Görüş Bildir
Haberler
Evren Hakkında Anlayışımızı Değiştiren Tüm Zamanların En Önemli Kozmos Fotoğrafları!

Evren Hakkında Anlayışımızı Değiştiren Tüm Zamanların En Önemli Kozmos Fotoğrafları!

Temmuz ayında ilk kozmik manzaralarını bizimle paylaşan James Webb Uzay Teleskobu'ndan gelen görseller bizleri oldukça şaşırtmıştı. Görseller gözlerimizi kamaştırdı, bizi hayrete düşürdü ve daha fazlası için heyecanlandırdı. Ayrıca geçmiş ve şimdiki uzay görüntüleri üzerine düşünmemiz için bize ilham verdiler. Biz de bu içeriğimizde bu önemli geçmiş fotoğraflarından bazılarını paylaşıyoruz.

Kaynak: https://www.sciencenews.org/article/f...
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Apollo 8 tarafından çekilen Dünya'nın yükselişi, 1968.

Apollo 8 tarafından çekilen Dünya'nın yükselişi, 1968.

Bilim kurgu gibi gelen ama oldukça gerçek olan bu görsel, Ay'ı ziyaretlerimiz sırasında uzay boşluğunda yükselen Dünya'ya odaklanıyor. Bu perspektiften herhangi bir kişinin tüm gezegenimizi bu şekilde, tüm ihtişamıyla uzaktan gözlemlemesi hem heyecan verici, hem ürkütücü.

Webb Teleskobun'dan Neptün'ün yakın çekimi, 2022.

Webb Teleskobun'dan Neptün'ün yakın çekimi, 2022.

Bu büyüleyici görüntü, gezegenin yakın kızılötesi ışıltısını benzeri görülmemiş ayrıntılarla yakalıyor. Sadece muhteşem halkaları görmekle kalmayıp, aynı zamanda parlak çizgiler olarak yüksekten uçan metan bulutlarını da seçebiliyoruz. Milyonlarca kilometre ötede bulunan başka bir gezegenin bulutlarını bu kadar ayrıntı şekilde gözlemleyebilmek gerçekten inanılmaz.

Yaratılış Sütunları, 1995.

Yaratılış Sütunları, 1995.

Sütunlardan çok bir ele benzeyen bu ihtişamlı yapı, büyüleyici detayları ve kompozisyonun resimsel kalitesi ile bizlere kozmosu ve yaratılışın kendisini inceleme hissini özetliyor. Yeni yıldızların doğmakta olduğu gaz ve toz kuleleri, neredeyse tek bir objeymiş gibi görünen bir figür oluşturuyor. Sütunların görünür ışıktaki ikonik, şeker renkli görüntüleri, Hubble'ın yakaladığı tek versiyon değil. 2014 yılında uzay teleskobu, sahnenin kızılötesi ışıkta hayaletimsi bir fotoğrafını da çekmişti.

Thomas Digges'in evren görüşü, 1576.

Thomas Digges'in evren görüşü, 1576.

Kopernik Dünya'yı evrenin merkezi olarak kabul etmediğinde yıldızları, Güneşi çevreleyen daha küçük küreler üzerinde dönen bir kürede bulunuyormuş gibi hayal etti. Ancak Kopernik'i savunan İngiliz astronom Thomas Digges, yıldızların Güneş Sisteminin çok ötesine uzandığına inanıyordu. 1576'da yayınlanan bu görüntüde Digges, gezegenlerin kürelerinin ötesinde çok sayıda yıldızı tasvir ederek, evrenin 'sayısız ışıkla süslendiğini ve sonsuz küresel yüksekliğe ulaştığını' öne sürdü. Bu sözlerle Digges, evrenin sonsuz bir uzay genişliğini kapsadığını öne süren Kopernik'in ilk takipçisi oldu.

Samanyolu'nun kara deliği, 2022.

Samanyolu'nun kara deliği, 2022.

Bu görsel çok mu bulanık? Evet. Hatta bir kara deliğin görüntülediğimiz ilk resmi bile değil. Ama bu, galaktik arka bahçemizdeki kara delik ve onu daha önce hiç görmemiştik. Onu ilk kez görmenin akıllara durgunluk veren ve iç açıcı bir yanı var. Event Horizon Telescope'un Sagittarius A'nın ilk görüntüsü, James Webb'in süslü resimleri kadar güzel olmayabilir, ancak kara delikleri ve özellikle de bu kara deliği görüntülemenin getirdiği tüm zorluklar onu çok çekici kılıyor.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

2M1310-1714 isimli kuasarın kütleçekimsel merceklenmesi, 2021.

2M1310-1714 isimli kuasarın kütleçekimsel merceklenmesi, 2021.

Bu görüntünün merkezindeki ışık halkası içinde bir çift uzak gök ada ve onların arkasında çok daha uzak bir kuasar yer alıyor. Galaktik ikilinin kütlesi uzay-zamanın dokusunu ve kuasarın ışığını bükerek/büyüterek, her biri halkanın etrafında oturan kuasarın dört ayrı görüntüsünü oluşturuyor. Bu, Einstein'ın genel görelilik kuramı tarafından gözlemlenmeden önce tahmin edilen, kütleçekimsel merceklenme olarak bilinen bir olgunun görsel olarak güçlü bir örneği. Evrenin bu şekilde işlemesi oldukça hayret verici; evrenin rengarenk bir ürünü olan insan aklının bunu öngörebilmesi de inanılmaz bir şey. Ve insanlar bunu sadece öngörmekle kalmıyor. Günümüzün bilim insanları, uzayın başka türlü erişilemeyecek bölgelerini incelemek için yerçekimsel merceklemeyi bir araç olarak kullanıyor.

Soluk mavi nokta, 1990.

Soluk mavi nokta, 1990.

1990 yılında Güneş Sistemi turunu tamamladıktan sonra, NASA'nın Voyager 1 aracı geriye doğru baktı ve Güneşimizin yörüngesinde dönen birkaç gezegenin bir dizi ayrık görüntüsünü -aile portresini- çekti. 'Soluk mavi nokta' fotoğrafı olarak bilinen görüntülerden biri, Dünya'yı yaklaşık 6 milyar kilometre uzaktan görüldüğü gibi yakaladı. Bu, evimizin şimdiye kadar çekilmiş en uzak görüntüsüydü. Modern görüntü işleme yazılımıyla güncellenen ve 2020'de yeniden yayınlanan görüntü, evreni neden keşfettiğimizi hatırlatmaya devam ediyor. Evet, merak ettiğimiz için uzay ve zamanın, yıldızların, gezegenlerin ve galaksilerin nasıl çalıştığını daha iyi anlamak istiyoruz. Ancak tüm bu sorular, nihayetinde nereden geldiğimizi ve etrafımızı saran her şeye nasıl uyduğumuzu anlamaya çalışmamıza geri dönüyor.

Carl Sagan'ın da söylediği gibi, hiçbir şey tüm gezegenimizin sadece bir ışık zerresine indirgendiğini görmekten 'büyük şeylerin büyük şemasında ne kadar küçük olduğumuzu' daha iyi vurgulayamaz.

Carl Sagan'ın da söylediği gibi, hiçbir şey tüm gezegenimizin sadece bir ışık zerresine indirgendiğini görmekten 'büyük şeylerin büyük şemasında ne kadar küçük olduğumuzu' daha iyi vurgulayamaz.

Bilimin popülerleşmesi için yaptığı çalışmalarla tanınan Sagan, bu görüntü hakkında, 'Uzayın derinliğinden bu resmi çekmeyi başardık. Eğer bu resme dikkatlice bakarsanız orada bir nokta göreceksiniz. O noktaya tekrar bakın. Bu nokta bizim evimiz. O biziz. Sevdiğiniz ve tanıdığınız, adını duyduğunuz, yaşayan ve ölmüş olan herkes onun içinde bulunuyor. Tüm neşemizin ve kederimizin toplamı, binlerce birbirini yalanlayan din, ideoloji, ve iktisat öğretisi; insanlık tarihi boyunca yaşayan her avcı ve toplayıcı, her kahraman ve korkak, her medeniyet kurucusu ve yıkıcısı, her kral ve çiftçi, her aşık çift, her anne ve baba, her umut dolu çocuk, her mucit, her kâşif, her ahlak hocası, yozlaşmış her politikacı, her şöhret yıldızı, her yüce önder, her aziz ve günahkâr işte orada yaşadı; bir güneş ışınında asılı duran o toz zerreciğinin içinde... Bana kalırsa, insan kibrinin akıl dışılığını, küçük Dünyamızın uzaktan çekilmiş bu görüntüsünden daha iyi gösterebilecek bir şey yoktur. Bu görüntü, bildiğimiz tek evimiz olan bu soluk mavi noktayı daha içten paylaşmamız ve koruyup şefkat göstermemiz gerektiği konusundaki sorumluluğumuzun altını çiziyor' demiştir.

Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım!

Bu içerikler de ilginizi çekebilir

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
8
7
2
1
1
1
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın