onedio
Görüş Bildir

Dünya Basını Haberleri

Dünya Basını ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Dünya Basını ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Der Spiegel Ses Kayıtlarını Türkçe Yayınladı
Başbakan Erdoğan'ın Milli gemi ihalesinde işadamı Metin Kalkavan'a yardım ettiği iddiası ve Aydın Doğan aleyhinde davayı etkileme iddiasıyla internette yayımlanan ses kayıtları dünya basınında geniş yer buldu Dünya basını ve Avrupalı STK'lar Başbakan Tayyip Erdoğan 'ın eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile davayı etkileme iddiası ile yaptığı görüşme ve MİLGEM ihalesi için Metin Kalkavan 'la yaptığı öne sürülen görüşmeyi gündemine taşıdı. Financial Times gazetesinde internete ses kaydı düşen ve Erdoğan'ın MilGem projesinde Koç'a karşı Metin Kalkavan'a yardım ettiği öne sürülen görüşmeyle ilgili bir haber yayınlandı. Financial Times’ın Türkiye gündemiyle ilgili haberinde, internette yayımlanan ses kayıtlarının iş dünyasının “üzerine ışık tuttuğu” belirtiliyor. Daniel Dombey ve Funja Guler imzalı haberde, Başbakan Erdoğan ile sanayici Metin Kalkavan arasında geçtiği iddia edilen telefon görüşmeleri kaydı konu ediliyor. Erdoğan’ın, Koç Holding’e verilen 1,5 milyar Euro değerindeki ihaleye itiraz etmesi için Kalkavan’a yol gösterdiği ve yenilenecek ihaleye nasıl katılması gerektiği konusunda tavsiyede bulunduğu iddia ediliyor. Haberde, Başbakan Erdoğan’ın daha önce benzer bir ses kaydını “montaj” diye nitelendirdiği hatırlatılarak, polis içinde yapılanan grupların gizlice dinlemeler yapmakla suçlandığı belirtiliyor. Financial Times muhabirleri, Türk ekonomisinin devlerinden Koç grubunun “ülkenin eski laik elitin simgesi” olarak görüldüğü ve Erdoğan ile gerginlikler yaşadığını ifade ediyor. Yargıya müdahale iddiası da dış basında Öte yandan Başbakan Tayyip Erdoğan ile eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin arasında geçtiği iddia edilen ses kaydı yabancı basında yer aldı. Alman Der Spiegel Dergisi’nin internet sitesinde YouTube’da yayınlanan “Recep Tayyip Erdoğan Yargıya Müdahale” başlıklı tapelerin linki de verildi. Spiegel, Almanca altyazı koymadan tapeleri yayınladı ve özetle şunları yazdı: “Bir kez daha ses getirici bir telefon kaydı düştü. İddiaya göre yine Erdoğan duyuluyor. Bu defa Adalet Bakanı’ndan iktidara eleştiren bir medya patronu konusunda ağır bir karar istiyor. Seçimler öncesinde videolar, Erdoğan için ciddi bir tehlike oluşturuyor. 2 telefon görüşmesinde medya patronu Aydın Doğan ile ilgili bir dava konuşuluyor. Erdoğan, durum hakkında bilgi alıyor. Görüşmeden gidişattan memnun olmadığı anlaşılıyor. Bakanı’na ‘Onu takip et de, ihmale uğramasın. Yazık olur’ diyor. Doğan, Türkiye’nin en zengin girişimcilerinden biri... Doğan Medya Grubu, 5 yıl önce vergi kaçırmakla suçlanmış, Axel-Springer Grubu’na bir televizyon satışından ek yarım milyar euro vergi istenmişti. Erdoğan, geçtiğimiz yıllarda da Doğan Medya Grubu’nun defalarca boykot edilmesi çağrısı yapmıştı. 2 kişinin, bu vergi sürecini mi konuştukları, telefon görüşmelerinden anlaşılmıyor. Geçtiğimiz günlerde Erdoğan ile ilgili başka telefon görüşmeleri de YouTube’a sızdırıldı. Üst düzey siyasetçi ve işadamlarına yönelik yolsuzluk operasyonunda oğlu Bilal’e milyonlarca Euro ve doları, güvenliğe alması talimatı verdiği iddia edildi. Erdoğan, bu videoları muhaliflerinin ‘karalama kampanyası’ ve ‘montaj’ olarak niteliyor. Ama Erdoğan, şimdiye kadar sesin kendisine ait olmadığını iddia etmedi. Her yeni ifşaatla, videoların başka görüşmelerden montaj olduğuna dair iktidarın savunmasına yönelik şüphe büyüyor” IPI'dan kaset açıklaması VİYANA merkezli Uluslararası Basın Enstitüsü’nün (IPI) İcra Direktörü Alison Bethel McKenzie, son ses kaydının ardından yaptığı açıklamada, Başbakan Erdoğan ve hükümetin yakın geçmişte gazeteciler hapsedilirken “Bağımsız yargıya karışamayız” dediğini hatırlatarak, “Şimdi bu argümanı nereye koyacaksınız?” diye sordu. McKenzie'nin açıklaması şöyle: “Başbakan’ın, dönemin Adalet Bakanı’ndan yasal bir sürece müdahale etmesini istediği ve bakanın da arzulanan sonucu almak üzere yargıyı baskı altına alma sözü verdiği iddiaları, en hafif tabirle şoke edicidir. IPI, son yıllarda gazetecilere açılan davaların düşmesi için Türk Hükümeti’ne çağrı yaptığında, hükümet temsilcilerinden defaetle aynı yanıtı almıştır. Hükümetin bu süreçlere nüfuz edebilmenin ötesinde, bunu pervasız bir tavırla yapmaya bütünüyle hevesli oluşuna dair iddialar, doğruysa, sadece basın özgürlüğünün altını kazmaz, aynı zamanda hukukun üstünlüğüne ve demokrasinin kendisine de tehdit arz eder. Başbakanı, iddialara yansıyan yorumları yalanlamaya, hükümetinin yargı bağımsızlığına saygı göstereceği yolunda acil ve kamuya açık adımları atmaya çağırıyoruz.” Yargıçlar Sendikası da, TBMM Başkanlığı ve üyelerini, Erdoğan ile Ergin hakkında ‘Yargılama yapanları etkilemeye teşebbüs’ten soruşturma açmaya çağırdı. Ankara Barosu Başkanı Sema Aksoy ise, “Yasal dinleme sonucu elde edilmişse, ortada yargıyı etkileme, kişisel verilerin kaydedilmesi gibi tespit edilmiş suçlar olduğu görünüyor' dedi.T24
Youtube Yasağı Dünya Medyasında
Twitter engellemesinden bir hafta sonra gelen Youtube yasağı dünya medyasında geniş yankı buldu. Gazete ve televizyonlar yasağın gizli Suriye toplantısına ait olduğu iddia edilen konuşmaların sızdırılmasıyla eş zamanlı olmasına dikkat çekerken, bazı basın ve yayın kuruluşları da Youtube yasağının Türkiye’de bir haftadır erişim engeli olan Twitter’da Top Trend olmasıyla yaşanan ironiye vurgu yaptı. BBC (İNGİLTERE) Türkiye Suriye’ye müdahalenin görüşüldüğü ses kayıtlarının sızması üzerine YouTube’u kapattı. #youtubeblockedinturkey twitter’da dünya trendi oldu. THE ECONOMIST (İNGİLTERE) Eleştirilerin hedefindeki Türkiye Başbakanı korkuyor olmalı. Birçok Türk, “Yoksa neden 20 Mart’ta Twitter’ı yasaklasın ki?ö diye soruyor. ABD Dışişleri yetkilisi Douglas Frantz, yasaklama kararını “21. Yüzyılda kitap yakılmasıöna benzetti. AB’nin dijital komiseri de Neelie Kroes kararı “korkakça” olarak niteledi. DAILY MAIL (İNGİLTERE) Youtube’a yönelik engelleme Türk yetkililerinin Suriye’yi tartıştığı görüşmenin kayıtlarının sızmasının ardından geldi. Hükümet yetkilileri ulusal güvenlik tehlikeye girdiği takdirde başka yasaklamaların da gelebileceğini söylüyor. THE GUARDIAN (İNGİLTERE) Türk hükümeti, Twitter’ı yasakladıktan bir hafta sonra YouTube’ı kapatarak eleştirilere hedef olan sosyal medya üzerindeki baskılarına yenisini ekledi. Son engelleme kararı üst düzey yetkililer arasındaki bir güvenlik toplantısının sızmasının ardından alındı. THE INDEPENDENT (İNGİLTERE) Suriye ile ilgili üst düzey güvenlik toplantısı görüşmelerinin sızması üzerine YouTube’e girişler engellendi. EL CEZİRE (KATAR) Hükümetin gizli güvenlik toplantısının sızmasının ardından video paylaşım sitesi kapatıldı. #TurkeyBlockedYouTube ülke çapında en çok paylaşılan cümle oldu.TIME (ABD) YouTube yasağı Türk hükümetinin Twitter kararıyla uluslar arası eleştirilerin hedefi olmasından bir hafta sonra geldi.  BLOOMBERG (ABD) Suriye işgal planlarının sızması üzerine Türkiye YouTube’a girişi engelledi. ABD Dışişleri Sözcüsü Marie Harf sızdırılan konuşmalar üzerine yorum yapmaktan kaçındı. CNN (ABD) Türk hükümeti on milyondan fazla insanı etkileyen Twitter yasağından bir hafta sonra YouTube’u yasakladı. NBC (ABD) Başbakan Erdoğan’ın geçen hafta Twitter’ı silip süpüreceğini söylemesinden sonra internette sansür dalgası başladı. Birkaç saat sonra Twitter yasaklandı. Şimdi de YouTube kapatıldı. CNBC (ABD) AB’nin dijital komiseri Neelie Kroes, CNBC’ye, YouTube kararının kabul edilemez olduğunu belirterek, Türkiye halkının ifade özgürlüğünün garanti altına alınması için elinden geleni yapacağını açıkladı. WASHINGTON POST (ABD) Türk yetkililer Twitter’ı kapattıktan bir hafta sonra benzer bir operasyonla YouTube’ı kapattı. Bu gelişme sosyal medyanın yaygın bir şekilde kullanıldığı ülkede öfkeyi daha da tırmandıracak. FRANCE 24 (FRANSA) Türkiye’nin haberleşme otoritesi, Ankara’daki bir mahkemenin Twitter’ı yasaklama kararını kaldırmasından bir gün sonra “idari bir kararla” YouTube’a girişi engelledi.  ARUTZ SHEVA (İSRAİL) Türk hükümeti ülkedeki ifade özgürlüğüne yönelik engellemeler çerçevesinde son olarak YouTube’u kapattı. Bir Türk mahkemesi Twitter’a yönelik engelleme kararını kaldırmıştı. VOICE OF RUSSIA (RUSYA) Hükümet yetkilileri, ulusal güvenliği tehdit eden yeni kayıtların yayınlanması halinde Türkiye’nin, Twitter ve YouTube’tan sonra diğer sosyal medya platformlarını da kapatabileceğini açıkladı. RUSSIA TODAY (RUSYA) Suriye’yi işgal planlarının sızması üzerine Türkiye YouTube’u kapattı. Hükümet ulusal güvenlik ve özel hayatın korunması taktiğiyle sızıntıları engellemeye çalışıyor. EL ARABIYA (S. ARABİSTAN) Twitter’ın kapatılmasının ardından ABD ve AB gibi başlıca müttefikleri Türkiye’yi ifade özgürlüğünü engellediği gerekçesiyle eleştirdi. Türkiye Twitter yasağından bir hafta sonra da YouTube’u yasakladı. PRESS TV (İRAN) Tartışmalı kayıtların “ulusal güvenliği tehdit ettiği” yorumlarının ardından Ankara YouTube’a girişleri engelledi. Son yasak, Başbakan Erdoğan’ın yönetici elitinin yolsuzluklarının açığa çıkmasına yol açan belgelerin ortaya çıkmasıyla Twitter’ın engellemesinden bir hafta sonra geldi. Zete
Yerel Seçim Sonuçlarını Dünya Basını Böyle Gördü
THE WALL STREET JOURNALTürkiye'deki oylama Erdoğan'ı daha da güçlendirmiş görünüyor. Başbakan'ın partisi havalarda uçuşan suçlamaların arasında, yerel seçimlerden galip olarak çıktı. Türkiye Başbakanı Erdoğan, yolsuzluk ve manipülasyan suçlamalarına rağmen, hükümeti için bir çeşit referandum olarak değerlendirilen kritik yerel seçimlerden zaferle çıktı. ABC NEWS İlk sonuçlara göre Erdoğan'ın partisi 2009 yerel seçim sonuçlarından çok daha yüksek oy aldı. Bu seçimler, Erdoğan'ın kampanya sürecinde bir kader seçimine dönüştürülmüştü ve Erdoğan'ın 12 yılının bir referandumu olarak görülmekteydi. Bu arada sandık önlerindeki uzun kuyruklardan seçime katılma oranının oldukça yüksek olduğu görüldü.BLOOMBERGErdoğan yerel seçimlerde zaferini ilan etti. İktidardaki parti, yolsuzluk skandalları arasında Başbakan Tayyip Erdoğan'ın arkasındaki desteğin test edilmesi olarak görülen yerel seçimlerden zaferle çıktı.THE TELEGRAPHErdoğan seçimlerde muhalefeti yenilgiye uğrattı. Türkiye Başbakanı'nın başında olduğu AKP, kitlesel protesto gösterileriyle, yolsuzluk skandallarının ve internet yasaklarının damga vurduğu bir sürecin ardından, yerel seçimlerde önemli bir fark elde ederek çıktı. Erdoğan'ın liderliği için referandum olarak görülen yerel seçimler, onlarca kitlesel protesto gösterilerinin, yolsuzluk skandallarının ve ülkeye derin zarar veren güvenlik sızıntılarının ardından yapıldı.THE GUARDIANRecep Tayyip Erdoğan'ın iktidardaki Ak Partisi, yolsuzluk skandalları ve devletin içine sızmış “Vatan hainleri' diye nitelediği kişileri sorumlu tuttuğu güvenlik sızıntıları arasında kendisi için referanduma dönüşen yerel seçimlerden kesin bir zaferle çıkmış görünüyor. AKP seçimlerden önce önüne hedef olarak 2009'da aldığı yüzde 38.8 oy oranını aşmayı koymuştu. Erdoğan güçlü sonuçlardan sonra Ağustos'taki Cumhurbaşkanlığı seçimlerine adaylığını koyabilir. Bazıları seçim sonuçlarının otoriterlik eğilimlerini artırabileceğinden korkuyor. FINANCIAL TIMES Başbakan Erdoğan yerel seçimlerde zafer ilan ederek bunun kendisini yolsuzlukla suçlayanları ve güvenlik sızıntılarına yol açanlara karşı elde edilmiş bir zafer olduğunu iddia etti. Erdoğan, “Verilecek her türlü göreve kendimizi adamaya hazırız' diyerek, Ağustos ayında yapılacak ilk doğrudan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olabileceğini gösterdi.FRANCE 24Türkiye Başbakanı, protestolara ve yolsuzluk skandallarına rağmen, Pazar günü güven testi olarak girdiği yerel seçimlerden galibiyetle çıktı. Seçim sonuçları Ağustos ayında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerine girmeye niyetli olan Erdoğan'ın siyasi geleceğini de etkileyecek. Erdoğan parti tüzüğünü değiştirerek başbakanlıkta dördüncü bir dönemi de hedefleyebilir.El Cezireİkdidardaki AKP yerel seçimlerden farklı bir galibiyetle çıktı. Güvenlik sızıntılarına ve yolsuzluk suçlamalarına rağmen 12 yıllık AKP hükümetinin elde ettiği bu galibiyet Türkiye Başbakanı için bir güven oylaması olarak görülüyor.KUNA (KUVEYT HABER AJANSI): Seçimler öncesinde AK Parti'nin bazı yeni belediyelerle kritik belediyelerde ve Kürtlerin çoğunlukta olduğu bazı belediyelerde oy kaybedebileceği yolundaki tartışmalara karşılık erken sonuçlar AkK Parti'nin zaferle çıktığını gösterdi. Kürtler yeni bir siyasi ve ekonomik dönüşüm umudunda. Rusya'NIN SESİ İlk sonuçlar Türkiye'deki yerel seçimlerden Başbakan Erdoğan'ın AKP'sinin güçlü bir farklı galip çıktığını gösterdi. Buna karşılık AKP için önemli olan Ankara'da oldukça çekişmeli bir yarış yaşandı.HAARETZErdoğan yerel seçimlerde zaferini ilan etti. Türkiye Başbakanı zafer edasıyla, kendisini yolsuzlukla suçlayanları “hainlikle' suçlayarak “bunun bedelini ödeyeceklerini' söyledi.XINHUATürkiye Başbakanı Erdoğan ve iktidardaki AKP büyük yolsuzluk suçlamalarının ardında girdiği yerel seçimlerde iktidar testinden geçti.
Erdoğan'ın Mesajı Dış Basında
Başbakan Erdoğan'ın 1915 olaylarına ilişkin 9 dilde yayınladığı mesaj bugün dünya basınında da geniş yer buldu. France 24 televizyonu , Erdoğan'ın açıklaması için 'Yeteri kadar nadir rastlanılacak ve altı çizilmesi gereken bir bildiri' ifadesini kullandı. haberde Erdoğan'ın ilk defa açık bir şekilde Ermenilerin tarihte yaşadığı dram hakkında konuştuğu vurgulandı. Fransız Europe-1 radyosu ise dinleyicilerine Erdoğan'ın 1915'te hayatını kaybeden Ermenilerin torunlarına seslenerek taziye mesajlarını ilettiğini bunun 'tarihte yeni bir sayfa' olduğunu duyurdu. Le Monde gazetesi de Başbakanın önceki dönemlere göre daha uzlaşmacı bir tavır sergilediğini vurgulayarak, 'Erdoğan ilk kez bu kadar açık bir şekilde bu dram hakkında konuştu' ifadesini kullandı. Le Parisien gazetesi ise Erdoğan'ın taziye mesajının Türkiye'de 'siyasi bir deprem' niteliği taşıdığını savundu. Gazete bu durumun Türkiye tarihinde bir ilk teşkil ettiği değerlendirmesine yer verdi. Alman medyası mesajı 'önemli bir adım' olarak değerlendirdi. Süddeutsche Zeitung gazetesinin internet portalında 'Erdoğan ilk kez Ermenilere taziyelerini sundu' başlıklı haberde, gelişme 'sürpriz' olarak nitelendirildi. Mesajın ayrıntılarına yer verilen haberde, Başbakan Erdoğan'ın önceki liderlere göre uzlaşmacı bir ton kullandığına dikkati çekildi. Ankara ile Erivan arasında 2009 yılında ilişkileri normalleştirme amacıyla protokol imzalandığına ancak daha sonra sürecin donduğuna işaret edilen haberde, 'Başbakan Erdoğan'ın ifadelerinin Türkiye ile küçük komşusu Ermenistan arasında ilişkileri iyileştirip iyileştiremeyeceği belirsizliğini koruyor' değerlendirmesi yapıldı. Gazetenin haberinde 1915'te yaşanan olayların niteliği ve kurbanların sayısının bugün de tartışmalı olduğu, Ermenistan'ın soykırım iddialarının Türkiye tarafından kabul edilmediği kaydedildi. Alman yayın kuruluşu Deutsche Welle , Başbakan Erdoğan'ın mesajı için 'Türkiye elini uzattı' yorumunu yaptı. Erdoğan'ın mesajında, 1915 olaylarında ölen Ermenilerin torunlarına taziyelerini ilettiğine işaret edilen haberde, bunun 'sıra dışı bir jest' olduğu belirtildi. Associated Press haber ajansı, Erdoğan'ın açıklamasını 'Ermenilere yönelik eşi görülmemiş bir gönül alma mesajı' olarak yorumladı. Washington Post 'ta da yer alan köşe yazısında, '1915 yılı olaylarının yıllarca Türkiye'de çok az konuşulduğu' ifade edilerek, bu açıdan Erdoğan'ın bu sözlerinin kayda değer bir durum olduğu belirtildi. Erdoğan'ın açıklamasının Ermenice dahil 9 dilde yayımlanmasının 'Türkiye'nin bu konuda bir etki yaratma amacı taşıdığını gösterdiği' değerlendirmesinde bulunuldu. Yazıda, 'Erdoğan'ın açıklamasının dili, açıkça üzerinde çok düşünülmüş bir dil, Ermeni toplumunun çoğuna göre ise üzerinde aşırı derecede düşünülmüş bir açıklama' ifadesini kullanıldı. Gazetedeki yazıda, Erdoğan'ın açıklamasının, 'Türkiye ile Ermenistan arasındaki normalleşme sürecinde önemli bir adım yaratabileceği ve tarihteki bir trajik ana yönelik diyalogları başlatabileceği' kaydedildi. Yazıda ayrıca, 'Başbakan Erdoğan'ın özellikle de Kürtler olmak üzere azınlıklarla ilişkileri geliştirmeye çalıştığına' işaret edildi. Ancak, yine de 'açıklamanın dili ve zamanlamasının birçok insanı tatmin etmediği' yorumu yapıldı. Los Angeles Times , Başbakan Erdoğan'ın mesajını 'Türk lider Ermenilere 'soykırım' nedeniyle taziyelerini sundu' başlığıyla okuyucularına duyurdu. Söz konusu mesajın 9 dilde yayımlandığını aktaran gazete, 'Türkiye Başbakanı Erdoğan, Türkiye'nin hala 'soykırım' olduğunu reddettiği vahşetin 99'uncu yıl dönümü öncesinde, Ermenilerin 'soykırım' kurbanı torunlarına taziyelerini sundu' ifadesini kullandı. Haberde, Erdoğan'ın açıklamasından, uzlaştırıcı üslubu nedeniyle Türk akademisyenlerin takdirle söz ettiğine yer verilirken, açıklamanın Ermeni toplum liderleri tarafından ise eleştirildiğine değinildi. World Street Journal gazetesinin internet portalında, 'Türkiye Başbakanı Erdoğan Ermeni ölümleri hakkında taziyelerini sundu' başlıklı haberde, 'Erdoğan, yaklaşık yüzyıl önceki 'Ermeni soykırımının' yıldönümünün gecesinde, Ermenilere bugüne dek eşi görülmemiş, uzlaştırıcı mesaj sundu' cümlesine yer verdi. Erdoğan'ın Birinci Dünya Savaşı sırasında meydana gelen olayları 'ortak acımız' diye adlandırdığını belirten gazete, Erdoğan'ın Ermenilerin 1915'teki tehcirinin gayr-ı insani sonuçlar doğurduğunu hatırlattığını kaydetti. Reuters ise haberinde Erdoğan'ın 1915 yılı olaylarını 'insanlık dışı' olarak tanımladığını ve diğer Türk liderlere göre daha uzlaşmacı bir dil kullandığını yazdı. Ajans, Türk hükümeti yetkililerinin yorumlarına değinerek, ilk defa bir Türk başbakanının açıkça taziye sunduğu ve mesajı 'tarihi bir adım' olarak tanımladıkları görüşüne yer verdi. Milliyet
Beyaz Saray Yanlışlıkla CIA'in Afganistan Sorumlusunu Deşifre Etti!
ABD Başkanı Obama'nın Afganistan gezisi sırasında Beyaz Saray inanılmaz bir hata yaptı. ABD Başkanı Barack Obama dün günü birlik bir ziyaret için Afganistan’a gitti. Sürpriz ziyarette Obama, “Anma günü” etkinlikleri kapsamında Afganistan’daki askeri birlikleri ziyaret etti. Gezinin en ilginç tarafı ise bir skandalın yaşanması oldu. Zira Obama ile birlikte askeri bilgilendirme toplantısına katılan isimlerin basına verildiği listede, yanlışlıkla CIA’in Afganistan sorumlusu deşifre edildi. Güvenlik gerekçesi ile gizli tutulan bu isimden dünya basını haberdar olmuş oldu. Listede “İstasyon Şefi” unvanı ile verilen isim; dış ülke temsilciliklerinde CIA’in en yetkili görevlisi için kullanılıyor. Hatasını fark eden yetkililer ikinci bir liste göndererek ilkinin dikkate alınmaması istendi. Ancak 15 kişilik birinci liste gazetecilere elektronik posta ile gönderilmişti. Beyaz Saray’ın havuz raporu listesine kayıtlı 6 bin kullanıcı da böylece bu detayı öğrenmiş oldu. Amerikan basını, yetkililerin isteği üzerine haberlerinde CIA’in Afganistan sorumlusunun adına yer vermedi. Bu skandal sonrası CIA’in Afganistan sorumlusunun görevden alınıp alınmayacağı ise bilinmiyor. Ancak yüzlerce Amerikan ajanının görev yaptığı Afganistan’da deşifre olan CIA yetkilisi sonrası gizli görevlerin tehlikeye gireceği belirtiliyor. Geçen yıllarda buna benzer hadisenin yaşandığı Pakistan’da, istasyon sorumlusu ölüm tehditleri almıştı.Demokrat Haber
Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı Adaylığı Dış Basında
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Ankara Ticaret Odası'nda Cumhurbaşkanlığı adaylığının açıklanması dünya basını tarafından da takip edildi. Dış basın, Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı adaylığını flaş gelişme olarak verdi. BBC , 'Erdoğan, Türkiye'nin Cumhurbaşkanlığı için yarışacak' dedi. Son dakika olarak verdiği haberinde BBC, 'Erdoğan, Türkiye'nin cumhurbaşkanlığı için yarışacak' başlıklı haberinde, 'Türk Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Ağustos seçiminde yarışacağını AK Parti teyit etti' ifadesini kullandı. Associated Press Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Cumhurbaşkanı'nın ilk kez doğrudan halk tarafından belirleneceği seçimlerde yarışacağını açıkladı. Bu hamle 10 yılı aşkın süredir Türk siyasetine yön veren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı en az beş yıl daha Türkiye'nin başında tutabilir. Agence France Press (AFP) Türkiye Başbakanı Erdoğan Ağustos'taki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olacak. Reuters Türkiye'de iktidar partisi Ağustos'taki seçimler için Başbakan Erdoğan'ı aday olarak belirledi. Zaman
Dünya Basını Erdoğan'ın Zaferini Böyle Gördü
Türkiye'de ilk kez halk oylarıyla seçilen cumhurbaşkanlığı seçimi dış basının da bir numaralı gündem maddesi oldu. Alman basını, seçime ilişkin haberleri ve sonuçları kısa aralıklarla okuyucularına duyurdu. Spiegel Online internet sitesi manşetinde yer alan 'Erdoğan'ın zaferi' başlıklı haberde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın seçim sonuçlarının açıklanmasına az bir zaman kala zaferini kutlamaya hazırlandığı belirtilerek, 'Türkiye güçlü adam için karar verdi' ifadesini kullanıldı. Erdoğan'ın ilk turda cumhurbaşkanı seçimini kazandığını ifade edilen haberde, Türkiye'de cumhurbaşkanının ilk kez halk tarafından seçildiği hatırlatıldı. Haberde, Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı görevini daha farklı yapmayı planladığı vurgulandı. Die Welt gazetesinin internet sitesinde ise Başbakan Erdoğan'ın yüzde 50'den fazla oy alarak seçimi kazandığı ifade edildi. Gazete, Türkiye'de bugüne kadar cumhurbaşkanlığı makamının temsili bir makam olduğunu ancak Erdoğan'ın bunu temsilden daha çok icracı bir makam haline getirmeyi istediği kaydedildi. 'Cumhurbaşkanlığını favori isim kazandı' Bild gazetesi de 'Türkiye seçimini yaptı' başlıklı haberinde Başbakan Recep Tayyip Edoğan'ın  yüzde 50'inin üzerinde oy alarak cumhurbaşkanı seçildiğini belirterek, 'Türkiye'de cumhurbaşkanlığını favori isim kazandı' yorumu yapıldı. Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi de 'Erdoğan'ın zaferi' başlıklı haberinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi kariyerinin doruğunda olduğu belirtildi. Haberde, 'Halk tarafından seçilen ilk cumhurbaşkanı olan Erdoğan hayatının en önemli amacına ulaştı' ifadesine yer verildi. İngiliz yayın kurumu BBC'de yer alan haberde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'nin ilk cumhurbaşkanı seçimini kazandığı, oyların yüzde 52'sini aldığı kaydedildi. 2003 yılından bu yana Başbakan olan Erdoğan'ın cumhurbaşkanının  yetkilerini genişletmek istediği belirtilen haberde, 'destekçilerinin Erdoğan'a ekonomiyi güçlendirdiği ve Türkiye'nin muhafazakar kesimine söz hakkı verdiği için saygı gösterdiği' belirtildi. 'İkinci tura ihtiyaç kalmadı' Financial Times (FT) gazetesi de 'Erdoğan cumhurbaşkanı seçimini kazandı' başlıklı haberinde, 'Anadolu Ajansı'nın Erdoğan'ı seçimin galibi ilan ettiğini, Erdoğan'ın oyların yüzde 50'sinden fazlasını aldığını, böylece cumhurbaşkanı seçimi için ikinci tura ihtiyaç kalmadığını' bildirdi. Haberde ayrıca, 'Ortadoğu ve Avrupa'daki yeri dikkati alındığında bu seçim Türkiye için potansiyel bir dönüm noktası olarak görülüyor' ifadesi yer aldı. Guardian gazetesinin internet sitesinde yer alan haberde de 'Bugünkü açık zafer Erdoğan'ın Türkiye'ye hakimiyetini pekiştirecek ve birçok kişinin de gördüğü gibi Erdoğan'ın iktidardaki en zor yılına son verecek' yorumu yapıldı. 'Halk tarafından seçilen ilk cumhurbaşkanı' Fransa basını da Türkiye'deki seçimleri yakından takip etti.  Le Figaro gazetesinin internet sitesinde, '12 yıllık iktidar boyunca yıpranan Erdoğan'ın halk tarafından seçilen ilk cumhurbaşkanı olduğu, Erdoğan'ın cumhurbaşkanının yetkilerini artırmaya yönelik planlarını da saklamaktan çekinmediği' yazıldı. Le Parisien ise 60 yaşındaki Başbakan Erdoğan'ın seçimlerin favorisi olduğuna dikkati çekerken, muhalefet adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'nun ancak yüzde 39 oranında oy alabildiği belirtildi. AFP de Başbakan Erdoğan'ın seçimden galip ayrılmasının şaşırtıcı olmadığı yorumunda bulundu. Erdoğan'ın tüm eleştirilere rağmen popülaritesini kaybetmediğine işaret edilen haberde, İhsanoğlu'na 'büyükbaba' benzetmesi yapıldı. Haberde, 'fotojenik gülümsemesiyle akıllarda yer eden' 41 yaşındaki Demirtaş'ın ise beklediği oyu alamadığını kaydetti. 'Türkiye’de değişen bir şey yok' İtalyan haber ajansı ANSA, “Türkiye’de, Erdoğan ilk turda yeni cumhurbaşkanı seçildi” başlıklı haberinde, Erdoğan’ın zaferini ilan ettiği belirtildi. ANSA’nın haberinde, “Bu oylamayla yeni bir Türkiye ortaya çıkacak” yorumu yapıldı. '21. yüzyılın sultanı' İtalyan AGI haber ajansı da “Erdoğan cumhurbaşkanlığı seçimini kazandı: 21.yüzyılın sultanı” başlığıyla Erdoğan’ın zaferini duyurdu. Ülkenin ana akım gazetelerinden La Repubblica, “Türkiye’de Erdoğan cumhurbaşkanı seçildi. Oyların yüzde 50’sinden fazlasını fethetti” başlıklı haberinde Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçimini ilk turda kazandığını okuyucularına aktardı. Corriere della Sera gazetesi de “Türkiye’de değişen bir şey yok: Erdoğan seçimi kazanıyor” başlığıyla Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçimini kazandığını duyurdu. La Stampa gazetesi de Başbakan Erdoğan’ın hayatının rüyasını gerçekleştirdiği ve Atatürk’ün kurduğu Türkiye’de halk oyuyla seçilen ilk cumhurbaşkanı olduğu ifade edildi. 'Türkiye tarihinde bir dönüm noktası' İsviçre'de yayımlanan Neue Züricher Zeitung gazetesi, oyların salt çoğunluğunu alarak cumhurbaşkanı seçilen Başbakan Erdoğan'ın bundan sonra elindeki gücü artırabileceğine işaret etti. Gazete, Erdoğan'ın en önemli hedeflerinden birinin yeni bir anayasa yapmak olduğunu yazdı. Tages Anzeiger gazetesi ise 'bu seçimin Türkiye tarihinde bir dönüm noktası olduğunu' belirtti. Cumhurbaşkanlığının şu ana kadar temsili bir makam olduğuna işaret eden gazete, Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı yetkilerini artıracağını söylediğini kaydetti. Tribune de Geneve gazetesi ise Erdoğan'ın seçim öncesi araştırmalarda da öngörüldüğü gibi cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazandığını bildirdi. Erdoğan'ın 2023 yılına kadar cumhurbaşkanı kalabileceğine işaret eden gazete, Erdoğan'ın seçim zaferinin 2013'te Türkiye'de yaşanan pek çok protesto gösterisinin ardından gerçekleştiğini anımsattı.   Seçim sonucunu “Erdoğan Türkiye’nin cumhurbaşkanı” başlığıyla veren Hollanda yayın kurumu NOS televizyonu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimi ilk turda kazandığını bildirdi. Erdoğan’ın yüzde 52 oy alarak seçimi galip bitirdiğine yer verilen haberde, “Erdoğan yüzde 50’den fazla oy aldığı için seçimin ikinci turuna gerek kalmadı” ifadesi kullanıldı. Haberde, Ekmeleddin İhsanoğlu’nun ise yüzde 39 oranında oy aldığına dikkat çekildi. 'Türkiye’nin en güçlü politikacısı seçimleri kazandı' ANP haber ajansı ise “Türk Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ülkesinin yeni cumhurbaşkanı olduğunu” duyurdu. Ajans, Erdoğan’ın oyların yüzde 52’sini en rakibi İhsanoğlu’nun da yüzde 38’ini aldığını yazdı.   Bulgaristan'ın en popüler medya kuruluşlarından Bulgaristan Ulusal Radyosu'nda (BNR) yer alan haberde, Başbakan Erdoğan'ın beklenen bir sonuç aldığı belirtilerek, 'Karizmatik politikacı Erdoğan rakiplerini daha ilk turda yenmeyi başardı' ifadesi kullanıldı. Dnevnik gazetesi de 'Türkiye’nin en güçlü politikacısı seçimleri kazandı' başlıklı haberinde kesin olmayan sonuçlara göre Erdoğan’ın ikinci tura gitmeden yeni makamına oturacağı kaydedildi. Yüksek tirajlı '24 Saat' ve 'Trud' gazeteleri de Türkiye’nin yeni cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk turdaki seçim zaferinin 'tartışmasız olduğunu' yazdı. Her iki gazete de Erdoğan'ın en büyük rakibi Ekmeleddin İhsanoğlu’na çok büyük fark attığını vurguladı. İspanya'nın sol görüşlü gazetelerinden El Pais 'Erdoğan, Türkiye'deki cumhurbaşkanı seçimlerinde mutlak çoğunluğu elde etti' ifadesini başlığına çıkardı. El Pais, Erdoğan'ın ikinci tura gerek kalmaksızın cumhurbaşkanı olacağını yazdı. 'Erdoğan ilk turda seçimleri kazanıyor' başlığını atan El Mundo gazetesi de oyların yüzde 50'sinden fazlasını aldığı açıklanan Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olacağını belirtti. Diğer gazetelerden ABC, 'Erdoğan cumhurbaşkanı seçimini kazanıyor', La Razon 'Erdoğan, Türkiye'de cumhurbaşkanı seçimlerini ilk turda kazanıyor', La Vanguardia 'Erdoğan, Türkiye cumhurbaşkanı seçimlerini mutlak çoğunlukla kazanıyor' ifadelerini başlıklarına çıkardı. 'Ilımlı muhafazakar lider' İspanyol basını genel anlamda AKP'nin 2002 yılından bu yana tüm seçimleri kazandığına ve Erdoğan'ın ülkedeki en popüler siyasetçi olduğuna vurgu yaptı. İspanyol devlet televizyonu TVE de Türkiye'de cumhurbaşkanının ilk defa halkın oyuyla belirlendiğini hatırlatarak, açıklanan sonuçlara göre Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olacağını kaydetti. Erdoğan'ı 'ılımlı, muhafazakar lider' olarak nitelendiren TVE, Türkiye'de muhalefetin korkuları olduğunu ifade etti. 'Erdoğan'ın galip gelmesi sürpriz değil' Yunanistan resmi haber ajansı Atina Haber Ajansı, cumhurbaşkanı seçimleri ile ilgili haberinde 'Erdoğan halk tarafından seçilen ilk cumhurbaşkanı oldu' başlığını kullandı. Haberde, Erdoğan'ın ilk turda galip geldiği ifade edildi. Yunanistan'da en çok takip edilen haber sitelerinden News247 konu ile ilgili haberinde 'Yeni bir Türkiye vaat eden Erdoğan önde gidiyor' başlığını kullandı. Seçimin 'tarihi' olarak nitelendirildiği haberde, 'Erdoğan'ın galip gelmesi sürpriz değil' ifadesi yer aldı. Kathimerini gazetesi ise 'Sonuçların böyle olacağı daha önce de anketlerle gösterilmişti' diye yazdı. Zougla haber sitesi ise 'İlk turda Erdoğan'ın galibiyeti' başlığını kullanarak, üç aday hakkında bilgi verdi. Rus resmi haber kanalı Vesti-24 'Türkiye'deki ilk doğrudan cumhurbaşkanı seçimi' spotuyla yer verdiği haberlerde, oy kullanan vatandaşların görüntülerini yayınladı. Kanal Türkiye'de ilk defa düzenlenen cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ülke için önem taşıdığına vurgu yaptı. Ayrıca adayları tanıtıcı bilgiler verdi. 'Ülke üzerindeki kontrolünü sıkılaştıracak otoriter lider' Katar'ın Al Jazeera kanalı ise 'AKP yerel seçimlerde ezici bir seçim zaferi elde etmişti. Başbakan’ın popülaritesinin son aylarda yaşanan gelişmelerle de zarar görmediği görülüyor. Erdoğan, güçlü bir cumhurbaşkanı olma isteğini hiçbir zaman saklamadı. Seçim kampanyası boyunca, Erdoğan aktif bir cumhurbaşkanı pozisyonundan bahsetti ki cumhurbaşkanlığı Türkiye siyasetinde bir hayli semboliktir. Eleştirmenler onu, cumhurbaşkanlığı seçimini kazandığı takdirde ülke üzerindeki kontrolünü sıkılaştıracak otoriter ve muhafazakar bir lider olarak görüyor” değerlendirmesinde bulundu.  ABD'de yayımlanan Wall Street Journal gazetesi şimdiye kadar açılan sandıklarda oyların yüzde 50'den fazlasını alan Erdoğan'ın zaferini ilan ederek gücünü pekiştireceğinin olası olduğunu yazdı. T24
'Türkiye'deki Cihatçılar Tanınmamak İçin Sakal Kesip Kılık Değiştiriyor'
Dünya basını, Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) tehidinin büyümesiyle birlikte Türkiye’nin Suriye’deki iç savaş sırasında izlediği ‘açık sınır’ politikasını mercek altına almaya devam ediyor.Son olarak Wall Street Journal gazetesi Ankara’nın sınır güvenliğini yakın zamanda artırdığını ancak yine de yeterince etkili olamadığını yazdı. Antakya Valisi Lütfü Savaş ise gazeteye, ” Bazı suç örgütleri sınır coğrafyasını bizden iyi biliyor ” itirafında bulundu.Wall Street Journal’ın ‘Türkiye cihat otoyolunu durdurmakta zorlanıyor ‘ başlıklı haberinde, ‘uzun sakallı ‘ militanların artık tanınmamak için kılık değiştirip doğrudan sınır yerine önce Akdeniz kıyılarına belirtildi. Haberde şu ifadeler kullanıldı:”Bölgede yaşayanların ve yetkililerin anlattığına göre, Türkiye’nin son dönemdeki politika değişikliği üzerine, bir zamanlar açıkça cepheye giden veya Hatay’ın sınır köylerinde tedavi gören uzun sakallı militanlar artık daha az görünür olmaya çalışıyor. Sakallarını kesiyor, şalvar ve tunik yerine Batılı kıyafetler giyiyor. Doğrudan Suriye sınırına gelmek yerine önce Akdeniz kıyılarındaki turistik beldelere gidiyorlar.”Hür Suriye Ordusu’nun eski savaşçılarından biri olduğunu söyleyen 20 yaşındaki Muhammed el Ahmed de, ailesini ziyaret ettiği Suriye’den Türkiye’ye dönüşte şöyle konuştu: ‘ ‘Artık bize soru soruyorlar ve çantalarımıza bakıyorlar. Geçen yıl bunlar olmazdı ” dedi.Wall Street Journal’a konuşan diplomatlar, Türkiye’nin ‘ Beşar Esad’ı devirmek isteyen yabancı militanların istedikleri gibi hareket etmelerine izin verdiğini ‘ söylerken, haberde önlemlerin IŞİD tehdidiyle birlikte artırıldığı vurgulandı. Gazete, Türkiye’nin son sekiz ayda 450 yabancı savaşçıyı sınırdışı ettiğini, bu kişiler arasında bazen ‘otobüsler dolusu ‘ savaşçı olduğunu yazdı.Ancak Wall Street Journal, Amerikalı yetkililere ve hükümete yakın kaynaklara dayanarak, IŞİD’in 49 Türkiye vatandaşını rehin turması nedeniyle Ankara’nın açıkça baskınlar düzenleme konusunda sınırlandığını belirtti.Hatay’ın CHP’li Belediye Başkanı Lütfü Savaş ise işlerinin zor olduğunu açıkça itiraf etti: ” Güvenlik artırıldı ama sınır sadece asker ve polisin önlemleriyle kontrol altına alamaz. Hatay ve diğer bölgelerde, IŞİD’den başka birçok yasadışı örgüt var. Ve bu örgütler son yıllarda, sınır coğrafyasını bizden iyi öğrendi. ”Diken
Dünya Basını Kurtarılan Rehineleri Böyle Duyurdu!
IŞİD militanları tarafından Musul Başkonsolosluğu'ndan 101 gün önce kaçırılan 49 rehinenin bugün serbest bırakılması haberine dünya basını da geniş yer ayırdı.BBC: IŞİD'İN ELİNDE TUTTUĞU TÜRK REHİNELERİ SERBEST BIRAKTIKuzek Irak'taki Musul'da bulunan Türk Başkonsolosluğu'ndan IŞİD tarafından kaçırılan rehineler serbest bırakıldı ve Türkiye'ye döndü.Detaylar henüz belli değil ancak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bunun ' detaylı ve gizli bir operasyon' olduğunu belirtti.Türkiye, rehinelerin güvenliği için IŞİD'e yönelik doğrudan bir askeri operasyona girmeyi reddetmişti.GUARDIAN: IŞİD'İN KAÇIRDIĞI TÜRK REHİNELER SERBEST BIRAKILDIAralarında diplomatik çalışanların, çocukların ve özel güvenlik güçlerinin bulunduğu 49 kişi Irak'ın Musul kentinde 11 Haziran'da rehin alınmıştı.Türkiye, 49 rehinesinn IŞİD'in elinde bulunmasından dolayı açık bir şekilde IŞİD'e karşı ortak operasyon planından uzak durmuştu. ABD ise rehinelerini kurtarmak isteyen Türkiye'yi bu operasyona çok fazla zorlamamaya gayret etti.DAILY MIRROR: IŞİD'İN 49 REHİNESİ TÜRKİYE TARAFINDAN KURTARILDIIŞİD'in elinde tuttuğu 50'ye yakın Türk rehine dün gece serbest bırakıldı.Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk istihbarat servisinin kurtarma operasyonuyla 49 rehineyi Türkiye'ye geri getirdiğini söyledi.Türk medyasına göre herhangi bir fidye ödenmedi. Aralarında Musul Başkonsolosu, çocuklar ve özel güvenlik güçlerinin de bulunduğu rehineler Şanlıurfa'ya oradan da başkent Ankara'ya getirildi.CNN: IŞİD'İN KAÇIRDIĞI TÜRK REHİNELER 3 AY SONRA SERBEST BIRAKILDIIŞİD militanlarının 3 ay önce kaçırdığı 49 Türk rehine bugün serbest bırakıldı.Rehinelerin nasıl serbest kaldığı henüz belli olmazken, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan resmi websitesinden yaptığı açıklamada, Türk istihbarat servisine teşekkür etti.Türkiye Başbakanı haziran ayında IŞİD militanları tarafından Musul'da kaçırılan 49 rehinenin kurtarıldığını açıkladı. Rehineler arasında birkaç çocuk da bulunuyor.Başbakan Davutoğlu, operasyon hakkında detaylı bilgi vermezken, kurtarılan rehinelerin sağlığının iyi olduğunu söyledi.haberartibir
'Atatürk'ün Sandalına Takılan Veletlerden Biriydim'
Fotoğrafın efsanevi ismi Ara Güler anılarını anlattı...86 yaşındaki fotoğraf sanatçısı Ara Güler, Atatürk ile ‘tanışmasından’, 6-7 Eylül’e, Adnan Menderes'ten Picasso'nun evine kadar anılarını ‘fırçalar’ eşliğinde İzzet Çapa'ya anlattı.Dünyaca ünlü isimlerin fotoğraflarında imzası bulunan sanatçı Charli Chaplin'i felçli halde çekme fırsatı olduğu halde çekmediğini belirtirken, çektiği en güzel kadının İtalyan oyuncuAntonella Rinaldi olduğunu dile getirdi.Hürriyet gazetesinden İzzet Çapa'ya konuşan Ara Güler'in söyleşisinin ilk bölümü şöyle:Ara Abi sen kim bilir şimdi neler anlatacaksın da ben nereden başlayacağımı bilemiyorum...- O zaman ne demeye gelip karşıma oturdun ulan!Dakika 1 Gol 1! Ne soracağımı da unuttum. Bari gazetecilik ezberinden gidelim; çocukluğunuzdan başlarsak efendim.- Bir yaz günüymüş, 16 Ağustos perşembe... Anamın sancıları tutmuş ve altıyı çeyrek geçe de ben doğmuşum. O günden bugüne kadar da yaşıyoruz işte.Allah daha çok ömür versin. Anne babandan bahsedelim mi biraz?- Babam aslen Şebinkarahisarlı, annemse İstanbullu. İkisi de Ermeni. Dedemin yalnız Kadıköy'de altı tane evi vardı, o yüzden annemlerin İstanbul'da tam nerede oturduğunu bilmiyorum.Annen zengin bir ailenin kızı yani...- Evet öyleydiler.Peki ya baba tarafı?- Baba tarafında kimse yoktu ki! 1915 Ermeni Tehciri sırasında sürüldükten sonra bir daha ailesinden haber alamamış. Kalmış mı adam yetim! Bizimkini yatılı Ermeni mektebine yollamışlar da o yüzden ölmemiş. O mektebe gitmese, bunu da öldüreceklerdi. Büyük facialar vardır bu memlekette! Allah'ın belası bir memleketti, ne zaman ne olacağı da belli değildi.Neyse biz ülkeyi bırakıp babana geri dönelim...- Eczane sahibi zengin bir herifti. Bakma o zamanlar zaten 4, bilemedin 5 eczane vardı İstanbul'da. Ayrıca öyle şimdiki gibi bakkaldan alışveriş eder misali 'Bana bilmem ne ilacını ver' falan yoktu. İlaçlar dükkanın arkasında yapılırdı. Büyük kimyacıydı benimki. Eczacıbaşı'nın kurucusu Süleyman Ferit Bey de sınıf arkadaşıydı.Eczacıbaşı sonradan aldı yürüdü ama...- Babamın yanında çoluk çocuk gibi kalıyordu aslında. Fakat 1956'da Adnan Menderes kalkınma fonundan Türk sanayici ve eczacılara büyük yardımlar etti. İşte ondan sonra Eczacıbaşı da Eczacıbaşı oldu.Nasıl bir ortam vardı evde?- O zamanlar buradaki Ermeniler, Fransız aileleri gibi yaşardı. Entelektüel bir yapımız vardı. Her birimiz en az 2-3 lisan konuşurduk. Beni de en iyi mekteplerde okuttular hep.Sen kaç lisan biliyorsun peki?- Türkçe, Fransızca, İngilizce, Ermenice biliyorum. Gerisini saymayayım, s*ktir et. Sınıfta kalmayan herif adam olmazSeni sınıfta oturmuş öğretmeni dinleyen bir çocuk olarak hayal bile edemiyorum Ara Abi. Hakikaten nasıl bir öğrenciydin?- Nasıl olacağım, haylazın tekiydim. 3 kere sınıfta kaldım. Zaten bana sorarsan, sınıfta kalmayan herif, adam olamaz. Hep bir korku vardır dersleri iyi olan öğrencilerde, o korkudan dolayı da sürekli çalışırlar.Evdekiler ne diyordu senin bu adam olma 'stratejine'?- Sokaklarda serserilik yapmayayım diye babam ortaokulun sonunda İpek Film'de işe koydu. Sinema şirketlerinin patronu, İsmail Cem'in babası İhsan Bey eczaneden arkadaşıydı.Ne iş yapıyordun film şirketinde?- Ne yapacağım ulan? Verdikleri her işe koşuyordum.Çekirdekten sinemacısın yani...- Benden başka orada çalışan herkes sinemacı oldu ama benim macera yarım kaldı.O niye?- Yeni bir filmin fragmanını göstermek için onlarca insanı şirkete davet etmişlerdi. Gösterim sırasında odanın kapısını bir açtım, baktım her taraf yanıyor. Ama öyle böyle değil, çok büyük bir yangın çıkmıştı binada. İtfaiyenin damdan en son kurtardığı adam bendim. Anam üzüntüden şeker hastası oldu o gün. Babam da bir daha izin vermedi sinema yapmama.Sen de 'sinema olamazsa tiyatro yaparım' mı dedin?- Muhsin Ertuğrul babamın arkadaşıydı zaten. Oyunlar için gerekli bütün makyaj malzemeleri bizim eczanede yapılırdı. Tiyatroyla hep ayrı bir bağım vardı. Her akşam piyesleri sahne arkasından izlerdim. Tahsilim de tiyatro üzerinedir zaten.Oyun da yazmışsın duyduğum kadarıyla...- Dokuz tane bir boka yaramaz piyes yazdım. Her şiir yazan kendini şair zanneder ya... Çocukça bir hevesti benimkisi, öyle çıkıp da oyun yazarıyım diyemem. Hikayeler falan da yazıyordum ayrıca. Hatta Ali İhsan Aygün takma adıyla Yeni İstanbul gazetesinin öykü yarışmasına katılmışlığım bile var.Neden takma isim kullandın Ara Abi?- Ermeni olduğumdan işin içine kamış koymasınlar diye, neden olacak? Ama kazandıktan sonra gittim dedim ki benim adım Ara Güler'dir.Küçükken Atatürk'le tanıştığın doğru mu?Florya Köşkü'nün yanındaki halk plajının üstünde evimiz vardı. Atatürk de zaman zaman oraya gelir denize girerdi. Atatürk'ü görmüşümdür. Çünkü hep orada otururdu, çizgili mayosuyla. Öyle barikat falan da yoktu. O geldiğinde biz de bütün veletler toplanırdık. Daha küçüğüz tabi, Atatürk'ün kim olduğunu bilmezdik bile.Sonra tanıştın mı bari?Ulan ne tanışması? Küçüğüz diyorum, kafan mı basmıyor. Arkası kesik bir sandalı vardı. İşte ben o sdandalın arkasına takılıp yüzen veletlerden biriydim. Olay bundan ibaret.Gelelim o zaman muhabirlik 'virüsünü' kapmana!Sinema şirketi yanınca bvabam beni hikaye yazıyorum diye Yeni İstanbul Gazetesi'nde işe soktu. 1950'de muhabir oldum. Ondan sonra da b*ku yedim; işte bugüne kadar geldim.6-7 Eylül olayları sırasında muhabirdin öyleyse?Tabii o günleri çok iyi hatırlıyorum. Yıl 1955. Hakj Oyunlarını Yayma ve Yaşatma Kurumu vardı. Açıkhava Tiyatrosu'nda bir gösteri olacaktı. Benim vazifem de gidiğ fotoğraf çekmekti. Neyse ben çıktım yola İstiklal Caddesi'nde yüyüryorum. Bir de ne göreyim? Camı çerçeveyi indiriyorular her yerde.Ne yaptın peki?Taksim Sineması'nın karşısında balkonu olan bir kahvehane vardı. Hemen oraya sığındım. Dışarda o ona bağırıyor, camlar kırılıyor, tüm dükkanlar yağmalanıyor, anlayacağın tam bir kaos. Millet dükkanların vitrinlerinden içeri dalıp yeni elbiselerle çıkıyordu. Kocaman herifler 3 paltoyu birden üstlerine giyiyorlardı. Soygun oldu resmen soygun!Tam bir rezillik...- Mehmet Cemal’in anasının Gilda diye bir dükkanı var, süs eşyaları satılıyordu. Gittiğimizde “Cemal Paşa’nın dükkanıdır burası” diye engel olmaya çalışıyorlardı. “Gilda Türk değildir. Gilda ne demek?” diye başladılar yıkmaya. O zihniyet bugün olsa bütün Türkiye yıkılır, bir tane dükkan kalmaz çünkü gavur isminden geçilmiyor.Aklın sizin eczanede kalmıştır...6 Eylül öğleden sonra başlayıp 7 Eylül sabahına kadar süren olaylarda 73 klise 7 ayazma 2 manastır bir fabrika ile 5538 gayrimenkul tahrip edildi ama bu olayda Beyoğlu'nda tek dokunulmayan dükkan babamın dükkanıdır.Şanslı adammış baban...- Ne şanslısı ulan? Bizim eczaneyi ilkyardım kliniğine çevirmişlerdi de ondan yıkmamışlar. Yaralananların hepsi oradaymış. Bu da işlerine geldiği için dokunmamışlar. Yoksa etraftaki tüm dükkanları talan etmişler. İptidai bir memleketti burası, iptidai!Dönemin başbakanı Adnan Menderes’le çok vakit geçirmişsin...- Sorma, Adnan Menderes benim canıma okumuştur o dönem.Hayrola niye?- İstimlaklar yapılırken devamlı yanında olmamı isterdi de ondan.Sen pek istemediğin yerde duracak bir adama benzemiyorsun halbuki...- O zamanlar Hayat Dergisi’nde çalışıyordum. Mecmua ilk çıkacağı zaman 100 bin satar diye hesap etmiştik. Ona göre kağıt stoğu yaptık, fakat 400 bin satınca boku yedik. Düşün bir, kağıt ta Macaristan’dan geliyor.Yeni kağıt siparişi verseydiniz siz de...- Ulan sen hangi dönemden bahsettiğimin farkında mısın? Matbaada baskı yapılacak kağıdın dağıtımı hükümete bağlıydı. İstedikleri haberleri basmayanlara kağıt mağıt vermiyorlardı. Biz de mecbur kalıyorduk bu p*zevenkin suyuna gitmeye. Beni sevdiği için Adnan Menderes’e yağ çekme görevi de bana verilmişti. O yüzden her gittiği yerde peşindeydim.O çalkantılı dönemde meslektaşların öoğu ya gözaltına laındı ya da hapse girdi. Senin var mı böyle bir tecrüben?Bu memleketin çalkantısız dönemi mi var? 27 Mayıs ihtilali olduğunda gittim çektim, tankları falan... O sırada Time Life, Stem ve Paris Match'ın buradaki temsilcisiydim.Hemen içeri aldılar tabii..Sorduğun suale cevap mı vereyim, yoksa sen mi anlatırsın?Tamam sustum dinliyorum?Neyse ihtilal oldu, fotoğrafları çektim, Filmleri yıkamadan beş rulo hazırladım, yurtdışına göndermek için üzerine etiketlerini yapıştırmıştım. Filmleri gören gümrükçü 'Abi hergün buradasın. Seni tanıyoruz. Ama bu tank resimlerini nasıl göndeririz? Bizim ağzımıza s*çarlar' dedi.Sen ne yaptın peki?Ne yapacağım? Resimleri tasdik ettirmek için Radyoevi'ne gittim. Sonuçta her şey oarad bitiyor. Kenan diye bir albay resimlere bakıp 'Bunlar ne?' diye sordu. UIan sanki p*ezevenk bu memlekette yaşamıyor. Başladı beğenmediklerini atmaya. Aklı sıra bana sansür uyguluyor. 'Hepsini atıyorsun, ben Time muhabiriyim. Adamlara kartpostal mı göndereyim? Sen istediğin kadar ihtilal yap, ben o resimleri göndermezsem dünyanın hiç bir şeyden haberi olmaz' dedim. O da yanındakilere 'Çok konuşuyor, alın şu i*bneyi' diye bağırdı.Nereye götürdüler seni?Daha bir gün önce makineli tüfekle o radyoevini basan herifler tutup kolumdan beni genel müdürün boş odasına götürdü. Kapının önüne e kaçmayayım diye bir er koydular. Arada gidip çocuğa 'Bana sigara ver ulan!' falan diyordum. Sabaha karşı aşağıdaki beni çağardı, resimleri verdi 's*ktir git' dedi.Sonuçta yurtdışına yollayabildin fotoğrafları..Yolladım yollamasına da bu olay yüzünden Türkiye'deki ihtilal dünyada 24 saat 'rötarlı' çıktı.Sophia Loren beni arkadaşı sanıp poz verdiBiraz havayı yumuşatalım... Fotoğrafını çektiğin en güzel kadın kimdi?- Kesinlikle Antonella Rinaldi! Müthiş bir İtalyan hatundu.Sophia Loren'den de mi güzeldi?- Yahu bırak onu bunu, Antonella muazzamdı.Sophia'yı da çektin ama değil mi?- Hem de ne çekmek! 11 kere gittim Cannes Film Festivali'ne. Bir keresinde Sophia, kocası Carlo Ponti'yle gelecekmiş. Otelin önünde müthiş bir kalabalık, her taraf fotoğrafçı kaynıyor. Hiç ipimde değil, ben milyon kere çekmişim Sophia Loren'i... Ben o fotoğrafçıların arasına girmiyorum, lüks muhabirim randevuyla çalışıyorum anladın mı? Neyse 'Kim bekler bunları?' deyip asansöre doğru yürüdüm. Arkamdan kim geldi dersin?Albay Kenan mı?- Zevzeklik etme. Bir baktım Sophia ve Carlo da asansöre doğru yürüyor. Hop ben de otel müşterisi gibi bindim arkalarından. Suratımı tanıyorlar ama kim olduğumu bilmiyorlar. Gazeteci olduğumu bilseler anında atarlar. Dokuzuncu katta indiler. Takibe devam ettim. Hep birlikte yürüyoruz, zannedersin aynı ailedeniz. Neyse süitlerine geldik, 'Oh be patırtıdan kurtulduk' dediler. Makinemi bir kenara bıraktım, bunlarla sohbet etmeye başladım.Sen, Carlo ve Sophia mı var sadece odada?- Birkaç kişi daha vardı canım. Ben de aralarında kaynayıverdim işte. Baktım Sophia yatak odasına geçti. Ayakkabılarını çıkarttı rahat etmek için, yatağın üzerine oturdu. Hemen 'Böyle birkaç kare resmini çekeyim mi senin' dedim, o da 'Çeeek' dedi. Beni hâlâ arkadaşlarından biri zannediyor (gülüyor).Ara istedi bir göz, Sophia verdi badem göz...- Fotoğrafları çektim, İstanbul'a yolladım. Rezalete bakar mısın, gazete 'Muhabirimiz Sophia Loren'in yatak odasında' diye manşet yapmış. Karıyı düzmüş gibi olduk iyi mi?Her ünlü kolay kolay 'çeek' dememiştir herhalde?Ne kolayı resim çekmek uğruna akıl hastanesine yattımNeden yaşadıkların yüzünden sinirin mi bozuldu?Yok ulan o kadar da değil Ürdün Kralı Talal akıl hastanesinde yatıyordu. Adamın öyle bir karısı vardi ki kafayı üşütmemesi işten bile değildi. Tüm dünya basını devrik kralın bir kare fotoğrafını çekmek için yarış halindeydi ama başaran yoktu. Neyse ben bunun resmini çekmek için hastaneye gitti. Tabii almıyorlar içeri. Başladım garip garip hareketler yapmaya, 'hastayım' falan demeye. Maksat hastaneye deli olarak girip fotoğraf çekebilmek!Çekebilsin mi bari?Gittiğimin ilk günü bana bir iğne yapmazlar mı feleğim şaştı. Fotoğraf çekmeye teşebbüs edince Talal'ın korumalarrı 'Bir daha seni görürsek vururuz' dediler. O gece hastaneden kaçtım.İçende ukte kalmış fotoğrafını çekemediğin başka kimler var?Bir tane çok zorlamama rağmen çekemediğim bir de fırsat olmasına rağmen bile bile çekmediğim var.Senin gibi adam fırsatını buluğ deklanşöre basmaz mı?pire gibi dolanarak dünyanın en cevval tipini yaratmışCharlie Chaplin'i felçli halde çekmek bana yakışmazdı da ondan. Chaplin benim dünyamı kuran bana vizyonu veren hayata bakmayı öğreten adam... O zamanlar İsviçre'de bir satoda yaşıyordu.. Karısı daAmerikalı ünlü yazar Eugene O'Neill'in kızı Oona'ydı. Bunların şatosunun önünde 3 gün kar kıyamet demedim bekledim. Sonunda Oona donmamdan korkup 'Konuşursan konuş ama resim çekme' dedi.E yine çaktırmadan çekseydin, son fotoğrafı olurdu...Adam yürüyen iskemlede felçli resimlerini çektirip akıllarda böyle bir imaj bırakmak istemiyordu. Çünkü o da benim gibi elimdeki fotoğraf möakinesinin acımasız olduğunu biliyordu.Objektifinden kaçan isim kimdi?Jen Paul Sartre! Tam ayağının altına alıp dövmelik, şımarık Fransız Rosif diye bir sekreteri vardı herifin. Gece sokakta görsem de karanlıktra benzetsem şu p*zevengi diye içimden çok geçirdim ama yapamadım. Aslında kazığı şuradan yiyorsun; Türk olduğun için.. Türk gazeteci olduğunu duyduklarında yarı yarıya kaybediyorsun. Bir de o it araya kamış koydu. Sonunda bir kaç resmini çektim Sartre'nin ama kendisiyle konuşma fırsatım olmadı.Sağlık olsun sende gidip koskoca Picasso çektin!Ulan çektim ama çekene kadar nele çektim sen gel onu bana sor. Herkes adamı tanımak istiyor fakat bir o kadar da çekiniyo. Oğlu benim arkadaşımdı Bir gün yemeğe davet etti gittim. Masada muhabbet ederken 'Babamla seni bir araya getirmemi istyiyorsun ama o beni hiç sevmez' dedi.Neden sevmezmiş?Yahu Picasso kaç çocuğu olduğunu bile bilmezdi. Mahallede atlamış durmuş işte. Antika bir herif...Sonunda nasıl kesişti peki yollarınız?Fotoğrafçılığını yaptığım Skira Yayınevi, Picasso'nun kitabını basacaktı. Patron da arkadaşım. 'Beni yanında götürmezseb senin için ne bir fotoğraf çekerim ne de bir daha seninle konuşurum' dedim. Ev atmosferindeki fotoğrafları çekme görevini yaptım.Tehditle ulaştın Picasso'ya yani...Gittim, üç gün evinde kaldım. Bir ara bana dönüp 'Sen benim bu kadar fotoğrafımı çekiyorsun, ben de senin remini çizeyim' demez mi! Düşünsene çağın en büyük ressamı Picasso beni çizecekti, ama herif 90 küsur yaşında ulan. Verdiği sözü bes dakika sonra unutur diye başladım etrafıda boş kağıt aramaya. Her yere baktım, bir temiz sayfa bulamadım. En sonuda çektim kütüphanesindn bir kitap, açtım kağapını, uzattım Picasso'ya. İçimden de 'Naıl olsa sayfayı yırtıp alırım' diye geçiriyorum.Sözünü unutmadan çizdi mi resmini?Çizdi tabii. İmzasını da attı. Türkiye'de b,r tane orjinal Picasso vardır o da benim evimde.Kitabını geri verseydin adamın?Ulan sonra baktım kitap da antika. Sayfasını yırtmam imkansız. Onu da öylece alıp, yanımda getirdim. Dali 10 dakikalık poz için 25 bin dolar istediRessamlarla devam edelim... Salvador Dali desem...- Herif Dali değil bildiğin deli. O da az uğraştırmadı beni. İlk tanışmamız Paris Meurice Otel'de kaldığı süitte oldu. Kapısını çaldım, içeri girdim. Burun burunayız herifle. Öfkeli gözlerle bana baktı, 'Niye fotoğrafımı çekmek istiyorsun?' diye sordu. Benden 'Ünlü bir kişisiniz de ondan' cevabını aldıktan sonra şöyle bir baktı; 'Peki. 10 dakika poz veririm ve 25 bin dolar isterim' dedi.Pamuk eller cebe...- 'Yanımda nakit yok gidip alayım' diye ayrıldım otelden. Parayı bırak, istediğim gibi çekim yapmam için en az bir saat lazım. Neyse biz hem vakit hem de nakit konusunda pazarlığımızı yaptık. Tekrar gittim bunun yanına. Fakat herif yerinde durmuyor, zannedersin makineyle eskrim yapıyor.Neymiş derdi?- Dali günlük yaşamında da gerçeküstü öğelerin peşinde bir adamdı. Öyle bir hava yaratıyordu işte. Bir ay boyunca böyle uğraştırdı beni, sonunda 'Ya dosdoğru çekeriz fotoğrafları ya da çeker giderim' dedim.Dali'ye resti çektikten sonra ne oldu?- Ertesi gün için söz verdi. Bir gittim, bu sefer odada üç Fransız gazeteci var. 'Bunların gözü önünde çalışamam' dedim. Onları göndereceğine söz verdi.Fotoğraf değil rest çekiyorsun adama...- Bu aldı gazetecileri karşısına; 'Katranın kimyasal formülünü bilir misiniz?' diye sordu. Ulan nereden bilsin adamlar? Neyse baktı hiçbirinden ses yok, Dali kendisi verdi formülü. Sonra da 'Ben bastonumu bir kazan katranın içine soksam, o baston 25 bin dolar eder. Siz aynısını yapsanız, hepinize aptal derler. Anladınız mı?' dedi. Gazeteciler başlarını sallayınca da 'İyi o zaman gidip yazın ne anladıysanız' diye adamları gönderdi. İşte ben de o gün Salvador Dali'nin fotoğraflarını çektim. Resimlerden birini de imzalattım. Herif ne kullandıysa 24 saat kurumadı attığı imza. Ee haydi artık keselim, yoruldum ulan!Tamam tamam son bir soru... Genelde huysuz ve aksi bir izlenimin var. - Enayiliğe kızıyorum da ondan. Herif enayi bir şey soruyor, azarlıyorum. O zaman da aksi olmuş oluyorum. Anladın mı? Bitti mi şimdi?T24