onedio
Görüş Bildir

NATO Haberleri

NATO ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. NATO ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Uçakta Açıklama “Trump’ı Ülkeye Davet Ettim””
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yurt dışı gezisi sonrasında uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Yeniden ABD Başkanı seçilen Donald Trump’ı kutlayan Cumhurbaşkanı, Trump ile yaptığı telefon görüşmesinde onu ülkemize davet ettiğini söyledi. Erdoğan ayrıca, telefon görüşmesi sırasında Trump’ın yanında bulunan Elon Musk ile de kısa süreli konuştuğunu söyledi. Cumhurbaşkanı, Trump’ın yeni döneminde Ukrayna ile Rusya arasındaki savaşı bitirmek için elinden geleni yapmaya da hazır olduğunu söyledi.İşte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gazetecilere yaptığı açıklamalardan öne çıkanlar
Türkiye, Kırım İçin Devrede: Amaç Barışçıl Çözüm
Rus askeri birliklerinin, Ukrayna’ya bağlı Kırım Özerk Bölgesi’ne girmeleri ve stratejik noktaların kontrolünü ele geçirmesiyle çok daha tehlikeli bir sürece giren “Kırım bunalımı”, yerel seçim gündemine boğulmuş Türkiye’nin de gündeminde. Kırım bölgesinin Türkiye açısından tarihsel ve stratejik öneminin yanısıra nüfusu 350.000’in üzerindeki Kırım Türkleri ile yakın soydaşlık bağları da Türkiye’nin, bunalımın en kısa sürede ve diplomatik yollarla çözümü için devreye girmesine yol açan unsurlar arasında yer aldı. Ukrayna’da aylardır yaşanan gerilimin, Karadeniz’i etkileyebilecek sıcak savaş sınırına yaklaşması üzerine Cumartesi günü Ukrayna’ya dışişleri bakanını gönderen ve göreve gelen yeni yönetimle ilk temas kuran ülke olan Türkiye, Kırım’da yaşanan gerginliğin giderilmesi için çok yönlü bir diplomatik süreç içerisinde. Bakan Davutoğlu, Cumartesi gününden bu yana aralarında ABD, Fransa, Polonya, Almanya, İngiltere ve AB dışişleri bakanları olmak üzere süreci yakından takip eden ülkelerle yakın temas içinde kaldı ve görüş alışverişinde bulundu. Dışişleri Bakanı’nın bu temaslarının ileriki günlerde de devam edeceği ve Rusya ile de konunun ele alınacağı bir zemin arayışında olduğu kaydedildi. Türkiye’nin konuyla en üst düzey ilgisini gösteren gelişme Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün liderliğinde Pazartesi günü gerçekleştirilen ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ile diğer yetkililerin de katıldığı toplantı oldu. Toplantıda, Kırım bunalımının yanısıra gelişmelerin bölgeye olası etkileri ve Türkiye’nin takınması gereken tavır da masaya yatırıldı. Türkiye açısından en olumsuz senaryo, Kırım merkezli gerilimin Rusya ve Ukrayna arasında bir askeri çatışmaya dönme ihtimali olarak görülüyor. Her iki tarafın da Karadeniz’de güçlü filolarının bulunması olumsuz bir durumda gelişmelerin Türkiye’ye önemli yansımaları olabileceğini gösteriyor. Bu kapsamda, olası çatışma durumunda, NATO’nun alacağı karar da Montreux Sözleşmesi ile Karadeniz’e kıyısı olmayan ülkelerin boğazlardan askeri gemi geçişlerini kontrol altında tutan Türk hükümeti açısından büyük önem taşıyacak. Dolayısıyla Ankara’da yapılan ilk değerlendirmelerde, sorunun sıcak çatışmaya dönüşmeden barışçıl yollarla çözümüne vurgu yapılıyor. Davutoğlu, Pazar günü yaptığı açıklamada, Ukrayna’nın parçalanmasının bölgedeki birçok tartışmalı bölgeyi de olumsuz etkileyebileceği değerlendirmesini yapmış, Moldova ve Gürcistan’daki bazı bölgelerin de kopuş içine girebileceklerini kaydetmişti. Ancak Davutoğlu, bölgedeki en önemli dengelerden birinin Türk-Rus ilişkileri olduğunun altını çizerek, Türkiye’nin “Rusya’la bir gerilim içine girmeyeceği” öngörüsünde bulunmuştu. Aynı değerlendirmelerde en acil durum olarak ise sayıları 350,000’i bulan Kırım Türkleri’nin can ve mal güvenliğinin korunması ve gelişmelerin Kırım Özerk Bölgesi’nin Ukrayna’dan kopmasına yol açacak şekilde büyümesini önlemek olarak görülüyor. “Kırım’ı Türkiye’nin bir parçası olarak mütalaa ediyoruz” diyerek, konunun Ankara açısından ne kadar önemli olduğunu vurgulayan Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Kırım Türkleri’nin geçmişte yaşadığı acıları tekrar yaşamamaları için konuyu hassasiyetle ve yakından takip ettiklerini kaydetti. Atalay, “Kırım bizim için çok önemli. Orada yeni haksızlıklar olmaması için de şu anda Türkiye aktif şekilde devrede,” diye konuştu. Bakan Davutoğlu da 50 kadar derneğin katılımıyla oluşan Kırım Dernekleri temsilcilerini kabul ederek, Türkiye’nin bu süreçte Kırım Türkleri’nin yanında olmaya devam edeceği güvencesini verdi. Kırım Türkleri’nin 1944 senesinde yaşadıkları topraklardan sürüldüğünü ve büyük acılar yaşadıklarını anlatan Davutoğlu, “Başbakanımız ve Cumhurbaşkanımızın, Kırım’da veya dünyanın herhangi bir yerinde soydaşlarımızla ilgili herhangi bir meseleye kayıtsız kalacağını zihninizin ucundan bile geçirmeyin,” diye konuştu. Toplantıya katılan Kırım dernekleri adına çıkışta gazetecilere açıklamalarda bulunan Kırım Türkleri Yardımlaşma Derneği Başkanı Tuncer Kalkay, Kırım Türkleri’nin can güvenliklerinin tehlikede olduğunu belirterek, Ukrayna ordusuna bağlı generallerin bile teslim olmaya başladığını anlattı. Kalkay, Türkiye’den beklentilerinin işgalin durdurulması ve Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ve siyasi egemenliğinin “barışçıl yollarla” korunması için uluslararası toplumu harekete geçirmesi olduğunu da belirtti. Serkan DemirtaşBBC Türkçe
Obama'dan Sert Rusya Açıklaması
Moskova'nın “tarihin yanlış tarafında durduğunu” söyleyen Obama, şöyle devam etti: “Dünya, Rusya'nın attığı adımları Ukrayna'nın egemenlik haklarının ve uluslararası hukukun ihlali olarak tanıma noktasında gitgide birleşiyor.” Obama Rusya'nın mevcut çizgisini izlemeye devam etmesi halinde Rusya'yı izole eden ekonomik ve diplomatik adımlar atacaklarını belirtti. Ukrayna ile Rusya arasındaki gerginlikse tırmanıyor. Ukrayna, fiili olarak Rus Ordusu'nun kontrolüne geçen Yarımada'da savaş çıkmasından endişeli. Ukrayna yönetimi, cuma günü orduyu seferberlik durumuna geçirmişti. Kiev'de bulunan Alman Heinrich Böll Vakfı'ndan Kiril Savin'e göre Ukrayna bu hamleyle 'Şayet egemenliğimize müdahale edilirse, harekete geçeceğiz' demek istiyor. Savin 'Bunun yalnızca sembolik bir adım olduğunu düşünüyorum. Ancak Rus silahlı kuvvetleri Kırım'da bir müdahalede bulunursa, işte o zaman askerî ve sivil bir cevap verileceğinden eminim' diyor. Ukrayna Rusya'ya karşı koyabilir mi? Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin parlamentodan Ukrayna'ya asker gönderme yetkisi almıştı. Ukrayna geçici hükümetinin Başbakanı Arseniy Yatsenyuk, kararı 'kendilerine karşı bir savaş ilanı' olarak algıladıklarını söyledi. Yatsenyuk, ülkesinin bir felaketin eşiğinde olduğunu da vurguladı. Fakat uzmanlara göre, gerçekten bir savaş çıkması halinde Ukrayna'nın Rusya'ya askerî anlamda karşı koyması pek de mümkün görünmüyor. Ukrayna, destek için gözlerini NATO'ya çevirmiş durumda. Pazar günü Kırım Yarımadası'nda yaşananları değerlendirmek üzere bir araya gelen NATO üyesi ülkeler de Rusya'yı eleştirdi. NATO Askerî Komitesi Eski Başkanı Harald Kujat, NATO'nun yalnızca eleştiride bulunmasını yeterli bulmuyor: 'NATO'nun acil toplantıdan çok NATO-Rusya Konseyi kapsamında ve dışişleri bakanları düzeyinde iletişime geçmesi daha doğru olurdu. En azından bu tip bir adım daha etkili olurdu. Çünkü bu konsey tam da Rusya ve NATO'yu ilgilendiren bu tip güvenlik konularını ele alabilmek için kuruldu.' 'NATO Ukrayna'ya vaatte bulunamaz' Kujat NATO'nun Ukrayna'ya yardım sağlayıp sağlayamayacağı sorusuna da şöyle yanıt veriyor: 'Ukrayna NATO üyesi olmadığından, NATO herhangi bir vaatte bulunamaz. İki taraf arasında daha farklı bir yasal zemin söz konusu. Bu nedenle NATO somut bir yardımda bulunamayacaktır. Ki zaten bu tip bir adımın da doğru olacağını düşünmüyorum. Şu anda önemli olan Rusya hakkında görüş bildirmekten çok Rusya ile görüşme halinde olmaktır.' Öte yandan, Kiev'deki hükümetin Ukrayna silahlı güçlerini ne ölçüde komutasında bulundurup bulundurmadığı da bilinmiyor. Reuters haber ajansının Moskova kaynaklı haberlerine göre, Ukrayna deniz kuvvetlerine bağlı Amiral Gemisi Hetman Sahaidachny fırkateyninin Rusya silahlı kuvvetlerine katılarak Kiev'den gelen emirleri uygulamadığı belirtiliyor. Rus Senatör İgor Morozov da bir açıklama yaparak, geminin kendi komutalarına geçtiğini tasdik etti. Heinrich Böll Vakfı'ndan Kiril Savin'e göre, Yanukoviç yönetimi etkisini koruyor: 'Devlet kurumları içerisinde hâlâ Yanukoviç döneminden kalma kişiler var. Bunlar her ne kadar aktif olarak Kiev'deki yeni hükümete karşı bir adım atmasalar da, alınan kararları sabote ediyorlar.' Halk oylaması gündemde Rus silahlı kuvvetlerinin Kırım Yarımadası'ndaki askerî varlığı, bölgede Ukrayna hükümetinin etkisini de zedeliyor. Rusya yanlısı Rus Birliği Partisi Başkanı Sergey Aksenov, geçen hafta yönetimi ele aldıklarını duyurmuş ve başbakan seçilmişti. Açıklamanın hemen ardından Ukrayna İçişleri Bakanı Pavel Petrenko ise bu yönetimin yasal olmadığı uyarısında bulundu. Yeni Kırım yönetimi 30 Mart'ta Yarımada'nın özerkliği konusunda halk oylaması yapılmasını planlıyor. Oylamanın, Ukrayna'nın bölünmesi ile sonuçlanabileceğine de dikkat çekiliyor. Kırım halkının çoğunluğunun Rusça konuştuğu ve kendisini Rusya'ya yakın hissettiği belirtiliyor. ©Deutsche Welle Türkçe Marcus Lütticke / Nalan Şipar Editör: Başak Özay
NATO'dan Olağanüstü Ukrayna Toplantısı
