onedio
Görüş Bildir

İstifa Haberleri

İstifa ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. İstifa ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Hacıosmanoğlu İçin İstifa İddiaları Var
Sezon başında TFF'de yapılan seçimli genel kurulda başkanlık koltuğuna İbrahim Hacıosmanoğlu oturmuştu. Hacıosmanoğlu, birçok kurulda değişikliğe gitmiş, kulüplerle de iyi ilişkiler geliştirmeye çalışmıştı. Ancak yaşanan süreçlerde hiçbir kulübün ya da paydaşın gidişattan memnun olmadığı görülüyor. Gazeteci Tahir Kum da Hacıosmanoğlu ile ilgili flaş bir iddia ortaya attı. Kum'a göre Hacıosmanoğlu istifa edecek.
TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu İstifa İddialarını Yalanladı
Futbol dünyası akşam saatlerinde gelen bir istifa iddiasıyla çalkalandı. Gazeteci Tahir Kum, TFF Başkanı Hacıosmanoğlu'nun istifa ettiğini iddia etti.Kısa süre sonra gazeteci Yağız Sabuncuoğlu yalanladı ancak resmi bir açıklama yoktu. Daha sonra artan söylentilerle birlikte resmi açıklama da geldi. Hacıosmanoğlu, görevinin başında olduğunu söyledi.
Beşiktaş'ta Asbaşkan Onur Göçmez İstifasını Sundu
Beşiktaş, Futbol Takımları Genel Koordinatörü Samet Aybaba ve Yönetim Kurulu Danışmanı Bradley Howard Friedel ile yolların ayrıldığını duyurmuştu. Siyah-beyazlı kulüpte Asbaşkan Onur Göçmez de istifa etti. Göçmez, aldığı bu kararı ve istifa dilekçesini yazılı olarak kulübe iletti. Fakat, Hasan Arat bu kararı onaylamadı. Teknik direktör Giovanni van Bronckhorst'un da takımdan ayrılması bir süredir gündemde.
MHP’de İstifa Depremi: 3 Milletvekilinin İstifası İstendi
Milliyetçi Hareket Partisi’nde (MHP) istifa depremi yaşanıyor. Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, 3 milletvekilinin istifasının istendiğini ve istifa dilekçelerinin de kabul edilerek partiden uzaklaştırıldığını açıkladı. 3 milletvekilinin istifası sonrasında MHP’nin Meclis’teki milletvekili sayısı 47’ye düştü.İşte MHP’den istifa eden milletvekillerinin isimleri…
Yenidoğan Çetesi Skandalı Sonrası İstifa Çağrısı Yapılmıştı: Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu'dan Açıklama!
Yenidoğan Çetesi olayı, Cumhuriyet tarihinin en büyük sağlık skandallarından biri. Muhalefet ise sık sık Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu'nun skandal için istifaya çağırıyor. Bakan Memişoğlu ise istifa çağrılarına bugün yanıt verdi. Memişoğlu, 'Bebeklerimizin ölümüne engel olan bir kişiye niye istifa istenir. Bunları yakalattığımız için mi?' ifadelerini kullandı. 
İstifa Eden 3 MHP'li Vekil İçin  "Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bahçeli'ye Görüntü İzletti" İddiası Yalanlandı
Gazeteci Fatih Altaylı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın MHP Lideri Devlet Bahçeli ile yaptığı görüşmede, “istifa” eden MHP’li vekilleri gündeme getirdiği iddiasını yazdı. Fatih Altaylı’nın aktardığına göre, Erdoğan, söz konusu “altın kaçakçılığı” iddiasını gündeme getirdiği toplantıda, Bahçeli’nin milletvekillerini savunması üzerine 'koalisyon ortağına' bazı görüntüler izletti. Dezenformasyonla Mücadele Merkezi Fatih Altaylı'nın bu iddiasını yalanladı. Açıklamada 'Bazı basın yayın organlarında yer alan, “Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bahçeli’ye MHP’li vekillerle ilgili bazı görüntüler izletti” iddiası doğru değildir' denildi.Kaynak: Fatih Altaylı
Hasan Basri Sönmez Kimdir? MHP'den İstifa Eden Isparta Milletvekili Hasan Basri Sönmez'in Siyasi Kariyeri
Siyaset gündeminde sular durulmuyor! Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) üç vekilinin istifası dikkat çekti. MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın'ın açıklamasının ardından gözler, istifa eden vekillerden Isparta Milletvekili Hasan Basri Sönmez'e çevrildi. Peki, Hasan Basri Sönmez kimdir? Hasan Basri Sönmez neden istifa etti? İşte, Hasan Basri Sönmez'in siyasi kariyeri ve istifası
AKP'den İstifa Eden Vekillerden 'Demokrasi Bildirisi'
Kütahya Bağımsız Milletvekili İdris Bal, kendisi başta olmak üzere eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile milletvekilleri Hakan Şükür, Hasan Hami Yıldırım, Haluk Özdalga ve Erdal Kalkan adına 'Demokrasi Bildirisi' okudu.Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) basın toplantısı düzenleyen İdris Bal, Türkiye'nin geçmişte antidemokratik süreçler yaşadığını, 28 Şubat süreci ve o süreçte yaşananların hafızalarda tazeliğini koruduğunu vurguladı. Son dönemde Türkiye'nin yine antidemokratik bir süreç içerisine girdiğini belirten Bal, 'Ülkemiz hem İslam Dünyası, hem de gelişmekte olan ülkeler açısından model ülke olarak kabul edilirken, son gelişmelerle model olmak bir tarafa kendisi bölgede bir sorun haline gelmektedir. Bu anlamda hem 28 Şubat sürecinin yıl dönümü olması nedeniyle, hem de içinde bulunduğumuz anti demokratik adımların atıldığı bu süreçte demokrasiye, şeffaflığa, hesap verebilirliğe barışa, ortak yaşam bilincine, evrensel değerlere inanan insanlar olarak, hayati konuların kamuoyuna hatırlatılmasının faydalı olduğunu düşünerek aşağıdaki hususlara dikkat çekmek istiyoruz.' dedi. Bal'ın okuduğu Demokrasi Bildirisi şöyle: 'Darbe meşru olmayan yollarla, Anayasa’da ve yasalarda yer almayan bir şekilde gücü elde etmektir. Darbe sadece silahla, tankla yapılmaz. Şu anda yürütme, yasamadaki çoğunluğu da arkasına alarak yargıyı kontrol etmektedir. Bu aslında adı konulmamış bir darbedir. Türkiye’de sistem tıkanmıştır. Türk demokrasisinin istikrarı, imajı ve hukuk devleti gereği sistemin önü açılmalı, Türkiye normalleşmelidir.Kuvvetler ayrılığı, demokrasinin vazgeçilmez bir gereğidir. Kuvvetler ayrılığı yöneticilerin, yönetimin ceberutlaşmaması, diktatörleşmemesi için demokrasilerde temel kural haline gelmiştir. Türkiye’de şu anda kuvvetler ayrılığı ortadan kalkmıştır. Yargı, yürütme ve yasamanın çoğunluğunun kontrolüne girmiştir. Derhal kuvvetler ayrılığı tesis edilmelidir. Yeni yasalaşan HSYK düzenlemesi demokratik bir ülkede düşünülemez. Yargıyı kontrol ve baskı amaçlıdır. AB normları açısından kabul edilemez bir düzenlemedir. Yargı bağımsızlığı acilen tekrar tesis edilmeli ve baskılar sona ermelidir. Hakim