Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Çorlu Tren Faciası Davasında Dördüncü Duruşma Görüldü: '520 Günde Bir Arpa Boyu Yol Alamadık'
25 kişinin hayatını kaybedip 328 kişinin de yaralandığı Çoru tren faciası davasında dördüncü duruşma görüldü. Sanıkların tutuklanmaları talebi reddedildi, duruşma nisan ayına ertelendi.
Alt düzey 4 memura dava açıldı
Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca kazanın meydana gelmesinde asıl kusurlu bulunan TCDD 1'inci Bölge Müdürlüğü Halkalı 14'üncü Demiryolu Bakım Müdürlüğü'nde Demiryolu Bakım Müdürü olarak görev yapan Turgut Kurt, Çerkezköy Yol Bakım Şefliği'nde Yol Bakım ve Onarım Şefi olan Özkan Polat, Yol Bakım Şefliği'nde Hat Bakım ve Onarım Memuru olarak görevli Celaleddin Çabuk ile TCDD bünyesinde çalışan ve mayıs ayındaki yıllık umumi muayene raporunda imzası bulunan Köprüler Şefi Çetin Yıldırım hakkında 'taksirli ölüme ve yaralanmaya neden olmak suçundan 2'şer yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası istemiyle Çorlu 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.
Mağdurlar "adalet" diye bağırdı
Davanın üçüncü duruşması bugün, Çorlu'nun Çoban Çeşme Mahallesi Bülent Ecevit Bulvarı üzerinde bulunan Çorlu Halk Eğitim Merkezi'ndeki 600 kişilik 15 Temmuz Salonu'nunda görüldü. Duruşma öncesi polis, geniş güvenlik önlemi aldı.Kazada ölenlerin yakınları ve yaralananlar, duruşmaya, Çorlu Halk Eğitim Merkezi'ne yaklaşık 1 kilometre mesafede toplanıp, yürüyerek, geldi. Ellerinde ölenlerin fotoğraflarını taşıyan aileler, 'Hak, hukuk adalet', 'Kaza değil cinayet' sloganları attı.
Kazada kızı Bihter Bilgin, kız kardeşleri Emel Duman ve Derya Kurtuluş'u kaybeden Zehra Bilgin, 'Bugün 520 gün oldu. 520 gündür adalet bekliyoruz. Kimse korunmasın. Eğer bu ihmal zincirlerinde, en alt düzeyden en üst düzeye kadar kim varsa. Bir bakan da sorumluysa bakan da yargılansın müdür de yargılansın en alt düzeydeki eleman da yargılansın. Tek istediğimiz adalet' dedi.
Üniversitelere bilirkişi tepkisi
Duruşmaya tutuksuz sanıklar Turgut Kurt, Özkan Polat, Celaleddin Çabuk, Çetin Yıldırım, ölenlerin aileleri, yaralılar, avukatlar katıldı. Kimlik tespitinin ardından duruşmada ilk sözü alan avukat Can Atalay, önceki duruşmada mahkemenin üniversitelerden bilirkişi vasfına sahip yeni bilirkişi oluşturulması için öğretim üyelerinin listesinin istenmesine karar verdiğini belirterek, 'İTÜ, ulaştırma alanında bilirkişi olarak görevlendirecek kimsenin olmadığı yönünde karar vermiştir. Bu şekilde kamu görevinden kaçılması kabul edilemez. Yıldız Teknik Üniversitesi ise müzekkereye yanıt dahi vermemiştir' dedi.
"Benim babamı kim öldürdü hakim amca?"
Kaza eşi Salih Erbil'i kaybeden Saliha Erbil, duruşmaya kızları Gülgen ve Gülşen ile birlikte katıldı.Gülgen Erbil, 'Babaannemlerin yanına gittim. Az bir yağmur var bu kaza nasıl olur hakim amca? 25 kişiyi öldüren kimdi, hakim amca? Sizin bu yaşta babanız öldü mü? Hakim amca, ihmal var. Öyle bir tren kazası bu yağmurda olmaz. Benim babamı kim öldürdü hakim amca?' diye konuştu. Minik Gülgen'in bu sözleri üzerine salondakiler gözyaşlarına hakim olamadı.
