Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Ünlü Antikythera Batığında 2000 Yıllık İskelet Çıktı
Antik çağa ait bulunan ilk gemi batığı olma özelliğini taşıyan ünlü Antikythera enkazında 100 yılı aşkın süredir devam eden kazılarda 2000 yıllık bir insan iskeleti ortaya çıkarıldı. İskeletten elde edilecek DNA örnekleri sayesinde, tarihte arkeologlar tarafından incelenen bu ilk batığa dair yeni bilgiler elde edilmesi bekleniyor.
1900 yılında bir Yunan süngerci Yunanistan’ın Antikythera Adası yakınlarında bir gemi batığı keşfetti. MÖ yaklaşık 87 yılında battığı anlaşılan gemi, antik çağa ait bulunan ve arkeologlar tarafından incelenen ilk batık olma özelliğini taşıyor.
Ancak 2000 yıllık bu ticaret gemisi enkazının asıl önemi batık içerisinde bulunan bir mekanik düzenek.
Dünyanın ilk "analog bilgisayarı": Antikythera Düzeneği
Antikythera Düzeneği olarak adlandırılan bu düzeneğin Güneş, Ay ve beş gezegenin (Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter ve Satürn) astronomik konumlarını hesaplamak için tasarlanmış mekanik bir hesap makinesi olduğu anlaşılmıştı.
Bilinen en eski çarklı düzenek olma özelliğini taşıyan Antikythera Düzeneği, MÖ 1. yüzyılın teknolojisinin ne denli gelişmiş olduğunu anlamamız açısından büyük önem taşıyor. Antikythera Düzeneği ayrıca, dünyanın ilk analog bilgisayarı olarak da anılıyor.
Yarım metrelik tabakanın altında bir insan iskeleti bulundu
Aktüel Arkeoloji'nin Nature'dan aktardığı habere göre Antikythera enkazında bu yıl yapılan sualtı araştırmalarında son derece önemli yeni bir bulgu elde edildi: Yaklaşık yarım metrelik bir çanak çömlek yığını ve kum tabakasının altında gömülü olarak bulunan bir insan iskeleti.
Massachusetts Woods Hole Okyanus Bilimleri Enstitüsüne bağlı sualtı arkeoloğu ve kazının eş başkanı Brendan Foley, iskeletin keşfinin birkaç gün sonrasında Danimarka Doğal Tarih Müzesine bağlı ve dünyanın önde gelen antik DNA uzmanlarından biri olan Hannes Schroeder’i iskeleti incelemesi için davet etti.
Bulunan iskelet Antikythera enkazında ortaya çıkan ilk iskelet değil
Batığın bulunduğu 1900 yılında ve batığı inceleyen Jacques Cousteau tarafından 1976 yılında, enkaz içerisinden çeşitli kemik yığınları elde edilmişti. Bu kemikler üzerinde yapılan incelemelerde, aralarından birinin bir kadına ait olduğu dört ayrı birey ayırt edilmişti.
Ancak bu yıl bulunan iskelet şimdiye dek elde edilen en iyi korunmuş durumdaki iskelet olma özelliğini taşıyor
Çanak çömlek parçaları ve çeşitli kırık eserlerden oluşan bir yığının içerisinde dağınık halde bulunan iskeletin kol kemikleri bacak kemiklerinin üzerinde, kafatası, diş ve kaburga kemikleri ise hemen yakınlarında bulundu. İskelete ait bazı kemik parçaları ise hala tortu tabakası ile kaplı halde bulunuyor ancak kazıldığında toprak tabakasının çökme riski bulunduğundan bu kemikler henüz çıkarılamıyor.
Kızıl-kahve tonlarındaki kemiklerin, 2000 yıldır su altında olmaları nedeniyle ya da iskelet etrafında bulunan metal eserlerden sızan demir nedeniyle bu rengi almış olabilecekleri belirtiliyor.
Kemiklerden bazıları dokunuldukları anda paramparça olurken, aralarında bacak kemiklerinin de sayılabileceği çoğu kemik sağlam olarak gün ışığına çıkarıldı.
İskeletin en fazla 25 yaşlarında birisine ait olabileceği düşünülüyor
Dişlerde aşınmanın az olması ve kafatası kemiklerinin tam olarak kaynaşık olmaması, iskeletin en fazla 25 yaşlarında bir bireye ait olabileceğini gösteriyor.
Üst bacak kemiğinin kalınlığı ise iskeletin bir kadına ait olamayacağına işaret ediyor. Uzmanlar iskeletin bu denli iyi korunmuş durumda olmasının nedenini geminin çok hızlı batmasına ve battıktan sonra bir alüvyon tabakası ile kaplanmasına bağlıyor.
DNA örneği için izin bekleniyor
Kafatasında şakak kemiğinin kalın kısmı (petröz kemik) şans eseri iskelet kalıntıları arasında korunmuş olarak bulundu. Oldukça yoğun ve mikroplar tarafından nüfuz edilmesi mümkün olmayan bu kemik, Schroeder’in DNA örneği elde etmesi için en büyük şansı.
Schroeder şimdi Yunan yetkililerden DNA örneği almak için izin bekliyor.
İzni alır almaz araştırmalara başlayacağını belirten Schroeder, yıl sonundan önce iskeletin gizemlerini çözmeyi hedefliyor. Elde edilecek antik DNA örneğiyle iskeletin cinsiyeti, yaşı ve görünüşünün (saç, göz ve ten rengi) yanı sıra kökeni de ortaya çıkarılabilecek. Böylece Antikythera enkazında bulunan bu bireyin nereli olduğu anlaşılacak.
Yorum Yazın
Vay be adamlar yapıyor ya keşke gönüllü olarak arkeolog olmayan kişilerde arkeoloji yapabilsek yada o çalışmalara katılabilseek.
Aq en eski medeniyetler bizim coğrafyamızda yaşamış ama hala yeteri kadar görkemli bulgular bulamadık.