ve savcıların keyfi olarak yer değişikliğine tabi tutulması kabul edilemez ve bu yargıya, yargı bağımsızlığına bir müdahaledir. On bin civarındaki polisin bir gerekçe gösterilmeden, tasfiye mantığı ile yerlerinin değiştirilmesi, özellikle terörle mücadele, organize suçlar, mali suçlar, istihbarat gibi yerlerdeki mesleki tecrübesi olan kişilerin yerlerinin değiştirilmesi, ülkenin iç huzuru ve güvenliği açısından önemli zafiyetler oluşturabilir. Şeffaflık, demokrasinin temel prensiplerinden biridir. Bunun için ise düşünce ve ifade hürriyeti medyanın, STK’ların, Düşünce Kuruluşlarının ve Üniversitelerin özgür olması şarttır. Birçok örnekle sabit olduğu gibi, özellikle Türkiye’de medya ve medya mensupları üzerinde baskılar bulunmakta, talimatlar verilmektedir. Medya ve medya mensupları üzerindeki baskılar kabul edilemez, her kesime yönelik tüm baskılar derhal sona ermelidir. Üniversite ve düşünce kuruluşları bağımsız olmalıdır. Baskı altında hür düşünce gelişemez, hür analizler çözümlemeler yapılamaz. İnternet düzenlemesi demokratik bir ülkede düşünülemez. İnternet düzenlemesindeki kararlar ülkemizi maalesef bir muhaberat devleti yapma yolunda alınan kararlardır. MİT’e dair düzenleme demokratik bir toplumda kabul edilemez niteliktedir. İleride operasyon yetkisi suiistimallere, ciddi sorunlara yol açabilir. Denetim eksikliği ciddi riskleri beraberinde getirebilir. Yaşanan olaylar açısından baktığımızda Sayın Cumhurbaşkanı üzerine düşen görevi yerine getirememiştir. Cumhurbaşkanlığı makamı sembolik olmakla beraber devlet kurumlarının arasında ahenkli bir çalışmak gibi bir görevi vardır. Ancak son süreçte ülkenin sistemi açısından son derece kritik gelişmeler yaşanırken Sayın Cumhurbaşkanı bu misyonunu yeterince yerine getirememiştir. Özellikle özgürlüklerin son derece önem kazandığı, teknolojik gelişmelerin hızla ilerlediği, internetin bir insanlık hakkı olduğu bu dönemde internetin doğasına aykırı olan bir internet yasasını onaylaması daha sonra HSYK düzenlemesini onaylaması bunun bir göstergesidir. Yolsuzluklara, yargının kontrol ediliyor olmasına karşı ciddi, net uyarılarda bulunamamıştır. Hesap verebilirlik, demokrasinin bir gereğidir. Sayıştay güçlendirilmeli, yetkileri iade edilmeli, statüsü dünyadaki birinci sınıf demokrasilerdeki yere getirilmelidir. Partiler kurumsallaşmalı, lider partisi olmaktan çıkmalıdır. Liderlerin partisi algısı, partilerin lideri algısına dönmelidir. Parti içinde tahammül gücü, hazım kapasitesi artmalıdır. Parti içi demokrasi ve milletvekili saygınlığı, bağımsızlığı olmadan gerçek bir demokrasi tesis edilemez. Bunun için ise başta seçim kanunu değiştirilmeli, gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Parti içerisinde öz eleştiri, beyin fırtınası, istişare yapabilecek mekanizmalar geliştirilmelidir. 'Tabular' üzerinden siyaset bitmelidir. Din, tarih, Atatürk, laiklik ve her türlü klasik tabu üzeriden siyaset sona ermelidir. Bir Müslüman, Hristiyan, Yahudi, Budist, Ateist ya da başka biri dünyanın her yerinde siyaset yapabilmelidir. Siyasetin ön şartı içinde siyaset yapılan toplum ile toplumun farklı renkleri ile barışık olmak, onların inançlarını, kültürlerini yaşayabilmeleri için imkan hazırlamak ve onların toplumun ve devletin farklı yerlerinde yer alabilmeleri için uygun meşru kanallar açmaktır. Siyaset projeler üzerinden yapılmalıdır. Türkiye’de siyasi partiler arasındaki ideolojik makas çok açıktır. İdeolojik makas daralmalı, partiler birbirleri ile savaşmaya hazır aktörler olarak algılanmak yerine, hizmette yarışan dost aktörler olarak algılanmalı ve partiler arası