Raporu kaleme alan uluslararası ilişkiler uzmanlarından, İzmir Politikalar Merkezi Koordinatörü Doçent Dr. Bezen Balamir Coşkun, DW Türkçe'ye yaptığı değerlendirmede, 'AB ile Türkiye ilişkileri, son yıllarda hep krizlerle gündemde yer alıyor. Ancak daha iyi bir gelecek umudu varsa, ki bu var, bu nüve, gençlik, sivil toplum arasında olan diyalogdan ortaya çıkacak ve gelişecek' dedi.
Türkiye'de güçlü bir sivil toplum olduğunu vurgulayan Balamir Coşkun, 'Türkiye'de konjonktür ne olursa olsun, ne kadar baskı görürse görsün yılmayan dirençli bir sivil toplum yapısı var. Özellikle AB'den ve diğer uluslararası kuruluşlardan gelen destekler önemli bir kaynak oluşturuyor. Bu yüzden sivil toplum genelinde ve gençlik çalışmaları özelinde bu çalışmaların kesinlikle desteklenmesi gerekiyor' değerlendirmesini aktardı.
'Destek artırılmalı'
Ancak son yıllarda Türkiye'nin AB'den uzaklaşmasına yol açan siyasi gelişmeler AB'nin, üyelik müzakereleri kapsamında sağladığı IPA adlı katılım öncesi mali yardımlarda kesintiye gitmesini beraberinde getirdi.
Müzakere sürecinin artık fiilen askıda olması, son gelişmeler ışığında da resmen durdurulması ihtimalinin bulunması, sivil toplum ve gençlik projelerine sağlanan destekle ilgili endişeye yol açıyor.
AB'nin bu mali kaynaklarda gittiği kesintilerden en çok sivil toplum ve gençlik programlarının etkilendiğine dikkat çeken Balamir Coşkun ise şunları söyledi:7'Dünyanın pek çok ülkesine olduğu gibi Türkiye'de de eğer hükümet yanlısı bir sivil toplum örgütü değilseniz çok yalnız kalabiliyorsunuz. Bu nedenle sivil toplumun Türkiye'nin demokratikleşmesi alanında yaptığı çalışmaların AB fonlarıyla desteklenmeye devam edilmesi, hatta cesaretlendirici seviyede artırılması gerekiyor.'
AB-Türkiye ilişkilerindeki gerilimlere rağmen tarafların pek çok alanda birlikte çalışmalarını gerektirecek ortak çıkarları da bulunduğuna işaret eden Balamir Coşkun, değerlendirmesini şöyle tamamladı:
'Ne AB Türkiye'ye ne Türkiye AB'ye sırtını dönebilir. 60'lı yıllardan bu yana, zor, inişli çıkışlı dönemler yaşanmış olsa da her iki tarafta da, hem akademide hem sivil toplumda hem de bürokraside, ilişkilerin devam etmesi için canla başla çalışan insanlar var. Bunlar göz ardı edilemez, edilmemelidir.'
Yorum Yazın