunu bütün samimiyetimle söylerim ki aralarında ben yokum. Bana karşı kim varsa şu andaki iğrençliğin assolisti onlardır. RIDVAN DİLMEN: Türk sporunun vay haline!.. Trabzonsporlu oyuncular ve Hami Mandıralı da olmak üzere bütün herkese yazıklar olsun. Bülent Yıldırım galiba 'Birileri yaralansın' diye bekledi. Bu maçın 54 dakika oynanması imkansız. İllaki birinin yaralanması, ölmesi mi lazım. Bu maç seyircisiz oynanacak galiba. Fenerbahçe ve Trabzonsporlu oyuncuların can güvenliği yok. Bu maçta bu şekilde korner, taç falan kullanılmaz. Can güvenliği olmadan mücadele ediyorlar. Ve hala 'Maç devam edecek mi?' diye düşünüyorsak vay halimize. Kaya geliyor, sahaya 'Bunu çekin oynayalım' diyorlar. Yazık böyle işe. Bu maç 54 dakika sürmez. Yazık bu çocuklara. Burak'ın yüzüne madde geldi, Rize'nin stadı kapanmadı. Bu nasıl yönetim? Volkan'ın kafasına gelse o taş... Sonra şampiyon olsan ne olur, 5 yesen veya atsan ne olur. Ben Hacıosmanoğlu başkanın yerinde olsam gider hakeme 'Hocam bu maçı oynatma' derim. Bu maçın ikinci yarısı oynanmaz, oynanmamalı. KURBANLIK KOYUN GİBİ** Oyuncular kurbanlık koyun gibi bekliyorlar. Böyle bir şey olabilir mi? Bu maç oynanır mı? Günah bu oyunculara... Hala oynanacak oynanmayacak tartışması yapılıyorsa, Türk sporunun vay haline... Can güvenliğinin olmadığı bir yerde çocuklar sahaya çıkmışlar ve 4 tane siyahlı hakem var. Hakemlerin işi penaltı vermek değil oyuncuların güvenliğinden sorumlu olmak. Volkan'ın kafasına gelse o taş, Allah göstermesin, sen 3 tane gol atsan ne olur, 5 tane atsan ne olur... Bülent Yıldırım, Fenerbahçeli oyuncuların sağlığını riske attı. Fenerbahçeli oyuncuların eğer bir yerine bir şey olmadıysa bu Bülent Yıldırım'ın şansıdır ya da o maddeleri, taşı atanın isabet ettiremeyip, ıskalamasıdır.
Şenol Güneş'ten Duygun Yarsuvat'a Sert Sözler!
Bursaspor teknik direktörü Şenol Güneş, Özlüce Tesisleri’nde düzenlediği basın toplantısında, gündeme dair açıklamalarda bulundu.Şenol Güneş, ligin 13 haftasının geride kaldığını, listeye bakıldığında 19 puanla 7'nci durumda olduklarını hatırlattı. Hiçbir rakibe karşı kötü futbol oynamadıklarını, oyun olarak olumsuzluk görmediğini vurgulayan Şenol Güneş, daha sonra şöyle konuştu:'Yükselen bir değeriz. Şu anda ilk 4’te olmalıydık. Bizden yukarıda olan takımlardan Trabzonspor ile bu hafta oynayacağız. Durumumuzu yukarıya çekme şansımız var. Umut veren bir oyun oynuyoruz. Kadromuzun iskeletinin tecrübesi artacak ve sonuçlarla güveni artacaktır. Ziraat Türkiye Kupası'nda da 2 maçta da 1’er puan aldık. Ama umutsuz bakmıyorum. Herşeyi kaybetmiş değiliz.''PENALTININ GOL OLMAMASINA SEVİNDİM'Kupa maçlarını da değerlendiren Şenol Güneş, şunları söyledi:'Mersin İdmanyurdu maçında kendi sahamızda son dakikada penaltımız var, o penaltının gol olmamasına da sevindim. Hep akılda kaldı. 18 dışında olan bir hareketin penaltı verilmesi, haksız bir karardı. Zaten bir tane haksız karar vardı ve golü atamayarak adaleti yerine getirmiş olduk. Bir sıkıntımız da sizin de gördüğünüz gibi Centone Karagümrük maçındaki yaşananlar. Bizim orada suçlama düşüncemiz yok. Anlatmaya çalıştığımız, Türk futbolu, federasyon, hakemler, seyirciler, medya herşeyin içinde olduğu camiadır. Bunun da başında federasyondur. Profesyonel takımların yarışacağı sahalar kontrol edilmeli. Oyuncuların sakatlanmasına sebep olabiliyorsunuz. Buna hakkınız yok. Bunu tahmin ettiğimiz için yazı yazdık. Eğer bu kadar yaptırım hakkınız yoksa hiçbir yaptırım hakkınız olmaması gerekiyor. Karagümrük başkanı 1 hafta önceden maç bileti satıyordu, bizim yazdığımız yazılara cevap verilmedi. Yönetenler karar verir. Bu konuda herhalde yanlış algılama var. Şahsımla ilgili bir takım beyanlar kullanıldı. En azından İstanbul’da Karagümrük maçında beni görmeye gelseydi yeterdi. Oradaki arkadaşlar evlerine davet etti beni. Karagümrük taraftarları sevgiyle çağırdı. Ama sorun şu evlerin tribün olduğu bir yerde oynadık. Evlerden olumsuzluk olsaydı, evler mi kapanacaktı. Biz yaşadıklarımızı paylaşıyoruz. Futbol güzelleşsin diye konuşuyoruz.''SAHAYA 5 TANE SEDYE GİRDİ'Centone Karagümrük maçının hakemleri konusuna da değinen Şenol Güneş, bu konuda şöyle dedi:'Ben ofsayttan 90+2’de gol yedim. Hakem itildi kakıldı, yine konuşmadım. Maçta 9 kişi kaldık. Eklenen 3 dakikayı anlayamadım. 