Çok Yakın Zamanda Birçok İnsanın Adeta Bir Süper Kahraman Olacağını Kanıtlayan Teknolojik Devrimler
Yalnızca düşünce gücüyle ellerinizi bile hareket ettirmeden bu içeriği okuduğunuzu bir düşünün!
Not: Bu içeriği hazırlarken ViBio'nun şu videosundan yararlandık.
Yıllardır gerçek olduğu düşünülen bir fenomen vardır bilirsiniz. Aslında beynimizin %10’unu kullanıyoruz, %25’ini kullansak uçarız, %45’de ışınlanmayı buluyoruz, hele %70 olursa Andromeda'ya uçarız...
Örneğin beynimizi kullanarak dokunmadan bir cismi hareket ettirebilir miyiz ya da dokunmadan sadece düşünerek bilgisayar kullanabilir miyiz, yoksa bu sadece bir hayal mi?
O zaman arttırıyoruz: beyin gücümüzü kullanarak birisiyle telepati yoluyla anlaşabilir miyiz? Elimizi bile sürmeden sadece düşünce gücümüzle yapay zeka tabanlı bir robotu hareket ettirebilir miyiz? Rüya gibi gelebilir, bu imkanlara sahip olmanın insanlığı kaosa sürükleyeceğini de düşünebilirsiniz. Ama bu soruların cevabı kocaman bir evet!
İnsan beyni keşfedilen ya da keşfedilebilecek en gizemli organlardan biri. Yıllardır incelememize rağmen hala tüm sırlarını çözebilmiş değiliz. Bazı bilim insanlarına göre 2029’da beyni tamamen simüle edebilecek kadar bilgi sahibi olacağız, işte asıl milat o zaman başlayacak.
Hem beynin sırlarını anlayacağız hem de onu daha etkin kullanma şansı elde edeceğiz bu süreçte.
Gelecekle ilgili 3 amacımız var: beyinle bilgisayar, beyinle makine ve bir beyinle bir başka beyin arasında bağlantı kurabilmek.
Beyinle bilgisayar arasında bağlantı kurma çalışmaları 2000'lerin başında başladı. 2004'te de felçli bir hastanın beynine takılan çipler sayesinde dokunmadan bir bilgisayarı kontrol ettiğini ve Pong adındaki meşhur oyunu oynadığına şahit olduk. Sizce de mucizevi değil mi?
Zamanında aylar süren iletişim teknikleri beynimizle bilgisayarımız arasındaki uzuv hızımıza kadar indirgenmişken bu bile yavaş geliyor artık.
Düşündüğümüzü aklımızdan geçirdiğimiz anda bilgisayara yansıtabiliyoruz. Özellikle biz Onedio editörleri gibi sürekli bir şeyler yazan insanlar için bulunmaz nimet diyebiliriz. Sadece beynimizden kelimeleri geçiriyoruz ve parmaklarımızı oynatmamıza gerek bile kalmadan bilgisayarda yazıya dökülüyor.
Düşündüğümüzü aklımızdan geçirdiğimiz anda bilgisayara yansıtabiliyoruz.
Özellikle benim gibi yazarlık da yapan insanlar için bulunmaz nimet diyebilirim. Sadece beynimden kelimeleri geçiriyorum parmaklarımı oynatmama gerek bile kalmadan bilgisayarda yazıya dökülüyor. Bu arada Facebook kısa süre önce tam da bu amaç üstüne çalıştığını duyurdu: düşünceyi yazıya dökme üzerine.
Elbette ki bu imkana bizden hatta birçoğundan daha çok ihtiyaç duyacak insanlar var; ancak o konuya birazdan geleceğiz.
2004’te beyinle bilgisayar arasında bir bağlantı kurabileceğimizi kanıtlamış olduk. Peki beyinle bir başka beyin arasında bağlantı kurulabilir mi? Evet evet, telepatiden bahsediyoruz.
Aslında bunun yapılabileceği de bir deneyle kanıtlandı.
Washington’da farklı odalarda bulunan insanlar birbirlerine beyin gücüyle sinyaller göndererek ortak bir oyun oynadılar. Klasik bir tetris oyunu aslında.
Oyunda yukarıdan aşağı doğru düşen şekilleri, düzleme göre uygun pozisyona getirmeniz gerekiyor.
Tamamen farklı odalarda olan bu kişiler birbirlerine verdikleri beyin sinyalleriyle oyunu doğru şekilde oynamayı başardılar. Yani anlayacağınız beyinle beyin arasında iletişim kurma imkanının olduğu da artık bilimsel bir gerçek haline geldi.
Beyin ve makine arasındaki bağlantı da yine yakın zamanda yapılan bir maymun deneyi ile kanıtlandı.
Bu ihtimalin oldukça yüksek olduğuna inanan insanlardan biri de Elon Musk, milenyumun dahi çocuğu!
Mars'ta yaşamaktan şoförsüz otomobillere, elektriğin gücünden kripto para borsasına kadar her alanda etkin rol oynayan Musk, yapay zekanın gelecekte dünyayı ele geçirme ihtimalinin çok yüksek olduğuna inanıyor.
