onedio
Görüş Bildir

kira Haberleri

kira ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. kira ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Kira Zammı İçin Ev Sahiplerinden Çılgın Proje: Bir Yıl Otur Çık
Kiracılar ve ev sahipleri arasında kira zammı konusu tam bir düelloya dönmüş durumda. Ev sahipleri sürekli yeni formüllerle kiracıların karşısına çıkıyor. Gram altına bağlanan kiradan, bol kefilli kontratlara bir sürü yöntem gördük. Şimdiki yöntem ise 'yıllık kira' oldu. Ev sahipleri her yıl yeni kiracı alarak istedikleri zamlı fiyatla evlerini vermek istiyor.
Havalimanlarında Her Şeyin Bu Kadar Pahalı Olmasının Arkasındaki Sebeplere Bakın
Havalimanlarında özellikle de aç karna beklerken ya da son dakikada bir şeyler almak zorunda kaldığınızda fiyatlar bazen şok edici derecede yüksek olabiliyor. Bir çikolata 100 TL, bir hamburger 700 TL olabiliyor ve buna kimse yabancı değil. Peki havalimanlarındaki bu pahalı ürünlerin ardında ne gibi sebepler yatıyor? İşte o göz korkutucu fiyatların ardında gizli olan mantıklı ve bazen de keyif kaçırıcı sebepler...Kaynak
Gül'den Torba Kanununa Onay
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün onayladığı, internet düzenlemesini de içeren ''torba kanun''a göre, TİB Başkanı'nın vereceği erişimin engellenmesi kararı, 24 saat içinde mahkeme onayına sunulacak. Cumhurbaşkanı Gül, 6527 sayılı ''Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun''u onayladı. Kanuna göre, orman kadastro komisyonlarınca alınan kararlara ilişkin tutanak ve haritalar, askı suretiyle 30 gün süreyle ilan edilecek. Bu ilan ilgililere şahsen yapılan tebliğ hükmünde olacak. Tutanak ve haritalara karşı itirazı olanlar; askı tarihinden itibaren 30 gün içinde dava açabilecek. İlan süresi geçtikten sonra, dava açılmayan kararlara ilişkin tutanak ve haritalar kesinleşecek. Orman kadastro komisyonlarınca düzenlenen tutanak ve haritalara karşı, kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak, Hazine hariç itiraz edilemeyecek ve dava açılamayacak. Hak sahibi gerçek ve tüzel kişiler tarafından açılacak sınırlamaya itiraz davalarında hasım Orman Genel Müdürlüğü; orman sınırları dışına çıkarma işlemlerine karşı açılacak itiraz davalarında ise hasım Hazine ve Orman Genel Müdürlüğü olacak. Orman Genel Müdürlüğü'nce açılacak davalarda hasım, hak sahibi gerçek ve tüzel kişiler olacak. Kadastrosu yapılıp kesinleşen devlete ait ormanlar 'orman' vasfıyla, Orman Kanunu'nun 2. maddesine göre orman sınırları dışına çıkarılan yerler ise kaydında belirtme yapılarak 'halihazır' vasfıyla, kesinleşme tarihleri tescil tarihi olarak gösterilmek suretiyle en geç 3 ay içinde hiçbir harç ve bedel alınmaksızın Hazine adına tapu kütüklerine kaydedilecek. Adrese dayalı nüfus kayıt sisteminde nüfus nakilleri kalktığı için orman köyü nüfusuna kayıtlı olan ancak başka orman köyünde oturanlar orman köylülerinin haklarından yararlanamıyordu. Kanunla, nüfusu orman köyünde olsa da başka orman köyüne yerleşen ya da en az 5 yıldır kesintisiz orman köyünde oturan muhtaçlar orman köylülerinin haklarından yararlanacak. ORMANLARDA YOL KENARI TESİSLERE İZİN Devlet ormanlarında devlet üniversiteleri için eğitim ve araştırma maksatlı tesislerle yurt yapılmasına bedelli izin verilmesinde, ağaçlandırma ve arazi izin bedeli dışında bedel alınmayacak. Devlet ormanlarında, erişme kontrolü uygulanan karayollarındaki ulaştırma yapıları ve müştemilatı olan hizmet tesisleri ile bakım işletme tesislerine, karayolu sınır çizgisi içinde kalmak kaydıyla izin verilecek. Devlet idareleriyle kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılan, işletilen, işlettirilen veya yap-işlet-devret modeli esas alınarak yaptırılan ve işlettirilen bu tesislerden bedel alınmayacak. Demiryolu, otoyol, devlet ve il yollarıyla su isale hatlarının yapımında zorunlu olarak ortaya çıkan kazı fazlası malzemenin depolanacağı alanlara, Orman Genel Müdürlüğü'nce belirlenen yerlerden, ağaçlandırma bedeli alınarak izin verilecek. Yaban hayatı koruma ve geliştirme sahalarında, mülki alanı bulunan köy tüzel kişiliği, belde belediyeleri, büyükşehirlerdeki ilçe belediyeleri ile koruma hizmeti için işbirliği yapılabilecek. Özel avlaklar dışındaki avlakların işletilmesi maksadıyla bu avlaklarda sahası bulunan, köy tüzel kişilikleri, belde belediyeleri, büyükşehirlerdeki ilçe belediyeleri ve avcı kuruluşları ile koruma, üretim, bakım ve avcılığın düzenlenmesi karşılığı işbirliği yapılabilecek. Petrol Piyasası Kanunu kapsamındaki işleme lisansı sahipleri de piyasa faaliyetine konu etmemek ve münhasıran petrokimya üretiminde kullanmak kaydıyla LPG ithal edebilecek. Muhtelif mevzuatta Toptan Eşya Fiyat Endeksi (TEFE) ve Üretici Fiyat Endeksine (ÜFE) yapılmış olan atıflar, TÜİK'ce hesaplanan Yurt İçi Üretici Fiyat endeksine (Yİ-ÜFE), tarım sektörü TEFE ve ÜFE'ye yapılan atıflar Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi'ne yapılmış sayılacak. İNTERNET DÜZENLEMESİ Kanun, internet alanında da yeni düzenlemeler içeriyor ve TİB Başkanı'na yeni yetkiler veriyor. Buna göre, yeniden tanımlanan trafik bilgisi, taraflara ilişkin IP adresi, verilen hizmetin başlama ve bitiş zamanı, yararlanılan hizmetin türü, aktarılan veri miktarı ve varsa abonelik bilgilerini içerecek. TİB tarafından yalnızca mahkemelerce talep edilen trafik bilgileri istenebilecek. Trafik bilgisi ancak bir suç soruşturması veya kovuşturması kapsamında mahkemelerce talep edilmesi halinde TİB Başkanlığı tarafından içerik sağlayıcı, yer sağlayıcı veya erişim sağlayıcıdan alınarak verilecek. TİB Başkanı tarafından verilen erişimin engellenmesi kararı, 24 saat içinde sulh ceza hakiminin onayına sunulacak. Hakim, onayına sunulan konuyla ilgili 48 saat içinde karar verecek. Soruşturma aşamasında verilen hakim kararı, sulh ceza mahkemeleri tarafından verilecek. Bu karar, birden fazla sulh ceza mahkemesi bulunan yerlerde, HSYK tarafından belirlenen mahkeme tarafından verilecek. JEOTERMAL ALANLARDAKİ YATIRIMDA KAMU YARARI KURULU Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu'na 'Kurul' tanımı ekleniyor ve kurulun hangi anlamda kullanılacağı ile görevinin hangi çerçevede olacağı konusu düzenleniyor. Buna göre, kurul; Kalkınma Bakanı'nın başkanlığında oluşturulan jeotermal kaynak ve doğal mineralli su arama ve işletme faaliyetleri ile diğer yatırımların kamu yararı açısından önceliğini ve önemini tespit edecek. Kurul, Kalkınma Bakanının başkanlığında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı ile diğer yatırımcı kurum ya da kuruluşun bağlı olduğu bakan ya da bakanlar ve yatırım kararına onay veren kurumun ilgili olduğu bakan olmak üzere asgari 3 bakandan oluşacak. Kaynak arama ve işletme ruhsatlarında, jeotermal ruhsatlar ile maden ruhsatlarının çakışması halinde, ülke ekonomisi ve kamu yararı doğrultusunda kaynağın önceliğine göre kurul tarafından kamu yararı kararı alınacak. Jeotermal kaynak ve doğal mineralli su arama ve işletme faaliyetleri ile devlet ve il yolları, otoyollar, demir yolları, havaalanı, liman, baraj, enerji tesisleri, maden petrol doğalgaz işletmeleri, su isale hatları gibi kamu yararı niteliği taşıyan yatırımların birbirlerini engellemesi, faaliyetin yapılamaz hale gelmesi durumunda jeotermal kaynak ve doğal mineralli su arama ve işletme faaliyetleri ve yatırımla ilgili karar, kurul tarafından verilecek. Kurul tarafından gerekli görülmesi halinde hazırlatılan rapor, danışmanlık ücretleri, yolluk, gündelik ve benzeri tüm harcamalar yatırımcı tarafından karşılanacak. Ayrıca, yatırımlar nedeniyle kurul kararı ile faaliyeti engellenen veya kısıtlanan tarafın yatırım giderleri, lehine karar verilen tarafça tazmin edilecek. Turizm Merkezi veya Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi dahilinde kalan yerlerde kurul tarafından alınacak olan kamu yararı kararı gereği, enerji üretimine öncelik tanınması halinde, ilgili Turizm Merkezi veya Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi veya bu alanlar için hazırlanmış onaylı imar planları yeniden düzenlenecek. 2/B ARAZİLERİNİ ALMAK İSTEYENLERE EK SÜRE Hazine'ye ait tarım arazilerini 31 Aralık 2011 itibarıyla en az 3 yıldır tarımsal amaçla kiralayan, kira sözleşmesi devam eden veya bu arazileri en az 3 yıldır kullanan ve kullanmaya devam ettikleri idarece belirlenenlere, bu arazileri satın almak için verilen ve 26 Nisan 2014 tarihinde dolacak başvuru ve ödeme süreleri 6'şar ay uzatılacak. 2/B arazilerini doğrudan satın almak için öngörülen 2 yıllık başvuru süresi de 1 yıl daha uzatılacak. İlgili kanuna göre revize edilerek onaylanan proje alanlarında kalan taşınmazlardan idarece satılanlar, proje kapsamında değerlendirilmek üzere proje sahibi idareye devredilecek. Devirden önce söz konusu taşınmazları satın alan hak sahiplerinin ödedikleri bedel dahil her türlü bilgi ve belgeler, proje sahibi idareye işlet tesis etmesi amacıyla devredilecek. Proje alanında kalan ve Maliye Bakanlığı'nca proje sahibi idareye devredilecek taşınmazların bedeli, bakanlıkça devrin uygun görüldüğü yıla ait emlak vergi değeri üzerinden tahsil edilecek. Belediye Gelirleri Kanunu'nda yer alan ilan ve reklam vergisi, biletle girilmesi zorunlu olmayan eğlence yerlerinden alınacak miktarlar, işgal harcı, tatil günleri için alınacak çalışma ruhsatı harcı, kayıt ve suret harçları, imarla ilgili harçlar ile iş yeri açma izni harcının tarifelerini, semtler arasındaki sosyal ve ekonomik farklılıkları göz önünde tutarak, belediye meclislerinin önerisi, İçişleri Bakanlığı'nın görüşü ve Maliye Bakanlığı'nın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu tespit edecek. Bu tutarlar, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere yeniden değerleme oranında artırılacak. Bu miktar ve tutarlar, ilgili tarifeler için belirlenen en çok tutarı aşamayacak. Belediye meclislerince 2013 yılı için belirlenen bu vergi ve harç tarifeleri, Bakanlar Kurulu'nca tespit edilecek karar yürürlüğe girinceye kadar uygulanmaya devam edilecek. Yasak fiil veya davranışlarda bulunanlar hariç olmak üzere, Türkiye genelinde faaliyet gösteren tüzel kişilerden; şube personeli, vekil, mümessil gibi yetkili temsilcilerin şahsi kusurları nedeniyle ihalelere katılmaktan yasaklananlara, tanınan bir aylık sürede ihale bedelinin 3 katı tutarında tazminatı peşin ödemeleri halinde ihaleden yasaklama kararı verilmeyecek. Bu kişiler dışında, Türkiye genelinde faaliyet gösteren tüzel kişilerden; şube personeli, vekil, mümessil gibi yetkili temsilcilerin şahsi kusurları dolayısıyla henüz yasaklama kararı verilmeyen hakkında da 3 kat tazminatı peşin ödemeleri halinde yasaklama kararı verilmeyecek. Kanun, 5673 sayılı Kanun'un geçici 1. maddesi kapsamında bulunan geçici köy korucularına ödenecek aylığa esas gösterge rakamının yükseltilmesine imkan tanıyor. Köy korucuları arasında maaş farkına neden olan ek gösterge rakamı artırılacak ve köy korucularının maaşları eşitlenecek. ŞEHİR HASTANELERİNDE SÖZLEŞME EKSİKLİĞİ Şehir hastaneleri projesinde, kamu ile özel sektör arasında yapılacak sözleşmelere esneklik getiriliyor. Mücbir sebepler, olağanüstü haller veya sözleşme ve eklerinin uygulanmasını etkileyen bir durumun ortaya çıkması veya sözleşme ve eklerindeki hükümlerin ihtilaf içermesi hallerinde, sözleşme bedelini değiştirmemek kaydıyla Sağlık Bakanı onayıyla sözleşme ve eklerinde taraflarca değişiklik yapılabilecek. Bu şartlar dışında işin tamamlanamayacağının anlaşılması halinde bedel, ihalede nihai teklifin verildiği tarih esas alınarak, güncellenecek ve bakan onayıyla sözleşmede gerekli düzenleme yapılacak. Yapım işlerinde yatırım maliyetinde öngörülen sınırları aşan değişiklik olması halinde, değişen fizibilite raporu veya projeler ve diğer belgeler Yüksek Planlama Kurulu'na yeniden sunulacak. Yüksek Planlama Kurulu'nun yeni yetkilendirmesine istinaden sözleşme taslağında ve eklerinde gerekli tadiller yapılacak. Sözleşmenin sona erdirilmesi halinde kesin teminat mektubu iade edilecek. Organize sanayi bölgeleri, katılım, kalkınma ve yatırım bankaları ile organize sanayi bölgesi içinde yer alan katılımcılardan gelen talepler doğrultusunda, OSB sınırları içinde finansal kiralama yapılabilecek. Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu kapsamında düzenlenen ürün senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların gelir ve kurumlar vergisinden istisna edilme süresi 31 Aralık 2014'ten, 31 Aralık 2018'e uzatılıyor. Milli parklardan elde edilecek gelirler Orman ve Su İşleri Bakanlığı döner sermayesine gelir kaydedilecek. Bu gelirler, kanun gereği ihtiyaç duyulan mal, hizmet ve yatırımların finansmanında kullanılacak. Kanunla, yerleşim yeri olarak işgal edilerek mera, yaylak ve kışlak olarak kullanımı teknik açıdan mümkün olmayan taşınmazlardan, tapuda Hazine adına tescil edilmesi gerekirken belediyeler adına tescil edilen ve belediyelerce konut veya işyeri yapılmak üzere tahsis edilen, tahsis edilen kişilerce de bir kısmı üçüncü kişilere devredilen, ancak Hazine'ce ilgili belediyeler aleyhine açılan davalar sonucunda mahkemelerce doğrudan tapuda Hazine adına tesciline karar verilen taşınmazlar üzerinde, devletle vatandaş arasında ortaya çıkan hukuki ihtilafların çözümlenmesi amacıyla düzenleme yapılıyor. Buna göre, taşınmazlardan Hazine adına tescil edilmesi gerekirken belediyeler adına tescil edilen ve belediyelerce konut veya iş yeri yapılmak üzere bedelsiz veya bedeli karşılığında tahsis edilen ancak, Hazine'ce ilgili belediye aleyhine açılan davalar sonucunda mera olarak sınırlandırılmasına ve mera özel siciline yazılan, fakat daha sonra meralık vasfı değiştirilerek Hazine adına tescil edilen taşınmazlar ile doğrudan Hazine adına tesciline karar verilen taşınmazlardan; halen tapuda Hazine adına kayıtlı olan taşınmazlar, yasal faiz eklenerek belirlenecek bedelin ilgililerce Hazine'ye ödenmesi kaydıyla, adlarına tahsis yapılanlara veya bunların haleflerine devredilecek.AA
Renault Twingo Cenevre Fuarında
Renault Twingo’ya yeniden, daha cesur bir bakışla bakıyor. İlk lansmanından yirmi yıl sonra, Renault, ayrıntılı bir dönüşümden geçen küçük şehir araçlarının üçüncü kuşağını tanıtmaktan gurur duyuyor. Neşeli görünümüne ek olarak, Yeni Twingo dört renk seçeneği ve yeniliklerle birlikte sunuluyor. Yoğun kişiselleştirme fırsatları doğal olarak bu programın bir parçasını oluşturuyor. Arka kısımdaki moturun konumlandırılması sayesinde: • Yeni Twingo artık daha çevik ve 8.65 metrelik bir dönüş çapına sahip, rakiplerinin değerlerinden ortalama olarak bir metre daha az olan bu değerle fark yaratıyor. • Yeni Twingo, kabin uzunluğuna eklenen 13 cm ile oldukça geniş ve ferah, ancak Yeni modelin toplam uzunluğu 10 cm kısaltıldı. • Yeni Twingo beş kapılı mimarisi, akıllı yükleme çözümleri, tamamen düz zemini ve 2.20 metrelik şaşırtıcı derecede uzun maksimum yük uzunluğu nedeniyle çok pratik. Twingo bu özelliğe sahip tek şehir aracıdır… • Yeni Twingo’nun sınıfının en iyisi ileri görüş alanı ve yüksek sürüş pozisyonu, yoğun alanlarda araç kullanılırken daha da önem kazanıyor. Bagajda ya normal havalandırmalı ya da turboı üç silindir benzinli motor yer alıyor. Her iki motor da yakıt verimliliği ve etkili bir performans sunuyor. Yeni Twingo internet bağlantısına sahip ve iki multimedya sistemine sahip :R & GO radyo (akıllı telefon ile birlikte) ve R-Link® sunan tek şehir aracı. Yenilikçi Renault 5 Turbo ve Twingo’nun mirasından esinlenen Yeni Twingo Renault’nun küçük araçlardaki uzmanlığını kanıtlıyor. Yeni Twingo’nun lansmanına ek olarak, Renault küçük araç sınıfındaki diğer yeni gelişmeleri sunmak ve markanın spor araçlar, elektrikli araçlar ve motor yenilikleri dünyası gibi yoğun uzmanlık sahibi olduğu alanların bazılarına odaklanmak için. 2014 Cenevre Otomobil Fuarını seçti. İlk kez sergilenecek olanlar arasında Clio R.S. 200 EDC Monaco GP: bu sınırlı sayıdaki model spor ve rafine bir müşteri kitlesini hedefliyor. Siyah tavanı, siyah dış kaplaması, İnci Beyaz ya da Platin Gri metalik kaplaması (pazara bağlı olarak) ve zengin donanıma sahip kabini ile ilk bakışta göze çarpıyor. Renault elektrikli araçlar ürün gamında « Flexi Charger »’ı sunuyor. Bu şarj kablosu ZOE’yi klasik ev prizinde şarj etmeyi sağlıyor. Renault aynı zamanda daha az yol yapan sürücüler için ayda 49€’dan başlayan fiyatlarla Yeni Z.E. Access batarya kira planı « Z.E. Access »’i öneriyor. Yeni Energy dCi 160 Twin Turbo downsizing ve çift turbo ilk 1.6 dizel motor. Bu 1.598cc motor 160bg ve 380Nm cömert bir tork seviyesi sunuyor. Bu değerler motoru, performans açısından 2 litre motorlar arasına yerleştiriyor. %25 tüketim ve CO2 tasarrufu, 1.6litre bir motor için bir ilk. Energy dCi 160 Twin Turbo’nun sunduğu yakıt tasarrufu daha büyük araçlar için ideal düzeyde. Bu yeni motor Markanın gelecekte lansmanı yapılacak D- ve E-segment modellerinde de kullanılacak.