9 kişiyim doğru ama 5 tane sedye girdi sahaya. 3 dakika neden oynatıldı, diye soruyorum? 15 kişi için 15 bin kişilik tribünü kapatıyorsunuz. Peki orada evi kapatırsanız ne olur? Sonra seyirci neden sahaya gelmiyor diyorsunuz. O konuda da bir adım atıldığını düşünmüyorum. Oturduğunuz yerde kulüplerden para cezası almak yerine ödüllendirme ile yapın o zaman. Taraftarı olmayan kulübün hiç sorunu olmuyor o zaman. Tek sebebi passolig değil. Futbol güzelliği kadar, seyirci giriş çıkışı, medya ilişkileri tüm bunların hepsinin fikirlerinin alınıp ortak akılda buluşturularak yeni düzenleme yapılabilir. Ama hiçbir gayret görmüyorum. Bizim taraftarımız Karagümrük maçına gidemedi. Ben bunu Kıbrıs’ta gördüm. Baskı yok dediler, polisler silahlarla araca bindiler ve gerginlik yok, diyorlar. Demek ki bir rahatsızlık var. Keyif içinde oynanan oyunu ne hale getiriyoruz. Çelişkiler yumağı içinde gidiyoruz ve patinaj yapıyoruz. Birçok takım, sonuç için yapıyor, beni de aynı kefeye koyuyorlar. Ben orada yokum. Sayın federasyon başkanı, mutlaka yenilikler yapmak istiyordur, onlara karışamam. Ama yaşayan biri olarak fikirlerimi söylemek durumundayım. Ben başarısızlığıma kılıf aramak için iş yapmıyorum. Başarı nedir, başarısızlık nedir bunun ölçüsü de yoktur.''TRABZONSPOR'U YENMEK İSTİYORUZ'Pazar günü sahalarında oynayacakları Trabzonspor maçını değerlendiren Şenol Güneş, rakiplerinin kendilerinin üstünde olduğunu belirtti, şöyle dedi:'Kazanırsak Trabzonspor'u geçeceğiz. Kaybettiğimiz puanları geri getirmek için bu maçı almak istiyoruz. İki büyük camianın takımlarının fair play ruhu içinde yarıştığı maç olacağını düşünüyorum. Trabzonspor’un iyi bir takımı ve antrenörü var. Biz de iyi bir takımız ve büyük bir camiayız. Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş’la kafa kafaya yarışacak bir camiayız. Belki bir takım kırılmalarımız olacak bu sezon. Büyümek istiyorsak, değişeceğiz. Bu süreçte de bazı yaralanmalar olacak. Bir düşünce ortaklığı sağlamamız gerekiyor. Ben gitsem de bu düşüncelerin doğruları varsa, bunların devam etmesinden yanayım. Başka hiçbir şey beni mutlu etmez. Burada güzel bir maç olmasını istiyorum.''KENDİMİ BORÇLU HİSSEDİYORUM'Takımının durumuyla ilgili bilgi veren Şenol Güneş, şöyle devam etti:'Cezalı olarak şu an Traore görünüyor. Ethem'in sakatlığı var. Centone Karagümrük maçında da Serdar, Volkan, Ozan, Bekir, Emre sakatlandı. Suni çim sakatlığını zaten biliyorduk. Serdar’ın ne kadar süreceğini bilmiyoruz. Orada kendimi ilk defa vicdanen üzüldüğüm olay oldu. Kimseyi rahatsız etmesin. Federasyon başkanını hiç rahatsız etmesin. Serdar bana maçtan önce oynamak istemediğini söyledi. Kendimi borçlu hissediyorum ama oynatmak durumundaydım. kendisi pazar günü maç oynamadığı için seçtim. Ya Civelli, ya o oynayacaktı. Maalesef sakatlık geçirdi. Bu oyuncunun sakatlanmasında ben de kendimi sorumlu hissediyorum ama yapacak da bir şey yoktu. Aynı şekilde Volkan, Ozan sakatlık geçirdi. Bu tip sahalarda üst seviyede oyuncuların riskleri var. Futbol kalitesi düşüyor. Bu kaliteden memnun olanlara afiyet olsun yesinler devam etsinler.'Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören’in MHK eski başkanı Zekeriye Alp'ın istifasını değerlendirmesi konusunda da görüşünü açıklayan Şenol Güneş, sözlerini şöyle sürdürdü:'Zekeriye Alp’in istifasının benimle ilgisi yok. Çünkü ben atamadım. Şark kurnazlığı yapıyorlarsa yanlış yola giriyorlar. Federasyondan alacağım var. Belki onu da bilmiyor onu da hatırlatayım. Hem de yüklü bir para. Benim bir borcum yok. Ama beni buraya getirdiği için teşekkür borcum da var. Beni başka biriyle karıştırmasınlar. Zekeriye Alp beni aradı teşekkür etti. Orada belki gitmesini istiyorlardı, bu oyunu yaptılar. Madem o kadar istiyorlardı arkasında dursaydılar. Benim bu kadar etkim olsaydı, o kadar çok şey yapardım ki Çarşı grubunun mahkemede söylediği gibi. En azından Türk futbolunun kalkınması için çok daha büyük hamle yapardım. Benim konuşmamı doğru bulmayabilir. Hocam yanlış konuşuyorsun, derse susarım. Ben söylediklerimin arkasında duruyorum. Josue’nin yazısında benim ismim geçirilerek sebebinin ben olduğum yazıldı. 5 maç da ceza verebilir. Ben karışmam o işlere. Ben haksızlığa karşıyım. Josue orada kendini kaybetti. Orada bir dengesizliği vardı. Faul yaptı, gol yedik. O zaman şike mi yaptı? Şamil eliyle vurdu. Bana burada yorum yaparak benim üzerime yığmak doğru değil. Akvaryum kirliyse bu kirlilikten herkes nasibini alır. Bu akvaryumu temizleyelim. Günah keçisi aramayın. Günah keçisi buluyorsunuz. Adamları değiştirip dururuz. O yüzden patinaj yaptığımızı söylüyorum. Benimki suçlama değil, paylaşım. Susma hakkımı kullandım, toplantı yapmıyorum. Bunları kendilerine de söylüyorum. Futbolun değişimi için adım atacaklarmış kimle atacaklar? Bu ülkede şiddet varsa futbolda şiddet olacak. Biz güzellikler olsun topluma da olumlu yansısın diyoruz. Ben de yanlış yapıyorum o zaman. Benim için çocuk da, büyük de, işçi de, memur da insani değerdir. Ama onların bakışı farklı olabilir. İyi bir iş adamısınız, iyi bir federasyon başkanısınız, iyi takımlar olsun, Türkiye çok güzel bir ülke olsun istiyorum. Bunda hakaret yok, mesaj yok. Ben taraftar küfrederse ona da karşıyım. Beni o alan içinde gördüler mi? Vur, kır, parçala tezahüratına da karşıyım. İyi futbolla rakibi hırpalayacaksın. Gidin futbolcularıma sorun. Kafamızı kuma gömmeyelim.'Ozan Tufan ve Serdar Aziz hakkında çıkan transfer haberleri hakkında da açıklamalarda bulunan Şenol Güneş, şunları söyledi:'Bunların bizim oyuncumuza da kulübe de yararı yok. Bizim gazetede yer almamız sadece Ozan ve Serdar’ın transferiyse Türk futbolunun halini düşünün. Diğer kulüplerin bir çoğu bunu gazeteciler kanalıyla kamuoyu oluşturabiliyor. O yüzden güçler dengesi hatalı. Ozan ve Serdar konusunda 1 yıl daha burada kalmalarından yanayım. Bugün Türkiye’nin en iyi stoperi olacak Serdar’ı yaşıyoruz. Serdar’ın yetenekleri var, eksiklerini düzeltmeye başlamıştı. Yıldız oyuncu alırsanız hem ona hem Türk futboluna zarar verirsiniz. Belki 1-2 sene sonra geç kalınmış da olsa Türkiye’nin dünyadaki en iyi stoperi olacak Serdar. Burada yaşam ve Türkiye’nin koşulları onu geriye itiyor. Arda da böyleydi. Serdar’ın önünde çok zaman olduğunu düşünüyorum. Aynı şey Ozan, Serdar ve Enes için de geçerli. Enes oynattığım oyunlarda benim düşündüğüm Enes gibi oynamadı. İsteğiyle oyunu örtüşmedi. Son dönemde oyun hırsı düzeliyordu ama sahada bunu gösteremedi. Hataları olacak, belki bize zarar verecek ama yetenekli oyuncu. Yeteneğiyle üst seviyede. İsteğiyle, çalışmasıyla üste çıkarmalı. Volkan Şen de hızlı bir şekilde değişimle büyüyen bir oyuncu. Volkan çok şey gördü yaşadı ve onlardan dersler çıkarıyor. Onların eskilerini görüp örnek olan oyuncular batağa giderler. Ama şu anda çok iyiye gidiyor.'GALATASARAY BAŞKANININ AÇIKLAMASIŞenol Güneş, Galatasaray Başkanı Duygun Yarsuvat'ın şike süreciyle açıklamalarının sorulması üzerine şöyle konuştu:'Hiç girmek istemediğim bir konu. İşte hukukçular bunlar. Bunu söyleyen kulüp başkanı. Ne zaman şike süreci oldu. 4 yıl geçti şimdi mi geldi aklına? Gerçekse çok kolay. Failleri belli. Paraleller var, kareler var, dikdörtgenler var. Kolay nasılsa hapisteler sorarsın soruşturursun. Fenerbahçe kulübü inkar mı etmiş? Peki bu kim oluyor? Ben haksızlığa uğramayı çok iyi biliyorum. Ben çok gerçekler biliyorum söyleyemiyorum çünkü delillendiremiyorum. Fenerbahçe ben şike yapmadım diyor. O zaman yapmadığı için Fenerbahçe’yi koruyalım. Bir yanlışlık var. Türkiye’de ortalık bulandırma hikayesi var. Ben o suda olmak istemiyorum. Bana benim zenginliğim yeter. İşte Türkiye’de hukukçular bunlar. Ben tahkime gittiğimde yapılan haksızlığa bugünkü Cumhurbaşkanı da biliyor. Gücün hukuku olmasın, dediğim lafı o günlerde söyledim. O gün söylediğimde ben yalnızdım. Hukukun gücü olmalı.'DHA
"Şampiyonluk ve Kupa Fenerbahçe'nin"
Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören şike sürecinin artık kapandığını ve kupanın sahibinin Fenerbahçe olduğunu açıkladı. Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören Beyaz TV'de yayınlanan Derin Futbol programında şampiyonu açıkladı. Türk futbolunda derin bir darbe yaratan 3 Temmuz süreci ile ilgili açıklamalarda bulunan Yıldırım Demirören, şampiyonun kesin olarak Fenerbahçe olduğunu söyledi. Programda şike süreci ile ilgili sorulan soruya 'Bu süreç bizim için bitmiştir' diyen Yıldırım Demirören, kupanın sahibinin Fenerbahçe olduğunu söyledi. Şike süreci bitmiştir Yıldırım Demirören; 'Bugünün Türkiye'sinde şike davasının gerçek olduğuna inanıyor musunuz? Bizim ağzımızdan çıkan lafın dönüşü olmaz. O dönem Trabzonspor başkanına gidip 'Eğer haklıysan kupanı alırsın.' dedim. 3 Temmuz şike süreci artık Türk futbolu için kapanmıştır. Olan oldu bitti. Bu konuyu kapatmak en iyisi. O süreç artık son buldu. Türk futbolunda o zamanlar cacık bile yapıldı. O dönem de artık bitti. Şike sürecinde UEFA'nın kişilerle ilgili davaları devam ediyor. Kulüplerle ilgili konu kapanmıştır.' diye konuşan Demirören kupanın ve şampiyonun Fenerbahçe olduğunu açıkladıEurosport
G.Saray'dan Demirören'e Melo Tepkisi
Sarı-kırmızılı kulübün resmi sitesinde Yıldırım Demirören yerden yere vuruldu. Açıklamada, Demirören'in tarafsızlığını tamamen kaybettiği vurgulandı. İşte G.Saray'ın Melo açıklaması: Galatasaray’ımızın, Pazar akşamı, ezeli rakibine tek bir gol pozisyonu bile vermeden kazandığı haklı galibiyete gölge düşürmek için yapılan ve bizim için sürpriz olmayan yayınları tebessümle izliyoruz. Ancak, bütün kulüplere eşit mesafede olması gereken Federasyon Başkanı’nın, bir futbolcumuzla ilgili yaptığı açıklamaları, bulunduğu makam açısından talihsiz bir beyan olarak değerlendiriyoruz. Galatasaray Futbol Takımı oyuncularından Felipe Melo’nun ceza alması için bağlı federasyon kurullarına adeta yol gösteren ve etki altına almaya çalışan beyanlarını, bir ‘Başkan’ın tarafsızlık konumuyla bağdaştıramıyoruz. Futbolcumuzun maç içinde, etik dışı hiç bir anlam taşımayan, Türkiye ve dünya futbolunda sayısız örnekleri bulunan birkaç saniyelik tepkisini, geçmişte genel ahlaka aykırı eylemi nedeniyle ağır cezalara çarptırılmış bir futbolcuyla kıyaslamasını ise kamuoyunun takdirine bırakıyoruz. Türk futbolunu Melo’ya verilecek ceza kurtarmaz. Yıllardır Türk futbolunun uluslararası kamuoyunda saygınlığını yeniden sağlayacak kararları veremeyen bir Federasyon’un başkanı’nın, kulübümüzden bir futbolcumuza ceza verilmesini istemesi, bugüne kadar ki davranış ve uygulamalarında, ne kadar taraflı davrandığının yeni bir kanıtı ve örneğidir. 3puan
Melo Etik Kurulu'na Sevk Edildi
Emre Belözoğlu'nun kırmızı kartla atılmasından sonra yaptıklarıyla gündem konusu olan Felipe Melo, Etik Kurulu'na sevk edildi. Spor Toto Süper Lig'de 28. hafta maçında Galatasaray'ın Fenerbahçe'yi mağlup ettiği maçta Felipe Melo, Emre Belözoğlu'nun gördüğü kırmızı karttan sonra yaptığı hareketlerle gündeme gelmişti. TFF Başkanı Yıldırım Demirören'in katıldığı bir televizyon programında 'Melo'ya maalesef ceza veremiyoruz. Ancak şikayet olursa etik kurula sevk edebiliriz.' açıklamasını yapmıştı. Fakat bugün Felipe Melo Etik Kurulu'na sevk edildi. Fenerbahçe maçında direkt kırmızı kart yerine çift sarı kart gördüğü için oyundan atılan Felipe Melo, bu sebepten dolayı direkt olarak Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'na sevk edilememişti. Öte yandan TFF ise bu sevkin gerçekleşmemesine rağmen Melo'ya ceza vermekte kararlı. Emre Belözoğlu'nun gördüğü kırmızı karttan sonra dili ile yaptığı hareket hakkında Demirören'in 'şikayet olursa etik kurula sevk ederiz.' açıklamasından sonra bugün Etik Kurulu'na sevk edilen Melo'yu bekleyen ceza tahmin edilemiyor. Brezilyalı oyuncunun kaç maç ceza alacağı konusunda top tamamen Etik Kurulu'nda. Belirli bir alt ya da üst sınırın bulunmadığı olayda Felipe Melo'nun geleceği tamamen kurulun kararına bağlı. Brezilya Milli Takımı'na seçilmeyi umut eden oyuncu 2 maç da ceza alabilir sezonu da kapatabilir. Bu konu hakkında konuşan Yıldırım Demirören, görüntülere bakıp ceza veremeyiz dese de FIFA'nın disiplin talimatları öyle demiyor. FIFA'nın 2005 yılında üye federasyonlara gönderdiği, Urs Linsi (FIFA Genel Sekreteri) imzalı genelgede işitsel veya görsel kanıtların disiplin kuruluna sevk için yeterli olabileceğinden bahsediliyor. Yani; yayıncı kuruluşa ait görsel ve işitsel kanıtların her zaman dikakte alıabileceğinin altını çizen FIFA, üye federsayonlara da bu kayıtların maçtan sonraki 72 saat içerisinde disiplin kurullarına teslim edilmesi gerektiğini belirtiyor. Aşağıdaki 4 madde hakemin görmediği veya farketmediği durumlarda yayıncı kuruluşun görüntülerinin kanıt olarak kabul edilebilecek; 1- FDT’nın 52. maddesinde belirtilen ciddi ihlaller(tükürme vb.) 2- Fiziksel yaralanma ve sertlik 3- Adil oyunun ciddi bir şekilde ihlali 4- Irkçı yorum veya davranışlar Gazetesport
"Yıldırım ve Ekibi Tarihe Karışmalı"
Galatasaray Başkanı, pazar günü önemli bir mali genel kurula hazırlanırken, hem bu konuda hem de uzun süredir gündemde olan diğer konularla ilgili Hürriyet’e konuştu.İşte Aysal’a sorular ve çarpıcı yanıtları... G.Saray Başkanı, pazar günü önemli bir mali genel kurula hazırlanırken, hem bu konuda hem de uzun süredir gündemde olan diğer konularla ilgili Hürriyet’e konuştu... İşte Aysal’a sorularımız ve çarpıcı yanıtları şöyle... 'EN UFAK KEŞKE CÜMLESİ KULLANMADIM ÇÜNKÜ ONU KULÜPTE TUTMA İMKANIM YOKTU' “Fatih Terim bana karşı daha açık olsaydı ve bende yanlış anlaşılmaların içine düşmeden camiam üzerinde daha rahat olabilseydim. Gittiği için bir an pişman olmadım. ‘Beni ne zaman bırakacak’ diye düşünmektense, kendi ipimi kestim. EGOMU ÖN PLANA ÇIKARMADIM” Ali Dürüst ve Abdurrahim Albayrak ile yeniden çalışmak ister misiniz? -Zor bir soru bu. Ali Dürüst benim arkadaşım. Ben Ali Dürüst ile çalışmak istediğimi Haziran ayında da söyledim. “Sen istersen aday ol ve ben sana destek vereyim” dedim. İyi bir ekip oluşturursa Dürüst bu işi yapabilir diye düşündüm. Ya da “Sen kal, benim seninle ilgili sorunum yok. Kal beraber devam edelim” dedim. Ancak Ali Dürüst bana “Ben bir ekiple geldim, ekiple giderim” dedi. O zaman koalisyon olduğumuz ortaya çıktı geçen seneki bu olayda. Bu tip kulüpler koalisyon ile falan yönetilmez. Nasıl hükümetler koalisyon ile yönetildiği vakit güçsüzleşirse, kulüpler içinde bu tip koalisyon görüntüleri, kulüpleri güçsüzleştirir. Bir tane lider olur, onunla beraber düşünen, çalışan ve gönül birliği eden ekip olur. İki lider düşüncesine girdiğiniz vakit olmaz. Bunu bazıları ego olarak algıladı. Faruk Süren’in sözleri. Üzücü. Ben katiyetle hiçbir zaman egomu ön plana sürmedim. Çünkü ben her zaman kişiliğimi camianın önünde silmişimdir. Camiamın önünde kişiliğimin hiçbir önemi yoktur. Egomu katiyetle kullanmam. Terim’in gönderilmesinde de, geçen sene 22 Haziran seçimlerinde de egomu tamamen geride tuttum. Ama bir yerde baktım ki, biz bir yerde koalisyonlaştık. O zaman film koptu.Hocanın gönderilmesinde de koptu. Zaten Terim gönül olarak ve kafa olarak