Tarihte Var Olmuş Birbirinden Ürkütücü Bu Meslekleri Öğrendikten Sonra Kendi İşinizi Daha Çok Seveceksiniz
Dehşete düştük!
1. "Yün dinkleyiciler" kumaşları yumuşatmak için insan idrarı kullanıyordu.
2. "Teçhizatlı yaverler" şövalyenin zırhının bakımından sorumluydu, hatta zırh şövalyenin üzerindeyken bile.
3. Masum Toplayıcı... Bu iş adında geçtiği gibi pek de masum bir iş değildi!
4. Anlaşılan o ki "sülük toplayıcılığı" tam olarak isminin karşılığını veriyor.
5. "Bit ayıklayıcılığı" İngiltere'de gerçek bir işti.
6. Hiç bir kanepenin arasına bozukluk sıkışmış mı diye baktınız mı? İşte "kanalizasyon temizleyiciliği" basitçe bunun daha çirkin bir versiyonuydu.
19. yüzyıl İngiltere'si, bazıların yemek dahil bulamazken diğerlerinin yanlışlıkla servetlerini etrafa saçıp tuvaletlere para düşürdükleri, aşırı fakirliğin ve aşırı zenginliğin bir karışımıydı. Kanalizasyon temizleyicileri grupları, genellikle Londra'nın bu iğrenç altın madenindeki her kuytu köşeyi bilen yaşça büyük, deneyimli bir kişinin önderliğinde herhangi bir para, metal ya da paçavra bulmak amacıyla kanalizasyonda temizlik yapan gruplardı. Bu iş yasal değildi fakat kazancı o kadar iyiydi ki insanları bu işi yapmaya teşvik ediyordu. Kanalizasyon temizleyicileri günümüz parasıyla yıllık 20.000 dolara kadar kazanç sağlayabiliyorlardı.
7. "Veba taşıyıcılığı" da isminden anlaşılabileceği gibi tatsız bir işti.
Veba öncesi defin işlemeleri, kilise idareci liderleri tarafından yapılıyordu, ama Londra'ya vuran hastalıktan sonra işlerin yoğunluğu kontrolden çıktı (ve hatta bazı ölüler bireysel mezarlardan ziyade toplu mezarlara gömülmek durumunda kaldı). Bunun sonucu olarak, Temmuz 1665'de hükümet veba taşıyıcılarını işe aldı. Veba taşıyıcılarının görevi vebadan ölenleri bulmak taşımak ve gömmekti, ayrıca hastalığı topluma yaymamak adına kilisede yaşıyorlardı. Hastalığın beraberinde getirdiği enfeksiyon riskinin yanı sıra veba taşıyıcıları bitmek bilmeyen ölü bedenlerin dayanılmaz kokusuna da katlanmak zorundaydı.
8. Eğer İngiliz kraliyetinde sosyeteye girmeye çalışıyor olsaydınız, hayallerinizi süsleyen meslek "dışkı uşağı" olmak olurdu.
Bağırsak hareketliliğini denetlemek amacıyla, krallığı sırasında Kral 7. Henry tarafından icat edilen bu meslek, kralın beslenmesinden dışkılamasına kadar tanık olmayı gerektiriyordu. İlginçtir ki, bu meslek gayet saygın bir meslek olarak görülüyordu çünkü kraliyet hanedanıyla birebir vakit geçirebilme ve hatta bu süreçte edilen muhabbetlerle kralın alacağı politik kararları etkileme şansını getiriyordu. Bu rol Kral 7. Edward'ın 1901'de kaldırmasına kadar devam etti.
9. Eğer 18. yüzyılda işlediğiniz küçük günahlar nedeniyle cennete gidememekten korkuyor olsaydınız, sevdikleriniz sizin için yerel bir "günah yiyen" tutabilirdi.
Günah yiyenler, ölen kişinin göğsüne yerleştirilmiş olan ekmeği yiyerek ölü kişiyi günahlarından arındırırdı. Şuan kulağa her ne kadar rahatsız edici gelse de, o zamanalar çok ciddiye alınan bir işti. Yazar John Bagford'un tanımına göre, günah yiyenler 4 peni için kendi ruhlarını rehin veriyorlardı. Özellikle Galler'de pek bir yaygın olan bu günah yiyenler yüzlerce faninin günahını emiyorlardı.
