Aykut Kocaman: "Alex'in Beni Anlamasını İsterim"
Aykut Kocaman Habertürk'e verdiği röportajda geçtiğimiz günlerde futbolu bırakan Alex'le ilgili flaş açıklamalarda bulundu.
İşte Kocaman'ın çok ses getirecek o röportajı...
Fenerbahçe’den ayrıldıktan sonra bir süre kendinizle kaldınız, Bodrum’da vakit geçirdiniz ve sonunda da Mevlana şehrine geldiniz, daha doğrusu seçtiniz... Nasıl bir ruh halindesiniz? Konya size iyi geldi mi?
Türklerin Orta Asya’ya gelmesiyle başlayan zamana ve mekâna yenilmeyen bir varlık Mevlânâ... Konya da dünyada hoşgörünün başkenti, şehrin bu ruhani havasını hissetmemek mümkün değil tabii ama gel gör ki futbol zaman zaman bu hoşgörü kentinde bile gerginlik ve sertlikten nasibini alıyor. Zorluk azalmadı anlayacağın. 8 sene önce de 1 yıl çalışmıştım. Sizler, yakınlarım gelince yemeğe falan çıkıyoruz ama sonraki maça hazırlık çalışmaları ve toplantılar o kadar ayrıntılı hale geldi ki gezmeye zaman kalmadı. Tabii bu dönem istisna... Ölümünün düğün gecesi olarak kutlanmasını isteyen Mevlânâ’nın anısına düzenlenen Şeb-i Arus törenlerine gideceğiz birlikte.
Artık daha mı az takıyorsunuz hayatı?
Tam öyle... Bütün hayata futbol olarak bakıyordum bu zamana kadar. Bu kadar yoğunlaşma verimsizliğe de yol açıyormuş ayrıca, yaşayarak öğrendim. Çok çalışmayı hep kutsal sayan bir milletiz ama doğru değil. Çözümü o dar yerde arıyorsun, olmuyor. Futbol dışında da bir hayatım olduğunu gördüm.
Nasıl geçti 18 ay... Futboldan uzak...
O kadar yoğun geçen dönemden sonra ilk birkaç ay su gibi aktı. Uzun süre maç seyretmedim. Sonrasında ailemle bir arada hem maç hem seyahat şeklinde programlar yaptım. Güzel bir 18 ay geçirdim. Ama bir yerden sonra seçim yapmak gerekiyordu. Tamam maddi anlamda 'Hemen işe döneyim' gibi bir durumum yok ama her şey para değil, mesleki körelme durumu var, daha da önemlisi benimle birlikte Fenerbahçe’den ayrılan değerli bir ekibim var. Tekrar başlayacağımdan emin oldukları için benden kopmak istemediler. Zihinsel hantallaşma da başlamadan 'Yeter artık bu ara' dediğim anda Konyaspor teklifi geldi.
Yani 'Aykut Hoca’ya teklif gelmeyince Bodrum’a yerleşti' durumu olmadı...
Yok canım, amiyane tabirle piyasam iyiydi, çok teklif geldi, yurtdışı da dahil ama geçen sene çalışmama kararı almıştım kibarca reddettim. Torku Konyaspor’u seçtim çünkü seni tanıyanların yanında başlamak büyük avantaj. Futbolda matematik yok, iki artı iki 12 edebiliyor.
Türk futbolunun bugününü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bence ilginin azalmasının en önemli sebebi Fenerbahçe’yle başlayan Türk futbolunu temizleme operasyonu olarak adlandırılan o korkunç süreç... Biz o zaman da bu gidişatın sadece Fenerbahçe için değil, tüm futbol ailesi için çok kötü olacağını ısrarla söyledik. Yaşadığımız olaylar, insanların genel mutsuzluğu ve son olarak da Passolig denen yeni oluşumu futbolseverin anlamaması futbolu bu noktaya getirdi. Türklerin futbolla yatıp kalktığına da katılmıyorum. Takımlarını gerçekten seven bir kitle var ve onlar bile futboldan soğudu. Türk insanı iddia olayını seviyor daha çok, oyunun kendisini sevme tarafı geçti gitti. Karamsar olmak istemiyorum ama şu an olumlu bir gidişat da görmüyorum. Hep böyle gitmeyecek ama ders çıkarma ihtimalimiz de soru işareti. Futbol sahalarının o hafta sonunu renklendiren, birlikte şarkı söyledikleri, aileleriyle, sevgilileriyle bir arada oldukları yer olması şimdilik zor görünüyor ama futbolda umut her zaman vardır.
Babanız Beşiktaşlıymış... Fenerbahçe’ye transfer olduğunuz sezon üzülmüş müydü?
Üzülmez mi! En büyük hayali Beşiktaş’ta oynamamdı. Beşiktaş hayatında çok özel bir yerdeydi. Ama Fenerbahçe tercihi de çok üzülmeyi gerektirecek bir tercih değil.
Oğlu için Fenerbahçeli oldu mu?
Aklının ucundan geçmedi. Oğlunun çok başarılı olmasını isteyen ama kalbi de Beşiktaş için çarpan bir baba olarak kaldı.
Fenerbahçe-Beşiktaş karşılaşmalarında ne yapardı?
O zaman beni tutardı. Başarılarımla hep gurur duydu.
Yıl 1996... 82. dakikada sizin attığınız golle 2-1 kazanılan Trabzonspor maçından sonra 'Bütün sezon uğraşıyorsunuz, bütün emekleriniz tek maçla heba oluyor, galibiyetimize seviniyorum ama Trabzonlu arkadaşlarım için de üzülüyorum' diyerek Dünya Fair Play Ödülü almıştınız...
Trabzonspor taraftarı maçı kazanmak için her şeyi yaptı ama kaybedince alkışladı. Golü attığım için beni yakaladı muhabir. 82. dakikaya kadar Trabzonspor şampiyon, vuruyorum gol oluyor ve biz şampiyonuz. Biz kaybetseydik emeklerimiz yok sayılacaktı. Neden gelişemediğimizin bir örneğidir bu. Marsilya maçında aynı 90 dakika içinde 2-0 öndeyken 'Kocaman gururumuz', 2-2 olunca 'Aykut Hoca istifa'... Ben de yaşadım. İnsana ait hiçbir şey beni şaşırtmıyor. Etrafımdakiler benim gibi düşünsün yeter şimdilik. Ancak böyle ilerleyebiliriz.
Biliyorum hakkında hiç konuşmadınız, üzerinden çok zaman geçti. Alex’le durum ne, barışır mısınız?
Öncelikle benim bir küskünlüğüm yok. Benim tercih ettiğim bir süreç değildi yaşadığımız, bunun net olarak bilinmesini istiyorum. Fenerbahçe tarihinde ve taraftarın gözünde Alex’in nasıl bir noktada olduğunu bilerek, olumlu bir şekilde yönetmeye çalıştım durumu... Sosyal medyada Fenerbahçe’de yaşadıklarıyla, tabii benimle de ilgili olumlu şeyler yazmış. Bir süreçti bitti. Akıllı insanların geçmişe takılı kalmak yerine yaşadıklarını değerlendirmelerinde fayda var. Artık futbolu da bıraktı Alex. Ona hayatında sonsuz başarılar diliyorum. Mutluluklar ve başarılar, eğer antrenörlük yapacaksa... Beni anlamasını çok isterdim ya da 'İsterim' diyeyim. Aslında sen sorduğun için söylüyorum. Üzerinde düşündüğüm bir şey değil.
Taraftar sizin olaydan sonra üçe bölündü. Aykut Hocacılar, Alexciler ve ikisinden de vazgeçemeyenler... Ben üçüncü gruptaydım ama keşke ilk iki grup olmasaydı.
Arada kalmış Fenerbahçelilerin de beni anlamasını çok isterdim, daha da önemli olan sanırım bu. Bizim işimiz sorun yaratmak değil, neden-sonuç ilişkisi kurarak var olan sorunları çözmeye çalışmak... Ben de bütün benliğimle bunun için çalıştım.
Fenerbahçe’ye gelse ne hissedersiniz?
Ben meslekte yürürken de o gün Trabzon maçından sonra konuştuğum gibi olmak istiyorum. İyi olan, iyi düşünen, doğru yapan emeklerinin karşılığını alsın isterim. Fenerbahçe’nin başına böyle biri gelsin, Alex ya da başkası. İnsanlar iyi oldukça, iyilerin sayısı arttıkça, kalite yükseldikçe hepimiz yükseliriz.
Eurosport
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!