Galatasaray’dan gitmişti. Angajman olarak da gitmişti. Biz Galatasaray olarak Fatih hocanın kararına ve insafına kalmıştık. Acaba hangi gün ayrılacak” diye.. AZiZ YILDIRIM VE EKiBi TARiHiN SAYFALARINA KARIŞMALI Aysal, “Aziz bey vasıtasıyla bir grup F.Bahçe’yi ipotek altına aldı. Bu grup tarih sayfalarına karışmadıkça, dostluk olmaz” dedi. F.BAHÇE Kulübü G.Saray’ı “paralellik” ile suçladı, siz de resmi siteden cevap verdiniz. İki kulüp arasındaki bu gerginlik ne kadar sürecek? Bana kalırsa Aziz Bey’den sonra bu gerginlik biter. Aziz Bey vasıtası ile bir grubun büyük Fenerbahçe camiasını ipotek altına aldığını düşünüyorum. Bu grup tarih sayfalarına karışmadığı sürece ne Türk sporunda ne de büyük kulüpler arasında dostluk ve samimi ilişki tesis edilemeyecek. FENERBAHÇE KOLLANIYOR ÇÜNKÜ TÜM KURULLAR ONLARIN Taylin edilmiş bu federasyonun kuruluşuna bakın, bütün kurullar Fenerbahçe tarafından kurulmuş. Bu tabloda onların kollandığı çok açık. TFF, Fenerbahçe’yi kolluyor mu? Bu çok açık. Federasyon’un kuruluşuna bakın. Bütün kurulları Fenerbahçe tarafından kurulmuştur. 2 tane Trabzonsporlu, 4 tane Beşiktaşlı üye serpiştirilmiş ve diğer bütün üyelikler gerek Yönetim Kurulu gerekse diğer kurullar Fenerbahçe tarafından tayin edilmiştir. Bunları herkes dikkatlice inceleyip, baksın. Bu federasyon tayin ile göreve gelen federasyondur. Seçimle gelen bir federasyon değildir. Zaten tüm kurullar da bünu açıkça gösteriyor. Fenerbahçe tam aksini iddia ediyor. Aksini söyleyecekler tabiki. O zaman ben acemiydim ve yeni gelmiştim. Böyle bir çalışmayı yapacak ne zamanım ne de ortamım yoktu. Aziz Bey, 12 senedir başkandı. Bu işleri artık ezberlemişti. O günkü çalışmalarını ben gözümle gördüm ve takdir de ettim. Ama, esas federasyon başkanının tayini ve bütün sistem 3 Temmuz’a bağlıydı. Bana göre yeniden doğru seçim olacaksa, kulüplerin hepsinin eşit derecede temsil edileceği daha adil bir sistem olmalı. G.Saray, F.Bahçe ve Beşiktaş eşit sayıda aday versin “KENDİ İPİMİ KENDİM KESMELİYDİM” NEDEN böyle bir düşünce içine girdiniz? O zaman kendi ipimizi, kendi zamamlamamız ile kesmeyi düşündük. Yoksa ben ego yüzünden böyle bir karar almadım. Böyle bir karar almak zorunda olduğumuz hissettiğimiz için ve zamanlamayı bizim ayarlamamız gerektiği için bu kararı aldık. Kaderimi kimsenin eline bırakmadım bugüne kadar. Orada da zor bir karardı. Mevsim başlamıştı. 7 maç geçmişti. Şampiyonlar Ligi başlamıştı. 6-1’lik bir mağlubiyet vardı. Benim o gün Terim’i göndermemin, benim yönümden hiçbir mantığı yoktu. Ama başka bir yol da kalmamıştı. Bizim için bütün yollar tıkanmıştı. Aldığınız kararın doğru olduğunu düşünüyor musunuz? Terim gittiği için bir an bile pişman olmadım. Emin olun, yüzde 100 kararımımızın doğru olduğunu düşünüyorum. En ufak ‘keşke’ cümlesini kullanmadım. Keşke hoca bana karşı daha açık olsaydı. Ve bende bu yanlış anlaşılmaların içine düşmeden kendi camiam karşısında daha rahat olabilseydim. Bugün kendimi anlatmakta zorlanıyorum. Fatih Terim’i tutma imkanım yoktu. FEDERASYON BAŞKANININ BiZE YOL GÖSTERMESi YANLIŞ Aysal, “Başkan bugüne kadar benim hangi tavsiyemi değerlendirdi ki, ben onun dediğini yapayım” diyerek Yıldırım Demirören’i bombaladı. FEDERASYON Başkanı Melo’nun gönderilmesini istedi. Bu konuda sizin yorumunuz nedir? Her şeyden önce bir Federasyon başkanının bize yol göstermesi son derece yanlış. İkincisi bugüne kadar Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı bugüne kadar benim kendisine verdiğim hangi tavsiyeyi değerlendirdi ki ben onun dediğini yapayım. Göreve geldiğimiz günden bu yana 3 yıldır bu federasyon Galatasaray için ne kadar tehlikeli ve zararına karar varsa, hepsini aldı. Kendisinden istediğimiz hiçbir kararda da bize dönüp yardımcı olmadı. “SADECE MELO’MU DİL ÇIKARDI” Melo ile Nouma olayı birbirine benziyor mu? Nouma ile Melo’nun hareketi arasında