Görüş Bildir
Haberler
Yaldızlı Çağda Ortaya Çıkan ve Tüm İnsanlığı Derinden Etkileyen Devrim Niteliğinde Büyük Buluşlar

Yaldızlı Çağda Ortaya Çıkan ve Tüm İnsanlığı Derinden Etkileyen Devrim Niteliğinde Büyük Buluşlar

Yaldızlı Çağ, oldukça kapsamlı değişikliklerin yaşandığı bir dönemdi. Kabaca 1870'ten 1900'e kadar Amerika Birleşik Devletleri, büyük ölçüde çiftçi ve küçük üreticilerden oluşan bir tarım toplumundan, büyük şehirlerde yerleşik olarak yaşayan bir endüstriyel ekonomiye dönüştü. Bu birkaç on yıl boyunca, bize modern dünyanın en çığır açan icatlarından bazılarını getiren mühendislik, kimya ve teknoloji alanlarında da yenilik patlamaları gerçekleşti.

Kaynak: https://www.history.com/news/most-imp...
İçeriğin Devamı Aşağıda

1. Telefon:

1. Telefon:

1860 gibi erken bir tarihte Antonio Meucci adlı İtalyan bir mucit, 'telettrofono' adını verdiği, konuşmayı elektrik kabloları üzerinden iletebilen elektromanyetik cihaz olan bir 'konuşan telgraf' ortaya çıkardı. Ancak Amerika Birleşik Devletleri'ne göç eden Meucci zor zamanlar geçirdi ve 1874'te süresi dolan cihaz patentini yenileyemedi. 1876'da isimleri Alexander Graham Bell ve Elisha Gray olan iki mucit telefona patentlenebilir bir tasarım geliştirmek için yarışıyordu. Patent Ofisi kayıtlarına göre Bell'in avukatları, 14 Şubat 1876'da Gray'den yalnızca birkaç saat önce patent başvurusunda bulundular. Hem Gray hem de Meucci, Bell'i fikirlerini çaldığı için dava ettiler, ancak patenti için yüzlerce mahkeme itirazına karşı mücadele eden İskoç mucit (Bell), 'telefonun mucidi' sıfatını tek başına koruyabildi.

2. Pikap (Fonograf):

2. Pikap (Fonograf):

Thomas Edison Yaldızlı Çağın açık ara en üretken ve en tanınmış mucidiydi. Edison'ın ünü, ses kaydeden ve çalan ilk makine olan fonografla başladı. 1870'lerde Edison, telgrafın elektriksel darbelerine karşılık gelen bir bant şeridi üzerinde girintiler yaparak telgraf mesajlarını kaydedebilen bir cihaz icat etti. Edison'un bir sonraki hedefi daha iddialıydı. Telefon görüşmelerini telgrafları kaydettiği şekilde kaydederek Bell'in telefonunun popülaritesinden yararlanmak istedi. Edison, ses dalgalarının titreşimlerini yakalamak için esnek bir diyafram kullanabileceğini ve ardından bunları iğne benzeri bir kabartma noktası kullanarak bir parafin tabakasına kazıyabileceğini anladı. Edison'un kaba prototipi çalıştığında, bir 'eureka' anı yaşandı: Bu yeni cihazın telefona ihtiyacı yoktu. Her türlü sesi kaydetmek ve oynatmak için kullanılabiliyordu. Edison 19 Şubat 1878'de fonograf için bir patent aldı ve bir ay sonra Edison Speaking Phonograph Şirketi'ni kurdu. Bu büyük bir ticari başarı olmasa da, Edison'un fonografı daha sonra gramofonun gelişmesine yol açtı ve nihayetinde müzik kayıt endüstrisini başlatan dehanın kıvılcımı oldu.

3. Ampul:

3. Ampul:

Fonograftan sonra Edison kendini pratik, uzun ömürlü bir elektrik ampulü arayışına adadı. İlk akkor 'ark lambaları' 1803'te çoktan ortaya çıkmıştı, ancak onlarca yıllık deneyler, ampulü aşırı ısınmadan yakmadan saatlerce parlatacak ideal filament malzemesini bulamamıştı. Edison ve ekibi, yeni araştırma laboratuvarlarında, ampullerinin daha temiz ve daha uzun süre yanmasını sağlamak için binlerce filament malzemeyi metodik olarak test etti. Bunlara emek harcarken kendi mantrasını izliyordu: 'Deha, yüzde bir ilham ve yüzde 99 emek teridir.' 1879'da Edison, filament olarak karbonize bir pamuk ipliği kullanarak 14,5 saat boyunca yanabilen yeni ampulünün patentini aldı. Edison, pamuk ipliğini bambu ile değiştirdiğinde, ampullerin tam 1200 saat boyunca yanabildiğini gözlemledi. Edison, ticari olarak başarılı ilk ampulleri icat etmenin ötesinde, New York şehrinin ilk kentsel elektrik şebekesini de tasarlamıştır.

4. Otomobil:

4. Otomobil:

Alman mühendis Carl Benz, 1886'da ilk gazla çalışan otomobil olan üç tekerlekli Patent Motorlu Araba No. 1'in patentini almıştır. Bu halihazırda trenlere/gemilere güç sağlayan ve ağır buhar motorlarına daha küçük bir alternatif olan içten yanmalı motor, Avrupa'nın onlarca yıllık deneyiminin doruk noktasıydı. Daha önceki mucitler, Benz'den on yıllar önce tekerlekli araçlara gazla çalışan motorlar takmışlardı, ancak kreasyonları asla gün yüzüne çıkmadı. Benz'in zamanlaması harikaydı; hafif, kendinden tahrikli araçlara yönelik güçlü bir kamu ilgisinin olduğu bisiklet çılgınlığının zirvesinde Patent Motorlu arabasını tanıttı. Benz'in ilk üç tekerlekli bisiklet şeklindeki otomobili, 16 km/s'ye ulaşabilen, dört zamanlı, 0.75 beygir gücünde bir motor tarafından çalıştırılıyordu. İnce lastikleri, deri dolgulu frenleri ve krankla çalışan dikey direksiyon kolonu olan üç çelik kollu ahşap tekerleği vardı. Benz'in eşi Bertha 1888'de, Patent Motorlu Araba'nın üçüncü modelinin tanıtımını yapmak için iki genç oğlunu, annesinin evine 200 kilometrelik bir gidiş-dönüş olan ilk uzun mesafeli otomobil yolculuğuna çıkardı.

