onedio
Görüş Bildir

Penguen Haberleri

Penguen ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Penguen ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Antarktikalı Penguen En Sıcak Ülkede: İmparator Penguenin Avustralya’nın Kızgın Kumlarında Ne İşi Vardı?
Penguengillerin en göz alıcısı en heybetlisi… İmparator penguen Avustralya’da görüldü! Antarktika’da yaşayan imparator penguen 2 bin mil yüzerek Avustralya plajlarına ulaştı. “Gus” isimli penguenin bu yolculuğu 50 metre olimpik havuzda 44 binden fazla kulaca eşdeğer sayıldı. Peki imparator penguenin Avustralya’nın kızgın kumlarında ne işi vardı?Kaynak: National Geographic
Siyasal İslam Zor Günler Yaşayacak, Bedelini de Bütün Ülke Ödeyeceğiz
AYÇA ÖRER HABERLER pazarAydın Engin, 45 yıllık gazetecilik hayatının şimdiki durağında internet medyasında. 68’den bu yana gazetecilik yapan Engin, “Sıkı yönetim dönemleri dahil ilk kez her türlü hukuk dışı yöntemle medya kontrol ediliyor.” diyor.Türkiye’de medya ilişkilerinin yeniden sorgulanmaya başlandığı bir süreçten geçiyoruz. Bu dönemi 80’lerden, 90’lardan ayıran nedir?Resmen yapılan sansürden bakarsak, Türkiye daha iyi bir yere geldi diyebiliriz. 11 demokratikleşme paketi Avrupa Uyum Süreci’yle çıkarıldı. MHP’nin koalisyon ortağı olduğu dönemlerde bile demokratikleşme paketleri kabul edildi. İnsanlığın hukuk olarak kazandığı adımlara uyum sağlandı âdeta. 60’lı, 70’lı yıllardaki sansürle karşılaştırırsak ‘durum çok iyi’ demek mümkün. Paradoksal ama mümkün. 60’lı 70’li yıllarda yazacağımız her şeyi kuyumcu terazisinde tartmak zorunda kalırdık. Var olan ceza yasaları 311, 312, 441, 159’u ezbere sayışım, hep bunlarla savcıların karşısına çıkmamızdan. 1979’da yayınladığım bir yazıda Kürt halkı terimini kullandım diye yerel mahkemede 7 buçuk yıl hapse mahkûm oldum ve Yargıtay’da kesinleşti. Bu, işin resmi sansürle ilgili bölümü. Ancak bir siyasal iktidarın medya üzerinde bu kadar pervasız saldırısına, medyayı kontrol etmek için bu her türlü hukuk ve ahlak dışı yolu denemesine ilk kez şahit oluyoruz. Bu şiddette bir medyayı denetleme, aygıt olarak kullanma olgusuna geçmiş yıllardan bir örnek bulamıyorum. Sıkıyönetim dönemleri bile neredeyse buna dâhil. Günümüzde siyasal iktidarın böylesine yüklenmesinin altında başka bir gerçeğin yattığını da düşünüyorum, bayatlamış bir laftır ama medya dördüncü kuvvettir sözü. Bundan 20-30 yıl önce kitlelerle iletişim kuran siyasal partilerin araçları mitingler düzenlemekti. Bugün Erdoğan da Kılıçdaroğlu da modası geçmiş yöntemlerle mitinglere çıkıyor. Toplanan kalabalığa mı, televizyona mı sesleniyorlar belli değil. Televizyonlar yayınlamasa mitinglerden vazgeçerler bence.Bu, işin baskı tarafı. Medyanın içinde bulunduğu dönüşümün de bu yapıya bir katkısı olmadı mı?Evet, iletişim kanalları olmadık ölçüde zenginleşti. Gerçekleri saklamak çok zorlaştı. Bu da medyayı olduğundan çok daha önemli hale getirdi. Televizyonun hayatımıza girmesinden sonra ABD’de başkan seçimlerinin geleceğini belirleyen karşılıklı siyasi karşılaşmalar bizde de yaşanmaya başladı. Bu kadar yaygınlık yeni, kitlelerle bu kadar doğrudan ilişki kurmak yeni. Teknolojinin gelişmesiyle büyük sermaye medyada iktidar oldu. Televizyonda sadece çıplak frekansın milyar dolar ettiği bir dünyada bu teknik donanımlar ancak büyük sermayenin işi. Medya artık birinci ligde oynamak isteyenler için çok yüksek sermaye gerektiren bir dala dönüştü. Bunlar inşaat, enerji, finans sektöründe de sözü olan firmalar. Bu firmaların devamını sağlaması için iktidarla da yakın ilişki kurması gerekiyor.Bu da medyayı yok eden bir güç haline geldi...Hem de nasıl yok eden. Halkın haber alma hakkını gasp eden bir hal aldı. Bir meslek büyüğüm 2003’te ‘Medya artık gösteren değil, gösteririm ha diyen bir hal aldı.’ demişti. Medya halkın haber alma hakkını ete kemiğe büründüren bir mecra olmaktan çıktı, büyük sermayenin elinde bir silaha dönüştü. Ne alakası var diyeceğiniz birtakım insanlar ille bir medya kurmaya gayret ediyor. Yurtdışında medyayla organ ayrılır. Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin organı Pravda’ydı. Pravda’da, Sibirya’da yaşanan bir hak ihlali haber olamazdı. Mısır’da bu El Ahram gazetesiydi. Son derece küçümseyici bir terimdir organa dönmek. Türkiye’de hızla organlaşmış bir medya söz konusu. İktidar değişse başkaları farklı mı yapar onu da bilmiyorum. Mutfakta bulaşık yıkayan kadın bile temiz olmayan bir enformasyonla karşı karşıya. İktidar bir yandan kendi organ medyasını yaratırken bir yandan da organlaşmamış medyaları sterilize etme yoluna gidiyor. Eğer X medya kuruluşu yüzlerce HES projesinden 50 tanesini devletten aldıysa, elbette penguen gösterir.Türkiye’de alternatif medya arayışı çoğaldı. İşsiz gazeteciler de bloglar üzerinden mecra oluşturmaya başladı. ‘Star gazeteci’ kavramı karşısında bir işsiz gazeteci nüfusu var...Sosyal medya neredeyse tek umut kapısı. Azla yetinmesini bilen insanlar için kuru kuru ekmek var. Organlaşmış medyalarda buna boyun eğmeyen gazetecilerin işsiz kaldığı bir sürece girdik. Medya prensleri diye adlandırabileceğimiz, hiçbirimizin göremeyeceği maaşlar alan bir sınıf türedi. Star gazeteci haline dönüşen insanlar bunlar. Burada çok somut bir şey söyleyebilirim, eğer siz bir medya prensi olarak dolar bazında maaş alıyor, çocuğunuzu çok pahalı okullarda okutuyor, dolarla kiralanmış fazla hoş bir evde oturuyorsanız, şoförünüz varsa artık o zaman kaybedecek şeyi çok olan bir insana dönersiniz. O zaman da mesleğinizi ve ruhunuzu satarsınız. Bunun sefil örneklerini bugünlerde yaşıyoruz. Medya tekrar eski haline dönmedi, daha kötü bir hale ulaştı. Beni bir panele çağırdılar, adı adınca söyleyeyim yılışık bir adam ‘Aydın bey sizi nasıl tanıtalım, araştırmacı gazeteci mi diyelim, gazeteci yazar mı diyelim?’ dedi. ‘Gazeteci deyin’ dedim, ‘estağfurullah’ yanıtı aldım. İnternet medyasının tek umut kapısı olduğu kanısındayım. Çünkü ne rotatife ihtiyaç var, ne uydu kiralamaya, ne canlı yayın araçlarına. Sadece insana yatırım yaparak ilerliyoruz. Hayat acımasızca işliyor, ne güzel. Kağıt gazetelerin tirajı artmıyor.Buna karşın entell ektüel merak da azalıyor mu?Elbette. Unutmayalım, bütün eroin satıcıların mazereti vardır. ‘Yalvarıyorlar ağabey’ der. Medya da yarattığı dünyada ‘çok istiyorlar ağabey’ mazeretiyle kadın eti ticaretinden, ahlak dışı, asparagas haberlere kadar bomboş bir içerik sunuyor. Buna karşılık Twitter, Facebook gibi anlık iletişim ağlarının da geliştiği bir zaman bu zaman. Gerçeklerin gizli kalması o kadar güç ki.Direnç noktaları artıyor...Evet, artıyor. Bu aynı zamanda kirlilik tehlikesini de gündeme getiriyor. İnternetin iki yüzü var. İyi gazetecilikle beslenmediği zaman kirliliğe de kapı açabildiğini düşünüyorum. Bilgi kirliliği, denetimsizlik yaşanması tehlikesi de var.Usta çırak ilişkisi gazetecilik için önemliydi. Medya anlayışının değişmesiyle bu deneyime sahip gazeteciler de azaldı. Bu eksik nasıl kapanır?Zor soru. Bilmiyorum. Üniversiteler bilim yuvası olarak işlevini yerine getirmiyor, ya işsiz ya cahil yetiştiren yerler haline geldi. Meslek örgütlerinin etkisizleştiği, gazetecilerin de meslek örgütlerine soğuk ve uzak durmaya başladığı bir dönemden geçiyoruz. Gazetecilerin örgütsüzlüğü sürdüğü sürece bu sorunun cevabı yok.Bizi seçim atmosferinde nasıl bir medya bekliyor?Kötü. Karamsar bir tablo çizmek istemiyorum ama durum karanlık. Medyanın organlaşmasından söz ettim, organlaşmış bir medya hiçbir saygınlığı kalmayan bir mecradır. Normal bir haberci seçim gezisini saatler boyunca ekrandan aktarmaz. Böğüren bir takım adamları göstermek habercilik değil. 28 Şubat döneminde ulusalcılarla siyasal İslam arasında bir çatışma vardı. Ama günümüzde siyasal İslam hiç olmadığı kadar parçalanmış durumda. O kadar ki, ulusalcılar tribünde oturup çekirdek çitleyerek izler hale geldi. Milli Nizam Partisi’nin kurulmasıyla siyasal İslam 1967’den bu yana tırmanarak çıktı, hem de partileri sürekli kapatılmasına rağmen. 90’ların sonunda koalisyon ortağı, 2002’de bir yıl önce kurulmuş bir parti iktidar oldu. Önce yumuşak, sonra hızlı bir ivmeyle yukarı çıktı. Bir zoraki nikâh olduğunu seziyordum AKP hükümetinde ama bu noktaya geleceğini kimse tahmin etmiyordu. Bunu siyasal İslam’ın başarısızlığı olarak görüyorum. Zor günler yaşayacak siyasal İslam, bedelini de bütün ülke olarak ödeyeceğiz. Bu tür iktidar kaoslarının da nereye evrileceğinin hiçbir sigortası yoktur. Bazı gözü dönmüş ulusalcıların Hitler benzetmelerinden hazzetmiyorum ama şu göz ardı edilmemeli, Hitler’i iktidara taşıyan ülkede yaşanan kaostur. Yönetenlerin yönetemez hale geldiği ve yönetilmeye razı olmadığı süreçte eğer bir iktidar alternatifi yoksa, karanlık noktalar gelir. Böyle bir seçeneksizliğin içinde çalkalanmaktayız. O yüzden ‘yesinler birbirini’ diyenlerin çok aptalca davrandığı kanısındayım. Tribünde çekirdek çitleyerek izlemek bana saçma geliyor. Çok yoksul bir adam falcıya gitmiş, falcı bakmış, ‘ooo demiş sen büyük yoksulluk çekeceksin!’ Adam merakla sormuş, ‘sonra ne olacak?’ Falcı yanıtlamış: ‘Alışacaksın...’ Tek umudum alışmamamız.