ilişkiler çatışma yerine işbirliği, istişare, beyin fırtınası formatına oturtulmalıdır. Siyaset yatırım alanı olmaktan çıkarılmalıdır. Siyasete, servetine servet katmak, almak için değil, vermek için girilmelidir. Şeffaflık, hesap verebilirlik, medya bağımsızlığı, bağımsız- tarafsız yargı, ideal bir ihale kanunu gibi unsurlar bu bağlamda son derece önemlidir. Türk siyasetinde köşeli, ilkeli, medeni, cesur, kişilere değil ilkelere kendini adamış, demokrat, özgür insanlar daha fazla yer almalıdır. Dış siyasetimiz tekrar barış mantığına, kazan kazan mantığına, tıpkı Suriye ile İsrail’i barıştırmak için arabuluculuk yaptığı model bir formata geri dönemlidir. Ne şekilde olursa olsun, kimler karışırsa karışsın, her türlü yolsuzluk sonuna kadar soruşturulmalı, yargılanmalı ve yolsuzluğa giden tüm yollar kapatılmalıdır. Siyasetçilerin kişisel hırsları ve kariyerleri için devlet sistemi bozulmamalıdır. Devletin DNA’ları ile oynanmamalıdır. Sistemdeki bozukluk ekonomik istikrarsızlığı getirecek ve zaten borçlu olan toplumu daha da borçlu ve ekonomik olarak sıkıntılı hale getirecektir. Siyasal ahlak montaj argümanlarıyla harcanacak kadar değersiz değildir. Siyasal ahlakın korunması en başta siyasetçinin görevidir. Gerçek neyse bağımsız kurumlar tarafından ortaya çıkarılmalıdır. Bu ülkede bir daha ne 28 Şubat yaşanmalı ne de insanların birbirlerini bitirme planları yaptığı, fişlemelerin yapıldığı antidemokratik uygulamalara müsaade edilmelidir. Evrensel değerlerin ve projelerin hazırlandığı, gençlere, kadınlara ve girişimcilere yeni imkanların tanındığı yeni hikayelere, makul olana, evrensel standartlara ve gerçek birinci sınıf demokrasiye ihtiyaç vardır.Cihan
İtalya'da Basına Baskı İddiası İstifa Getirdi
İtalya'da yeni hükümet, bir bakanlık müsteşarının basına baskı yaptığı iddialarıyla sarsıldı. Tepkiler üzerine müsteşar istifa etmek zorunda kaldı.Geçen hafta göreve başlayan Matteo Renzi liderliğindeki koalisyon hükümetinde Ulaşım ve Altyapı Bakanlığı Müsteşarlığı görevine getirilen Antonio Gentile'nin, oğlunun adının karıştığı bir yolsuzluk davasının yayımlanmaması için, bir yerel gazeteye baskı yaptığı iddia ediliyordu.İtalya'nın güneyindeki Calabria bölgesinde sağlık sektörüyle ilgili ihalelerde yolsuzluk yapıldığı iddiasıyla açılan bir soruşturmada, Gentile'nin oğlunun adı da geçiyordu.Ancak bu haberin yerel 'L'Ora della Calabria' gazetesinde yayımlanmasının Gentile'nin talimatıyla engellendiği iddia ediliyordu. L'Ora della Calabria gazetesi ise, yayın yönetmeninin haberin yayımlanmaması talebini kabul etmediğini, ancak bir 'teknik sorun' nedeniyle haberin gazetede çıkmadığını öne sürüyordu.Savcılık, gazeteye baskı iddiasıyla ilgili soruşturma başlatırken, Gentile soruşturmaya dahil edilmemişti. Antonio Gentile de, gazeteye sansür baskısı yaptığı idddialarını kabul etmiyordu.Ancak, iktidarın küçük ortağı Yeni Merkez Sağ partisinden Senatör olan Gentile, iktidarın büyük ortağı Demokratik Parti, muhalefetteki 5 Yıldız Hareketi ve medyadan gelen istifa çağrılarına daha fazla direnemedi ve dün istifa etti.Gentile, Başbakan Renzi ve Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano'ya sunduğu istifa mektubunda, suçsuz olduğunu yinelerken İtalya ve partisinin iyiliği için görevi bırakma kararı aldığını yazdı.Başbakan Matteo Renzi, Gentile'nin istifa kararını 'takdir ettiğini' söyledi.Gentile'nin partisi Yeni Merkez Sağ'ın lideri ve İçişleri Bakanı Angelino Alfano da, müsteşarın hakkında bir yargı kararı olmamasına rağmen 'ortak fayda için büyük bir özveriyle' istifa kararı aldığını söyledi ve 'Bizim için önce İtalya gelir' dedi.