Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Erdoğan'dan Başçı ve Babacan'a: 'Kendinize Çeki Düzen Verin'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Suudi Arabistan ziyareti öncesinde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlarken Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'ya yönelik eleştirilere Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ı da dahil ettiği ve 'Çağırıp konuşacağız. Ama onun bağlı olduğu Bakan’la (Ali Babacan) bunu konuştuk. Ama bakıyorum ki aynı durumdalar. Artık biraz kendilerine çeki düzen vermeliler” dediği belirtiliyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Suudi Arabistan yolunda uçakta Çözüm Süreci, faiz indirimi polemiği, Hrant Dink cinayeti ve dış politika konularında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
“Faiz lobisi alkışlıyor diye bir karar alamazsınız”
Geçen hafta 'Bir yerlere karşı bağımlılığın mı var?' ve 'Yüksek faiz vatan hainliğidir' diyerek Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’ya yönelik eleştirilerinin dozunu artıran Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir soru üzerine “Merkez Bankası’ndaki arkadaşlarımızın paralel yapıyla ilişkili olduklarına doğrusu ihtimal vermiyorum” şeklinde konuştu. “Alt takımlarda bu tip insanlar var mıdır yok mudur? Bunların incelemesi yapılıyor. Fakat üst makamda karar alma mekanizmasındaki arkadaşlar için böyle bir şey söylemem” diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ortada bir gerçek var, faizler düşmezse yatırıma şiddetle ihtiyacı olan Türkiye yatırım yapamaz. Nitekim bakın şu anda özel sektörün ciddi bir yatırım zaafı var. Yatırım yarışı yok, bir duraklama içindeyiz. Bizim burada hızlanmamız gerekiyor. Ekonomik krizin dünyada olduğu bir dönemde biz birşeye çok dikkat ettik. Neydi o? Yatırımları hiç kesmedik, eleştiri de aldı ama biz hiç hız kesmedik. Faizler düşerse bu yatırımlar devam eder. Bizim de şu anda hayat iksirimiz yatırımlardır. İşsizlik sorununu çözmek için buna ihtiyacımız var. Merkez Bankası sadece benim görevim enflasyon ve fiyat istikrarı derse, bir defa kendi görevini anlayamamış demektir. Merkez istikrar, büyüme ve kur hareketlerini takip etmek durumundadır. Ama sen sene içinde 3-4 kere enflasyonu revize etmeye kalkarsan burada bir yerde su kaçağı var demektir. Ama sen ne yapıyorsun, Cumhurbaşkanı’na ve aleyhte konuşanlara laf yetiştiriyorsun. Yarın ‘kur yine sıçradı’ diyecekler, tamam da tedbiri al. Bu konuda Merkez hassas ve tedbirli olmak zorundadır. Bu işi Batıcı güçlerin verdiği kararlara göre hareket etmekle sürdüremez, faiz lobisinin verdiği talimatlarla hareket edemez. Faiz lobisi alkışlıyor diye bir karar alamazsınız. Amerika’nın Japonya’nın Avrupa’nın faiz oranları ortadadır. Bütün bunlar ortadayken bize ne oluyor, bu kadar yüksek faiz? Eğer komisyonları falan katarsak, 14-15’lerin bile üzerine tırmanıyor.”
'Artık biraz kendine çekidüzen ver'
Erdoğan, Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı ile görüşecek misiniz?” sorusuna da şu yanıtı verdi:
“Bu arkadaşı çağırıp konuşmadığımı kim söylüyor? Bugünlerde yine bir talebi var, çağırıp konuşacağız tabii. Ama onun bağlı olduğu sayın bakanla (Ali Babacan) bunu konuştuk. Ama bakıyorum ki aynı durumdalar. Şimdi burada bu uyarılar yapıldığı halde artık biraz kendine çekidüzen ver. Bakın çok ilginçtir ne dedi; “Ayın 4’ünde Para Kurulu’nu toplayıp faizin düşüşünü gözden geçireceğiz” dedi. Ne oldu, bir gün kala vazgeçti. Neymiş, enflasyonda beklenen düşüş olmamış. Birileri çıkıp farklı şeyler söylüyor. Ben de farklı şeyler söylüyorum. Ben mecbur muyum birilerinin söylediğini söylemeye? Ben diyorum ki, faiz sebeptir enflasyon da neticedir. Bu da benim tezim. O ise enflasyon sebeptir, faiz neticedir diyor. Nereye bağlıyor, enflasyona bağlıyor. Eğer enflasyon düşerse faizi düşürecekmiş. Bu demek senin yanlış yolda olduğunun alametidir. Bu milletle, girişimciyle, yatırımcıyla dalga geçmenin anlamı yok.”
Erdoğan, Merkez Bankası ile ilgili mevzuat değişikliğinin hükümetle ilgili bir konu olduğunu, hükümetin adım atması halinde söyleyecek sözlerinin olduğunu belirtti, “Ben de birikimimle müşterek bir çalışma içinde olmak isterim” dedi.
'Kandil ile İmralı farklı'
Erdoğan, PKK’nın İmralı’daki lideri Abdullah Öcalan’ın yaptığı “Silahı bırakın” çağrısıyla ilgili Yalçın Akdoğan’la yapılan toplantı ile HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın söylediklerinin birbiriyle çeliştiğini söyledi. Erdoğan, “Görünen o ki şu anda İmralı ile Kandil arasında ciddi bir kopukluk var ve ayrıca siyasi hareket olarak da parti içinde bir bölünmenin olduğu ortaya çıkıyor. İmralı’ya gidip gelenlerin yaptığı açıklamalara baktığımız zaman, İmralı silahların bırakılmasını istiyor. Fakat partinin başındaki zatın yaklaşımı çok daha farklı, o adeta “hükümetin uygulamasına bakacağız” diyor. Hükümetin uygulamasına ne bakacaksınız? Hükümet zaten çözüm sürecinin adeta garantörü” dedi.
Erdoğan, “Kandil ayak mı diretiyor?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“Şu anda Kandil ile İmralı’nın farklı olduğu çok açık, net ortada. Açıklamaları onları bağlar. Kandil’i de, HDP’yi de bağlıyor. İmralı kendi üstüne düşen görevi yapmış oluyor. Açıklanan 10 madde var, Demirtaş’ın açıklamaları var. İkisi de birbirini tutmuyor. Gelinen durum huzur ve güvenliğe tehdittir. Bunların her biri aktördür. Bunları görmezden gelemeyiz. Kim bu ülkede çözüm sürecinden yana, kim ülkenin huzuruna refahına destek vermek istiyor. Bunları gözden geçirmek gerekir.”
“Hükümet hangi istikamette devam ediyorsa öyle devam edecek” diyen Erdoğan, Milli Güvenlik Kurulu’nda ve önümüzdeki hafta yapılacak Bakanlar Kurulu toplantısında da ağırlıklı konu bu olacağını söyledi.
Hrant Dink cinayeti: 'Aktörler ortaya çıkmaya başladı'
Gülen Cemaati lideri Fethullah Gülen ile ilgili ABD’ye ilettikleri duruşlarının aynen devam ettiğini belirten Cumhurbaşkanı, paralel yapı olmakla suçlanan kişilerin Türkiye’den kaçtıklarını söyledi. Erdoğan, “Mahkemeler kararlarını verecek. Bunların içinde sınırdan kaçarken veya yakalananlar olduğunda zaten yasalarımızın gereği neyse bu muamele yapılacaktır. Ne kadar yurtdışında kalırlar bilemiyorum. Devam eden mahkemelerde, içeride rakamlar her geçen gün artıyor. Her geçen gün yargı çok daha farklı belgeler elde ediyor. İşte Hrant Dink meselesinde bile son gelişmeler enteresan. İşin aktörleri ortaya çıkmaya başladı. Bunların sinir uçları tespit edilecek diye düşünüyorum.” dedi.
“İhmal yok kasıt var”
Erdoğan, Hrant Dink cinayetinin ihmalle ilgisinin bulunmadığını da belirterek, “Ben hukukçu değilim ama ihmal diye bir şeyi görmem mümkün değil. O hadisede, kasti olarak işlenen bir cinayet var ortada. İhmalle ilgisi yok. Bu işin bağlantıları ortaya çıktıkca daha da aydınlanacak bu mesele” diye konuştu.
“Bazı şeyler duyuyoruz”
Erdoğan, “Haziran seçimlerine yönelik bir kalkışma olabileceği iddia edildi? Güvenlik Yasası bununla mı ilgili?” sorusunu şöyle yanıtladı:
“Biz bazı şeyleri duyuyoruz, ama altından neler çıkacak görmemiz lazım. Gezi ile ilgili benzer şiddetli şeylerde artık bu ülkede devlet, iktidar bu işlere öyle çok sıcak bakmaz. Devlet kargaşaya müsaade etmez. Demokratik hak kullanacaksan bunu nasıl kullanılacağı bellidir. Yakıp yıkma vb. şu anda İç Güvenlik Yasası önümüzdeki birkaç hafta içinde çıkması halinde önleyici tedbirler olarak geliyor. Bunların gelmesiyle birlikte çok daha farklı bir Türkiye’ye gideceğiz.”
“Mısır tutukluları serbest bıraksın”
Mısır Türkiye ilişkilerini de değerlendiren Erdoğan, Mursi başta olmak üzere siyasi tutukluların serbest bırakılmasını istedi. Erdoğan, “Mısır’ın içişlerine karışmayız. Demokratik taleplerimiz var. Burada zulüm içinde olan Mursi başta olmak üzere, siyasi tutukluların serbest bırakılması gerekir. Aynı zamanda bu insanlara siyaset yapma hakkı vermeleri gerekir. Bu Mısır’ın huzuru için gereklidir. Beklenti de budur. Şu anda ekonomik olarak büyük destekler alıyor olmasına rağmen, düzlüğe çıkmış değiller. Biz de arkadaşlarımıza “Alt düzeyde çalışmaya devam edebilirsiniz” diyoruz, bizim bu ülkeye pres yapma gibi bir düşüncemiz olmamıştır” dedi.
Kaynak: Hürriyet ve Yeni Şafak