Aktivist Sevgiliye Alınabilecek 13 Hediye Alternatifi
Son dönemde gezi parkı olaylarıyla gündemimize daha fazla giren aktivizm ve aktivistler, pek çok moda ürününün tasarımına da ilham vermeye başladı. Gezi parkı olaylarının simgesi haline gelen gaz maskesi, çapulcu tabiri, eşarp, tava-kaşık gibi birkaç obje ve terim, öze tasarımlı giyim ve aksesuar ürünlerinde hayat buluyor. Özgün butik ve tasarımcı dükkanlarında bulunabilen “Everday I’m chapulling” yazılı çantalar, gaz maskeli kolyeler, direnişçi kız broşu, diren bayan figürlü yastık gibi aktivistlere özel ürünlere gençler çok rağbet ediyor. Sizin sevgiliniz de bir aktivist ise, sizler için seçtiğimiz “Aktivist sevgiliye özel 13 hediye alternatifi” ile sevgilinize farklı bir sürpriz yapabilirsiniz;
'Penguen' Yayıncılığı En Çok NTV ve Habertürk'ü Vurdu
Konda, Gezi Parkı eylemlerine ilişin raporunda, o dönem AKP ve eylemciler tarafından ortaya atılan iddialara inanma oranlarıyla hangi televizyon kanallarının izlendiği arasındaki bağı da ortaya koydu. Gezi eylemlerinin başladığı Haziran 2013 ile önceki beş ay boyunca kanalların izlenme oranlarında yaşanan değişimin ele alındığı bölümde, şu ‘malûm’ ancak çarpıcı sonuç tespit edildi: ‘ Muhalif ‘ addedilen kanalların izlenme oranları ‘ Gezi ‘ sırasında elle tutulur oranda arttı: Araştırmada, televizyon kanalları dört farklı gruba ayrıldı: 1- Söylem ve haber içeriklerinde iktidar desteği olan kanallar; 2- İktidara muhalif yayın yapan kanallar; 3- Genel izleyici kanalları 4- Haber kanalları.   Muhalif kanallar ‘tavan yaptı’ Buna göre, muhalif kanalları tercih etme oranında ciddi oranda artış kaydedildi. Öyle ki, önceki aylarda toplum genelinde izlenme oranı yüzde 2’nin altında kalan Halk TV, Temmuz ayında yüzde 8’e yükseldi. Ulusal Kanal’ı tercih edenlerin oranı da beş ay boyunca arttı. Konda, bu rakamları ‘rating’ kavramıyla ilişkilendirilmemesi gerektiği notunu düştü. ‘Penguenler’in izlenme oranı azaldı Gezi eylemlerinin Türkiye çapına yayıldığı 31 Mayıs-1 Haziran gecesinde, CNNTurk’ün penguen belgeseli yayımlaması nedeniyle ‘ penguenler ‘ olarak adlandırılan ana akım haber kanalları, Haziran ve Temmuz 2013′te izleyici kaybetti. Araştırmaya göre, NTV ve Habertürk, Gezi sonucunda takipçilerinin yaklaşık yüzde 20’sini kaybetti. Konda, CNNTurk’ün izlenme oranındaki değişimin araştırmanın hata payı dâhilinde kalması nedeniyle yorum yapmadı. Araştırma, iktidar ve Gezi eylemcilerinin iddialarının, iktidara yakın veya muhalif medyayı takip etme eğilimiyle ‘ doğru orantılı ‘ olduğunu ortaya koydu.   Muhalifler daha sabit fikirli! Konda, muhalif kanalları izleyenlerin biraz daha sabit fikirli olduğunu da ‘ortaya çıkardı’. Örneğin, iktidarın ‘dış mihrak’ iddiası toplum genelinde diğer iddialarına kıyasla daha fazla ‘itibar’ görse de, Halk TV ve Ulusal Kanal izleyicileri bu iddiaya da diğerleriyle hemen hemen aynı oranda karşı durdu. Aynı ‘ sabit fikirlilik ‘, iktidara yakın medyayı takip edenler arasında gözlemlenmedi. Konda, ‘ penguen ‘ sıfatının müsebbibi olan CNNTürk izleyenlerin büyük yüksek oranda eylemcilerin iddialarını doğru bulmasını ‘ şaşırtıcı ‘ diye niteledi. Diken
Tüyleri Olmadan Çok İlginç Görünen 15 Hayvan
Saç dökülmesinden muzdarip olan sadece biz insanlar değiliz. Çeşitli sebeplerden dolayı hayvanların da tüyleri dökülür. Bu sebepler hastalık, yaşlılık, genetik bozukluk ve hatta oynanmış genler bile olabilir. Tüyleri olmadan çok garip görünen hayvanlar sizlerle...
Penguen Nüfusu Büyük Tehdit Altında
Antarktika'nın sembolü haline gelen imparator penguenler, 21'inci yüzyılın sonuyla beraber yok olma noktasına gelebilir. Yeni araştırmalar, penguenlerin yaşadığı ve ürediği buzulların giderek azaldığını gösteriyor. Yeni araştırmalar, Antarktika'daki imparator penguen nüfusunun 2100 yılı itibariyle ciddi ölçüde azalacağına işaret etti. Araştırmalar, penguenlerin bu tarihe kadar yaşam alanlarının 3'te 2'sini kaybedeceklerini ve toplamda 600 bin penguenin yaşam alanından olabileceğini gösterdi.İmparator penguenler, Antarktika genelinde toplam 45 kolonide yaşıyorlar. Bilim insanları, bugüne kadar kapsamlı olarak sadece Adelie Land adı verilen, buzul kıtanın doğusundaki koloniyi inceleme şansı buldu. Diğer koloniler, penguenlerin geride bıraktığı doğal gübre sayesinde uydulardan tespit edilebildi ancak bugüne kadar ayak basılmadı. Massachusetts Woods Hole Denizbilimi Enstitüsü'nden Hal Caswell'in başını çektiği araştırma ekibi, Adelie Land'den elde edilen bilgileri kullanarak, yüzyıl içinde penguen kolonilerindeki buzulların nasıl etkileneceğine dair model geliştirdi. Deniz buzunun penguenlerin hayatta kalması için çok önemli olduğunu belirten Caswell, çok fazla buzun penguenleri genç bireyleri için uzak mesafelerde yemek bulmaya zorladığını; çok az buzun ise yetersiz yiyeceğe neden olduğunu söyledi. Penguenlerin yüzde 19'u yok olabilir Nature Climate Change dergisinde yayınlanan araştırmada, penguen kolonilerinin 2040'a kadar büyüyeceği, bu tarihten sonra hızla çekilmeye başlayacak buzulların ise büyümeyi tersine çevireceği belirtildi. Tahminlere dayalı modeller, kolonilerin 3'te 2'sinde nüfusun yarı yarıya azalacağını, toplam imparator penguen nüfusunun ise yüzde 19 oranında azalacağına işaret etti. En çok penguen kaybedecek iki koloni, Hint Okyanusu'na bakan Queen Maud Land ve Enderby Land olarak belirtildi. Caswell, 'Eğer imparator penguen kolonileri bank hesaplarından oluşsaydı, yüzyılın sonunda hepsinin getirisi sıfırın altına düşmüş olurdu' yorumunu yaptı. Bazı bilim insanları ise küresel ısınmanın penguenleri Caswell'in tahminlerinden daha yavaş etkileyeceğini savundu. ABD merkezli Penguen Bilimi programı üyesi David Ainley, 'oluşturulan