5. Kamera:

5. Kamera:

George Eastman 1854'te doğduğunda fotoğrafçılık zaten onlarca yıldır vardı, ancak Amerikalı mucit ve girişimci, 1888'de patenti alınan devrim niteliğindeki Kodak Fotoğraf Makinesi ile fotoğrafın gücünü sıradanlaştırdı. Eastman'ın icadından önce, yalnızca profesyonel fotoğrafçılar tarafından kırılgan cam plakalarla yüklü büyük, pahalı kameralar kullanılarak fotoğraflar çekiliyordu. 25 dolara satılan orijinal Kodak Kamera, 100 pozluk esnek kağıt film rulosu ile önceden yüklenmiş olarak gelen bir el kutusuydu. (Bu teknolojinin mucidi ile yıllarca süren davalardan sonra, kamerada bir selüloit malzeme kullanmaya başladılar.) Kodak kullanıcıları hafif kutuyu fotoğrafını çekecekleri yöne doğrultup butona basıyorlardı. Kutudaki rulo bittiğinde kamerayı Kodak fabrikasına göndermeleri gerekiyordu. Müşteriler 10 ABD Doları karşılığında 100 adet baskı ve yeni bir film rulosu alıyorlardı. Kodak'ın sloganı 'Sen düğmeye bas, gerisini biz halledelim' idi. Kodak Kamera tarafından yakalanan günlük hayatın küçük enstantaneleri, fotoğrafçılığın doğasını sıkıcılık ve ciddilikten uzaklaştırıp bunu gündelik ve eğlenceli hale getirdi.

İçeriğin Devamı Aşağıda

6. Elektrikli tramvay:

6. Elektrikli tramvay:

1830'lardan başlayarak atlı tramvaylar Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa'daki ilk kentsel toplu taşıma sistemleri oldu. Daha sonra, 1881'de Alman mühendis Werner von Siemens, Berlin'in banliyölerinde ilk elektrikle çalışan tramvayı yaptı. Tramvayın 10 beygir gücündeki motoru, havai kablolardan güç alıyor ve saatte 20 km/s azami hızda 50 yolcu taşıyabiliyordu. Siemens'in Berlin'i sarpa saran bir elektrikli tramvay hattı hayali vardı, ancak bu hayali asıl gerçekleştiren 1888'de Virginia'da ilk tam ölçekli elektrikli tramvay sistemini inşa eden Amerikalı mühendis Frank Sprague'di. Onun kurduğu şirket olan Richmond Union Yolcu Demiryolu, 1880'lerin sonlarında ve 1890'ların başlarında dünya çapında inşa edilen 110'dan fazla elektrikli tramvay sisteminin prototipi oldu. Sprague'nin merkezi jeneratörler tarafından desteklenen havai elektrik kablolar kullanan sistemi, şüpheci bir halkı elektrikli arabaların güvenli ve etkili olduğuna ikna etti. Elektrikli tramvay hatları, gelecek şehirlerinin tasarımını ve düzenini değiştirdi.

7. Uçak:

7. Uçak:

Üniversite diplomaları olmayan Ohio'lu iki kardeş Wilbur ve Orville Wright, dünyayı değiştirmesi beklenmeyen bir çiftti. Ancak Wright kardeşler, diğerlerinin başarısız olduğu yerde, ilk motorlu uçuşu gerçekleştiren vizyon sahibi mühendislerdi. Wright kardeşler, Smithsonian Enstitüsü sekreteri Samuel Langley ve bir planör kazasında ölen Alman mühendis Otto Lilienthal tarafından yapılan çığır açan planör deneyleri gerçekleştirdiler. Dayton'da bulunan bisiklet mağazalarında Wright kardeşler, kaldırma ve kontrolü en üst düzeye çıkarmak için düzinelerce kanat tasarımını test ettikleri rüzgar tünelleri inşa ettiler. Daha sonra tam ölçekli planör prototipleri yapıp bunları Amerika'nın en tutarlı rüzgarlarının estiği Kuzey Karolina'daki Kitty Hawk sahil kumullarına taşıdılar. İki yıl boyunca, sonunda iki büyük ahşap pervane kanadını döndürecek kadar güçlü bir motoru taşıyabilecek, giderek daha büyük planörler yapıp test ettiler (ve bazen kaza yaptılar). 17 Aralık 1903 sabahı Orville Wright, kardeşlerin en son ürettiği deneysel 'uçağa' bindi. Pervaneler hız kazandıkça uçak 15 metre kadar pistte ilerledi ve o an yaşandı: Orville ve makinesi havada uçuyordu. Havada sadece 12 saniye kaldıktan sonra, uçağı başladığı yerden 40 metre kadar uzağa zarafetle indirdi. Wright kardeşlerin dünyayı başarılarına ikna etmeleri yıllarını aldı, ancak insanlı, motorlu uçuşun keşfi kısa sürede tamamen yeni bir ulaşım çağını başlattı ve insanlığı yeni bir çağa taşıdı. 

Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım!

Bu içerikler de ilginizi çekebilir

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
11
4
1
1
0
0
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın