Görüş Bildir
Johnny Cash'ın Mektubu Gelmiş Geçmiş En Güzel Aşk Mektubu Seçildi
Gelmiş geçmiş en büyük müzik adamlarından birisi olarak kabul edilen Johnny Cash'in 1994 senesinde eşi June Carter'a yazdığı mektup, tüm zamanların en güzel aşk mektubu olarak seçildi.Daily Mail'in gerçekleştirdiği oylamada Cash, Winston Churchil, John Keats, Ernest Hemingway, Napoleon Bonaparte, Richard Burton, 8. Henry, Beethoven, Gerald Ford ve Jimi Hendrix'i geçmeyi başardı. 1994 senesinde Danimarka'dan yazılan mektupta eşinin doğumgününü kutlayan Johnny Cash, 'Tanıştığım en mükemmel kadınla hayatımı paylaştığım için çok şanslıyım' gibi duygu yüklü cümleler kullanıyor.
Facebook 'Veraset ve İntikal' Özelliklerini Duyurdu
Facebook, son bir yıldır üzerinde çalıştığı ölüm kalım meselesine sonunda çözüm üretti. Kullanıcıların hesaplarının da “ebedi hayata intikal etmesinin” önünü açan yenilik, ölümden sonra hesaplarını yönetecek bir Facebook varisi tayin etmesini sağlıyor.Bugün itibariyle ABD’de devreye alınmaya başlanacak olan özelliği, kullanıcı hesaplarının güvenlik ayarları sekmesine eklenen Türkçe’ye “Vasiyet Bağlantısı” diye çevirebileceğimiz “Legacy Contact” seçeneğinden yönetiliyor. Burada kullanıcılara sunulan üç farklı seçenek şöyle:Hiçbir şey yapma. Bu durumda Facebook’un cenaze işlerinde halihazırda devam eden hesabı anıtlaştırma süreci işliyor. Yeterince sayıda kullanıcının geri bildirimi kanıt olarak görülüyor ve hesap donduruluyor.Hesabımı sil. Facebook o gün gelip, sizin artık bu dünyada olmadığınızı anladığında hesabınızı siliyor.“Legacy Contact” belirle. Facebook ilgili kullanıcısının öldüğünü tespit ettiğinde, arkadaşlarınızın da bunu anlamasını sağlayacak şekilde hesabınızda değişikliklere gidiyor. En başta isminizin önüne İngilizce’de “Remembering” deyimi geliyor. Türkçe’de bunun örneğin “Merhum Merve Kara” ya da “Merve Kara’yı Hatırlamak” şeklinde olacağını tahmin ediyoruz.
Görünüşüyle Korkutan, Verdiği Mücadeleyle Göğüs Kabartan Kadın: María Cristerna
Sadece dış görünüşe önem vermek, bazen aldatıcı olabiliyor. Bunun en etkileyici örneklerinden birini, bu içerikte sizlerle María José Cristerna'nın verdiği mücadelenin hikayesini paylaşarak göstereceğiz. Kendisi yeraltı dünyasının şeytani patroniçelerinden birisi gibi gözüküyor olabilir. Fakat aslında María eski bir avukat. Ayrıca dört çocuk annesi ve Meksika'da aile içi istismara maruz kalan kadınlar adına konuşan bir konuşmacı. Medya mensupları tarafından 'Vampir Kadın' olarak adlandırılan María'nın vücudunda yaptığı değişiklikler aslında büyüdüğü yerdeki sert, çeteler ve mafyaların etkisi altındaki çevreyi yansıtıyor. Ayrıca yaptığı bu radikal fiziki değişikliklerle dünyadaki tüm kadınlara da, cesur olmaları konusunda bir mesaj veriyor.
Benzine '5 Kuruş' İndirim Geldi
Peş peşe zam haberi aldığımız benzinden bu defa indirim haberi geldi.Benzinin litresi 5 kuruş düşürüldü.İndirimli fiyatlar bu gece yarısından itibaren geçerli olacak. İndirim sonrasında İstanbul'da bir litre 95 oktan benzin fiyatı ortalama 4,43 TL seviyelerinden 4,38 TL'ye; Ankara'da ise 4,44 TL'den 4,39 TL'ye düşecek.Ajanslar
Osmanlı Döneminde Yaşasaydın Mahlasın Ne Olurdu?