20 Soruda Kadının Yasal Hakları
Prof. Dr. Şükran Şıpka, kadınların toplumsal yaşamda ve özellikle aile hayatında karşısına çıkan sorunlarla nasıl başa çıkabilecekleri konusunda yasal haklarını anlattı. İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şükran Şıpka, kadınların, kadın olarak, insan olarak, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak hakları olduğunu belirterek, “Her şeyden önce bu haklarımız Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na dayanıyor. Bu nedenle öncelikle kadın olarak anayasal haklarımızı bilmemiz gerekiyor” dedi. Prof. Dr. Şıpka, “Aslında tam olarak yeterli olmasa da Anayasal ve yasal olarak kadınlarımızı koruyan birçok düzenlemeye sahibiz. Önemli olan, mevcut bu haklarınızı kullanmanız ve toplum içerisinde sesinizi çıkarmaktan ve yasal yollara başvurmaktan çekinmemenizdir” şeklinde konuştu. Şükran Şıpka kadınların toplumsal yaşamda ve özellikle aile yaşamındaki sorunlar karşısında sahip olduğu 20 yasal hakkı anlattı. 1-Eş ya da çocuklara yönelik şiddet suç mudur? Türk Ceza Kanunu, eşe ya da çocuklara yönelik fiziksel şiddeti, vücut dokunulmazlığına karşı suçlar olarak niteliyor. Aile bireylerinden biri olmak, diğerinin şiddet göstermesine haklılık kazandırmaz. Aksine Türk Ceza Kanunu, şiddet fiillerinin aile bireylerine karşı işlenmesini cezayı ağırlaştıran bir sebep olarak kabul ediyor. Şiddet fiilinin ağırlığına göre sıralamak gerekirse, Türk Ceza Kanunu’nun 82. maddesine göre eşe veya çocuklara karşı kasten öldürme fiili işlenirse fail ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır. 2- Aile içinde gördüğünüz kötü muamele veya şiddete karşı ne yapabilirsiniz? 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’a göre; şiddete maruz kalan veya kalma tehlikesi bulunan ya da şiddetten etkilenen veya etkilenme tehlikesi bulunan kişi, en yakın polis merkezine, jandarma karakoluna, Cumhuriyet Savcılığı’na, Aile Mahkemesi Hâkimliği’ne, Kaymakamlığa veya Valiliğe başvurmalıdır. Ayrıca, şiddet veya şiddet uygulanma tehlikesinin varlığı halinde herkes bu durumu resmi makam veya mercilere ihbar edebilir. 3- Cinsel saldırıya uğramak nedir ve eşin cinsel saldırısı da cezalandırılır mı? Cinsel saldırı eyleminin eşten gelmesi onun ceza almasını engellememektedir. Türk Ceza Kanunu’nun 102. maddesi cinsel saldırı eyleminin evlilik birliği içinde gerçekleşmesi halini, şikayete bağlı bir suç olarak kabul etmektedir. Bu durumlarda kadınlar susmamalı ve eşlerinden gelen kabul edilemez derecede cinsel saldırıları da mahkemeye taşımalıdırlar. 4- Cinsel tacize uğruyorsanız, özellikle bu taciz iş yerinizde gerçekleşiyorsa ne yapmalısınız? Türk Ceza Kanunu, işyerinde cinsel taciz eylemini, bu eylemin, nitelikli hali olarak tanımlamıştır. Kanun, çalışma yaşamı içinde bulunan bir kişinin, işyerinde, hiyerarşi ve hizmet ilişkisinin yarattığı güçten ya da aynı iş yerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan yararlanarak, diğer çalışana cinsel tacizde bulunması halinde verilecek cezanın yarı oranında artırılacağını belirtmektedir. (TCK:105/2) 5- Çocuğunuz cinsel istismara uğramışsa? Cinsel istismarın, on beş yaşını tamamlamamış ya da on beş yaşından yukarı olsa da uğradığı saldırının anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı cebir veya tehdit kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda da ceza yarı oranında artırılır. (TCK:103/1) Cinsel istismarın, üstsoy, ikinci veya üçüncü derecede kan veya kayın hısmı, üvey baba, evlat edinen, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, sağlık hizmeti veren veya koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan diğer kişiler tarafından ya da hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle gerçekleştirilmesi halinde de verilecek ceza, yarı oranında artırılır. (TCK:103/3) 15-18 yaş arasındaki çocuklarla zor kullanmadan, yani cebir, tehdit ve hile olmaksızın, cinsel ilişkide bulunan kişi de şikayet edilmesi halinde cezalandırmaya tabi tutulur. (TCK:104) 6- Tecavüzcü, mağdurla evlenerek cezadan kurtulabilir mi? Tecavüzcünün mağdurla evlenerek cezadan kurtulması bugün artık Türk hukukunda yer almayan, geçmişte kalmış bir uygulama. 2005 yılında yürürlüğe giren Türk Ceza Kanunu ile bu uygulama yürürlükten kaldırıldı. Bu nedenle, tecavüzcü ile mağdur arasından sonradan bir evlilik ilişkisi kurulmuş olsa bile, fail yine de cezalandırılmaktan kurtulamaz. 7- Bekaret kontrolü yasal mıdır? Yetkili hâkim ve savcı kararı olmaksızın, kişiyi genital muayeneye gönderen veya bu muayeneyi böyle bir karar olmaksızın yapan kişi cezalandırılır (TCK md. 287). Bu nedenle kanunda belirlenen yetkili hâkim ve savcı dışında kalan, sözgelimi okul veya yurt müdürü gibi kişiler tarafından böyle bir fiilin işlenmesi halinde, bu kişiler cezalandırılır. Ancak, bulaşıcı hastalıklar nedeniyle kamu sağlığını korumak amacı ile kanun ve tüzüklerde öngörülen hükümlere uygun olarak yapılan muayeneler için bu madde hükmü uygulanmaz. Bu düzenlemede eksik olan yan, bu tür muayeneler için mağdurun rızasının aranmamış olmasıdır. 