İbrahim Tatlıses'in Dünden Bugüne Çalkantılı Hayatına Dair Az Bilinen İlginç Detaylar
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
İbrahim Tatlıses'in Dünden Bugüne Çalkantılı Hayatına Dair Az Bilinen İlginç Detaylar
İbrahim Tatlıses bu ülkenin en iyi seslerinden biri kuşkusuz. Ama biz onu sadece şarkıcı kimliği ile değil, özel hayatındaki sansasyonlarla da biliyoruz. Peki bilmediğimiz daha başka şeyler olabilir? Kesinlikle! Buyurun hep birlikte öğrenelim...
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
O Türkiye'nin, hatta dünyanın en büyük ses efsanelerinden bir tanesi. Memleketin bir köşesinde, çok çocuklu bir ailenin ferdi olarak dünyaya geldiğinde kimse bu kadarını tahmin edemezdi.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Şanlıurfalı Tatlı ailesinin en büyük çocuğu İbrahim. Kendisi hariç 6 çocuk daha var evde. Babası ciğerci Ahmet aslen Arap kökenli. Annesi Leyla ise Kürt.
Çocukluğunda sinemalarda su satarak para kazanmaya başlayan İbrahim, bir gün sinemada "haydi buz gibi su" diye arka arkaya bağırınca içerideki adamlardan biri tarafından "seni mi dinleyeceğiz, kes sesini" diyerek tokatlanmış.
İşte o tokat hayatının en büyük hırsı olmuş İbrahim'in. Yolunun nasıl olacağını bilmeden içindeki inançtan bir gün bile vazgeçmeden hem de...
İnşaatta soğuk demir ustalığı yaparken bir yandan da türküsünü söylemek, İbrahim'in hayattaki en büyük şansı oldu demek yalan olmaz herhalde. Tesadüfen oradan geçen Adanalı bir sinemacı, İbrahim'in sesinin harcanmaması gerektiğini düşünüp harekete geçen ilk kişi oluyor.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Önce Adana gazinoları, sonra Ankara pavyonları İbrahim'in yeni iş yeri oluyor. Ankara Kınalı Pavyon'da söylediği "Ayağında Kundura" ise onun parlamasına sebep olan hamlesi oluyor.
Ankara pavyonlarının ardından önce TRT Ankara Radyosu'nda, sonra bir yılbaşı gecesi televizyonda çıkınca artık onun şöhret yolu tamamen açılmış oldu.
Doğduğunda cezaevinde olan babası ve fakirlik yüzünden hiçbir zaman okula gitmeyen İbrahim, ünlü olduğu fark eder etmez ilk okulu dışardan bitirmeye karar verdi ve okuma yazma öğrenmeye başladı. "Urfa da Oxford vardı da biz mi okumadık" lafı ise magazin tarihinin sayfalarına kazındı.
Ankara'dan sonra İstanbul kapısı açılınca yeni insanlar tanımaya başlıyor. Burada tanıştığı müzisyen Yılmaz Tatlıses, kendisine soyadını veriyor ve İbrahim Tatlıses efsanesi böylece başlıyor. 1978 yılında ilk filmi olan Ceylan - Ayağında Kundura ise oyunculuğa ilk adımı oluyor Tatlıses'in. Bu süreç onu kendisinin hem oyuncu hem de yönetmen olacağı bir sinema serüvenine doğru yola çıkarıyor.
Öyle hızlı yükseliyor ki, assolistler gazinolarda o olmadan yer almak istemiyor. En dev isimlerle, en sükseli programlara imza atıyor.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Sadece Türkiye'de değil, yurt dışında da fırtına gibi esiyor. Orta doğu İbo diye inlerken, Almanya'da verdiği konserler hıncahınç insan kaynıyor. Konserlerin teyp kasetleri bile dinlenme rekorları kırıyor.
Şöhreti yükseldikçe göze batmaları da çok oluyor, zaten kendisi de yavaş yavaş yarattığı imparatorluğun gücünü inşa etmeye başlıyor. 1990 yılında Maksim Gazinosu'nda "kendisine kaset sözü verip yapmadığı için" Şehmuz İlgin'in adamları tarafından ayağından vuruldu. Bu onun hayatındaki kriminal olaylardan sadece bir tanesi olacaktı...
Güçlü sesi ve kendine has tarzıyla artık İbrahim Tatlıses ismi, alternatifsiz bir markaya dönüşüyor. Bunu kendisi de çok iyi bildiği için taleplerinde oldukça cömert davranıyor. Tıpkı 2002 yılında Dortum Mercury Otel'de odada ızgara yapması gibi...
Tabii Türkiye'nin en çok kazanan sanatçılarından biri olunca yatırımlarını da farklı sektörlerde değerlendirip imparatorluğunu daha da genişletti. 1987 yılında oğlu İdo'nun adı ve müzisyen Burhan Bayar'ın soyadının birleşmesiyle oluşan "İdobay Müzik"i kurdu. Bu şirket, Türk müzik piyasasını domine edecek sanatçıları bünyesinde bulundurdu. Hatta Mahsun Kırmızıgül'ün de ortağı olduğu Prestij Müzik ile dişe diş bir rekabete bile girdi.
1994 yılında Türkçe müzik yapan Radyo Tatlıses'i, 2000 yılında ise Tatlıses TV'yi kurdu İbrahim Tatlıses. Radyo'nun frekansları ve yayın hakları birçok kere devredilse de yayın hayatına devam ediyor. Tatlıses TV ise 2014 yılında borçlarını ödeyemediği için kapandı ancak 2021'de yeniden yayın hayatına devam etti.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
1990 yılında kurulan Tatlıses Çiğköfte ise Tatlıses Şirketler Grubu'nun en istikrarlı oluşumlarından. Marka varlığını hala sürdürüyor.
Tabii bir de siyasi kariyer girişimleri var İbrahim Tatlıses'in. İlk olarak 1991 yılında Şanlıurfa'dan bağımsız milletvekili adayı olarak politikaya girmeyi denemiş ancak seçilememiştir.
İbrahim Tatlıses'in özel hayatı ise bambaşka bir dosya konusu, hatta sırf bu bölümden bir belgesel bile çıkabilir. Hülya Avşar için yazdığı Mavi Mavi şarkısı ve aynı isimli film, çiftin uzun süre aşk dedikodularına karışmasına sebep oldu. İkili gerçek bir aşkın yaşanıp yaşanmadığını ise hiçbir zaman net olarak söylemedi.
Ama tabii Hülya'dan öncesi de var. İlk resmi evliliği Adalet Durak ile yapan Tatlıses'in bu evlilikten iki kızı ve bir oğlu dünyaya geldi.
Ardından 1979 yılında Kara Yazma filmi için başrolleri paylaştığı Perihan Savaş'a gönlünü kaptırdı İbrahim Tatlıses. Ancak bu birliktelik bir aşk hikayesinden çok darp ve şiddetle anıldı.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
9 Ağustos 1984 tarihli gazetelerde yer alan haberlerde şunlar yazıyordu: "İbrahim Tatlıses tarafından kaçırıldıktan sonra yedi saat boyunca dövüldüğünü ileri süren film oyuncusu Perihan Savaş, savcılığa başvurarak Tatlıses'in ruh hastası olduğunu söyledi ve tutuklanmasını istedi. Savaş'ın gözünün morarmış, sol kaşının da patlamış olduğu görüldü. Tatlıses polisteki sorgusunda "Savaş çocuğumun annesidir. Sağda solda dolaşmasını bir erkek olarak gururuma yediremedim" ifadelerini kullanmıştır. Savaş, sonrasında Tatlıses ile olan ilişkisini bitirdi.
1983'te Günah filmini çekerken tanıştığı Derya Tuna'yla olan ilişkisi ise sanatçının en uzun süren ilişkisi olarak biliniyor. Bu birliktelikten İdo isimli oğulları olan çiftin ilişkisi de hiçbir zaman sorunsuz olmadı.
Gazetelerde İbrahim Tatlıses'in Derya Tuna'ya şiddet uyguladığı haberleri zaman zaman yerini alıyordu.