en ufak ilişki yok. Dil çıkarma olayına gelince. Avrupa’da her maçta 20 takımın oyuncusu dilini çıkarıyor. Bakıp görsünler. Peki, Melo’nun hiç kabahati yok mu? Melo çok mu uslu oyuncu? Katiyetle değil. Maç içinde Melo, ayrı bir yapıya dönüşüyor. Futbolcuların çoğunda bu yapı var. O zaman yarın, öbür gün benim takımın tamamını boşaltmam lazım. Melo’nun hareketini onaylamıyorum. Ama bunun kulüpten bir atılma sebebi olduğuna da inanmıyorum. MANCINI’YE DESTEK VERMEK ZORUNDAYIZ Mancini son günlerde fazlasıyla eleştiriliyor. Biz hocaya tam destek verip onu en faydalı halde tutmak zorundayız. Ama bundan sonrası da hocaya kalmış bir şey Florya’da bir eksiği varsa onu bizim tamamlamamız lazım. Biz elimizden geleni yaptığımız halde hoca yine de olayı kontrol altında tutamıyorsa, o artık teknik adamın vereceği karara bağlıdır. Yan pas yapanı sevmiyorum Türkiye’de yabancı hayranlığı var mı? Türkiye’de iyi oyuncu özlemi var. Neticeye giden, topu dikine oynayan futbolculara karşı büyük bir sevgi ve saygı var taraftarda. Bizim seyircimiz geri pas, yan pas yapan oyuncuları sevmiyor. Ne yalan söyleyeyim bende sevmiyorum. “ONLARI LANETLİYORUM” Peki bu parallelik suçlamasıyla ilgili ne söyleyeceksiniz? Ne ben ne de Galatasaray camiası bugüne kadar hiçbir politik ilişkiye katılmamıştır. Özellikle ben her ifadem de, spor kulüplerinin politika dışında kalması gerektiğini söyledim Spor dışında hiçbir bağlantımız olamaz. Paralellikle G.Saray’ı bazı kişilerin hedefi haline getirmeyi lanetliyorum. GALATASARAY’I ACEMi PiLOTA BIRAKMAM G.Saray artık pervaneli bir uçak değil, Boeing 787. Bu uçağı yönetecek pilotları görebilirsem, onlara destek veririm, aday olmam. Kulübü felakete götüreceğini gördüğüm iddialı isimler çıkarsa, o zaman ben de aday olurum. MALİ Kongre’de yapacağınız erken seçim oylamasında genel kurul kongre isterse aday olur musunuz? Net olarak adaylara bakarım. Galatasaray başkansız kalmaz. Galatasaray artık bugün pervaneli bir uçak değil. Boeing 787. Bu uçağı yönetecek pilotları görebilirsem, onlara destek veririm, aday olmam. Ama eğer bir, iki tane Galatasaray’ı felakete götüreceğini gördüğüm iddialı isimler çıkarsa o zaman bende aday olurum. Katiyetle Galatasaray’ı acemi pilota bırakmam. Ve camia seçimini yapar. Benim için de bu iyi olur. Ben Galatasaray’a “seçim yapıyorum” diye gelmek istemem. Ben geçen sene seçim hakkımı kullandım. Bir kez daha “Seçim yapalım arkadaşlar” demem. Camia isterse buna uyarım. Bu endişe duyduğum bir genel kurul değil. Polat’ın iadei itibar açıklaması için yorumunuz? Barış ve birlik ortamı için getirdiğimiz bir madde bu. Genel Kurul istemiyorsa çıkartır. Sayın Adnan Polat’tan ne de iade-i itibar konusundan katiyetle bahsetmiyoruz. Polat’ın bu konuyla tekrar ortaya çıkışını gündeme gelmek olarak değerlendirdim. 'BENİ ELEŞTİRİLER GÖNDEREMEZ' ”BAŞKAN eleştiriler artarsa bırakır gider, arkasına da bakmaz” deniyor… Beni eleştiriler gönderemez. Öyle de kolay yorulan bir tip değilim. Ama bir yerde eğer camia tarafından istenmediğim intibasına kapılırsam o zaman giderim. Eleştirilere bakarım, haklı ise o zaman giderim. Eleştiriler haksız ise kulaklarımı tıkar, işimi yaparım. Toplum olarak bana olan inancın kaybolduğunu hissedersem hemen seçime giderim. Çünkü burası bir gönül işi. Biz burada para, pul almayıp her gün risk altında yaşıyoruz. Bugüne kadar savcılığa ifade vermeye gitmeyen ben, Galatasaray için 3 kez gittim. Temize çıktık ama bunları yaşadık. Bu gönül işi. Bunlar oluyor. HÜRRİYET
Galatasaray Taraftarı TFF'ye Yürüdü
Sarı-kırmızılı taraftarlar, derbi maç sonrası Melo'nun TFF Etik Kurulu'na sevk edimesine ve TFF Başkanı Demirören'e tepki göstererek, İstinye'deki federasyon binasına yürüyüş düzenledi.Galatasaraylı taraftarlar, sarı-kırmızılı futbolcu Felipe Melo'nun Fenerbahçe derbisindeki hareketi nedeniyle Etik Kurulu'na sevk edilmesini ve Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Yıldırım Demirören'i protesto etmek amacıyla TFF binasına yürüdü. Maslak'ta bulunan İTÜ Metro İstasyonu önünde toplanarak buradan İstinye'deki TFF binasına kadar yürüyen yaklaşık bin kişilik taraftar grubu, pankartlar açıp, tezahüratlarda bulunarak tepkilerini dile getirdi. Üzerinde, 'Türkiye'dir Galatasaray', 'Yedirmeyiz', 'Kararlara saygı duymuyoruz', 'Şike in, dürüstlük out', 'Türkiye Futbol Fenerasyonu', 'Durdursanıza Galatasaray'ı', 'Şike aklama federasyonu. Defol!' yazılı pankartlar taşıyarak, 'Yeter Yıldırım Demirören' ve 'Federasyon istifa' tezahüratları yapan taraftarlar, yoğun güvenlik önlemleri altında federasyon binası önüne kadar gelerek, burada toplandılar. Yürüyüşü düzenleyen Galatasaray taraftar grubu UltrAslan'ın başkanı Veysel Giley, TFF binası önünde basın mensuplarına açıklamalarda bulunarak, 'Buraya her seferinde gelmemizin keşke ana sebeplerinin başında şikayet olmasaydı. Keşke teşekkür konuşması yapabiliyor olsaydık. Geldiği günden itibaren Galatasaray düşmanlığını körükleyen, atandığı günden itibaren yaptığı her icraatı skandal olan TFF Başkanı ve kurulları, Galatasaray düşmanlığını körüklemişlerdir' dedi. 'TFF ve kurullarının, yurt içi ve yurt dışında tüm yargı kuruluşlarında şike yaptığı tescillenen Fenerbahçe ile suç ortaklarını aklamayı kendilerine birinci vazife olarak gördüklerini üzüntüyle izlemekteyiz' ifadelerini kullanan Giley, 'Şike olayında hesap vermesi gereken, ani bir kararla atanarak TFF Başkanlığı'na gelen birinin, etik değerlerden bahsetmesi hepimizi derinden üzüyor. Gülünç duruma düştüğünün de farkında bile değil' diye konuştu. Giley, açıklamasında daha sonra şunları kaydetti: 'Yıldırım Demirören, Fenerbahçesini kurtarmak için hukuka aykırı eylemler dahil birçok çaba sarf etmiştir. Bu çaba uğruna, Türk takımlarının gerekirse uluslararası futbol arenasında dahi müsabakalara katılmamasını göze alabilecek kadar Galatasaray düşmanlığı yapmıştır. Hakeme küfreden, rakip oyuncuya edep yerlerini gösteren, Kasımpaşa Kulübü'nün hocasına ve yönetimine küfür eden futbolcuyu etik sayan, Melo'yu ise dilini çıkardığı için Etik Kurulu'na sevk eden bir insanın yaptıklarının ne kadar çelişkili olduğu hepinizin malumu. Biz buraya sadece Melo için gelmedik. Bizim derdimiz, futbolu yöneten insanların düşmanlığın önüne geçmesi. Buraya yürümeyen takım taraftarı kalmadı. Fakat bunlara kulaklarını tıkayan bir federasyon başkanı var.' Yoğun güvenlik önlemleri Sarı-kırmızılı taraftarların yürüyüşü esnasında polisin aldığı geniş güvenlik önlemleri dikkati çekti. Yürüyüşün başladığı noktadan itibaren herhangi bir taşkınlık olmaması için çaba harcayan güvenlik güçleri, TFF binası önünde de 2 adet TOMA ve çok sayıda polisle önlem aldı. Yürüyüş ve TFF binası önündeki toplanma sırasında herhangi bir olay yaşanmazken, az sayıda yabancı madde atılması üzerine de taraftarlar kendi içlerinde birbirlerini uyardılar. Taraftarlar, yapılan basın açıklamasının ardından dağıldı. Muhabir: Mehmet Fatih DumanAA
Eskişehirspor Kulübü'nden TFF'ye Teşekkür
Eskişehirspor Kulübü, Galatasaray ile karşı karşıya gelecekleri Ziraat Türkiye Kupası finalinin Konya'da oynanması kararı dolayısıyla Türkiye Futbol Federasyonu'na (TFF) teşekkür etti.Eskişehirspor Kulübü'nün resmi interset sitesinden yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: 'Eskişehirspor ile Galatasaray'ın karşılaşacağı Ziraat Türkiye Kupası Finali, Konya'daki Büyükşehir Belediyesi Atatürk Stadı'nda oynanacaktır. 7 Mayıs Çarşamba günü oynanacak final maçının saati daha sonra açıklanacaktır. Kulübümüzün, final maçının oynanacağı il konusundaki tercih ve taleplerini dikkate almasından ve her iki takıma da adil koşullarda rekabet imkanı sağlayan bu kararından dolayı TFF Başkanı Sayın Yıldırım Demirören ve yönetim kurulu üyelerine teşekkür ederiz.'3puan