ABD'li Askerlerin Öldürdüğü Kamyoncunun Ağabeyinden 'Tazminat' Tepkisi: 'Şirketlerin İçini Boşaltmışlar'
Şeymus İlan, bundan 13 yıl önce Irak'taki ABD üssüne inşaat malzemesi taşırken ABD'li askerler tarafından vurularak öldürülmüştü. Şeymus İlan'ın çalıştığı firmalar, açılan tazminat davası sonucu aileye 2.3 milyon lira tazminat ödemeye mahkum edilmişti. Ancak Şeymus İlan'ın ağabeyi, firmaların kayıtlı mal varlıklarını taşeron şirketlere aktardıklarını, böylece içlerinin boşaltıldığını söyledi.
Lastiğinin patlaması nedeniyle konvoyun gerisinde kalan İlan, yükünü teslim edeceği noktaya 100 metre kala bulunan kontrol noktası girişinde ise Amerikalı askerler tarafından vuruldu. Yaralanan Şeymus İlan, tedavi gördüğü hastanede 15 gün sonra hayatını kaybetti.
Hayatını kaybettiği aileden saklandı.
İlan’ın ölümü imam nikahlı eşi ve 3 çocuğu ile annebabasından saklandı. Amerikalılar ve Türk şirketlerin yetkilileri, aileye Şeymus İlan'ın yaralı olarak Almanya’da Ramstein-Karserslaite arasında bulunan Amerikan Hastanesi'nde tedavi altına alındığı bilgisini verdi.
Bir süre sonra ABD Ordusu’nda görevli Yüzbaşı Andrew S. Lunoff, şoförün ailesine bir mektup göndererek, İlan'ın Bağdat'taki bir hastanede hayatını kaybettiğini ve Hristiyan geleneklerine göre cesedinin yakıldığını itiraf etti.
Bu gelişmenin ardından ailesi, Şeymus İlan'ın çalıştığı iki firmaya İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi'nde tazminat davası açtı.
'Davayı kazandığımız şirket ortada var ama üzerlerinde bir mal varlığı yok'
Şeymus İlan'ın ağabeyi Ahmet İlan, şirketlerin kendilerine tazminat vermemek için çeşitli yollara başvurduğunu şöyle anlattı:
'Davayı kazandık ama amacımız kesinlikle para değil. Ailesi olarak en azından eşi ve çocuklarının bir nebze bile olsa mağduriyetleri giderilsin istiyoruz. Yoksa ağabeyimin bir mezar taşının bile olmaması dünyadaki hiçbir maddi değerle ölçülemez. Dava açtığımız şirketler önce bizimle ilgilenmediler, hatta inkar ettiler, sonra ortaya çıkarınca bu sefer bize komik rakamlarla 'Tazminat ödeyelim' teklifinde bulundular. Bunların hiçbirini kabul etmedik. Şu anda mahkemeyi kazandık ama ortada bir şey yok meğer şirketlerin ortasını boşaltmışlar. Davayı kazandığımız şirket ortada var ama üzerlerinde bir mal varlığı yok bütün mal varlıklarını taşeron firmalar üzerine yapmışlar. Şu an firmaların ikisi de ödeme yapacak bir durumda değil. Bu firmalar acımızı hafifleteceklerine acımıza acı katıyorlar.'
'Yeğenlerimin hakkı olan bu parayı onlardan tahsil ettireceğim'
Şeymus İnal'ın kayınbiraderi Murat İnal ise 2005'ten beri eniştesinin davasının peşinde olduğunu ifade ederek, 'Tazminat kazanmış olduğumuz firmalar her ne kadar isimlerini değiştirseler de firmaların işlerini boşaltsalar da kesinlikle onların peşini bırakmayacağım. Yeğenlerimin hakkı olan bu parayı onlardan kuruşuna kadar tahsil ettireceğim. Bu tazminat her ne kadar yeğenlerim ve kız kardeşimin acısını dindirmese de en azından nasıl vefat ettiğini, nerede vefat ettiğini, ne durumda olduğunu öğrenmiş olduk' diye konuştu
'Bir gün çıkar diye hep bekledik'
Şeymus İlan'ın oğlu Rufai İlan da 13 yıl baba hasretiyle yaşadığını anlatarak 'keşke mezar taşı olsaydı' dedi ve şöyle devam etti:
'Annem yıllarca bizi babamızın geleceği tesellisiyle büyüttü. Bir gün çıkar diye hep bekledik. Her gün güzel bir haber alırım diye beklerken, mahkeme sonucunda vefat ettiğini öğrenmiş oldum. Mezar taşı olmadığı için halen öldüğünü kabullenemiyorum. Keşke bir mezarı olsaydı da ben en azından kendisini orada ziyaret eder, orada gözyaşlarımı dökerdim.'
Yorum Yazın