Yakın Zamanda Gerçekleşen Bu Bilimsel Gelişmelerle Ufkunuzu 2 Dakikada Uzaya Çıkartıyoruz!
Evvveet, bilim dünyasında olup bitenlerle ilgili taptazecik bir içerik ile yeniden karşınızdayız. Duyduğumuza göre, ilk içeriği baya sevmişsiniz. Eee biz de boş durmadık, ufkunuzu uzaya çıkaracak yepyeni bir bilimsel içerik hazırladık. Hadi, lafı çok uzatmayalım;
Kemerleri bağlayın, başlıyoruz!
1. Fosil yakıtlara bağlı karbondioksit emisyonu, 2018 yılında %2,7 oranında arttı.
Rapor, Türkiye’den de sonuçlar içeriyor.
2. Rahimleri çıkarılan farelerin hafıza problemleri yaşadığı ortaya çıktı. Böylece, rahim organının hafızayla ilişkili olduğu anlaşıldı.
Çalışmada, rahmin vücuttaki sinir sistemi aracılığıyla beyinle doğrudan bağlantısının olduğu sonucuna varıldığı belirtildi.
3. Bir babuna, domuz kalbi nakledildi ve 195 gün hayatta kalarak rekor kırdı.
Nakledilen domuz kalbine, genetik olarak müdahale edildi.
4. Sıtmayı önlemeye yönelik olan ilaçta, gelişmeler devam ediyor.
Sıtma için halihazırda kullanılan ilacın, çoğunlukla 14 gün boyunca alınması gerekiyordu. Uzmanlar, tedavide birkaç gün içinde kendilerini iyi hisseden hastaların süreyi tamamlamadığına dikkati çekmişti.
Yeni sıtma ilacı, FDA onayı aldı.
Sıtma semptomlarını engellemek yerine parazit yerleşimini engelleyen kimyasal, paraziti ömür çevriminin erken döneminde hedefleyerek sorunu kökünden çözmeyi amaçlıyor.
Araştırmanın detayları için buraya tıklayabilirsiniz.
5. Hemimastigotlar üzerinde çalışan bilim insanları, mevcut hiçbir aleme benzemeyen bir mikrop keşfetti.
Bu ilginç canlılar; bitkiler alemine, hayvanlar alemine veya şimdiye kadar sınıflandırmış olduğumuz diğer bir aleme uymuyor. Söz konusu küçük varlıklar, hemimastigot olarak adlandırılırken, mikrop grubunun iki türünü temsil ediyor.
Kanada’daki Dalhousie Üniversitesi’nde çalışan araştırma takımına göre bu tür, ökaryot (insanlar gibi karmaşık hücrelere sahip) ve protistadan (hayvanlar, bitkiler ve mantarlar aleminin dışında) meydana geliyor. Fakat, bugünkü Ökaryot üst alemini meydana getiren 10 alemin kalıplarına uymuyorlar.
Araştırmacıların söylediğine göre bu mikrop; besinleri yakalayıp yeme şekline bakılınca küçük bir canavar gibi görünüyor ve öyle davranıyor.
İlk hemimastigot 19’ncu yüzyılda tanımlanmış, fakat bilim insanları, bugüne kadar bu mikroplar üzerinde detaylı bir genetik çözümleme gerçekleştirememişler. İş sınıflandırmaya geldiği zaman, her zaman bir gizem olmuşlar.
Araştırma takımı, tekil hücre transkriptonomiği olarak adlandırılan ve nispeten yeni olan bir gen dizme yönteminin yardımıyla, bu canlıların daha önce belirlenen yaşam ağacı şubelerine denk gelmediğini onaylamayı başarmışlar. Söz konusu gen dizme yöntemi, diğer yöntemlerin milyonlarca hücreden topladığı veri miktarını, ufak miktarda bir hücreden toplayabiliyor.
Araştırmanın detayları için buraya tıklayabilirsiniz.
Bu haftalık burada bitirelim...
Bilim dünyasındaki bu gelişmeler hakkında siz ne düşünüyorsunuz? Size 'Vay bee!' dedirten bir gelişme oldu mu bakalım?
Yorum Yazın
#2 Annelerin özel bağları apayrı, bilimsel alanda kanıtlama adına güzeş gelişme bence. Harika varlıklarsınız siz kadınlar!
Deney için bir babunun öldürülmesi ne kadar doğru?.
Ben bunu biraz daha açtım ama yorumumun altında neler yazıyor? Birisi en son beslenme seçimime kadar gitti. Sığır bile oldum. Cehalet konusunda ise belge ver... Devamını Gör
Hemimastigotlar konusunda çok bilgili değiliz, ancak buradaki yaklaşım çok ciddi bir magazinsel boyut taşımakta. Öyle devasa bir ayrıma yol açmıyorlar, Diaph... Devamını Gör