Tetanosun aşı ile korunulabilen bir hastalık olduğunu belirten Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İftihar Köksal, özellikle kırsal kesimde tarımla, hayvancılıkla ya da işi gereği kesici aletlerle uğraşan insanların büyük risk altında olduklarını söyledi. Erişkinlere her 10 yılda bir tetanos aşısı yaptırmalarını öneren Prof. Köksal, 'O zaman kişinin hiçbir şeyden korkmasına gerek yok. Tetanos olma riski de yok. Ancak aşısını tamamlamamış ve kazaen mikrobu barındıran tozla, toprakla teması olmuş, vücudunun herhangi bir yerinde kesi bulunan kişilerin de en kısa zamanda sağlık kuruluşuna başvurması lazım'' dedi. Tetanos mikrobu sporlarının her yerde bulunduğunu ve ortamda çok dayanıklı olduklarını anlatan Köksal, ilk müdahalede zamanlamanın çok önemli olduğunu belirterek şunları söyledi: ''Tetanos mikrobu toprakta, hayvan dışkısında, paslanmış yüzeylerde vardır ve çok kolay bulaşabilir. Dolayısıyla küçük bir kesi, bulaşma da olsa bunu ihmal etmemek lazım. Yüzeysel kesilerde bile bulaşma olduğunda hastalık ortaya çıkabilir. Tetanos maalesef geliştikten sonra ölüm riski yüzde yüze yakın bir hastalıktır. Ciddi yoğun bakım desteği gerektiren hastalıktır. Dolayısıyla saatler çok önemli. Yaralanmadan sonra sağlık kuruluşuna başvurulması, hemen yaranın temizlenmesi, içeride varsa yabancı cismin çıkarılması, yanı sıra tetanos aşısının ya da tetanos immünglobilinin verilmesi hayat kurtarır ve yüzde yüz koruyucudur.'' SADECE PASLI ŞEYLERDEN BULAŞMAZHastalığın sadece paslı şeylerden bulaşacağına dair yanlış bilgi olduğunu vurgulayan Köksal, 'Tetanos sadece paslı şeylerden değil, bu sporların bulunduğu her türlü ortamdan bulaşabilir. Evde beklemiş, kullanılmamış bıçak bile böyle bir temas olduysa eli kestiği zaman tetanos bulaştırması açısından risk oluşturur. Biz bunları kirli yaralar olarak adlandırıyoruz. Ev içindeki aletlerle kesilen yaralarda bile risk olabilir. Tığ batması sonucu tetanos gelişen hastamız vardı. Ayakkabı vurmaları da tetanos açısından ciddi ve ihmal edilen risktir. Ayakkabıdaki herhangi bir metalin batması da tetanos açısından risk oluşturabilir. Bu nedenle en kısa sürede sağlık kuruluşuna gidilmesi lazım. Hastalıktan korunmak için kolay olan yol, her 10 yılda bir tetanos aşısının yapılmasıdır. Tetanos vakalarımızın yaş ortalamasına baktığımız zaman 40 yaşın üzerinde daha fazla olduğunu görüyoruz. Bu da gençlikte yapılan tetanos aşılamasının koruyuculuğunun kalmamasından kaynaklanmaktadır'' diye konuştu.Haberin tamamı ve Vuran ayakkabıda tetanos riski hakkında bilgi için : Vuran ayakkabıda tetanos riski
‘Gezi belgeseli ‘ Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek’in Altın Portakal Film Festivali’nde sansürlenmesine karşı ilk somut tepki, Ulusal Belgesel Yarışması Ana Jüri Başkanı Can Candan’dan geldi. Candan, yönetmenliğini Reyan Tuvi’nin yaptığı belgesel filmin sansürlenmesine tepki olarak görevinden çekildi.Belgesel yarışması ana jüri başkanı, “Sansürün, sorumsuzluğun, manipülasyonun ve baskının olduğu yerde ben yokum” ifadelerini kullandı.Candan, yaptığı yazılı açıklamada yaşanan süreci dikkatle takip ettiğini belirtip, festival komitesinin ön jürinin iradesine müdahale etmesinin meşrulaştırılmaya çalışıldığını ve festival yönetiminin de sorumluluğu yönetmenin üzerine atarak sansüre ek olarak bir de Tuvi üzerinde baskı oluşturduğunu vurguladı.Candan , “Varılan bu noktada Ulusal Belgesel Film Yarışması Ana Jüri Başkanı olarak benim gönül rahatlığıyla görevime devam edebilmem ve 51. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin bir parçası olabilmem mümkün değildir” ifadelerini kullandı.AKP’li Antalya Büyükşehir Belediyesi’nce düzenlenen festivalin yönetimi, Reyan Tuvi’nin belgeselini ön jüri tarafından yarışmaya değer bulunmasına rağmen Türk Ceza Kanunu’nun şahsa ve cumhurbaşkanına hakaret suçlarını düzenleyen ‘125. ve 299. maddelerine aykırı ifade ve içerik’ nedeniyle yarışma programına alınmamıştı. Yönetimin bu kararı, ön jüride bulunan üç ismin yazılı açıklamasıyla ortaya çıkmıştı.Yönetim dün yazılı bir açıklamayla kararını filmde ‘insan haklarının rencide edilmesi’ ne bağlarken, aynı zamanda festival komitesinde görev alan SİYAD Yönetim Kurulu Genel Başkanı Alin Taşçıyan da Diken’e ortada sansür değil, filmi korumaya yönelik bir karar bulunduğunu söylemişti.SİYAD üyesi 59 yazar da bugün yazılı açıklamayla sansürü protesto edip, ‘Çağdışı, kabul edilemez’ demişti.Bir protesto da festivalde jüri üyesi olarak görev yapan 11 isimden gelmiş, ortak açıklamayla, kararın geri alınması istenmişti.Ulusal Uzun Metraj Film Yarışma Jüri Başkanı Yılmaz Erdoğan ise ‘ortaya karışık’ konuşmuş, bir yandan, “Sansür varsa ben yokum” derken, bir yandan da, kendisinin söz konusu kararla ilgisinin bulunmadığını söyleyip filmin tekrar değerlendirilerek uzlaşmaya varılmasını önerdi.Diken
Merkezi Paris’te yer alan Fransız film arşivinde, 1916 yılında çekilen sessiz Sherlock Holmes klasiği bulundu. Keşfi ilginç kılan bir diğer unsursa, Amerikan aktör ve oyun yazarı William Gillette’in performansının kaydedildiği tek film olması.Uzun metrajlı ve ‘Sherlock Holmes’ adlı filmin, Charlie Chaplin klasiklerinin de çekildiği Chicago Essanay Stüdyoları’nda yapıldığı belirlendi.Birgün’de yer alan habere göre, filmde Dedektif Holmes ve Profesör Challenger’ın fikir babası olan Arthur Conan Doyle’un ünlü gizem unsurları bulunuyor. Doyle, Gillette’in ünlü dedektifi canlandırabilecek en iyi aktör olduğunu düşünüyordu.Fransız Sinematek’inde çalışanlar tarafından tesadüfen bulunan filmin, yıllar önce kataloglama sırasında yapılan bir yanlış nedeniyle kayıp sanıldığı açıklandı.İngiliz Film Enstitüsü küratörlerinden Bryony Dixon, “Bulunan film, kayıp Sherlock Holmes filmleri listesinde bir numarada yer alıyordu. Dolayısıyla, oldukça heyecan verici bir keşif” dedi.Film, yapılacak dijital restorasyon çalışmalarının ardından gelecek yıl Ocak ayında Fransa’da düzenlenecek bir festivalde gösterilerecek. Film, bunun ardından ABD’nin San Francisco kentinde düzenlenen sessiz film festivalinde de izleyiciyle buluşacak.ZETE
Uluslararası Astronomi Birliği’nin (UAB) 2006 yılında ‘gezegen ‘ sınıfından çıkararak ‘ cüce gezegen ‘e çevirdiği Plüton’un iade-i itibarı bir kez daha gündemde.Independent’ta yer alan habere göre, Harvard Smithsonian Astrofizik Merkezi tartışmayı yeniden açarak Plüton’un gezegen statüsünü savunan ve savunmayanlara yönelik bir toplantı yaptı. Üç uzmanın görüşlerini anlattığı toplantıdan, ‘Plüton gezegendir’ sonucu çıktı.Merkezin yayınladığı basın bülteninde ‘Cüce bir meyve ağacı yine de küçük bir meyve ağacıdır, cüce bir hamster da küçük bir hamster’dır’ ifadeleriyle Plüton’a atıfta bulunulurken, tartışma UAB’nin bir gezegende aradığı şu üç özellik etrafında yoğunlaştı:Güneş’in uydusu olmak,Kendi kütlesinden dolayı küresel bir yapıya sahip olmak,Yörüngesindeki ‘ enkazı ‘ (yani her türlü başka küçük gök cismini) temizlemiş olmak.Plüton’un gezegen sınıfından çıkarılmasının sebebi, ‘yörüngesindeki enkazı temizlememesi’ ydi.‘Gezegenlik kriterleri değişsin’Plüton’un gezegenlik sınıfından çıkarılması tüm dünyada dikkat çekmiş; durumla alay eden çok sayıda görsel hazırlanmıştı. Görsel: astronomy.wonderhowto.comPanelde ilk sözü alan UAB gezegen tanım komitesinin başındaki Owen Gingerich, Plüton’un bir gezegen olduğunu, zira ‘bir gezegenin tanımının zamanla kültürel olarak’ değişebileceğini söyledi.Küçük Gezegen Merkezi genel müdür yardımcısı Gareth Williams, UAB’nin Plüton’un gezegen olmadığıyla ilgili görüşüne yönelik bir sunum yaptı.Harvard Yaşam Kaynakları İnisiyatifi müdürü Dmitar Sasselov ise tartışmaya farklı bir bakış açısı getirdi. Sasselov’a göre, Plüton’la ilgili sorunun kaynağı gezegen olmanın kritelerinden kaynaklanıyor. Buna göre, kriterler Güneş merkezli olduğu için diğer güneş sistemlerini dışlayan analizler ortaya çıkıyor.Sasselov, gezegenler için yeni bir tanım önerisi de getirdi. Buna göre, bir gezegen ‘yıldızlardan kopan kalıntılardan oluşan en küçük yuvarlak yığın’ olarak tanımlanmalı. Böylece, hem daha çok gezegenimiz olabilecek, hem de Plüton’un durumu artık netlik kazanabilecek.Bu bir başlangıçHarvard’daki tartışmanın şimdilik Plüton’un tanımıyla ilgili bir değişiklik sağlaması beklenmese de, ‘ Plüton savunucuları ‘ için bu bir başlangıç olarak görülebilir.‘ Gezegen ‘ken ‘ gezegenlerin en küçüğü ‘ olarak bilinen Plüton’un yarıçapı sadece 1200 kilometre yani Dünya’nınkinden yüzde 20 daha kısa. Plüton’un çevresi ise 7 bin 242 kilometre, bu da onun Dünya’nın uydusu Ay’dan bile daha küçük olduğunu gösteriyor. Örneğin Plüton’un ekvatoru Washington ile Hawaii arasındaki bir uçuştan daha kısa sürede tamamlanabilir.Diken
1987 yılında Bodrum’da doğan ve bu güne kadar yayınlanmış 3 kitabı bulunan Deniz Tarsus, sinema alanında da edebiyattaki kadar iddialı olduğunu MOD filmiyle bizlere gösteriyor.Yeryüzündeki dengelerin bozulduğu, insanların hayal kurmaya güçlerinin kalmadığı bir dönemde, kendilerine zarar verme pahasına bir makinadan destek alıp mutlu gelecek hayallerine erişen bireylerin hikayesi bu. Distopik olarak nitelendirebileceğimiz MOD, hikayesi kadar hikayenin işlenişiyle de övgüyü hak ediyor. Ülkemizde çekilen bazı uzun metraj filmler bile görsel efekt anlamında çok amatörken, imece usulü çekilen bu kısa filmde her saniyenin ayrıntılı bir şekilde düşünülüp, üzerinde ince ince çalışıldığı belli oluyor. Filmin görsel efektlerini yapan Ethem Onur Bilgiç’in görüntü yönetmenliğini de üstlenerek temelden müdahele edebilmesi ortaya çıkan sonucun bu kadar başarılı olmasında önemli bir etken olmuş. Mekan, kostüm, aksesuar gibi incedetayların atmosferi destekliyelim derken sırıtma ihtimali çok yüksektir fakat MOD’da, bütün bunlar olabildiğine sade ve tamamlayıcı. Filmde fon olarak kullandığı karanlık gelecek tablosunun ucunu özelikle açık bırakan Tarsus, asıl derdinin o dünyada yaşayan birisinin hikayesi olduğunu söylemeye çalışıyor bize. Sanat alanında kaliteli üretimin imkanlardan ziyade, harcanılan enerjiyle doğru orantılı olduğuna inanırım. MOD, bu durumun en güzel örneklerinden. 2013 yılında Cannes Film Festivali’nde Türkiye Masası’ndada gösterilen, yerli ve yabancı festivallerde gösterilmiş ve çeşitli ödüller de toplamış olan film, bu günlerde Varvara isimli, sünger avcılarının hikayesini işleyecek bir belgesel üzerinde çalışan Deniz Tarsus ile tanışmak için güzel bir fırsat.