10. "Kireç ocakçıları" saatlerce taşlardan karbon monoksit çıkarmaya çalışıyorlardı.
Milattan önceki yıllardan beri kullanılan ve önemli bir inşaat malzemesi olan kireç harcını, orijinal kireçli halinden çimento benzeri son haline dönüştürmek uzun bir uğraştı. Çalışanlar kalsiyum bakımından zengin kayalardan karbon monoksiti çıkarmalıydı ve burada devreye kireç ocakçıları giriyordu. Bu meslekte çalışanlar, 800 °C'lik fırınlarda, zararlı bir gaz olan karbon monoksite ve kireç tozuna maruz kalarak çalışmak durumundaydı. Bunlar yetmiyormuş gibi bir de yapımı tamamlanan ürün suyla temas ederse patlayabiliyordu.
11. "Paçavra ve kemik toplayıcıları", insanların elinde bulundurmak istemeyeceği her türlü şeyi topluyordu.
Orta Çağ'da, yapıştırıcı, gübre kağıt gibi pek çok alanda tekrar kullanılabilen hayvan kemikleri ve paçavralar dahil neredeyse hiçbir şey çöpe gitmiyordu. Kemik toplayıcıları, kapı kapı dolaşıp (bazen at arabası eşliğinde) halktan istenmeyen yemek atıklarını ve kullanılmış paçavraları topluyorlardı. Günde 10 saat çalışıyorlardı, ve bazıları satılabilecek bir şeyler bulmak için o kadar çaresizdi ki insanların küllüklerini ve çöp kamyonlarını karıştırıyorlardı.
12. Saatlerce belki de hiç kullanamayacağınız mısırı öğütmek ya da suyu çekmek için ayak değirmeni üzerinde durduğunuzu hayal edin.
Viktorya dönemi suçlularını cezalandırmak için Sir William Cubitt, suçluları üstlerinde yürüyerek çalışan dev su ve mısır değirmenlerininde saatlerce yürümeye zorlardı. Hükümlüler bu verimsiz ve ağır işte aylarca çalışarak yaralanır ve güçsüz düşerlerdi. İngiliz Hapishanesi bu cezayı 1898 yılında kaldırdı.
13. "Mezar hırsızları" ve "ceset kaçakçıları"
18. ve 19. yüzyıldaki pek çok tıpçı, insanları parçalara ayırarak incelemeyi sadece tıbbi bir ihtiyaç değil, aynı zamanda adalet sistemi için de önemli görüyordu (1752'de Londra Cerrahlar Birliği, katillerin bedenlerinin topluma açık bir şekilde parçalara ayrılıp incelenmek zorunda kaldı.). Etrafta çok fazla katil ve hiç bitmeyen kadavra ihtiyacından dolayı bazı insanlar ceset kaçakçısı (ya da mezar hırsızı) oldu. Kazançlı bir iş olmasının yanı sıra tehlikeli ve iğrenç bir işti. Ayrıca bedenler mumyalanmadığı için de çok çabuk çürüyordu.
14. "Ringa balığı kızları", trol teknesiyle ava çıkan balıkçılarla beraber yakalanan balıkların hazırlanması ve muhafaza edilmesine yardım eden bir grup kadındı.
Bu iş ringa balıklarının temizlenmesi ve tuzlanması işlemlerini kapsıyordu ve günde 15 saate yakın çalışıyorlardı (ödeme fıçı başına yapıldığı için en hızlı çalışan en çok maaşı alıyordu.). Ringa balığı kızları ellerini keskin bıçakların ve kemiklerin kaçınılmaz kesiklerinden kumaş ve unla korunmaya çalışıyordu fakat pek de işe yaramıyordu ve kesikler enfeksiyon kapıyordu. Bir de bunlar yetmezmiş gibi, üstlerine sinen iğrenç koku nedeniyle otellere ve hatta bazen kendi evlerine bile alınmıyorlardı.
15. Samanlıkta iğne aramayı unutun! "Üstüpü ayıklayıcıları" tek bir lif bulabilmek için metrelerce halatları açıyordu.
Üstüpü, tahtayı sudan iyi bir şekilde koruduğu için denizcilikte çok talep gören bir çeşit kenevir lifidir ve sadece, ya işlenmemiş kenevir bitkisinden ya da çözülen eski halatlardan elde edilebilir. Çıplak elleriyle metrelerce kalın ve sert halatları çözmeleri istenen uygunsuz davranmış denizciler ve mahkûmlarda kese yangısı, enfeksiyonlar ve yaralanmalar oluşuyordu.
16. "Kale bombalayıcıları" düşman hattına olabildiğince yakın bir şekilde ağır ve hassas bombalar yerleştirmek zorundaydı.
Kale bombacısı nedir daha önce duymadıysanız, muhtemelen Orta Çağ'dan Rönesans'a kadar varlığını sürdürmüş bir meslek olduğu içindir (aynı zamanda çoğu kale bombacısı mesleklerini anlatabilecek kadar yaşayamadığı için de olabilir.). Yaklaşık yedi erkekten oluşan gruplar ilkel bir tür olan bu patlayıcı, kale duvarını yıkmaya yarayan aleti kuşatma sırasında düşmanın savunma hattının olabildiğince yakınına kurmak zorundaydı. Düşman saldırısının yanı sıra, yaklaşık 45 kiloluk bu patlayıcı alet fazlasıyla hassas ve her an patlamaya hazırdı.
17. Firavun ve soyluların ölü bedenlerini mumyalamak kutsal bir iş sayılıyordu.
Antik Mısırlı mumyalayıcılar, mumyalanacak cesedin beynini demir bir kanca kullanarak burnundan çıkarıyor ve ayrıca kalp (kalbin ölümden sonraki hayat için esas olduğuna inanılıyordu) dışındaki diğer tüm iç organlar da cesetten çıkarıyorlardı. Aynı zamanda bu çok saygın görülen bir meslekti.
18. "Gong çiftçileri", her gece dışkıları ortadan kaldırıyordu.
Tudor dönemine ait başarıları düşündüğünüzde aklınıza, görkemli elbiseler, göz alıcı şövalyeler ve nefes kesici evler gelebilir. Fakat o dönemde pek çok insanın foseptik denen halka açık tuvaletlerde ihtiyacını gördüğü düşünülürse su tesisatçılığı pek de iyi değildi. 14. yüzyılda Londra'da 30.000 kişiye sadece 16 tuvalet düştüğünden dolayı atık temizleyiciliği hayati bir önem taşıyordu. Gong çiftçileri, ton başına 2 şiline (eski İngiliz gümüş parası) geceleri bu pisliği ortadan kaldırmak için tutuluyordu. Bu iş bakterilerle dolup taşıyor ve günün en pis kokulu işiymiş gibi görünüyordu.
19. Viktorya dönemi Londra'sı fareyle dolup taşıyordu, o nedenle "fare yakalayıcılığı" tam zamanlı bir iş olmuştu.
Bu meslekte çalışanlar, fare başına para aldıkları için kafes ya da tuzak kullanmak yerine, daha hızlı ve kolay olduğu için bu yırtıcı kemirgenleri elleriyle yakalıyorlardı. Jack Black gibi bazı ünlü fare yakalayıcıları, eşsiz görünen bazı fare türlerini zengin müşterilere ya da fare dövüşleri için kumarcılara satıyorlardı. Jack Black enfeksiyon kapan fare ısırıkları nedeniyle birçok kez ölümle karşı karşıya geldiğini söyledi.
Peki siz bu meslekler hakkında ne düşüyorsunuz? Bizlerle yorumlarda paylaşmayı unutmayın.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
Günah emiciliği beğendim en çok. Hem karnın doyuyor hem de üste para alıyorsun. Diğer işlere kıyasla da kısmen daha temiz:)
O dönemlerde insanların ekmek bulması ve karnını doyurması son derece zormuş. Bu sebeple başkalarının günahlarını yemek pahasına aç kalmamak için bu mesleğe ... Devamını Gör
Geçen biri şöyle bir yorum yapmıştı avustralya'da bir kabilenin geleneklerinin altına: ''Bunları görünce beyaz ırkın uzaylı falan olduğunu düşünüyorum. ''
Ekmek parası işte