8-İstemediğiniz bir evliliğe zorlanabilir misiniz? 1 Ocak 2002 yılında yürürlüğe giren, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’na göre; hiç kimse zorla evlendirilemez. 17 yaşını doldurmuş olsa da kişi 18 yaşına kadar kanun önünde küçük sayılır. Kişi küçük de olsa öncelikle kendi izni alınır. Evlenmek istemeyen kişi, zorlandığı durumda savcılığa suç duyurusunda bulunabilir. Ayrıca zorla evlendirilen kişi Türk Medeni Kanunu’nun 149, 150 veya 151. maddelerine dayanarak evliliğin iptali davası açabilir. 152. maddeye göre bu dava, öğrenmeden itibaren 6 ay ve evlenme tarihinden itibaren en geç 5 yıl içinde açılmalıdır. 9- Resmi nikah olmaksızın dinsel törenle evlenmenin sonuçları nelerdir? Türk Ceza Kanunu’nun 230. Maddesine göre, aralarında evlenme akdi ya da resmi nikah olmaksızın dini nikah yaptıranlar ve yapanlar hakkında hapis cezası söz konusu olur. Bu durumdaki kişiler resmi nikah yaparlarsa kamu davası ve hükmedilen ceza ortadan kalkar. Ayrıca resmi nikah olmaksızın dini törenle evlenenler, eşlerinden kalan mirasta pay sahibi olamayacakları gibi, fiili birlikteliğin sona ermesi halinde evliliğin sona ermesi hükümlerinden de yararlanamazlar. 10- Evlilik birliği içerisinde haklarınız ve görevleriniz nelerdir? Her şeyden önce evlilik birliği içerisinde eşinizle eşit haklara sahipsiniz. Medeni Kanun’un 186. maddesi uyarınca eşler evlilik birliğini birlikte yönetirler. Artık aile reisliği kavramı Medeni Kanun’dan çıkarılmış bulunuyor. Eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılırlar. Çalışıyor olmasanız bile ev içindeki emeğiniz aile geçimine katkı olarak değerlendirilir. Evlilik içerisinde verilecek kararlarda eşinizle eşit oy hakkına sahipsiniz. Bu nedenle çocuklarla ilgili olarak verilecek kararlarda da eşlerin ortak hareket etmesi gerekiyor. Eğer velayeti kullanırken eşler arasında anlaşmazlık çıkarsa, anlaşmazlığın çözümü konusunda Aile Mahkemesi’ne başvurabilirsiniz. Eşler ailenin oturacağı konutu tek başına seçme hakkına sahip değildir. Eşler oturacakları konutu birlikte seçerler. Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu satamaz veya üzerine ipotek koyduramaz.(MK. 194. madde) Eğer oturduğunuz ev eşinizin adına kayıtlı ise ve satılmasını istemiyorsanız, tapu kütüğüne aile konutu şerhi koydurtarak evin satışını engelleyebilirsiniz. Bu şerh, ilgili tapu müdürlüğüne yapacağınız yazılı başvuru (dilekçe) ile konulabileceği gibi, Aile Mahkemesine yapacağınız başvuru sonucunda, mahkemece de konulabilir. 11- Evlenmeden önceki soyadınızı evlendikten sonra da kullanabilir misiniz? Türk Medeni Kanunu’nun 187. maddesine göre, kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır; ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir. Evlenirken bu hakkını kullanmayan kadın, daha sonra her zaman bu işlemi yaptırtabilir. 12- Eşiniz çalışmanızı engelleyebilir mi? Yeni Medeni Kanun’un 192. maddesine göre; “Eşlerden her biri meslek veya iş seçiminde diğerinin iznini almak zorunda değildir. Ancak meslek ve iş seçiminde ve bunların yürütülmesinde evlilik birliğinin huzur ve yararı göz önünde tutulur.” Yani, çalışmak isteyen kadın, kocasından izin almak zorunda değildir. Ancak çalıştığı işin niteliği, çalışma saatleri, çalışma yeri gibi bazı nedenler, evlilik içinde tartışmalara sebep oluyorsa ve objektif olarak evlilik birliğini sarsıcı nitelikte görülebilirse, bu durum kadın eş aleyhine sonuçlar doğurabilir. 13- Eşiniz, Aile Hukuku’ndan kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmiyorsa ne yapabilirsiniz? Medeni Kanun’un 195. maddesi uyarınca evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde, eşler ayrı ayrı veya birlikte hâkimin (Aile Mahkemesi) müdahalesini isteyebilirler. Hâkim, eşleri yükümlülükleri konusunda uyarır; onları uzlaştırmaya çalışır ve eşlerin ortak rızası ile uzman kişilerin yardımını isteyebilir. Hâkim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine Kanunda öngörülen önlemleri alır. Aile bireylerinin karşılıklı olarak bakım, eğitim, destek olma yükümlülükleri bulunmaktadır. Bu yükümlülüğü yerine getirmeyenler şikayet üzerine 1 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılırlar. Ayrıca yukarıda belirtildiği gibi eşin yükümlülüklerini yerine getirmesini sağlamak üzere, Aile Mahkemesine başvurarak tasarruf yetkisi de sınırlanabilir. 14- Ailenizin ekonomik varlığını tehlikeye düşürecek işlemlere karşı önlem alabilir misiniz? Ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik birliğinden doğan mali yükümlülüğün yerine getirilmesini sağlamak üzere eşinizin malları üzerindeki tasarruf yetkisinin sınırlandırılması için Aile Mahkemesine başvurabilirsiniz (MK.m.199). Örneğin, sürekli kumar oynayan ve evine bakmayan, mallarını satarak dışarıda tüketen, başkalarına yediren, ya da başkaları lehine kefil olup borçlanan eşinize karşı böyle bir dava açarak, Aile Mahkemesinden tedbir talep edebilirsiniz. Bu durumda eşiniz, sizin onayınız olmadan, malları üzerinde tasarruf edemez, onları satamaz, tüketemez. 15- Boşanma sebepleri nelerdir? Eşlerin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede evlilik temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Medeni Kanun’un 166. maddesinde bu boşanma nedeni “Evlilik birliğinin sarsılması” olarak tanımlanmıştır. Bu, halk arasında “şiddetli geçimsizlik“ olarak bilinen, genel boşanma sebebidir. Bunun dışında Medeni Kanun’da özel boşanma sebepleri sayılmıştır: Zina, Hayata Kast (öldürmeye teşebbüs etme), Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış (şiddet uygulama, ağır hakaret vb.), Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme (örneğin yüz kızartıcı bir suç işleme, cinsel sapkınlıklar, ayyaşlık, kumar bağımlılığı vb.), Terk (bir eşin haklı bir sebep olmaksızın ortak konutu terk etmesi) ve Akıl Hastalığı (her akıl hastalığı değil, evlenmesinde sakınca olan akıl hastalıkları) özel boşanma sebepleridir. 16- Boşanmanın mali sonuçları nelerdir? Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, boşanmada daha fazla kusurlu olmamak şartıyla geçimi için diğer taraftan yoksulluk nafakası talep edebilir. Ayrıca şartları gerçekleşmişse, boşanmada kusurlu olan taraftan maddi ve manevi tazminat istenmesi de söz konusu olabilir. Bunun yanı sıra velayet kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim masraflarına da katılmak zorundadır. Buna da iştirak nafakası denir. Ayrıca boşanma sonucunda, eşler farklı bir mal rejimi kabul etmemişlerse, edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesi de -aşağıda belirtileceği gibi- istenebilecektir. 17- Evlilikte mal rejimi (evlilik mallarının paylaşımı) nasıldır? Yeni Medeni Kanun’un 1 Ocak 2002′de yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yasal mal rejimi, “edinilmiş mallara katılma” rejimidir. Eşler noterde yapacakları bir sözleşme ile ya da evlenme başvurusu sırasında tarafların yapacakları yazılı bir bildirimle farklı bir mal rejimi kabul edebilirler. Bu nedenle evlenme başvurusu yaparken kadının neye imza attığını bilmesi çok önemlidir. Ancak seçilebilecek olan mal rejimi, kanunda belirtilenlerle sınırlıdır. Bunlar; Mal Ayrılığı, Paylaşmalı Mal Ayrılığı ve Mal Ortaklığıdır. Eğer eşler bu rejimlerden birini seçmemişse, yasal mal rejimi sayılan “Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi”ne tabidirler. 18- Boşanma sonucunda çocuk üzerindeki velayet hakkı ne olacaktır? Boşanma davası devam ederken hâkim, hangi tarafın çocuğa daha iyi bakabileceğine inanıyorsa velayeti ona verir. Boşanma kararı ile birlikte, velayet hakkına sahip olmayan tarafla çocuğun ilişkisinin nasıl olacağına da tarafların anlaşamaması halinde, hâkim karar verecektir. Ancak ülkemizde daha çok, velayet hakkı anneye verilmektedir. Özellikle ana bakımına muhtaç olan çocuklar anne yanında bırakılmakta, baba ile çocuk arasında kişisel görüşme hakkı da yine hâkim kararı ile belirlenmektedir. Çalışan anne söz konusu olduğunda, genellikle babaya 15 günde bir hafta sonu görüşme hakkı tanınmaktadır. Birden fazla çocuk söz konusu ise, Yargıtay’ın kararları gereğince, mümkün oldukça kardeşler birbirinden ayrılamaz ve velayetleri birlikte anneye veya babaya verilir. Mahkeme velayeti düzenlerken, ayırt etme gücüne sahip olan çocukların (genellikle 11 yaş sonrası) görüşünü almak zorundadır. 19- Boşanan kadın eski eşinin soyadını kullanmaya devam edebilir mi? Boşanma halinde kadın, eşinin soyadını kaybeder ve evlenmeden önceki soyadını yeniden alır. Bu durumda resmi kimliklerini yeni soyadına göre yenilemesi gerekir. Eğer kadın evlenmeden önce dul idiyse hâkimden bekarlık soyadını taşımasına izin verilmesini isteyebilir. Kadının boşandığı kocasının soyadını kullanmakta haklı menfaati bulunduğu ve bunun kocaya bir zarar vermeyeceği ispatlanırsa, istemi üzerine hâkim, boşandığı kocasının soyadını taşımasına izin verir. Boşanma davası esnasında bu talep edilmese bile, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içinde aynı mahkemeden boşandığı eşinin soyadını kullanmasına izin istenebilir. 20- Kadının yeniden evlenmek için bekleme süresi nedir? Kadın, önceki evliliğinin ölüm, iptal ve boşanma nedeniyle sona ermesinden başlayarak 300 gün geçmedikçe yeniden evlenemez. Bu düzenleme ile azami hamilelik süresinin geçirilmesi ve böylelikle doğacak çocuğun soy bağının karışmaması hedefleniyor. Ancak, bu bekleme süresinden önce evlenmek isteyen kadın, Aile Mahkemesine bir dilekçe ile başvurarak önceki evliliğinden hamile olmadığının tespitini ve evliliğine izin verilmesini isteyebilir.
Gül, İki Kritik Yasayı Onayladı
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül; bugün akşam saatlerinde iktidar ile cemaat arasındaki gerilimde önemli bir hususu oluşturan dershanelerle ilgili yasayı onayladı. Gül, çözüm süreci çerçevesinde önem taşıyan ve demokratikleşme paketinin bir aşamasını oluşturan yasayı da onaylayarak Başbakanlığa gönderdi. Dershaneler 2015 yılında kapatılırken, Milli Eğitim Bakanlığı'nda paralel devlet kadrolaşması iddiaları çerçevesinde yönetim kadrolarında önemli tasfiyeler yapılacak. Seçimde Kürtçe propaganda da serbest hale geldi. Cumhurbaşkanlığı'ndan bu akşam yapılan açıklamada, şu ifadeler yer aldı: '6528 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun; 6529 sayılı 'Temel Hak ve Hürriyetlerin Geliştirilmesi Amacıyla Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından Anayasanın 89'uncu maddesinin birinci fıkrası ile 104'üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca yayımlanmak üzere Başbakanlığa gönderilmiştir.' MİLLİ EĞİTİM BAKANILĞI'NDA BÜYÜK TASFİYE İki yasa da, Meclis tarafından 6 Mart'ta Cumhurbaşkanlığı'na gönderildi. 15 günlük inceleme süresi bulunan Gül'ün, yasayı 6 günlük bir değerlendirmenin ardından onaylaması dikkat çekti. Dershanelerle ilgili yasa; hükümet ile Gülen cemaati arasında yaşanan gerilimin en önemli hususlarından birini oluşturuyor. Yarın resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girecek olan yasada yer alan bazı hükümler şöyle: 1 2015 yerine 1 Ocak 2014 itibarıyla sigorta primi ödenmiş ve en az çalışma süresi 6 yıl olan öğretmenler KPSS şartı olmaksızın 'sözlü sınavla' MEB kadrosuna geçebilecek. Sigortalılık süresinin 1,5 yıl öne çekilmesiyle kapanan dershanelerden daha az sayıda öğretmenin MEB kadrosuna atanması söz konusu olacak. Faaliyet gösteren dershanelerde çalışanlardan gerekli şartları taşıyan öğretmenler 1 Temmuz 2015 -1 Ağustos 2015 arasında başvurmaları halinde sözlü sınavda başarılı olmak kaydıyla öğretmen unvanlı memur kadrolarına atanabilecek. Öğretmenler, 1 yıllık stajyerlik sürelerinin bitiminde yeniden sınavına alınacak. Aday öğretmenliğe atananlar en az 1 yıl fiilen çalışmak, performans değerlendirmesine göre başarılı olmak şartıyla sınava girmeye hak kazanacak. Aday öğretmenliğinde disiplin cezası alanlar da sınavlara katılacak. Yazılı ve sözlü sınavlardan başarılı olanlar öğretmen olarak atanacak; başarılı olamayanlar ilde veya il dışında başka bir okulda görevlendirilerek bir yılın sonunda yeniden değerlendirmeye tabi tutulacak. Sınavlarda 2 defa başarılı olamayanların memuriyetle ilişiği kesilecek. Özel okula dönüşecek dershanelere, resmi okulda okuyan bir öğrencinin devlete maliyeti kadar para desteği yapılacak. Boş kalan öğrenci kapasitesinin tamamı için destek verilmeyecek. Destek, derslik başına düşen kayıtlı öğrenci sayısı üzerinden ve belirlenecek. Dershanelerde çalışan fen edebiyat fakültesi mezunu usta öğreticiler de öğretmen unvanlı memur kadrolarına atanabilecek. Özel okula dönüşecek dershanelere en fazla 25 yıllığına Hazine'den arsa tahsis edilecek. Ancak kurum bakanlık aleyhine açtığı tüm davalardan kayıtsız şartsız feragat ederse arsa teşviğinden yararlanabilecek. Dava açılması durumunda arsa teşviği sözleşmesi iptal edilecek. Birkaç farklı dershanenin biraraya gelerek özel okul açma isteğinde bulunması halinde, bu okul için yapılacak, 'arsa tahsisi' başvurusu, bakanlık tarafından öncelikli olarak değerlendirilecek. Arsa için birden fazla istekli dershane olursa, ihale istekte bulunanlar arasında yapılacak. Mülkiyeti Hazine'ye ait olup MEB'e tahsis edilen arsalar üzerindeki okul binaları da kiraya verilebilecek. Ancak MEB binaları Hazine arazilerine daha pahalı olacak. Okullar, 'hazır tesis' ve 'öğrenci potansiyeli' kapsamında değerlendirileceğinden fiyatları yüksek belirlenecek. Okulları kullanmayı teşvik yerine Hazine'ye ait arsalar üzerinde işletme açılması teşvik edilecek. Dershaneler, 1 Eylül 2015'e kadar faaliyetlerini sürdürebilecek. Dönüşümler, 2018-2019 eğitim-öğretim yılı sonunda tamamlanmış olacak. Etüt eğitim merkezlerine 12 yaş sınırı getirilecek. Bu kurumlar da öğrencileri sınava hazırlayamayacak. MEB'in izni ve denetimi olmaksızın hiçbir eğitim öğretim faaliyeti yapılamayacak. Mecburi hizmet karşılığı yurtdışına gönderilen doktora öğrencileri, Türkiye'ye döndüklerinde adlarına gönderildikleri kurumların kadrolarına atanacak. Yurtdışında doktorasını tamamlayanlar mecburi hizmetlerini 'milli eğitim uzmanı' kadrosunda yapacak. Yurtdışındaki eğitim süresi memuriyette geçmiş sayılacak. Talim Terbiye Kurulu'nun görev ve yetkileri değiştirilerek, Milli Eğitim mevzuatı konusunda 'karar vermekten', 'görüş bildirmeye' çevrilecek. TTK'nın statüsü, 'danışman' olarak değiştirilecek. Milli Eğitim'de büyük tasfiye TTK üyeleri, müsteşar yardımcıları, genel müdürler 'bakanlık müşaviri', grup başkanları, il müdürleri yine 'grup başkanı ve il müdürü', şube müdürleri ise 'eğitim uzmanı' olacak. Eğitim uzmanı kadrosuna atananlar Bakan tarafından belirlenen birimlerde sürekli görevle istihdan edilecek. Bunlardan daha önce öğretmen olarak görev yapanlar ihtiyaç bulunan okullarda öğretmen olarak görevlendirilebilecek. Milli Eğitim Başdenetçisi, milli eğitim denetçisi, il eğitim denetmeni kadrosundakiler de 'maarif müfettişi' çatısı altında birleştirilecek. 350 personel, 'havuz' olarak bilinen bakanlık müşavirliği, grup başkanlığı ve eğitim uzmanlığı kadrolarına atanarak, fiilen görevden alınacak. 40 bin yönetici değişecek Okul müdürü atamaları sadece il milli eğitim müdürünün teklifi ve valinin onayı ile yapılabilecek. Kanun yürürlüğe girdiği andan itibaren 4 yıl ve daha fazla süredir okul ve kurum müdürlüğü ve müdür yardımcılığı yapanlar bu yıl sonunda görevlerinden ayrılacak. Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’ya göre bu düzenlemeden 39 bin 870 okul yöneticisi etkilenecek. Görevden almalar yasayla yapılacağı için yöneticiler yargıya başvuramayacak. KÜRTÇE SEÇİM PROPAGANDASI ARTIK SERBEST Kamuoyunda 'demokratikleşme paketi' olarak bilinen yasayı da Gül, 6 günlük incelemesi sonucunda onayladı. Yarın yürürlüğe girecek yasadaki bazı hükümler şöyle: Polis, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde 'gizli çekim' yapamayacak. Toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde katılımcıların ve konuşmacıların ses ve görüntüleri kolluk tarafından yapıldığı belli olacak şekilde kaydedilebilecek. Elde edilen kayıt ve görüntüler şüpheliler hakkında suç ve delillerinin tespiti dışında başka bir amaçla kullanılamayacak. Yerel ve genel seçimlerde siyasi partiler ve adaylar propagandalarını, Türkçe'nin yanı sıra farklı dil ve lehçelerde de yapabilecek. Ön seçimlerde yapılacak propagandalarda Türkçe'den başka dil ve yazı kullanılması yasağı da kaldırılacak. Adayların ön seçim propagandasında kendilerini Türkçe'den başka dil ve yazıyla da ifade edebilmelerine imkan sağlanacak. Özel Öğretim Kurumları Kanunu hükümlerine tabi olmak üzere, Türk vatandaşlarının günlük yaşamlarında geleneksel olarak kullandıkları farklı dil ve lehçelerle eğitim ve öğretim yapmak amacıyla özel okullar açılabilecek. Dini inancın gereğinin yerine getirilmesinin veya dini ibadet, ayinlerin bireysel ve toplu olarak yapılmasının cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla engellenmesi halinde, fail bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına çarptırılacak. Dil, ırk, milliyet, renk, cinsiyet, engellilik, siyasi düşünce, felsefi inanç, din veya mezhep farklılığından kaynaklanan nefret nedeniyle; bir kişiye kamuya arz edilmiş olan bir taşınır veya taşınmaz malın satılmasını, devrini veya kiraya verilmesini, bir kişinin kamuya arz edilmiş belli bir hizmetten yararlanmasını, işe alınmasını, olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasını engelleyen kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. Milliyet
130 İşçi 4 Gündür Açlık Grevinde
ESKİŞEHİR'in Mihallıccık İlçesi'ne bağlı Koyunağılı Köyü'nde 18 yıldır faaliyette olan maden ocağının kapatılması sonucu işsiz kalan 130 işçi, 4 gün önce başladıkları açlık grevini sürdürüyor.Karadeniz Madencilik Limited Şirketi'ne ait 18 yıldır faaliyette olan kömür ocağının kapatılması sonucu ocakta çalışan işçilerin mağdur olduğu belirtildi. Karadeniz Madencilik işletmesi Müdürü Atilla Süer, maden ocağının 6 ayda 3 kez kapatıldığını, 2 sefer açtırdıklarını, son olarak da 6 Mart 2014 tarihinde gelen jandarma ekiplerince kapatılarak üretimi durdurduklarını söyledi. 2016 yılına kadar işletme ruhsatları bulunduğunu belirten Süer, 'Çalışma alanımız 900 hektar, kiralama yöntemiyle kömür çıkarıyoruz. Şu ana kadar bunun 70 hektarlık alanında çalışma yaptık. Maden ocağında kömür üretimi için tüm resmi evrakların tamam olduğunu, son olarak bakanlık yazısı de elimizde' dedi. İşletme Müdürü Atilla Süer, bir hafta önce Çalışma Bakanlığı yetkilileri ile müfettişlerinin ocağa gelip inceleme ve araştırmalarda bulunduklarını söyledi. Süer, şöyle konuştu: 'Yaklaşık 6 aydır baskı sonucu 3 defa ocağımız kapatıldı. Son olarak 4 Mart'ta kapatma kararı verildi. Bu karar, MiGEM (Maden İşleri Genel Müdürlüğü) tarafından verildi. Kapatma gerekçeleri asılsız olup, saha sahibi tarafından yapılan baskılar sonucu verilen kararlardır. 130 çalışanıyla 18 yıldır kömür üreten ve 2016 yılının sonuna kadar sözleşmesi bulunan bir işletme. Ocağımızın kapatılması, başka yerlere peşkeş çekilmesi durumundan dolayıdır. Bu konudaki hukuki mücadelemiz sonuna kadar devam edecek. Teknik sebepler gösterilerek kapatıldık, ama bir hafta öncesinde Çalışma Bakanlığı müfettişlerince 'hiçbir eksiği yoktur' diye rapor verildi bize. İşletmenin açılması için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz. Yetkililerden bu konunun çözümü noktasında adım atmalarını bekliyoruz. Çünkü hiçbir eksiğimiz yok. Çalışan işçilerimiz mağdur ediliyor.' Süer, işletmede kapatılmadan önce günde 400 ton kömür çıkardıklarını da belirtirken, 'Firmamız kömür sahasına yılda 1,5 trilyon kira bedeli ödeme yapıyor. Şu ana kadar da bir eksiğimiz yok. Çıkardığımız kömürü Beypazarı Eti Soda A.Ş'ye veriyoruz. Ama şimdi ocağımız kapatıldığı için kömür de çıkaramıyoruz. İşçilerimiz de mağdur oldu' dedi. Kömür ocağında çalışan işçiler ise ekmek teknelerinin, diğer bir firmanın baskısı sonucu kapatıldığını iddia ederek, şunları söyledi: 'Haklı bir gerekçe göstermeden, sudan bahanelerle ocağımızı kapattılar. Burada 130 kişi çalışıyoruz. 6 ayda 3 sefer ocak kapatılır mı? Bunu da anlamış değiliz. Ekmek teknemize kilit vurdular.' Maden işçisi Mustafa Caymaz, 4 nüfusa baktığını ve ocak kapatıldığı için evine ekmek götüremez hale geldiğini, yetkililerden konunun çözümü için girişim beklediklerini söyledi. Çalışan 130 işçi, maden ocağının haksız yere katılması sonucu ocak ağzında açlık grevine başladılar. Konunun çözümü için Başbaka ile Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı'ndan çözüm beklediklerini belirten işçiler, aksi takdirde açlık grevini sürdüreceklerini ifade etti. Kemal ÇELEN/ MİHALIÇÇIK (Eskişehir), (DHA)