modelde penguen kolonilerin izole yerler olarak düşünüldüğünü, ancak penguenlerin her zaman yek bir yerde üremek zorunda kalmayabileceğini' söyledi. Minnesota Üniversitesi'nden Michellea LaRue, Ainley'in görüşünü savunarak, penguenlerin yeni üreme alanları bulabileceğini belirtti. Uydu görüntüleri üzerinde üç yıl süren araştırmalarında altı defa penguenlerin yeni üreme alanlarına göç ettiğini tespit eden LaRue, aynı zamanda Antarktik Yarımadası'nda üreme için seçilen yeni bir koloni keşfettiğini öne sürdü. LaRue, Ecology dergisinde yayımlanacak araştırmasında penguenlerin neslini korumak adına direnç gösterebileceğini savundu. Al Jazeera
Gülmek İçin Yapılmış Birbirinden Saçma Burç Yorumları
İnternetin fenomen yorumlarından biri olan özellikle kızların hergün baktığı burç yorumları.Peki nedir bu burç işi,inanana lafım yok ama kimisine göre gerçekten saçma geliyor.İşte bunlarda tamamen komiklik olsun diye kafadan uydurulmuş burçların birbirinden saçma yorumları.
Antarktika'da Dev Penguenler Yaşıyordu
Antarktika'da yapılan yeni araştırmalar, bir zamanlar boyu 2 metreye ulaşan dev penguen fosillerini ortaya çıkardı. Palaeeudyptes klekowskii türüne ait yeni ayak ve kanat fosilleri, canlının 115 kilo ağırlığa erişebildiğini gösterdi. Antarktika'nın Güney Amerika'ya en yakın olduğu noktanın açıklarında yer alan Seymour Adası'nda yapılan araştırmalar, bir zamanlar dünyada 'mega penguenler'in yaşadığını gösterdi. New Scientist'in haberine göre, binlerce penguen kemiği bulunduran bölgede yapılan yeni kazılar, bugüne kadar rastlanmış en büyük fosillere ulaşılmasını sağladı. Arjantin'in La Plata Müzesi araştırmacıları tarafından bulunan yeni kemiklerin, geçmişte tanımlanmış olan Palaeeudyptes klekowskii türüne ait olduğu ancak geçmişte bulunan kemiklerden farklı olduğu belirtildi. Yeni kemikler 37-40 milyon yıl önce yaşamış olan penguenin boyunun 2 metreye, ağırlığının ise 115 kiloya kadar ulaşabildiğine işaret etti. Günümüzde yaşayan en büyük penguenler olan İmparator penguenlerin boyu en fazla 1.36 metreye ulaşırken, ağırlıkları 46 kiloya kadar çıkıyor. Palaeeudyptes klekowskii türüne ait geçmişteki en büyük fosiller, nesli tükenen canlının en fazla 1.5 metre boya erişebildiğini göstermişti. Araştırmanın başında yer alan Carolina Acosta Hospitaleche, 'dev penguenin hayatta olduğu dönemin tüm penguen türleri için en iyi zamanlar olduğunu, Antarktika kıyılarında 10-14 türün hep beraber yaşadıklarını' söyledi. Comptes Rendus Palevol dergisinde yayımlanan en son araştırmada, P. klekowskii'ye ait yeni ayak ve kanat kemikleri bugüne kadar türe ait en büyük fosiller olarak kayıtlara geçti. Kemikleri inceleyen ABD'nin Bruce Müzesi'nden Dan Ksepka, 'kemiklerin tanık olduğu en büyük penguen fosilleri olduğunu belirterek, bir zamanlar gerçekten dev penguenlerin yaşadığını' ifade etti. Al Jazeera