İLİŞKİLER

Kadın ile erkeğin farklı olduğunu, farklı düşündüğünü ve farklı tepkiler verdiğini zaten görüyoruz, peki bunun bilimsel dayanağı var mı? Var, buyurun.

Merhabalar.. Öncelikle listenin tarafımdan hazırlandığını söylemek durumundayım. Yani subjektif bir galeri olacak. O bakımdan ''şu eksik, bu yönetmen yok'' gibi yorumlardan kaçınalım. Listede olmayan çoğu yönetmenin farkında olmakla beraber burada paylaşacağım yönetmenlerin hepsi sinemaya bakış açısı kazandıran, teknik bakımdan çığır açmış, kendine ait sinema dili olan yönetmenler. Gel gelelim burada Peter Jackson'ı vs. paylaşmak hakaret olur. Bilgilerin hepsi şahsıma aittir, galeriyi sıkıcı hale getirmek istemedim. Yönetmenlerin sinematografileri hakkında kısa da olsa bildiklerimi yazdım.Yavaştan yönetmenlere gelelim.. :)

Yaşınız mı geldi? Okul bitti mi? Askerliği yaptınız mı? Artık düzenli bir hayat mı istiyorsunuz? Hepsini boş verin, siz hazır mısınız?

Sizin kadar sevileceğine hatta bir an için şeytana uyup sizden daha çok sevileceğine inandığınız, sizden daha sevimli ve daha yardıma muhtaç bir varlığın dünyaya 'kardeşimiz' kisvesi altında geliverişi ve yanında getirdiği o hüzün bir çoğumuzun en iyi hatırladığı şeylerden biri. Bu kötü kısımları bir yana bırakırsak, ileride hayatımızın ağırlığını sırtlayıp bizi hafifletecek, en büyük sırdaşımız, bu hayattaki diğer yarımız doğuyor! Peki onlarla o 'ilk karşılaşma' nasıl oluyor hatırladınız mı?

Bir çok kişi aynı müziği dinlediği için, aynı yemekleri sevdiği için, aynı şairlerden hoşlandıkları için ruh ikiz olduklarını düşünürler fakat Claudine ve Honza bu çiftlerden biraz farklı. Neredeyse birbirleri için yaratılmışlar.

Dünyanın en fazla referans verilen ve batı felsefesinin temeli sayılabilecek 'düşünüyorum öyleyse varım' sözünün Descartes'nın aklına fırında uyurken geldiğini bilmek nasıl ilginç bir evrende yaşadığımızı hatırlatıyor. Evet fırın evinizdeki fırınlar gibi değildi, büyük taş bir fırındı ve ateşi yemek yapmak istendiği zaman arttırılıyordu ama gene de içine girip uyumak herhalde ilginç bir fikirden çok daha ötesi.

Tartışma denince aklımıza yükselen sesler, abartılı el kol hareketleri ve asık suratlar geliyor, öyle değil mi? Belki de ikna etmek için yapılması gereken tam tersidir. Bu taktiklerle karşınızdakiler ikna etmek sandığınızdan da kolay olacak...

Evet, ne yazık ki böyle şeyler var ve güzel ülkemizi hiç terketmemiş insanlara göre, tüm bunlar kocaman bir saçmalık. İlkokulda başlayan cinsellik eğitiminden metroda bira içen insanlara, bebeklerini bisikletle taşıyanlardan kadın kamyon şoförlerine, daha önce Avrupa'yı görmemiş bir insanın asla anlam veremeyeceği onlarca şey var. İşte onlardan en anlam veremeyecekleriniz:

Kişi başına düşen kız miktarının gramlarla ifade edildiği ODTÜ'nün bilimum mühendislik bölümlerinden çok farklı bir yerdedir makina. Zira bu bölümde gramajla hesap edilecek kız bile yoktur, klişe olacak ama 2 erkeğe 1 erkek düşmektedir. Bu bölümde dersi olan kızların bir süre sonra kendilerini Scarlett Johansson gibi hissetmeleri kaçınılmazdır, en çirkin kıza bile onlarca erkeğin dönüp öküz gibi bakması kızlarımızda anlamsız bir hava yaratmaktadır. Neyse sadede gelelim Türkiye'de cinsel açlığın en yoğun hissedildiği yerin öğrencilerine bizlerle nasıl iletişime geçmeleri gerektiğini anlatmak istiyorum...

Devletin Onayladığı Cinsel İlişki Biçimi Sosyal Medyanın Tepkisini Çekti!

-İnanmıyorum ya, i-nan-mı-yo-rum!-Ne oldu hayırdır?-Arif yok mu? bana benden hoşlandığını söyledi-Ee, sen hoşlanmıyor musun, mesele ne?-Ya yok be, geçen günlerde de Selim açılmadı mı kızım bana?-Halletmedin mi ki o konuyu?-Ya biliyorsun Selim’i çok seviyorum ama sevgili gibi değil-Yani?!-Kaybetmeyeyim diye havada bıraktım, ucu açık bir süreç yani-Ee?-Eesi şimdi de Arif? ne yapıcam ben ya, ne buluyor bu erkekler bende anlamıyorum ki?-Hıı evet zor...-Ay lisede de böyleydi, geldi mi ikisi üçü birden gelir.-İstemiyorsan söyle kızım çocukları oyalama-Ay anlamıyorsun ben ikisini de kaybetmek istemiyorum yu nov?

Ayrılalım kararı alındıysa o numara ya engellenecek ya da (öncelikle bir arkadaşa mesaj olarak atılıp) silinecek! Maazallah arar, mesaj atar falan. Zaten şeytan görsün yüzünü...

Yahu zaten neredeyse her fırsatta, öğle arasındaki 1 saatlik yemek molasında, mesai çıkışında, ders arasında, hatta derbi maçların devre arasında bile birlikteyiz. Ara sıra arkadaşlarımla çıkıp erkek muhabbetiyle erkek dedikodusu arasında kalan ve arkadaşlarımdan ayrıldığım an unutacağım konuların konuşulduğu görüşmelerime ses çıkarma. hayatım.

Günümüzün en popüler sosyal ağı Facebook'a karşı olarak ortaya çıkan 'Hatebook' anti-sosyal içeriği ile internet dünyasına yeni ve farklı bir hareket getireceğe benziyor. Herkes nefret etmeyi sever, özgürce nefret edin! sloganıyla yola koyulan Hatebook'da, Facebook'un aksine arkadaşlarınızı değil düşmanlarınızı ekliyorsunuz. Hatta gönderileri Like'lamıyor Hate'liyorsunuz. Bu da mı yetmedi.. O zaman en sevmediğiniz, hoşunuza gitmeyen şeyleri profil sayfanızdan yayınlayabilirsiniz.

Aşkın gözü kördür lafı belki böyle bir durumu tasvir etmek için kullanılmıyor, ancak en güzel böyle bir durumu tasvir ediyor aslında. Aşk dünyada sadece siz olduğunu düşünmektir bazen...