Hepimizin illaki bir nick'i vardır; peki bu zamanda değil de Osmanlı zamanında doğsaydın nick'in yani o zamanki adıyla mahlasın ne olurdu hiç düşündün mü? Karakterine göre Osmanlıca mahlasını öğrenmenin tek yolu bu test!
Reklam
Reklam
Bu iPhone 6, Tam 3,5 Milyon Dolar
iPhone 6 size ucuz geliyorsa, 'cebinizi delecek' bu özel iPhone 6'ya mutlaka göz atın!iPhone 6'nın pek ucuz olmadığı, ülkemizde bazı modellerinin fiyatının 3.000 TL'nin bile üzerinde olduğu bir gerçek. Ancak her şeye rağmen iPhone'un ucuz olduğunu düşünüyorsanız, size göre bir çözüm var.Goldgenie'nin özel iPhone'u, yaklaşık 3.5 milyon dolara satışa sunuluyor. 24 ayar altınla, kırmızı altınla veya platinle kaplı özel iPhone, Daily Star'ın haberine göre 'geleneksel beyaz elmaslara' ve safir, zümrüt, yakut, topaz ve turmalin gibi çeşitli değerli taşlara sahip olabiliyor. Kullanıcılar, Apple logosunun Swarovski kristalleriyle kaplanmasını talep edebiliyorlar.
Akıllı Telefonda Devrim: 45 Gün Dayanan Şarj
ABD merkezli telefon üreticileri bekleme süresince şarjı 45 gün dayanabilen akıllı telefon üretti. Telefon üreticisi Blu’nun CES 2015’te anons ettiği ve 5.000mAh kapasiteli piliyle tüm dikkatleri bir anda üzerine çekmeyi başaran yeni telefonu Studio Energy satışa çıktı. Telefon daha önce açıklandığı üzere 149 dolarlık fiyatıyla listelendi. Yüksek kapasiteli pil Blu’nun pazarlama noktasındaki en büyük kozu olacak. Şirketin açıkladığı verilere göre Studio Energy 4 gün kullanım, 45 gün de bekleme süresine sahip.İHA
Sevgilimize Göndereceğimiz Mesajı Bile Google’dan Arıyoruz!
“Online” ve “offline” dünyanın iç içe geçtiği günümüzde gündemin aynası olan Google Arama Trendleri‘nde ‘sevgiliye gönderilen/gönderilecek mesaj ve söz’ aramaları da ciddi oranda arttı. Gelişen mobil teknolojilerle birlikte sevgiliye gönderilecek mesajların ne olması gerektiğini de artık Google’a sorar hale geldik.Google Arama Trendleri’ne göre Türkiye’de yapılan “Günaydın Sevgilim…” “İyi Geceler Aşkım…” mesajlarının arama hacimlerindeki artış dikkat çekici noktaya ulaştı. Google Arama Trendleri analizinde Türklerin aşk hayatında da ekranlardan kopamadığı ve mesaj gönderirken de içeriği belirlemede Google’a danıştığı sonucu ortaya çıktı.
Reklam
Berlinale'in Siyasi Kimliği
Berlinale, Cannes ve Venedik ile birlikte sinema dünyasının en önemli üç festivalinden biri. Berlinale’i, diğer iki dev festivalden ayıran en önemli özelliklerinden biri ise, siyasi söylemli filmlere ağırlık vermesi.Berlinale'e davet edilen, siyahi kadın yönetmen Ava DuVernay imzalı “Selma” yani “Özgürlük Yürüyüşü”, sadece siyasi değil aynı zamanda tarihi ağırlığı da olan bir film. 1965 yılında Martin Luther King liderliğinde ABD'nin Selma kentinden Montgomery'ye tam 87 kilometrelik yolun katledildiği üç protesto yürüyüşü, Amerikan tarihinin en önemli insan hakları eylemlerinden biri olarak gösterilir.Selma'dan Nijerya'yaSiyahilere gerçek anlamda oy verebilme hakkının önünü açan bu barışçıl eylemlerin yankısı, bugün bile hissedilebiliyor. Martin Luther King'i canlandıran İngiliz aktör David Oyelowo, daha filmin Berlinale'de gösterildiği günün sabahı Nijerya'da olduklarını anlatıyor: “Nijerya'ya davetliydik, bazılarınız haberdardır, ülkede yakında seçimler var, gerçekten önemli seçimler bunlar. Seçimler kısa bir süre önce, ülkenin kuzeyindeki Boko Haram kaynaklı tedirginlik nedeniyle altı hafta ertelenmişti. “Selma” filminde barışçıl protesto ve sevgi konu ediliyor, nefretin, ırkçılığın nasıl alt edilebileceği konu ediliyor. Biz de, ülkede barışı desteklemek için, davetli olarak filmi Nijerya'da gösterdik, bu muhteşemdi. İki gün önceki gösterime tam 4 bin 600 kişi geldi.”22 Şubat'ta yapılacak Oscar Ödül Töreni'nde de en iyi film dalında aday olan “Selma” Berlinale'de özel bir galayla sinemaseverlere sunuldu.Geçmişin sorunları bugünü şekillendiriyorRomanya'dan Altın Ayı yarışına katılan “Bravo!”, yani Türkçesiyle “Aferin!” ise, seyircileri 1835 yılına götürüyor ve Roma azınlığın maruz kaldığı baskıyı gözler önüne seriyor. 1850'ye kadar kölelik sisteminin devam ettiği ülkede, bırakın Roma kelimesinin telaffuz edilmesini, bu azınlığa mensup olanlar “köle çingene” olarak adlandırılıyor ve ikinci sınıf insan muamelesi görüyordu. Kaçak bir kölenin peşine düşen bir jandarma ile oğlunun yolculuğu, günümüzde de azınlıklara yönelik devam eden önyargıların ve şiddetin ipuçlarını veriyor. Yönetmen Radu Jude, “Geçmiş ile bugünün bağlantısını irdeleyecek bir film yapmak istiyordum, geçmişin sorunlarının bugünü nasıl sekillendirdiğine dair. Geçmişin sorunlarının nasıl olup da devam ettiğini, dönüştüğünü ve bugüne vardığını incelemek istedim.” şeklinde konuşuyor. Siyah-beyaz çekilen ve bir Western olarak tanımlayabileceğimiz “Aferin!” Altın Ayı yarışının iddialı yapımlarından.
Reklam
Sevimlilikte Sınır Tanımayan Organize Hayvan Halleri
Kediler, köpekler, pandalar hatta kertenkeleler... Birlik olup dünyayı ele geçirebilir mi? Bu fotoğraflardaki dayanışmayı gördükten sonra insan düşünmeden edemiyor. Bir gün hayvanların dünyayı ele geçirmesi mümkün mü? Şayet bu gerçekleşirse, içinde yaşadığımız dünyadan daha iyi bir yerde yaşayabilir miyiz? Şimdilik bu soruların cevabı bekleyedursun, biz bu sevimlilik abidesi hayvanların girdiği hallere bakıp biraz tebessüm edelim.İyi eğlenceler...
Reklam
Dünyanın En İnce Çerçeveli Telefonu: Serendipity S7
Çin'de ortaya çıkan Serendipity S7, hem çok ince çerçevesiyle hem de iPhone'a benzerliğiyle dikkat çekiyor.Akıllı telefonlarda çerçevelerin incelikleri giderek azalıyor ve yakında tamamen çerçevesiz akıllı telefonları da göreceğiz. Diğer taraftan bu anlamda Çin'den oldukça ince çerçeveli telefon gelmeye başladı. Mesela Çinli Meizu MX4 1.1 mm'lik çerçeve kalınlığıyla dikkatleri üzerine çekmişti . Şimdi ise yine Çin'den çok ince çerçeveye sahip bir telefon geliyor.Geçtiğimiz gün ortaya çıkan Serendipity S7 isimli telefon, sadece 0.7 mm'lik çerçeve kalınlığıyla dünyanın en ince çerçeveli telefonu olmaya hazırlanıyor. Bu cihazın ortaya çıkan fotoğraflarına baktığımızda da Serendipity S7 'nin iPhone 6'nın tasarım çizgisine sahip olduğunu görüyoruz.Diğer taraftan Serendipity S7'de , 5,5 inç büyüklüğünde Full HD ekran, Qualcomm Snapdragon 400 işlemci, 2 GB RAM , 16 GB dahili hafıza, 13 megapiksel arka kamera, 5 megapiksel ön kamera ve 2600 mAh değerinde batarya gibi özellikler yer alıyor. Bu cihazın Çin dışında satışa çıkıp çıkmayacağı ise henüz belli değil.Teknokulis
Moody's'den Merkez Bankası Açıklaması
Moody's tarafından yayımlanan raporda, TCMB üzerindeki baskının Türkiye'nin kredi notuyla uyumsuz olduğunu belirtildi.Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's tarafından yayımlanan raporda, TCMB üzerindeki baskınınTürkiye'nin kredi notuyla uyumsuz olduğunu belirtildi.Türkiye için yabancı yatırımcının psikolojisinin hala önemli olduğuna değinilen raporda, 'Türk ekonomisi yurtdışı borçlanmaya bağlı. Kurumlar üzerindeki baskı kredi notuüzerinde de baskı yaratıyor. TCMB üzerindeki baskı kredi notuile uyumlu değil' denildi.Moody's kurdaki oynaklığın artmasının finansman üzerinde risk yarattığını belirtirken, kurumların siyasileştirilmesinin yatırım ortamını olumsuz etkileyeceği yorumu yapıldı. Raporda ayrıca artan baskının altyapı projelerinin finansmanına fazla etkisi olmadığı da ifade edildi.Finans Gündem
Suriyelilere Verilecek Çalışma İzni Neleri Kapsıyor?
