Bahçeli: Düne Kadar İsrail’e Katil Diyorlardı, Şimdi Ne Değişti?
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli konuşmasında, Türkiye ve İsrail arasındaki görüşmeleri eleştirdi: 'Düne kadar İsrail’e katil, terörist diyorlardı, şimdi ne değişti de, Mavi Marmara unutuldu da, İsrail’in dost bir ülke olduğu hatırlandı? Eriyen buzların asıl sebebini öğrenmek istiyoruz.”
Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti’yi çelişkili politikalar uygulamak ve farklı söylemlerde bulunmakla suçladı. Türkiye ve İsrail arasındaki görüşmeleri eleştiren Bahçeli konuşmasının finalinde Davutoğlu'na seslenerek terörle mücadelede samimi olduğunuz sürece MHP sizi şunun bunun ağzına baktırmayacaktır' dedi.
İşte partisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli'nin konuşmasından satır başları...
'Gün gelecek haramzade kim varsa doğruca adaletin önüne çıkacak'
Rüşvet insanlığın reddettiği bir sapma halidir. Barbar kavimler bile rüşvetle mücadele etmiştir. Rüşvet devletin selametine karşı işlenmiş bir suçtur. Darbe diyerek savuşturulan 17-25 Aralık soruşturmasını bir de bu gözle değerlendirmek lazım. 17-25 Aralık milli vicdanda kapanmamış bir yaradır. Birlikte yürüdük diyenler yürütmede, götürmede ustalaşmıştır. Hala rüşvetle çarkları dönene vakıflar söz sahibidir. Ayakkabı kutularından çıkan desteler hala hafızalardadır. Hala Erdoğan'ın zeki oğluyla para eritme üzerine yaptığı konuşması akıllardan çıkmamıştır. Gün gelecek hortumcu, haramzade kim varsa doğruca adaletin önüne çıkacaktır. Bu ya olacak ya olacaktır, başka seçenek yoktur.
‘Ortadoğu'da zayıf ve kukla devletler isteniyor’
İslamiyetin terörle anılması, terörle özdeş gösterilmesi yürüten çevrelere müsaade edemeyiz. Önüne gelene ateş saçan canileri İslam dairesinde göremeyiz, sessiz kalamayız. IŞİD, El Nusra, El Kaide vb. cinayet örgütlerinin İslamla ilişkisi olamayacaktır. Masum canlara kıyanlar kafir işbirlikçisidir. İslam coğrafyası terörle teslim alınmak istenmektedir. Bu bölgenin zenginliklerini bölüşmek için çeşitli senaryolar üretilmektedir. Bundan Türkiye de çok zarar görmüştür. Bölgede topraklar parçalanmakta, insanlar istismar edilmektedir. İstenen zayıf ve kukla devletlerdir. Ortadoğu ve İslam ülkelerinin kanlı bıçaklı haline gelmesinin nedeni budur. Arap Baharı'ndan kara kış çıkmıştır. Bu bir sonuçtur. Musibetlerin kaynağında emperyalist güçler vardır. Sözde kral, emir ve şeyhler için öncelikleri taht ve taçlarıdır. Osmanlı'dan ayrılan her devlet kriz geçirmektedir. Buna Türk'ün bedduası mı tuttu demek bilemiyorum. Bildiğim şu ki Ortadoğu ateş almıştır. Meselenin tuhaf yanı tehlikenin hala kavranamamış olmasıdır. Türkiye'nin yer aldığı 34 İslam ülkesinin ittifak kurması bu gerçeği değiştirmeyecektir. 34 ülkenin teröre karşı aynı cephede bulunması umutlu bir netice olsa da diğer yönüyle terör örgütlerini aşırı büyütmenin neticesidir.
'Ortadoğu'nun omurgası çökmüştür'
NATO Müslümanlar için savaşmayacağız derken gizli bakışını açığa vurmuştur. IŞİD, PKK-PYD kan dökmeye devam etmektedir. 34 ülke birbirleri aleyhine terör örgütlerini nasıl provoke ettiklerini açıklamalılar. 34 ülke bir araya geldiyse batılı ülkelerin bölgede ne işi vardı? Her ülke teröre karşı ise, teröristlerin yaşama şansı olamayacaktır. Bu terör örgütleri bu silahları kimden almaktadır? Terör örgütlerine silah satmak için kuyruğa giren çevrelere ne diyeceğiz? Saddam'ı silahlandırıp, Kaddafi'yi destekleyip sonra da bahar geldi diyen bu emperyal edepsizliktir. Ortadoğu'nun omurgası çökmüştür. Ortadoğu ve İslam toplumlarının iradesi kırılmıştır. Bu fıryaya Türkiye de katılmıştır. İslam ülkeleri manevi kalkınma yaşamadan facialar sürecek, daha çok kan akacaktır. Yoksulluk İslam ülkelerine sinmiştir. Bir yanda petrol ve dolar içinde yüzen küçük zümre, diğer yanda bir dilim ekmek, birazcık demokrasi ve özgürlük için çırpınan milyarlarca halk. Bu durumda yüzü gülenler sadece zalimlerdir. Mazlumun ahını almış hiçbir zorba ne sarayının, ne parasının, ne saltanatının hayrını göremeyecektir. Nice haramzadenin acı sonlarını görürüz. Önce sorun yaratıp, peşinden silah satmak bildik bir sömürgeci komplosudur. Allah mutlak ve galiptir. Kimse karamsarlığa kapılmasın.”
‘Türkmen dağının kaybı an meselesi’
İçinde bulunduğumuz coğrafyada her yer karışıktır. Bunun Türkiye'ye maliyeti büyümektedir. Suriye'de insani, tarihi ve kültürel miras yok edilmektedir. Türkmen dağındaki katliamlar görülmemektedir. Putin'in gözünü kan bürümüştür. AKP hükümeti ne yaptığını bilmez haldedir. MGK'da Bayırbucak'taki kardeşlerimize karşı duyarsız kalınmacağı ifade edilmiştir. Ama her şey laftadır. Hükümet, soydaşlarımıza arka çıkacak sorumluluk bilincinden yoksundur. Türkmen dağının kaybı an meselesidir. Erdoğan Kısıklı'daki villasında aile boyu fotoğraf çektirirken, kardeşlerimiz katledilmektedir. Sayın Davutoğlu, Türkmenler öldürülüyor, neredesin? Bunlar için Türk'ün ölmesi önemsiz bir ayrıntıdır. Bu Davutoğlu 2012 Kasım ayında, İsrail saldırısı sonrası Gazze'de iki gözü iki çeşme ağlıyordu. Aynı Davutoğlu Dağlıca'da şehitlerimizin toprağa düştüğü gün bir futbol müsabakasına katılıyor, şehit çocuğunu istismar ederek sevinç çığlığı atıyordu. Bunların vicdanında Türklük yoktur.
'Düne kadar İsrail’e katil, terörist diyorlardı, şimdi ne değişti?'
Düne kadar İsrail'e terörist, katil diyorlardır, Mavi Marmara'nın hesabını soruyorlardı da ne oldu da İsrail'in dost devlet olduğu anlaşıldı, ne oldu da anlaşma zeminine gerek duyuldu. Erdoğan, İsrail'in barışı tehdit ettiğinden şikayet etmiyor muydu? İsrail'e karşı ileri sürülen 3 şart ne olmuştur? Özür şartı yerine gelmiş midir? Mavi Marmara'da ölenler için tazminat ödenmiş midir; hayır. Gazze'ye abluka kalkmış mıdır; hayır. El altından barış masası kurmanın gayesi nedir?
Irak, Rusya ve Suriye gerilimini kaldıramayan AKP hükümeti bütünüyle hayal kırıklığıdır.
7 Haziran'dan sonra Tel Aviv'de bayram yapıldı diyen yandaş asalaklar, asıl bayram hediyesinin bizzat Erdoğan diliyle verildiğini göremeyecek kadar vicdan ve iradenizi aldırdınız mı? Her şeyi geçtik de Gazze'dekilerin yüzüne nasıl bakacaksınız? Biz demiyoruz ki İsrail'le düşman olalım. Biz Erdoğan'ın dönüş gerekçesini, eriyen buzların sebebini öğrenmek istiyoruz. Türk milleti Erdoğan'ın farklı ülke ve liderlerle küstüm-barıştım demesinden tiksinme noktasına gelmiştir. Türk milleti Erdoğan'ın insafına mı kalmıştır? Erdoğan hem kandırıldım dedi, hem herkesi kandırdı. Davutoğlu deseniz onda görüntü vardır, gürültü yoktur.
'Her tehdit savurana boyun bükersek bu topraklarda nasıl yaşayacağız?'
Erdoğan ve Davutoğlu millete yalan destanı yazarken, başkanlık sistemi ve yeni anayasa muhabbeti yaparken Kırım Rusların oldu. Kıbrıs peşkeş çekildi kimsenin umurunda olmadı. Kerkük perşemergeye, Musul IŞİD'e terk edildi. Erdoğan ve Davutoğlu milli vicdanda ebediyen lekelidir. Her tehdit savurana boyun bükersek bu topraklarda nasıl yaşayacağız? Korkak her gün, cesur bir gün ölür. İnsan sürgünden, zindandan değil, sadece korkak olmaktan korkmalıdır. Bunların önü açıktır, sirkte iyi canbaz olabilirler, komedi dizilerinde iyi kazançlı rol kapmalarında engel yoktur. Şansları bol olsun, bugün başlarlarsa 1 yıl kalmaz hasılat rekoru kıracak yapımlar yapabilirler. Ama bunlar Türkiye'ye yeni ufuk sunamazlar.
Türk dış politikası unufak olmuştur. Bunun ağır faturasına tüm vatandaşlarımız katlanmaktadır. Suriyelilerin ilave külfeti sosyal hayatımızı tarumar etmektedir. Anadolu farklı farklı etnik ve kültürel kimliklerin toplanma yeri olarak projelendirilmektedir. Bu vatan bizlere ecdadımızın can pahasına bıraktığı kutsal bir emanettir ve burası ebedi Türk vatanıdır. Hiçbir hain emel bu gerçeği değiştiremeyecektir.
‘Hendekler kazılırken nerelerdeydiniz?’
Günlerdir Sur, Cizre, Silopi ve Nusaybin olmak üzere teröristler saldırı düzenlemektedir. 1 Kasım'dan bu tarafa 17 polis, 19 asker bir hilal uğruna kara toprağa girmiştir. Hükümet uyuşarak seyretmiş, evler silah ve cephaneyle doldurulmuştur. Biz hayal görmeyin, milleti aldatmayın dedikçe Erdoğan öfkeden renkten renge girmektedir. Türkiye fikren ve fiziken bir bölünmenin eşiğindedir.
Çözüm diyenler, bu hendekler kazılırken nerelerdeydiniz? Sözde akiller hangi delikten, hangi yalıdan terörü seyrediyorsunuz. Bir ara demokrasi türküsü söylüyordunuz, barışı getiriyordunuz? Şimdi nerede keyif çatıyorsunuz? Erdoğan şimdi çıkmış o hendeklerde yok olacaksınız demektedir. Allah'tan korkmaz yaratıklar tarafından Sur, Cizre, Nusaybin yakılmakta, okullar, camiler bombalanmakta vatandaşlarımız göç etmektedir. Erdoğan ve Davutoğlu hendeklere öfke saçacağına geçmişe bir türlü bakmıyor, bakamıyor. Gerçek hendek kaçak sarayın içinde. O saray yavrusunun tam ortasında. Sözlerini kurşun gibi savuran namertler, ilk hendek sizlerin ruhunda kazılmıştır. Oslo'dan İmralı'ya kadar Türkiye'nin önüne hendek kazdılar. Teröristlere müdahale etmek isteyen güvenlik güçlerinin elini tutan, siyasetçisinden, valisinde, kaymakamından, emniyet müdüründen ve diğer görevlilerden hesap sormazsam, içtikleri sütü burunlarından getirmezsem hayat bana zehir olsun.
'Terörle mücadelede samimi olduğunuz sürece MHP sizi şunun bunun ağzına baktırmayacak'
Düşmanlık saçan, hendekleri kutsayan HDP'li siyasetçiler için hukuki işlem başlatmak için savcılar ne beklemektedir? Köküne kıran mı girdi bu adaletin? Milletin kesesinden HDP'li belediyeler PKK'ya çalışmaktadır. Kürdistan neresidir? Diyarbakır'ı ihanetin ağırlık merkezi yapmak hangi aklın ürünüdür. Gaflet, dalalet ve hatta hıyanet bu olsa gerek. Kürt kökenli kardeşlerim yalnız değilsiniz ve sahipsiz bırakılmayacaksınız. PKK sizin temsilciniz değildir. Teröristler ev ev, sokak sokak bulunmalı teröristler tek tek hendeklerle imha edilmelidir. Sayın Davutoğlu terörle mücadelede samimi olduğunuz sürece MHP sizi şunun bunun ağzına baktırmayacaktır.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!