Binlerce Kişi 'Cumhuriyet ve Demokrasi Mitingi' İçin Taksim'deydi
15 Temmuz darbe girişimine karşı CHP'nin çağrısıyla İstanbul'da 'Cumhuriyet ve Demokrasi' mitingi düzenlendi. Binlerce vatandaşın katıldığı ve CHP’nin çok sayıda milletvekilinin de yer aldığı Taksim'deki mitinge, AK Parti'den de katılım oldu. Mitingde konuşma yapan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 10 maddelik Taksim Manifestosu'nu okudu.
Cumhuriyet Halk Partisi'nin çağrısıyla, 15 Temmuz darbe girişimini protesto için bugün Taksim meydanında miting düzenlendi.
Valiliğin izin verdiği miting için hazırlıklar sabahın erken saatlerinde başladı. Gezi Parkı önünde bulunan sahneye 'Cumhuriyete ve Demokrasiye Sahip Çıkıyoruz' yazılı dev pankart asıldı.
Çok sayıda vatandaş, Taksim'de toplandı.
Kılıçdaroğlu'ndan 10 maddelik Taksim Manifestosu
Mitingde konuşma yapan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 10 maddelik Taksim Manifestosu'nu okudu.
Kılıçdaroğlu'nun açıkladığı 10 maddelik Taksim Manifestosu şöyle:
1- 15 Temmuz darbe girişimi parlamenter demokrasimize karşı yapılmıştır. TBMM bombalanmış, ama bombalar altında parlamento görevini yapmış ve darbeyi püskürtmüştür. Bu darbe girişiminin sorumlularını, iç ve varsa dış destekçilerini kınıyor, lanetliyoruz.
2- Bütün siyasal partiler darbe girişimine karşı çıkmış, demokrasi konusunda Türkiye'de ortak payda oluşmuştur. Bu ortak tutum ve anlayış siyasette uzlaşma kültürünün güçlenmesine de katkı vermek zorundadır.
3- Her türlü darbeye ve parlamenter sistem üzerindeki her türlü vesayete karşı çıkmak tüm demokratların, demokrasiden yana olanların bu ülkeye namus borcudur. 'Hep birlikte ve her zaman ne darbe, ne dikta. Yaşasın tam demokrasi demeliyiz' ve söylemeye de devam etmeliyiz.
4- Demokratik parlamenter sistemimize karşı yapılan darbe girişimi, halkın direnme hakkını kullanmasıyla ayrı bir anlam ve boyut kazanmıştır. Direnme hakkı, demokrasiyi korumanın meşru bir yolu olarak ortaya çıkmıştır.
5- Demokrasimizin teminatı olan demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ilkesinin Türkiye için ne kadar yaşamsal olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır. Demokratik, laik sosyal hukuk devleti bizi çağdaş uygarlığa taşıyacak olan en temel anahtardır.
6- Bu darbe girişimi, Anayasa'da yasama, yürütme ve yargı olarak yer alan güçler ayrılığı ilkesinin demokrasideki denge ve denetleyişlerin güvencesi olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.
7- Balyoz, Ergenekon ve Casusluk gibi davalarda mağdur edilen insanların itibar ve haklarının iadesi kaçınılmaz olarak bütün siyasal partilerin gündeminde olmak zorundadır.
8- Bu darbe girişimi devlet yönetiminin liyakata dayanması gerektiğini çok açık bir biçimde ortaya koymuştur. Devletin yapılanmasında siyasal yandaşlık, akrabalık, cemaatçilik, tarikatçılık değil; bilgi, birikim ve deneyim gibi ilkeler esas alınmalıdır. Bir başka anlatımla, devleti yönetme yerine devleti ele geçirme anlayışını tarihe gömmeliyiz. Bu bağlamda devletin yeniden inşası zorunludur.
9- İnancı, kimliği, yaşam tarzı ne olursa olsun bu ülkenin güzel insanları, bu ülkenin caddelerinde, sokaklarında, meydanlarında, parklarında özgürce gezebilmelidir. Kimse unutmasın, 15 Temmuz darbe girişimi 3. sınıf demokrasinin ortaya çıkardığı bir tablodur. Bu ülkenin insanları, 3. sınıf demokrasiye değil, özgürlükçü demokrasiye yani tam demokrasiye layıktır. Türkiye tümüyle darbe hukukundan arınmalıdır.
10- Devlet, kinle, öfkeyle, ön yargıyla yönetilmez. Darbe girişiminde bulunanlar hukuk içinde, hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı kalınarak yargılanmalıdır. İşkence, kötü mualele, baskı, tehdit, devleti darbecilerle aynı duruma düşürür. Buna izin verilmemelidir.
Taksim Manifestosu, Türkiye Cumhuriyeti demokrasi tarihinde yerini alacaktır. Yüz binlerin oyuyla kabul edilen bir manifesto, dünyada ilk kez kabul ediliyor. Destek veren, gönül veren tüm yurttaşlarıma, hepinize gerçekten de yürekten şükranlarımı sunuyorum. Sağolun, varolun diyorum. Demokrasi adına.'
Manifestonun ardından Kılıçdaroğlu, kabul eden vatandaşların el kaldırmasını istedi, binlerce kişi ellerini kaldırdı.
'Tarihi bir meydanda, tarihi bir gündeyiz'
Manifestonun ardından konuşmasını sürdüren Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarının bir bölümü şöyle:
'Tarihi bir meydanda, tarihi bir gündeyiz. Taksim meydanı demokrasi tarihinde yer alan önemli bir meydan. 1 Mayıs 1977... Çok sayıda vatandaşımız bu meydanda hayatını verdi. Kanlı 1 Mayıs olarak yer alan bu olay yine bu meydanda geldi. Bugün bu meydan cumhuriyetin ve demokrasinin meydanı oldu.
Ağaçların kesilmemesi için, gençlerin doğaya sahip çıktığı bir meydan, bu meydanda Gezi olayları yaşandı ve o olaylarda ellerinde kitaplarla, karanfillerle bu ülkenin umudu gençleri hep beraber ayağa kalktı. Bugün tarihi bir gün. Bugün Lozan anlaşmasının kabul edildiği bir gün. Lozan'ı bize yaşatan hayata geçiren özgürlüğümüzün tapu senedi olan Lozan'ı hayata geçirenleri bugün saygıyla anıyorum. Cumhuriyeti emekle kurduk, gözyaşıyla kurduk.
Bizim ayakkabımız yoktu, çarıklarımızı giydik. Silah yoktu, kurşun yoktu, para yoktu. Ama birlik ve beraberlik vardı. İnşallah yine birlik ve beraberlik içinde Türkiye'yi çağdaş uygarlığa ulaştıracağız. Bugün basın bayramı. Basın özgürlüğünü hep beraber savunacağız. 15 Temmuz darbe girişiminin yenilgiye uğramasının unsurlarından biri medya özgürlüğüdür. Medya özgürlüğü bizim tarihimizde, geleneğimizde var. Dün medya özgürlüğüne karşı çıkanlar bugün yaptıkları hataların inşallah farkına varırlar. Basını özgür olmayan bir toplumun kendisi de özgür değildir.
Biz özgürlük için, demokrasi için büyük bedeller ödemiş bir milletiz. Türkiye'de kazanılan her hak yapılan mücadeleler sonucunda kazanılmış bir haktır. Hep beraber cumhuriyete ve demokrasiye sahip çıkmalıyız.
15 Temmuz akşamında darbeye karşı direnmek, darbeyi dışlamak Türkiye'den hepimizin ortak görevi oldu. Darbeye karşı çıkan bütün siyasal partilerin genel başkanlarını, onlara destek veren bütün vatandaşlarımı yürekten kutluyorum. Demokrasi bir yaşam biçimidir, insana saygıdır, düşünceye saygıdır, demokrasi insan demektir. Demokrasi din ve vicdan özgürlüğü demektir. Laiklik her inancın güvencesidir. Demokrasi aynı zamanda sosyal devlet demektir. Demokrasi vatandaşın özgürlüğü demektir.
Darbeye de, darbecilere de, diktaya da karşıyız. Demokrasi aynı zamanda güçler ayrılığı demektir. Çağdaş demokrasilerde dördüncü güç medyadır. Demokrasi tarihini yazacak olanlar Taksim Meydanı'ndan şu çağrıyı yapıyorum. Gelin medyayı da dördüncü güç olarak anayasamıza yazalım. Umarım ve dilerim geçmişteki hatalardan Türk siyaseti gerekli dersleri çıkarır. Bütün vatandaşları kucaklayacağız, devlette liyakat sistemi egemen oluncaya kadar. Taksim meydanı kapatılmamalı, hiçbir meydan kapatılmamalı. Meydanlar halkın enerjisini boşaltabileceği alanlara dönüşebilmeli.
Balyoz, Ergenekon, casusluk davası pek çok asker gereksiz yere hapse atıldı. Onlara yapılan haksızlığı hepimiz biliyoruz. İade-i itibar yapılmalı. Bir haksızlığı düzeltmek durumundalar. Eğer demokrasiyi savunuyorsak bütün siyasi partilerin genel başkanlarına özellikle hükümete sesleniyorum. Gelin Silivri zindanlarında hayatı mahvedilenlerin itibarını iade edelim.
Demokrasi ben her şeyi bilirim değildir. Her şeyi bilirim darbecilerin ve diktacıların işidir. Demokratların işi ehline teslim etmektir. Umarım 15 Temmuz darbesi uzlaşma kültürünü hayata geçirir. Darbecilerin zihin dünyasında dayatma vardır, uzlaşma yoktur. İstanbul Taksim'den Hakkari'ye Edirne'ye Muş'a İzmir'e Yozgat'a Balıkesir'e Antalya'ya karadeniz'e Zonguldak'a Trabzon'a selam olsun.. Demokrasi için selam olsun. Özgürlük için selam olsun. Biz Taksim'de olanlar bütün Türkiye'ye gönlümüzü açıyoruz. Ne darbe ne dikta, yaşasın özgürlükçü demokrasi.'
Mitingden kareler
AK Parti'den destek
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay, CHP'nin mitingi için parti olarak davet aldıklarını ve davete icabet edeceklerini açıklamıştı.
AK Parti Basın Ofisi'nden CHP'nin mitingine ilişkin yapılan açıklamada meselenin 'memleket meselesi' olduğu belirtilerek 'AK Parti kadroları, CHP’nin Taksim Meydanı’nda darbeye karşı düzenlediği Cumhuriyet ve Demokrasi Mitingi’ne katılım sağlayacak' denilmişti. Ayrıca basın ofisinden yapılan açıklamaya göre mitinge katılacak AKP'lilerin isimleri şu şekilde açıklanmıştı:
Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Müezzinoğlu, TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, TBMM Grup Başkanvekili Mehmet Muş, İl Başkanı Dr. SelimTemurci, İstanbul Milletvekili Mihrimah Belma Satır, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve il yöneticileri.
DİSK: ‘Ne darbe ne olağanüstü hal, çözüm demokrasi’
Mitinge katılımını ilk açıklayan örgüt, DİSK olmuştu.
Tavırlarını, ‘ne darbe ne olağanüstü hal’ olarak açıklayan DİSK Genel Başkanı Kani Beko, “Darbe ve darbecilerle mücadele gibi meşru bir gerekçe, hukuku askıya alma hakkını vermez. Otoriter ve baskıcı yönetim arzusuna OHAL uygulamasıyla yasallık kazandırmak darbe ile mücadele olarak tanımlanamaz.Türkiye’nin ihtiyacı işkence, linç, idam cezası, OHAL, TBMM’yi işlevsizleştirmek değil, demokrasi, laiklik, barış, herkesin inancını özgürce yaşadığı, düşüncesini özgürce ifade ettiği bir ülkeyi kurmaktır” demişti.
TTB, TMMOB, KESK, Birleşik Haziran ve Halkevleri de Taksim’de olacak
DİSK’in ardından Türk Tabipler Birliği, Türkiye Mimar ve Mühendis Odaları Birliği, KESK Birleşik Haziran Hareketi, Halkevleri, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu gibi muhalif örgütler Taksim mitingine katılacaklarını açıklamıştı.
Aralarında Arif Sağ, Zuhal Olcay, Edip Akbayram, Sumru Yavrucuk, Tarık Akan ve Eşber Yağmurdereli, yer aldığı bir grup sanatçı ve entelektüel de, “Gelin Bir Olalım Karanlığa Karşı Duralım” başlıklı bildiri yayınlayarak “askeri darbecilere, sivil darbecilere ve her türlü karanlık ucubelere karşı” mücadele için yurttaşları Taksim’e çağırmıştı.
Türk Kızılayı ve İBB de destek verdi
Türk Kızılayı da mitinge katılarak vatandaşlara yiyecek ve içecek dağıtacağını duyurmuştu. Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık’ın organizasyonu bizzat koordine edeceği açıklanmıştı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi de 15 Temmuz akşamı başlayan ücretsiz ulaşım hizmetini pazartesi gününe kadar uzatmıştı.
AA, DHA, VOA, BBC Türkçe ve Onedio
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!