Derya Tuna, Tatlıses'in Asena ile olan ilişkisi sebebiyle hayat arkadaşlığını noktalayıp sahnelere dönmeye karar verdiğinde ise bambaşka bir olay yaşandı. 2002 yılında Günay Restoran'da prova yapan Derya Tuna, çıkışta Hüseyin Bozan tarafından sol bacağından kurşunlandı. Önce "Transparan giydiği için vurdum" diyerek suçu üstüne alsa da daha sonra ifadesini değiştirip kendisini Tatlıses'in azmettirdiğini iddia etti.
Derya Tuna ile ilişkisinin bitmesine sebep olan Asena aşkı ise her ne kadar peri masalı gibi görünse de diğerlerinden farklı değildi. Asena tehdit edildiğini ve şiddet gördüğünü söylemiş, olaylar yargıya intikal etmişti. Tatlıses tehdit davasından beraat etti.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
2011 yılında İbo Show programının çekimlerinden çıkan Tatlıses, uzun süredir husumet halinde olduğu Abdullah Uçmak ve adamları tarafından uzun namlulu silahlarla vuruldu. Uzun süre yoğun bakımda kalan sanatçı, vücudunun bir kısmında hasar bırakan bu saldırıdan yaralı olarak kurtuldu. Tatlıses'in asistanı Damla Buket çakıcı yaralı olarak, şoförü ise hasar almadan bu saldırıdan sağ çıktılar.
Saldırıdan kısa bir süre sonra Ayşegül Yıldız'la evlendi. Yıldız'ın adı, şarkıcının Asena ile olan birlikteliğinde de anılıyor ancak hiçbir zaman taraflardan bir doğrulama gelmiyordu. Çiftin bu evlilikten Elif Ada isimli bir kızları dünyaya geldi ancak birliktelik çok uzun sürmedi, boşandılar. Ayşegül Yıldız daha sonra bir programda "Saldırı olmasaydı benimle evlenir miydi bilmiyorum" şeklinde bir açıklama yapmıştı.
Tatlıses'in son birlikteliği ise Gülçin Karakaya. Çiftin arasında 43 yaş olduğu söyleniyor. Tatlıses önce "evlendik" dese de daha sonra "bizimki gönül evliliği" şeklinde bir açıklama yapmıştı.
2013 yılında çözüm süreci kapsamında Kürt sanatçı Şivar Perwer ile Diyarbakır'da sahneye çıktı.
İbrahim Tatlıses her zaman sınırları zorlayan ve bulunduğu yerin konforunu en iyi şekilde değerlendiren bir sanatçı oldu. Rating rekorları kıran İbo Show programındaki sıra gecesinde kurulan çilingir sofrası, içilen rakılar, tüttürülen sigaralar belki günümüzde pek mümkün değil ama bunu da o dönem İbrahim Tatlıses'ten başka biri yapamazdı herhalde.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Yine Müslüm Gürses'in konuk olduğu kendi şov programında "Ben 4 yıl kokain içtim, sonra bıraktım. Aman gençler uzak durun" şeklinde yaptığı uyarı yine hafızalara kazınan anlardan bir tanesi oldu.
İbo Show'da Yıldız Tilbe'ye söylediği "Seni pezevenklerin elinden ben aldım" sözleri ise hiç unutulmadı. Bu konunun Prestij Müzik'le ilgili olduğunu ise araştırma yapanlar sonradan öğrendi.
Sonuç olarak İbrahim Tatlıses, bu ülkenin gelmiş geçmiş en büyük seslerinden biri oldu şüphesiz. Onunla ilgili yazılacak, anlatılacak detayların sadece bir kısmı bunlar. Ancak hayatı hiçbir zaman sade ve çalkantısız olmadı. Bulunduğu konumun gayet farkında olan bir adam olarak gücünü elinde tutmayı daima becerdi. Belki de bu yüzden onunla ilgili ortak bir fikir yok.
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
Yorum Yazın
meymenetsiz herif...
babam arada TV de radyoda vs şarkısı çıktığında kapat şu haysiyetsiz eşşeği der sürekli bende ustelemez kapatirdim neden öyle dediğini şimdi net anladım
Bu adam barbar, sonradan görme leş