Türkiye’de Suriyeli mülteciler için hazırlanan yasa tasarısına göre işyerlerinde yüzde 10’luk baraj uygulanacak, turizmde çalışmalarına ise yasak getirilecek. Türkiye'de sayıları 2 milyona yaklaşan Suriyeli mültecilere çalışma izni verilmesi konusunda son aşamaya gelindi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın mültecilerin hangi sektörlerde hangi şartlarda çalışabileceklerine dair hazırladığı taslak pakette, yerli çalışanların mülteciler nedeniyle iş kaybı yaşamaması için ilginç önlemlere yer veriliyor.Pakete göre, bir işletme çalışan sayısının en fazla yüzde 10'a kadar Suriyeli çalıştırabilecek. Bu sınırlandırma özellikle tarım sektöründeki mevsimlik işlerde söz konusu olmayacak. Özellikle Antalya ve çevresinde ise Suriyelilerin turizm sektöründe çalışmaları yasaklanırken, mühendislik, sağlık ve eğitim alanında nitelikli olan Suriyelilerin bu alanlarda çalıştırılması için ise bağlı bakanlıkların izni gerekecek.Bakan Çelik: 100 bin açık iş varÇalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, taslak pakete ilişkin yaptığı açıklamada, Türkiye'de yarı zamanlı ve mevsimlik işlerde 80-100 bin açık iş bulunduğunu belirterek, Suriyeli mültecilerin bu ihtiyacı karşılayabileceğini kaydetti.Suriyelilerin asgari ücretin altında çalıştırılamayacağını ve primlerinin ödeneceğini dile getiren Bakan Çelik, düzenlemenin Türk vatandaşlarının istihdam piyasasında mağdur olmasını engellemeye dönük adımlar içerdiğini vurguladı. Bakan Çelik'in bu açıklamasının arkasında, mültecilerin işgücü piyasasında düşük ücretlerle uzun saatler çalışmasının bazı sektörlerde Türk vatandaşlarının işsiz kalması ile sonuçlanmasının etkisi var.Türkiye'de işsiz sayısı giderek artıyorSayıları resmi rakamlara göre 1 milyon 600 bini aşan Suriyeli mülteciler, Türkiye'de kaçak olarak çalışıyor. Herhangi bir sosyal güvenliği olmadan ve mevcut ücretlerin yarısına hatta üçte birine çalıştırılan Suriyeliler, özellikle tarım, inşaat ve tekstil sektörlerinde iş buluyor. Son açıklanan işsizlik rakamları da Bakan Çelik'in kaygısını doğrular nitelikte.Ekim 2014 işsizlik verilerine göre istihdam edilenlerle işsizlerin oluşturduğu işgücü sayısı son bir yıllık dönemde yaklaşık 2 milyon artarak 29 milyon 153 bine ulaştı. Toplam işsizlik oranı ise yüzde 10,6'ya ulaşmış durumda. Uzmanlar, özellikle Kahramanmaraş, Adana, Şanlıurfa, Hatay gibi bölgelerde işsizlik artışında mültecilerin payı olduğuna dikkat çekiyor.“Ücretler düşüyor, çalışma saatleri uzuyor”Deutsche Welle Türkçe Servisi'ne konuşan DİSK Eğitim ve İşçi Sağlığı Daireleri Müdürü Tevfik Güneş, Suriyeli çalışanların mutlaka sosyal güvenlik kapsamına alınması gerektiğini belirterek “Ancak şu durumda mültecilerin daha düşük ücrete ve güvencesiz olarak çalıştırılmasını engellemek kolay gözükmüyor” diye konuşuyor.Suriyelilere “çalışma” denemeyeceğini ancak çalışma koşullarının iyileştirilerek istihdam piyasasını dengeye oturtmak gerektiğini vurgulayan Güneş, “Türkiye'de 90'lı yıllarda köy boşaltmalarla kentlere yüz binlerce insan göçmüş ve iş gücü piyasasındaki koşullar tepetaklak olmuştu. O yıllara benzer bir durum yaşanıyor şu an. Tarım ve inşaatta ücretler düşüyor, çalışma saatleri artıyor” değerlendirmesinde bulunuyor.“Kimsenin istemediği işleri yapıyorlar”400 bin Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapan Şanlıurfa'nın Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Eyüp Sabri Ertekin ise Suriyelilerin iş gücü piyasasına katılmasından memnun. Kentte özellikle tarım ve inşaat sektörünün Suriyelilerin gelişi ile canlandığına dikkat çeken Ertekin, “Suriyeliler, kimsenin yapmak istemediği işleri yapıyor. O yüzden mevcut işsizliğe olumsuz katkı yapacaklarını düşünmüyorum. Örneğin bu yıl pamuk üreticileri, Suriyeli işçiler olmasaydı ürünlerini toplayacak insan bulamayacaktı” diyor.Şirketlere Suriyeliler için getirilen yüzde 10 barajını eleştiren Ertekin, “Biz bölgemizde ve kentimizde bu oranın yüzde 20'ye çıkarılmasını istiyoruz. Hem daha fazla Suriyeli iş sahibi olur hem de ekonomimiz daha hızlı kalkınır” diyor.Suriyeli mülteciler seçim malzemesi olacakSuriyeli mülteciler ve işgücü piyasalarına etkisi sadece ekonominin değil, siyasetin de ana gündem maddelerinden biri olmaya devam edecek gibi gözüküyor. Metropoll Araştırma şirketinin sahibi Prof. Dr. Özer Sencar, muhalefet partilerinin Suriyelilerin Türkiye'de yoğun olarak bulundukları kentlerde artan işsizlik ve yoksulluk üzerinden iktidarı eleştireceğini söylüyor.Bu siyasi söylemin Kahramanmaraş, Hatay, Mardin gibi kentlerde kendine destek bulabileceğini ifade eden Sencar, “Hükümetin açıkladığı çalışma izni paketi de aslında siyasi bir manevra. Anadolu'da Suriyeli mültecilerden kaynaklı sorunları gizlemek için iyi bir yöntem. Bu paketle aslında Türklere ‘merak etmeyin Suriyeliler yüzünden işsiz kalmanıza ya da az para kazanmanıza müsaade etmeyiz' deniyor. Seçim öncesi böyle bir söylem üretiliyor” değerlendirmesi yapıyor.Deutsche Welle Türkçe
'Ben Bertolt Brecht' 26 Şubat'ta Trump'ta
Genco Erkal’ın Tülay Günal’la birlikte rol aldığı, sahnelendiği ilk günden beri büyük ilgi gören ve Tiyatro Eleştirmenler Birliği tarafından da “Yılın Tiyatro Oyunu Ödülü”nü alan oyunu “Ben Bertolt Brecht” , 26 Şubat'ta Trump Kültür ve Gösteri Merkezi'nde sahnelenecek.Genco Erkal’ın Tülay Günal’la birlikte rol aldığı, sahnelendiği ilk günden beri büyük ilgi gören ve Tiyatro Eleştirmenler Birliği tarafından da “Yılın Tiyatro Oyunu Ödülü”nü alan oyunu “Ben Bertolt Brecht” , 26 Şubat'ta Trump Kültür ve Gösteri Merkezi'nde sahnelenecek.Genco Erkal  Bertolt Brecht'le tanışmasını şöyle anlatıyor:'Öyle yazarlarım var ki yıllar boyu peşimi bırakmıyorlar, peşlerini bırakmıyorum. İşte Nazım Hikmet, Aziz Nesin; işte Brecht... Tanışmamız 60’lı yıllar... İlk Brecht oyunum, Ankara Sanat Tiyatrosu’nda Asaf Çiyiltepe’nin yönettiği 'Arturo Ui’nin Önlenebilir Yükselişi', yıl 1966... Bir önceki oyunuma Nazım Hikmet'le 35 yıl demiştim. Demek ki bu yıl da Bertolt Brecht'le 46 yıl diyebilirim. Gene uzun bir yolculuk...Berlin'e gidip onun tiyatrosu Berliner Ensemble'la tanışmam, Zeliha Berksoy'la birlikte sürekli doğuya geçip Brecht oyunlarını defalarca izleyişimiz, ardından Dostlar Tiyatrosu’nun kuruluşu... Mehmet Akan'la birlikte kotardığımız, Kafkas Tebeşir Dairesi'nden yola çıkarak Osmanlı dönemine, Celali isyanları ortamına uyarlanan Feleknaz Hatun ile Gülizar Kızın Analık Davası... 1978 yılında Brecht'in şiir, şarkı ve öykülerinden oluşturduğum ilk gösteri, Zeliha Berksoy'la birlikte oynadığımız Brecht Kabare... İki yıl sonra Mehmet Ulusoy'un olağanüstü yorumuyla Kafkas Tebeşir Dairesi...1983 yılında 12 Eylül karanlığını delip aydınlatan Galileo Galilei... Baskının en yoğun olduğu günlerde Baro Han'daki tiyatromuzu bir direniş merkezine dönüştüren oyun... Ardından yeniden şiirlere, şarkılara dönüş ve ilk Ben Bertolt Brecht... Ve 87 yılında Dostlar Tiyatrosu'nun son büyük Brecht yapımı olan Bay Puntila ile Uşağı Matti...1997'de Zeliha Berksoy için uyarladığım Yosma... Brecht'le olan tüm uzun yolculuğumuz boyunca Zeliha Berksoy hep yanımdaydı. Brecht'in şarkılarını Türkiye'de tanıtan, yıllar boyu Kurt Well'ların, Hans Eissler'lerin vazgeçilmez, üstün yorumcusu hep oydu. Onun tiyatromuza katkılarını unutmak mümkün değil. Yosma'dan bu yana, 'Yaşasın Savaş' adlı gösterimizdeki alıntıları saymazsak 15 yıl Brecht'siz bir tiyatro yaşamım oldu.Onun için şimdi Brecht zamanı diyorum. Marks'ın Dönüşü'nden sonra bu da Brecht'in Dönüşü olsun. Onun o sivri dilini özledik. Düşünmeyi keyfe, eğlenceye dönüştüren zekasını, gülmece dehasını özledik. İnsanın gözünü açan, ufkunu genişleten, sorduğu sorularla kışkırtan, uyaran, baştan çıkaran yazarımızı yeniden sahneye davet ediyoruz. Günümüz üstüne söyleyeceklerini dinleyelim. Bir de onun gözüyle bakalım: Nereye gidiyoruz?Brecht'in şiirleri, şarkıları epey uğraştırdı bizi. 1978'de Brecht Kabare, Ankara turnesinde yasaklandı. 12 Eylül döneminde sahnelediğimiz Nazım Hikmet, Haldun Taner ve Aziz Nesin’in yapıtlarının yanı sıra Brecht'in şiir ve şarkılarının yer aldığı 'Her Gün Yeni Baştan' yasaklandı. Bakalım bu kez Brecht usta ülkemizde nasıl karşılanacak?Hınzır yazarımız sanki bugünleri, bizleri düşünerek yazmış kimi şiirlerini. 'Baskının arttığı günlerde karar verdi bizimki/ ekmeğinden olmamak için ağzını sıkı tutacaktı' diyor. 'İnsanların nasıl alınıp satıldığını gördüm insan pazarlarında' diyor. İsyan ediyor: 'Bozuk adalet yeter artık. Acemi ellerde yoğrulan, iyi pişmemiş adalet yeter. Yeter dura dura bayatlayan adalet'.'İleri Haber
Reklam