İsveç'te tıp tarihinde ilk kez rahim nakli yapılan bir kadın doğum yaptı.Gothenburg Üniversitesi ve Stockholm Tüp Bebek Ünitesi'nde görevli doktor Mats Brannstrom liderliğindeki ekibin rahim nakli yaptığı 36 yaşındaki kadının, geçen ay bir erkek çocuk dünyaya getirdiği bildirildi.İsmi açıklanmayan kadına, geçen yıl menopoza girmiş, iki çocuk sahibi 61 yaşındaki yakın bir aile dostundan alınan rahim nakledildi.Vücudunun organı reddetmemesi için ilaç tedavisi gören kadın, nakilden altı hafta sonra rahmin sağlıklı olduğunun göstergesi olarak adet görmeye başladı.Bir yıl sonra Brannstrom ve ekibi, organın iyi çalıştığından emin olunca kadından alınan yumurta ve kocasının spermini kullanarak laboratuvar ortamında dölledikleri tek bir embriyoyu kadının rahmine yerleştirdi.Tek böbrekli kadın, tüp bebek tedavisi sırasında, biri gebelik sırasında olmak üzere hafif seyreden üç reddetme vakası yaşadı, ancak hepsi ilaçlarla başarılı bir şekilde tedavi edildi.Maliyeti Jane ve Dan Olsson Bilim Vakfı tarafından karşılanan araştırmada gebelik 31. haftaya kadar normal seyrederken, annenin preeklampsi geliştirmesi ve ölümcül kalp ritminin tespiti üzerine erkek bebek sezaryenle dünyaya getirildi.Gebeliğin bu döneminde normal karşılanan, 1 kilo 800 gram ağırlığında dünyaya gelen bebek, doğumdan sonraki 10 gün boyunca yenidoğan ünitesinde tutuldu. Şu anda evlerinde olan bebek ve annenin durumlarının iyi olduğu belirtildi.Tüm bu işlemlerden önce sağlıklı yumurtalıklara sahip İsveçli kadının, 4 bin 500 kız çocuğunda bir rastlanan bir durum olan rahimsiz dünyaya geldiği ifade edildi.Mats Brannstrom, böyle yaşlı bir rahmin işe yaraması karşısında şaşkınlığa düştüğünü belirterek, 'Bebek harika. Ebeveynlerin sevincini ve onları nasıl mutlu ettiğimizi görmek çok güzel' dedi.Brannstrom, öte yandan sezaryen sırasında nakledilen rahme zarar vermiş olabileceğinden endişe ettiğini belirterek, annenin, rahminin ikinci bir hamilelik için hazır olup olmadığını anlamak için birkaç hafta beklemeleri gerektiğini söyledi.Yine ismi açıklanmayan baba, karısı ve kendisinin, deney aşamasındaki prosedürün işe yaracağından emin olduğunu belirterek, bebek için 'Çok ama çok tatlı, hiç bağırmıyor bile, sadece mırıldanıyor' dedi.Bebeklerinin, diğer çocuklardan hiçbir farkı olmadığını belirten baba, 'Anlatacak güzel bir hikayesi var. Birgün nasıl dünyaya geldiğini ve dünyada bu şekilde doğan ilk bebek olduğunu öğrenmek için gazetelere bakabilir' diye konuştu.Brannstrom ve meslektaşları, son iki yılda dokuz kadına rahim nakletti, ancak yaşanan komplikasyonlar iki vakada organların çıkarılmasıyla sonuçlandı.Yıl başında Brannstrom, yedi kadına embriyo transferine başladı. Bu kadınlardan ikisinin de en az 25 haftalık hamile olduğu açıklandı.Türkiye'deki çalışmalarTürkiye'de de rahim nakli konusunda çalışmalar sürüyor.Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Plastik Cerrahi ve Estetik Rekonstrüktif Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ömer Özkan, 8 Ağustos 2011'de 23 yaşındaki Derya Sert'e kadavradan rahim nakli yapmış, Sert dünyada bu şekilde nakil yapılan ilk kişi olmuştu.Özkan ve ekibi, sonrasında embriyo transferi yapılan Sert'in geçen yıl hamile kaldığını açıklamış, ancak kadının gebeliği 8. hafta sonundaki kontrolünde embriyo kalp atışlarının izlenmemesi üzerine sonlandırılmıştı.Bazı uzmanlar, hayattaki bir kişiden rahim alınmasını etik dışı ve hayat kurtarıcı olmayan bir ameliyat için bağışçı açısından çok riskli buluyor.AA