Bunun önüne geçmek ve insanı her daim etkin kılabilmek için de 2016'da Neuralink adında bir şirket kurdu. Bünyesinde alanında dünyanın en zeki insanlarını barındıran bu şirket, insanların teknoloji ile iç içe bir gelecek yaşamasını amaçlıyor. Bu amacı da beyin-bilgisayar arayüzü olarak adlandırıyorlar. Peki bu nasıl olacak?
Minicik bir çip sayesinde! Saç telinden 10 kat daha ince olan binlerce kabloyu beynimize dikecekler.
Evet bildiğiniz bu dikiş işlemi için üretilen bir makineleri var ve bu Kablolar sadece parmak ucu küçüklüğünde 4 adet çipe bağlanıyor. Çipler de kulağımızın arkasındaki bir cihaza uzanıyor. Hatırlar mısınız eskiden telefonunda Bluetooth olan insanlar daha havalı olurdu. Artık direkt kendimiz Bluetooth’lu olacağız. Kulağımızın arkasındaki küçük makine Bluetooth benzeri bir çalışma sistemiyle telefonumuzdaki bir uygulamaya bağlanacak ve bu uygulama sayesinde bilgisayar klavyesi, mouse veya direkt olarak telefonumuzu kontrol edebileceğiz.
“Link” adındaki bu cihazın son versiyonu ise implant şeklinde. Yani tamamen beynin içinde yer alıyor.
Kulağımızın arkasında cihaz falan olmayacak yani! Musk, insanlar üzerindeki deneyin 2020'de başlayacağını söylemişti, ancak buna izin çıkmayınca o da hayvanlar üzerindeki denemelerine tam gaz devam etti. Neredeyse başarısız hiçbir deneme de olmadı. Yani uygulamanın bekleneni verme olasılığı çok ama çok yüksek!
Elon Musk’ın insan deneylerine başlamak için elindeki son kozu da maymun “Pager” oldu.
9 yaşındaki makak maymunu Pager’ın beyninin iki tarafında da Neurolink çipleri bulunuyor.
Maymunumuz ilk olarak bilgisayar üzerinden joystick ile bir oyun oynuyor.
Peki bu çalışmaların anlamı nedir? Yani kimin faydasına? Cevap, hepimizin!
Beyinde gerçekleşen tüm etkinlikleri sadece kaydetmemize değil onları kullanmamıza da imkan sağlıyor. Bu sayede alzaymır gibi çeşitli demans hastalıkları artık tarih olacak! Yani herhangi bir konu hakkında konuşurken unuttum kelimesini duymayacağız, çünkü bu bilimsel olarak imkansız olacak! Ayrıca internet gibi ağlardan da beslenebileceğimiz için beynimizin kapasitesini artırabileceğiz.
Örneğin İngilizce veya Almancayı saniyeler içinde öğrenebileceğiz. Ya da bir kitabı artık bilgisayarımıza değil direkt olarak beynimize indireceğiz. Yani “unuttum” ile birlikte “bilmiyorum” kelimesi de tarihe gömülecek.
Örneğin felç gibi hastalıkların en basit tanımı, beynin vücudu hareket ettirecek kaslara hükmedememesi olarak yapılır. Ancak Neurolink sayesinde belki de felç hastalığı bile yok olacak.
Tüm bunlarla birlikte Elon Musk’ın yapay zekanın insanlara hükmetme ihtimalinden söz ettiğini söylemiştik.
İleride özel güçlere sahip robotlar üretilse bile, bu çipler sayesinde beynimizi geliştirebileceğimiz için onlardan aşağı kalır yanımız olmayacak! İnsanlık, çevresinde gelişen ve geri döndürülemeyecek şekilde değişen dünyaya ayak uydurmaya devam edecek. Çeşitli kalıtsal hastalıklar tarih olurken belki de yepyeni bir insan türü ortaya çıkacak.
Var olduğumuz ilk günden beri bizi diğer canlılardan ayıran düşünce gücü, belki de hiçbir zaman olmadığı kadar etkili olacak. Bizi motive etmek için “her şey kafanda biter”, “düşünmen, inanman, istemen yeter” derlerdi ya hani, gelecekte bu soyut bir motivasyon konuşmasından ziyade, somut, başlı başına gerçek bir kavrama dönüşecek.
O yüzden düşünmeye bugünden başlamamız ve düşünüp kendimizi bir adım daha ileriye götürmemiz gerekiyor.
Çünkü bizi geleceğe taşıyan insanların yaptığı şey bundan başka bir şey değil.
Bugünden geleceği düşünmek, hareket etmeden önce hayal etmek, hayaline en büyük aşkla bağlanmak, sağlam temeller üzerindeki kocaman bir gerçeği inşa etmek lazım. Çünkü unutmayın her şey kalpte başlar ama beyinde biter.
Yorum Yazın
İnsanlıktan çıkmayalım ama tüm dilleri konuşabilsek fena olmazdı gerçi...
pelinsular berkecanlar yaşadı biz değil