Kızlarından sonra konuşan Saliha Erbil, Kızlarım sürekli babalarını özlediklerini söylüyorlar. Ben de onlara babanızın kanını hakim amcaya emanet ettim dedim. Çocuklarım da bana hakim amcaya kendimiz soracağız dediler. Kendimiz geleceğiz dediler. Çocuklarım adına şikayetçiyim. Tepeden en alta kadar şikayetçiyim' diye konuştu.
Müdahil Remzi Güvenç ise 'İki kızımı ve iki torunumu kaybettim. Hepsi toprağın altında. Davaya müdahil olmak istiyorum, şikayetçiyim' dedi. Daha sonra mahkeme heyeti iddianamede adı olmayan ve davaya müdahil olmak isteyenlere söz verdi.
"Yetki bölge müdüründe"
Sanıklardan Turgut Kurt, duruşmadaki ifadesinde, menfezlerin bakım programlarına alınmasının bölge müdürü yetkisinde olduğunu söyledi. Mühendislerin sahada keşif çalışması yaptığını anlatan Kurt, 'Mühendislik işlerinde, bize bağlı mühendisler hasar tespit çalışması yapar. Ona göre eksik ve kusurlu yerlere müdahale yapılır. Olayın gerçekleştirdiği yerde de mühendisler balast tutucuya gerek görmemişler' diye konuştu.
Sanık Özkan Polat da bakım müdürlüğüne bağlı mühendislerin keşif sonrası gerek gördüğü yerlere müdahale edildiğini dile getirdi. Herhangi bir keşif çalışmasına katılmadığını söyleyen Celalettin Çabuk ise yapılan işlemlerin kendisini aştığını ve keşif çalışmalarında yer almadığını öne sürdü.
Mahkeme kararını bildirdi
Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde, 25 kişinin öldüğü, 328 kişinin yaralandığı tren kazasıyla ilgili açılan davanın 3'üncü duruşmasında cumhuriyet savcısı, mütalaasını açıkladı.
Savcının mütalaasını vermesinin ardından verilen aradan sonra mahkeme heyeti aldığı kararları açıkladı. Mahkeme, Kocaeli ve Aydın barolarının davaya müdahil olma taleplerinin reddine, tanık Tevfik Baran'ın ifadesinin alınması için İstanbul Anadolu Ağır Ceza Mahkemesi'ne yazılan yazının işlemsiz iade edilmesine, tanık Mümin Karasu hakkında yazılan talimatın iade edilerek tanığın dinlenmesinden vazgeçilmesine, müşteki Coşkun Yıldız'ın hırsızlık iddiaları mahkemece ciddi görüldüğünden olay tarihindeki hırsızlık eyleminin faili için yasal gereğin ifası için Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulmasına, sanıkların tutuklanma taleplerinin reddine, AFAD İl Müdürlüğü'ne müzekkere yazılarak tren kazasıyla ilgili olarak ilk ihbarın geldiği 17.27 ile harekat saati olarak bildirilen 18.01 arasında ne gibi hazırlık çalışmalarının yapıldığının bildirilmesine, İl Sağlık Müdürlüğü'ne müzekkere yazılarak kazanın ilk bildirildiği saat olarak belirtilen 17.17'den sonra ne gibi hazırlık çalışmaları yapıldığı ekiplerin çıkış ve kaza mahalline varış saatlerinin ne olduğu, kaza sonrası yapılan yaralı sevklerinin nereye ve ne şekilde yapıldığı hususlarının bildirilmesine, TCDD'nin acil durum yönergeleri kapsamında ne gibi işlemlerinin yapıldığının istenmesine, TCDD'ye müzekkere yazılarak Uzunköprü-Halkalı hattının kaza tarihi öncesinde kapatılıp kapatılmadığı, kapatıldıysa hangi tarihte hangi sebeple kapatıldığını, kapatılmadıysa hangi tren seferlerinin yapıldığı hususunun sorulmasına yine TCDD'ye müzekkere yazılarak yol kontrol bekçiliği unvanının devam edip etmediği belirtilen kadroya yeni alım yapılıp yapılmadığı, belirtilen kadroların lav edilip edilmediği, lav edildiyse hangi tarihte hangi makam tarafından lav edildiği, yol kontrol bekçiliğine alım için sırasıyla 1'nci Bölge Müdürlüğü, 14'üncü Yol Onarım Bakım Müdürlüğü tarafından Genel Müdürlüğe son 20 yıl içerisinde müracaat olup olmadığı hususlarının istenmesine, keşif hususunun bilirkişiler belirlendikten sonra değerlendirilmesine, sanıklar Turgut Kurt, Özkan Polat ve Çetin Yıldırım hakkında verilen adli kontrol tedbirlerinin devamına hükmetti. Duruşma 21 Nisan 2020 tarihine ertelendi.
"25 canın hesabı ne olacak?"
Duruşmanın ardından aileler adına açıklama yapan kazada oğlu Oğuz Arda Sel ve eşi Hakan Sel'i kaybeden Mısra Öz, tepkisini şöyle dile getirdi:
'Bu süreçler bizim için çok zor süreçler, her defasında acımızı en başından yaşıyoruz. Gördüğünüz gibi burada en ufacık Kemal'imiz yanımızda bugün 10 yaşında ufacık kızımız sinir krizleri geçiriyor. Babam nerede diye. Siz bu yaşta babasız kaldınız mı diye soruyor. Siz bu yaşta evlatsız kaldınız mı? Siz bu yaşta bizim gibi kucağınız boş kaldı mı? Çok üzgünüz. 520 gündür bir arpa boyu yol aldığımızı düşünmüyorum. Herkes koltuğunda maaşını alıyor, yoluna devam ediyor. Birileri koltuklarından alınmış gibi gösterilip arka planda hayatına devam ediyor. Meclise kadar sorularımızı yöneltip bakana soruyoruz ki 25 canın hesabı ne olacak? Çorlu tren katliamından kim sorumlu diyoruz. Bizi ciddiye alan yok. Ama biz davamızı ciddiye alıyoruz, 25 kişi bizim ruhumuzda yaşıyor. Biz bunun hesabını öbür tarafta soracağız o ayrı ama adalet bu ülke de birileri için geldiğinde onlar bizim karşımızda nereye saklanacaklarını düşünecekler.'
Oğuz Arda Sel'iin dedesi: "Benim torunum iki parçaydı, çuval gibi diktiler!"
Kazada yaşamını yitiren 9 yaşındaki Oğuz Arda Sel'in dedesi mahkeme çıkışında isyan etti. Sel’in dedesi, şunları söyledi:
'9 yaşındaki bir çocuğun ikiye bölünmüş halini görsünler ondan sonra karar versinler. Biz yaşamıyoruz. Nerede adalet? Orta sahadan top çevirdiler. Taa İstanbul'dan geliyoruz aynı şeyler tekrarlandı. Hadi güle güle. Diyoruz ki bilirkişiler bilen kişiler olsun. Bilirkişiler kimin elinde? Rektörün elinde. Rektör kimin elinde? Siyasilerin. Bilirkişiler ne oldu? Kimse bu davaya bakmak istemiyor. Bu neyin davası ya? 25 kişi öldü bu neyin davası! Bu ülkede adalet mekanizması işlemiyor. İnsanlar adalet diyor, insanlar ölüyor. Kimse bakmıyor, herkes önüne bakıyor işine bakıyor. Türk halkının itibarı ne olacak beyler, insanlar ölüyor. Cumhurbaşkanım torununu kucağına alıp seviyorsun. Benim torunum iki parçaydı, çuval gibi diktiler! Beni alın zindana atın. Çekin şu pis ellerinizi adaletin üstünden.'
Yorum Yazın
Eski Türkiye'de faili meçhuller vardı tek tük insanlar ölüyordu. Yeni Türkiye'de ise ranttan kafasını kaldırmayan, ranttan halkın içerisine karışamayan, rant... Devamını Gör
"Dünya; kötülük yapanlar yüzünden değil, seyirci kalıp hiçbir şey yapmayanlar yüzünden tehlikeli bir yerdir." ~ Albert Einstein
3-5 günde, işlerine gelen konularda hemen adalet terazisininin bir tarafına parmaklarını basarak sözde adalet dağıtırlar ama bu konularda nedense o adaletin ... Devamını Gör