Görüş Bildir
Haberler
Geçmişten Günümüze Bu Topraklarda Yaşamış ve Eski İstanbul'un Baş Belası Olmuş En Ünlü 14 Kabadayı

Geçmişten Günümüze Bu Topraklarda Yaşamış ve Eski İstanbul'un Baş Belası Olmuş En Ünlü 14 Kabadayı

abilerinabisi
02.01.2020 - 11:23 Son Güncelleme: 07.06.2022 - 13:19

İlk kadın kabadayı Baltalı Hano'nun hikayesi çok acıklı ve şaşırtıcı...

İçeriğin Devamı Aşağıda

1. İpsiz Recep (Emice) (1862)

1. İpsiz Recep (Emice) (1862)

İpsiz Recep'e 'İpsiz' lakabının verilmesine dair iki anlatım var: Birine göre; cesareti, gözü pekliği ve ataklığı sayesinde 'İpsiz' lakabını alır. Diğer bir anlatıma göre de; Elinde avucunda ne varsa, olanı da, olmayanı da verdiğinden ve kendisi 'cep delik, cepken delik' misali kaldığından adı 'İpsiz'e çıkmıştı. 

Milli Mücadele'deki başarısıyla Mustafa Kemal Atatürk'ten takdir toplayan İpsiz Recep, yelkenlisiyle Zonguldak üzerinden kömür taşımacılığı yaparken işlerinin bozulmasıyla eşkıyalığa başladı, Kandıra civarında Müslüman halka zulmeden Rum çetelerine karşı Kuvâ-yi Milliye saflarında onlara başarıyla karşı koydu.

2. Solak Ligor (1888)

2. Solak Ligor (1888)

Küçük yaşta ailesi ve hısımları arasında çıkan silahlı çatışma sonucu sağ kolundan yaralanıp sakat kalan Ligor, Konya'dan babasıyla birlikte göç edip İstanbul'a geldi. Baba mesleği olan terziliği, sakat kolu nedeniyle yapamayınca işi serseriliğe vurmaya başladı. 

Sağ kolun verdiği eksikliği sol koluyla kapatmaya çalışan Ligor, kısa sürede korkunç denecek hızda bıçak kullanmaya başlayıp ilk denemesini de Balat'ta bir Yahudi üzerinde yaptı. Unkapanı'ndan Eyüp'e kadar tam 4 yıl o bölgenin tek kabadayısı oldu. Fakat bir hayat kadınıyla olan birlikteliği, daha sonraları bu saltanatın bitmesine yol açtı.

3. Odesalı Kosti (1895)

3. Odesalı Kosti (1895)

Yunanistan doğumlu, 'Odesalı' lakaplı Odesalı Kosti, Tünel'den Taksim'e kadar bütün mekanların haracını yiyor ve hiçbir ipucu bırakmadan kayıplara karışıyordu. Başı sıkışınca da işgal polisleri sayesinde paçayı sıyırıyordu. 

Odesalı'yı tanıtan sabit alameti ise; sağ kolunun iç kısmında eli kamalı bir kız resmi ve sol kolunda iki çiçek ortasında bir haç ve 'm' harfi bulunan dövmeleri olmasıydı. 'M' harfi metresi Mari'nin adını simgeliyordu.

4. Şık Manol (1890)

4. Şık Manol (1890)

Tokat doğumlu Şık Manol ünlü İstanbul kabadayıları arasında adam öldürmemiş tek kişi unvanına sahip. Çıkan kavgalarda ve düellolarda da silah kullanmayan Şık Manol sadece kafasını ve yumruğunu kullanırdı. (Şıklığına diyecek yok tabii!)

5. Piç Ardaş (1886)

5. Piç Ardaş (1886)

Sivas doğumlu Piç Ardaş, İstanbul'a gelip Üsküdar'a göz koydu ve oraların sözü geçen ismi Manavcı Ali'yi öldürdükten sonra istediğini alıp Üsküdar'ın tek hakimi oldu. Söylentiye göre Piç Ardaş'ın girdiği düellolar en az 1 saat sürüyormuş. (Nasıl oluyorsa?)

Piç Ardaş'ın alametifarikası ise, sağ elindeki baş ve işaret parmaklarının kesik olmasıydı.

İçeriğin Devamı Aşağıda

6. Arap Hüsnü (1870)

6. Arap Hüsnü (1870)

Arap Hüsnü 'Heyüla gibi, iri yarı, gece insanın rüyasına girse korkutacak bir tip' diye anılıp, sağ kulağının kıkırdak kısmının olmaması, sol gözündeki perde ve çenesindeki çukurla dikkat çekiyordu.

Trablusgarp doğumlu, Tophane semtini inim inim inleten insan azmanı için Ömer Ünal şunları söylüyordu: 'Onunla ilk kez Galata merkezinde karşılaştığımda kahvede içki satmaktan gelmişti. Meğer bu onun işlediği suçlar arasında en hafifiymiş. Trablusgarp'tan ne sebeple ve nasıl geldiğini kimse bilmiyordu. Ben ise henüz stajyer polistim. Onun hakkında bildiklerim, o tarihte benden eski olan meslektaşlarımdan duyduklarımdır. Zira onu tanıdığımda yaşı çoktan 45'i bulmuştu. 

Buna rağmen Tophane civarında kendisinden çok genç olan külhanları sindirmişti. İsmini duyurmaya başladığı zaman Salı Pazarı'nda iki kişiyi, Arap yapımı kaması ile öldürmüş fakat delil yetersizliğinden yakasını kurtarmıştı. Polis yakasına yapışmak için fırsat kollasa da Arap Hüsnü açık vermiyordu. Cumhuriyetin ilanıyla Arap Hüsnü'nün de defteri dürüldü. Hükümetin 28 Mayıs tarihli kararıyla sınır dışı edildi.'

7. İlk kadın kabadayı: Baltalı Hano

7. İlk kadın kabadayı: Baltalı Hano

İstanbul'un varoş semtlerinden birinde yaşayan ve bir kabadayının sevgilisi olan Hanzade isimli bu kadın belki de ilk kadın kabadayı. 12 yaşındaki oğlunun bir gün ortadan kaybolmasıyla telaşlanan kadın oğlunu aramak için yollara düşeceği vakit kabadayı sevgili tarafından vazgeçirilir. Sonraki denemesinde de yine aynı şey olur. Bunun üzerine Hanzade erkek kılığına girerek sevgilisini takip etmeye başlar... 

O gece sevgilisinin naralar atıp haraç topladıktan sonra bir hamamda geceyi sonlandırdığını fark eder. İçeri girdiğinde, oğlunu bir 'hamam oğlanı' olarak görür. Hamamı yakmak için bulunan odunların yanındaki baltayı kapmasıyla sevgilisi dahil 21 kişiyi öldürür! 

Oğlunu alıp kanlar içinde mahallesine döndüğünde ise 17 ay boyunca semttekilere kan kusturur... Bir müddet sonra haraç ve baltayla adam öldürmek suçlarından yargılanıp kurşuna dizilerek öldürülür.

8. Abdullah Palaz (1923)

8. Abdullah Palaz (1923)

Abdullah Palaz hayat hikayesini şöyle özetliyordu: '4 kez idam yedim, 740 yıl hapis kestiler. 48 yıl 38 ayrı cezaevinde hapis yattım. Ben Abdullah Dayı'yım, baba değilim.'

'Antep Canavarı' olan meşhur lakabını 15 kişinin katili olarak Konya Cezaevi'ne girdiğinde aldı. Yeni gelen mahkumların sevilmediğini ve onlara bir gözdağı verilmesi gerektiğini düşünerek kendi gibi Antepli 7 yoldaşıyla bir plan kurup, gardiyanlardan temin ettikleri bıçaklarla bir gece diğer efelerin koğuşunu basıp öldürmeyecek darbelerle yaralayıp Konya'daki ilk vukuatına imza attı. 

Ardından gelsin Afyon Cezaevi'ne sürgün. Orada da aynı şekilde 'parmak hesabı' ile gözdağı vermek için koğuş bastılar ama bu defa bir fark vardı. Parmak hesabını biraz kaçırıp birinin ölümüne neden olmuşlardı. Bir gece zincirde tutulduktan sonra oradan da Bursa'ya sürgündeydi sıra. 

1991 yılında Şartlı Salıverme Yasası'yla tahliye olan Abdullah Palaz dokuz ay sonra hayatını kaybettiğinde bildiği, ezberlediği tek şiir Nazım Hikmet'in şiiriydi...

Onun hakkında daha fazlasını öğrenmek için bu içeriğe de bakabilirsiniz;

9. Hiristo Anastadiyadis (1898)

9. Hiristo Anastadiyadis (1898)

Çocukluğundan itibaren suç batağına bulaşmış olan Hrisantos, ağabeyi Koço ile birlikte tramvaylarda yolcuların para çantalarını kapıp kaçarak ve bazen de annesinin işlettiği umumhaneye gelen erkeklerin paralarını çalarak başladı. 

Hrisantos, yaşı ilerledikçe karmanyolacılığa (Şehir içinde ıssız yolda ölümle korkutarak yapılan soygunculuk) da başlayıp, etrafına dönemin ünlü haydutlarından organize bir suç çetesi oluşturdu.

10. Dündar Kılıç (1935)

10. Dündar Kılıç (1935)

'Hata yapmam, özür dilemem' sloganıyla akıllara kazınan Dündar Kılıç, kabadayılık müessesesine İstanbul'a göç ettikleri sırada ters düştüğü ünlü kabadayı 'Avni Çakıroğlu'nu yaralayarak adım attı. Sayısız yaralama, silah taşıma ve uyuşturucu kaçakçılığından en az 38 kere hapse girdi, çıktı. Generallerle tutuklandığı da oldu, aynı generallerle yasa dışı iş yaptığı da iddia edildi. Günlerce süren işkencelerden de geçti...

Trabzon’da doğan, kabadayılığı hapiste Oflu’lardan öğrenen Kılıç, kısa sürede İstanbul’un yeraltı dünyasında önemli yer edindi.

İçeriğin Devamı Aşağıda

11. İdris Özbir (Kürt İdris) (1937)

11. İdris Özbir (Kürt İdris) (1937)

İstanbul'a geldikten sonra 70'li yıllarda kumar, dolandırıcılık, bıçakla ve tabanca ile adam yaralama gibi suçlarla adını duyuran Kürt İdris, yeraltı dünyasının sözü geçen isimlerinden biriydi. 'Kürt İdris' değişik tarihlerde suç örgütü yöneticiliği yapmak, silahla tehdit, zorla senet imzalatmak, zorla para almak, Ateşli Silahlar Kanunu'na muhalefet ve arazi mafyacılığı gibi suçlardan yargılandı.

Yeraltı dünyasının baba isimlerinden Kürt İdris karaciğer kanserine yenik düşerek hayatını kaybetti.

12. Çilli Burhan (1960'lar)

12. Çilli Burhan (1960'lar)

Türkiye'de babalık 1960'lı yıllarda Dündar Kılıç, Çilli Burhan, Oflu Osman, Hüseyin Heybetli tarafından sahneye konulmaya başlandı. Eskiden kabadayılar saygılı, oturaklı, izzeti ve şerefine dokunulmadığında kimseye zarar vermeyen ve mahallenin otoritesi olarak kabul edilirdi. 

İstanbulda 1960'lı yıllarda Mafya denilince Oflular denilen Karadenizli gruplar ilk olarak akla gelirdi. Hasan Cevahiroğlu yahut Oflu Hasan lakaplı kabadayı 'babaların babası' unvanını kazanmıştı. Gençliğinde, Galata'da Araplar ve Lazlar arasındaki çete savaşlarında Lazlara liderlik yapıp efsanevi bir isim olmuştu.

13. Kürt Cemali (1950'ler)

13. Kürt Cemali (1950'ler)

Asıl adı Cemali Coşar olan Kürt Cemali 50'li ve 60'lı yılların Ankarasının en belalı kabadayılarından. Zamanın diğer ünlü isimlerinden Kabadayı Mehmet 1953'de yakın arkadaşı Sarı Veli'yi bir alacak verecek meselesi yüzünden öldürmekten dolayı önceden tecilli cezasıyla birlikte 15 yıl hapis cezasına mahkum olur. 

Kumar oynatılan bölgelerin paylaşılamamasından Kürt Cemali ve Kabadayı Mehmet'in takışmaları bitmeyince, 1 Nisan'ı 2 Nisan'a bağlayan gece Kabadayı Mehmet konuşmak ve kumar oynamak için Kürt Cemali'yi Hergele meydanındaki kulübüne davet etti. Gecenin ilerleyen saatlerinde aralarında çıkan çatışma sonucu Kürt Cemali vurularak öldürüldü. (Bir rivayete ise göre Kürt Cemali'yi vuran kişi Dündar Kılıç deniyor...)

14. Abdo Ağa (Arap Abdullah)

14. Abdo Ağa (Arap Abdullah)

Rivayetlere göre; uzun boylu, kara kuru, sırım gibi, kafası daima tıraşlı, elmacık kemikleri çıkık, bıyıkları seyrek ve sarkık, iki kulağı da sağırdı. Yaz kış ayağında çizme, sırtında kukuletalı bir sako, belinde Trablus kuşak giyer, yeleğinde de kalın ve ağır bir altın köstek takılı dururdu. Daima silahlı dolaşır, yanından saldırma, tabanca ve usturpa, sağ çizmesinin kenarına sokulmuş söğüt yaprağı bıçak, bir elinde de sapı gümüş savatlı kamçı eksik olmazdı.

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
191
105
101
45
25
23
12
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
Pasif Kullanıcı

Şu hayvanları güzel gösterme çabasından vazgeçin artık! Alayı ya hırsız, ya katil, ya esnafı haraca bağlayarak yan gelip yatan köpekler bunlar! İnsanlar emeğ... Devamını Gör

Pasif Kullanıcı

haram yiyip adamlık taslamak. ne ala memleket amk.

Beyza

21 kişi nasıl baltayla öldürmüş? Hani 1-2 tamam öldürüsün de sonrasında hiç mi gücü yeten engel olan çıkmaz? Ablamız Shining filmini Stanley Kubrick daha doğ... Devamını Gör