onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Yakın Zamanda Gerçekleşen Bu Bilimsel Gelişmelerle Ufkunuzu 2 Dakikada Uzaya Çıkartıyoruz!

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video

Yakın Zamanda Gerçekleşen Bu Bilimsel Gelişmelerle Ufkunuzu 2 Dakikada Uzaya Çıkartıyoruz!

cansu
27.12.2018 - 14:07

Evvveet, bilim dünyasında olup bitenlerle ilgili taptazecik bir içerik ile yeniden karşınızdayız. Duyduğumuza göre, ilk içeriği baya sevmişsiniz. Eee biz de boş durmadık, ufkunuzu uzaya çıkaracak yepyeni bir bilimsel içerik hazırladık. Hadi, lafı çok uzatmayalım;

Kemerleri bağlayın, başlıyoruz!

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

1. Fosil yakıtlara bağlı karbondioksit emisyonu, 2018 yılında %2,7 oranında arttı.

1. Fosil yakıtlara bağlı karbondioksit emisyonu, 2018 yılında %2,7 oranında arttı.

Yayımlanan raporda, 2018'de emisyonların Çin'de yüzde 4,7, Hindistan'da yüzde 6,3 ve ABD'de yüzde 2,5 artacağı ve AB ülkelerinde yüzde 0,7 azalacağı tahmin ediliyor. Çin'in emisyonları, ülkenin toplam enerji tüketiminin yaklaşık yüzde 60'ına ve sera gazı emisyonlarına bağlı iklim değişikliğinin yüzde 40'ına tekabül eden kömür kullanımındaki artışla yükseldi.

Dünya genelinde toplam karbondioksit emisyonları geçen yıla yüzde 1,6 artarak 33 milyar 444 milyon tona yükselmişti.

Rapor, Türkiye’den de sonuçlar içeriyor.

Rapor, Türkiye’den de sonuçlar içeriyor.

Türkiye’de de 2018’de emisyonlarda artış görülüyor. 2000 ile 2017 arasında Türkiye’nin kömür kaynaklı emisyonları yıllık ortalama yüzde 5,4 büyürken, petrolde ise bu oran yüzde 6,2 olarak gerçekleşmiş.

Araştırmanın detayları için buraya tıklayabilirsiniz.

2. Rahimleri çıkarılan farelerin hafıza problemleri yaşadığı ortaya çıktı. Böylece, rahim organının hafızayla ilişkili olduğu anlaşıldı.

2. Rahimleri çıkarılan farelerin hafıza problemleri yaşadığı ortaya çıktı. Böylece, rahim organının hafızayla ilişkili olduğu anlaşıldı.

Arizona Devlet Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nden bilim adamlarının yürüttüğü çalışmada, farelerin rahimlerinin operasyonla alınmasının ardından bellekle ilgili bazı problemler yaşadıkları saptandı.

Çalışmada fareler 4 gruba ayrıldı. İlk gruptaki farelerin sadece rahimleri alındı, ikinci grup farelerin sadece yumurtalıkları alındı, üçüncü grup farelerin hem rahmi hem yumurtalığı alınırken, dördüncü grup farelerin hiçbir organı alınmadı. Operasyondan 6 hafta sonra, bu farelere hazırlanan labirentte nasıl dolaşacakları öğretildi. Deneyde sadece rahmi alınan farelerin diğer gruptakilere göre labirenti hatırlamakta daha çok zorlandıkları tespit edildi.

Çalışmada, rahmin vücuttaki sinir sistemi aracılığıyla beyinle doğrudan bağlantısının olduğu sonucuna varıldığı belirtildi.

Çalışmada, rahmin vücuttaki sinir sistemi aracılığıyla beyinle doğrudan bağlantısının olduğu sonucuna varıldığı belirtildi.

Araştırma ekibinin lideri Heather Bimonte-Nelson, menopoza girmeden önce rahmi alınan fakat yumurtalıkları bırakılan kadınların bunama riskinin daha fazla olduğuyla ilgili bazı çalışmalarının bulunduğuna işaret ederek, farelerde yürüttükleri çalışmada sadece rahmin beyin fonksiyonlarını nasıl etkilediğini görmek istediklerini söyledi.

Araştırmanın detayları için buraya tıklayabilirsiniz.

3. Bir babuna, domuz kalbi nakledildi ve 195 gün hayatta kalarak rekor kırdı.

3. Bir babuna, domuz kalbi nakledildi ve 195 gün hayatta kalarak rekor kırdı.

Ne yalan söyleyelim bu gelişme, anatomisi insan kalbine yakın olan hayvanların ileride hayat kurtarabileceği düşüncesini doğurdu. Bu arada bu tarz deneyler daha önce de yapılmıştı. Geçmişte, bir babun kalp naklinin ardından 57 gün hayatta kalmış, bir diğeri de kalbi değiştirilmeden bir domuzun kalbi dolaşım sistemine bağlanmış halde 945 gün yaşamıştı.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Nakledilen domuz kalbine, genetik olarak müdahale edildi.

Yapılan en son deneyde, genetiği değiştirilmiş domuz kapleri nakledilen babunlara vücudun kalbi kabul etmesi için bağışıklık sistemini bastıran ilaçlar verildi. Kansız bir şekilde iki saat bekletilen kalplerin nakledildiği deney grubundaki ilk babunlar nakilden kısa süre sonra öldü. Araştıramcılar daha sonra kalbin kan sağlayan sistemden ayrı kaldığı süreyi azaltarak mekanik akciğer sistemiyle besin aktarımı sağladı. İkinci gruptaki dört babundan üç tanesi sırasıyla 18, 27 ve 40 gün hayatta kaldı. Ölmelerinin sebebi ise nakledilen kalplerin çok büyümesiydi (domuzlar babunlardan çok daha hızlı büyüyor). Sonraki aşamada bilim insanları babunların kan basıncını domuzlarınki ile aynı seviyeye indirdi ve temsirolimus ilacı kullanarak kalp büyümesini yavaşlattı. Üçüncü gruptaki beş babundan bir tanesi kan pıhtılaşması nedeniyle öldü. Geride kalan dört tanesi ise sırasıyla 90, 90, 182 ve 195 gün hayatta kaldı. Her biri önceden onaylanmış olarak laboratuvar prosedürüne uygun şekilde ötenazi edildi. Sadece 182 gün yaşayan babun ise, kalp sorunu nedeniyle öldü. 

Araştırmanın detayları için buraya tıklayabilirsiniz.

4. Sıtmayı önlemeye yönelik olan ilaçta, gelişmeler devam ediyor.

4. Sıtmayı önlemeye yönelik olan ilaçta, gelişmeler devam ediyor.

Sıtma için halihazırda kullanılan ilacın, çoğunlukla 14 gün boyunca alınması gerekiyordu. Uzmanlar, tedavide birkaç gün içinde kendilerini iyi hisseden hastaların süreyi tamamlamadığına dikkati çekmişti.

Yeni sıtma ilacı, FDA onayı aldı.

Yeni sıtma ilacı, FDA onayı aldı.

Sıtma semptomlarını engellemek yerine parazit yerleşimini engelleyen kimyasal, paraziti ömür çevriminin erken döneminde hedefleyerek sorunu kökünden çözmeyi amaçlıyor.

Araştırmanın detayları için buraya tıklayabilirsiniz.

5. Hemimastigotlar üzerinde çalışan bilim insanları, mevcut hiçbir aleme benzemeyen bir mikrop keşfetti.

5. Hemimastigotlar üzerinde çalışan bilim insanları, mevcut hiçbir aleme benzemeyen bir mikrop keşfetti.

Bu ilginç canlılar; bitkiler alemine, hayvanlar alemine veya şimdiye kadar sınıflandırmış olduğumuz diğer bir aleme uymuyor. Söz konusu küçük varlıklar, hemimastigot olarak adlandırılırken, mikrop grubunun iki türünü temsil ediyor.

Kanada’daki Dalhousie Üniversitesi’nde çalışan araştırma takımına göre bu tür, ökaryot (insanlar gibi karmaşık hücrelere sahip) ve protistadan (hayvanlar, bitkiler ve mantarlar aleminin dışında) meydana geliyor. Fakat, bugünkü Ökaryot üst alemini meydana getiren 10 alemin kalıplarına uymuyorlar.

Araştırmacıların söylediğine göre bu mikrop; besinleri yakalayıp yeme şekline bakılınca küçük bir canavar gibi görünüyor ve öyle davranıyor.

Araştırmacıların söylediğine göre bu mikrop; besinleri yakalayıp yeme şekline bakılınca küçük bir canavar gibi görünüyor ve öyle davranıyor.

İlk hemimastigot 19’ncu yüzyılda tanımlanmış, fakat bilim insanları, bugüne kadar bu mikroplar üzerinde detaylı bir genetik çözümleme gerçekleştirememişler. İş sınıflandırmaya geldiği zaman, her zaman bir gizem olmuşlar.

Araştırma takımı, tekil hücre transkriptonomiği olarak adlandırılan ve nispeten yeni olan bir gen dizme yönteminin yardımıyla, bu canlıların daha önce belirlenen yaşam ağacı şubelerine denk gelmediğini onaylamayı başarmışlar. Söz konusu gen dizme yöntemi, diğer yöntemlerin milyonlarca hücreden topladığı veri miktarını, ufak miktarda bir hücreden toplayabiliyor.

Araştırmanın detayları için buraya tıklayabilirsiniz.

Bu arada serinin ilk içeriğini hala okumadıysanız, çok şey kaçırdınız çoook!

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Bu haftalık burada bitirelim...

Bilim dünyasındaki bu gelişmeler hakkında siz ne düşünüyorsunuz? Size 'Vay bee!' dedirten bir gelişme oldu mu bakalım?

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
142
48
12
9
6
5
4
Yorumlar Aşağıda
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
WantonNovelSMYRNA

#2 Annelerin özel bağları apayrı, bilimsel alanda kanıtlama adına güzeş gelişme bence. Harika varlıklarsınız siz kadınlar!

Gece Güneş

Deney için bir babunun öldürülmesi ne kadar doğru?.

Silent Angel

Ben bunu biraz daha açtım ama yorumumun altında neler yazıyor? Birisi en son beslenme seçimime kadar gitti. Sığır bile oldum. Cehalet konusunda ise belge ver... Devamını Gör

Başar Demirsoy

Hemimastigotlar konusunda çok bilgili değiliz, ancak buradaki yaklaşım çok ciddi bir magazinsel boyut taşımakta. Öyle devasa bir ayrıma yol açmıyorlar, Diaph... Devamını Gör