Adeta dev piton yılanı gibi avını yutarak yiyen henüz türü belli olmamış bu sülük türü doğada avlanırken ilk defa görüntülendi. Boyları yaklaşık 30 cm ulaşabiliyor
'Angry Birds'ün yıldızlardan oluşan ses kadrosu bir milyar atışla ortaya çıkarıldı.Son 48 saatte Angry Birds hayranları oyunda ortaya çıkan bir şey fark ettiler: Bir milyar atıştan sonra, Angry Birds filminin ilk görüntüsünü ve seslendiren ünlü oyuncuları açığa çıkartabiliyorlardı. İşte filmin bu ilk görüntüsü bugün, TSİ 16:00'da tüm dünyada görücüye çıktı.Jason Sudeikis (Horrible Bosses, We're the Millers) başroldeki sinirli Red karakterini seslendiriyor. Josh Gad , hızlı Chuck ve Danny McBride (This is the End, Eastbound & Down) uçarı Bomb'a sesleriyle hayat veriyorlar. Bill Hader (Saturday Night Live, Cloudy with a Chance of Meatballs) domuz tarafına katılıyor. Maya Rudolph (Bridesmaids, The Maya Rudolph Show) Matilda ve Peter Dinklage (Game of Thrones, X-Men: Days of Future Past) da efsanevi Mighty Eagle karakterlerini seslendiriyorlar.ABD'de 1 Temmuz 2016'da vizyona girmesi planlanan Angry Birds'ü Fergal Reilly ve Clay Kaytis yönetiyor. Yapımcılar John Cohen ve Catherine Winder . Yönetici yapımcılar Mikael Hed ve David Maisel. Yazar Jon Vitti . Tüm dünyada Sony Pictures tarafından dağıtılacak film bir Rovio yapımı.Basın bülteninden derlenmiştir
Home > Teknoloji > İBB İstanbul Trafik Yol Durumu Uygulaması İle Trafikten Kurtulunİstanbul’un çözülemeyen en büyük problemlerinden biri olan trafik yeni İstanbul Trafik Yol Durumu Uygulaması ile az daha da olsa rahatlama yolunda. İstanbullular iş yerindeyken, evdeyken uygulamaya bakarak, o an trafiğin son durumunu çok rahat öğrenip trafiğe çıkabilecekler artık.2.500.000 kişinin indirdiği IBB Cep Trafik, kullanıcılar günün her saatinde İstanbul trafiğin hakkında bilgiye sahip olabiliyorlar. Uygulamanın alt yapısını Yandex ‘in üstlenip geliştirdiği ve 175 farklı noktadan kamera ile trafiğin son durumu öğrenilebiliyor.Android,iOS ve Windows Phone cihazlar için marketlerinden ücretsiz olarak erişebilecekleri uygulamadır.Yukarıda gördüğünüz gibi Yeşil, sarı, kırmızı olmak üzere 3 ana renkte yol durumu mevcut. Bunların tonlarının açıklığı koyuluğuna göre de yoğunluk değişmekte. Eğer yol kahverengi ise, bu o yolun kapalı olduğunu göstermektedir. Kırmızı trafiğin kilit olduğunu gösterir, sarı trafiğin orta seviyeli yoğunluğu olduğunu, yeşil ise akıcı bir durum seyrettiğin göstermektedir.Yandex, altyapısını sağladı uygulamaya bir de puanlama sistemi eklemiş ve sokakların yoğunluklarına göre 1’den 10’a kadar derecelendirmiştir. 1 numara yol boş anlamına gelmekte, 10 numara ise yolun kilit halinde olduğunu bildirmektedir. Alttaki skalada numaraların hangi anlamlara geldiğini görebilirsiniz.Yandex Trafik Puan Sistemi1 Trafik açık2 Trafik akıcı3 Yer yer yoğun, akıcı trafik4 Yoğun, yer yer akıcı trafik5 Yoğun trafik6 Çok yoğun trafik7 Trafik durma noktasında8 Kilometrelerce süren trafik yoğunluğu9 Trafik kilitlendi10 Metro ile gitmek daha iyiBenefitdo.com
Birleşmiş Milletlere bağlı Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) her sene ülkelerden gelen verileri toplayarak sıralamayı açıklar. Bu verilere göre 2013 yılında Türkiye Dünya sıralamasında Almanya ve Birleşik Krallık’ı geride bırakarak ilk 6 da yer almıştır. Listenin üst sıralarında İtalya, İspanya, Çin, A.B.D. ve Fransa bulunur. Avrupa sıralamasında ise Fransa, İspanya, İtalya’dan sonra 4’üncü sıradadır. Gayet iyi derecelere sahip olan Türkiye turizmi, yükseliş ivmesini korumaktadır.