Polonya NATO kurucu antlaşmasının 4. maddesine dayanarak ittifakı olağanüstü toplantıya çağırdı. Güvenliğinin tehdit altında olduğunu hisseden üye 4. maddeyi işletebiliyor. Toplantı Salı günü. NATO kurucu antlaşmasının 4. maddesine göre, toprak bütünlüğü, siyasi bağımsızlığı ya da güvenliğini tehdit altında gören bir ülke, diğer üye ülkeler ile istişarelerde bulunmak üzere ittifakı olağanüstü toplanmaya çağırabiliyor. NATO'dan yapılan açıklamada Polonya'nın bu talebi üzerine toplantının Salı günü yapılacağı duyuruldu. Açıklamada, 'Ukrayna'daki gelişmelerin komşu ittifak üyesi ülkelere tehdit oluşturduğu ve Avrupa-Atlantik bölgesinin güvenlik ve istikrarı açısından ciddi ve doğrudan sonuçlar doğuracağı anlaşılmaktadır' denildi. NATO kurucu antlaşmasının 4. maddesi, ittifakın bir üyeye yapılan saldırıya karşılık vermesini öngören 5. maddeden sonraki en güçlü mekanizması. 4. madde şimdiye kadar NATO tarihinde üç kere ve Türkiye'nin çağrısıyla kullanıldı. Ankara 2003'teki Irak Savaşı sırasında, 2012'de bir Türk jeti Suriye tarafından düşürüldüğünde ve Suriye'den Türkiye'ye havan topu atılmasının ardından 4. maddeye dayanarak NATO üyelerini istişareye çağırmıştı. Rusya'ya yaptırım tehdidi NATO'nun toplantı kararı öncesinde, Rusya Savunma Bakanlığı yalanlasa da Sivastopol’daki Deniz Üssü’nün Kırım’daki Ukrayna askerlerine 'Teslim olun' ültimatomu verdiği yönündeki haberlere tepki yağdı. Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, bunun 'Çok tehlikeli bir adım' olduğunu belirtirken, “Moskova'nın Ukraynalı liderlere teslim olmaları, aksi takdirde Rus ordusunun saldırı düzenleyeceği yönünde ültimatom verip vermediğini araştırıyoruz. Eğer doğruysa bu çok tehlikeli bir gerginlik yaratır. Bunun sonuçlarından Rusya'yı sorumlu tutarız' dedi ABD Başkanı Barack Obama, Putin yönetimi Ukrayna’daki gerilimi düşürecek adımlar atmazsa Washington’ın siyasi ve ekonomik yaptırımlar uygulayabileceğini söyledi. ABD Başkanı, Amerikan Kongresi’ne çağrıda bulunarak Ukrayna’ya mâli yardım paketi çıkarılmasını önerdi. Obama, uluslararası güçlerin Rusya’nın yasaları çiğnediği görüşünde hemfikir olduğunu savunurken, “Devlet başkanının (Yanukoviç) Halk tarafından devrilmesinin ardından Rusya tarihin yanlış tarafında yer aldı” dedi 'ABD askeri seçeneğe başvurmaz' Amerika’nın Rusya’ya yaptırımlar dışında nasıl bir tepki göstereceği ise merak konusu. ABD’li Senatör Chris Murphy Reuters’la söyleşisinde bunun ipuçlarını verirken, 'ABD'nin Ukrayna krizi nedeniyle Rusya'ya karşı seçenekleri arasında mal varlıklarını dondurma, seyahat yasakları ve Rus bankalarına yaptırımlar bulunuyor.' dedi. Ukrayna’da Yanukoviç’i deviren protestoculara büyük destek veren Amerikalı Senatör John McCain ise olası bir Rus müdahalesinde ABD’nin askeri seçeneğe başvurmayacağı görüşünü savundu. AB yaptırım kararı alacak Avrupa Birliği ise kendi diplomatlarının deyimiyle son 20 yılda AB’nin karşılaştığı en ciddi krize nasıl yanıt vereceğini tartışıyor. Ukrayna krizini görüşmek üzere olağanüstü toplanan AB dışişleri bakanları da Kırım’daki gerginliği tırmandırmakla suçladıkları Rusya’ya tepki gösterdi. Toplantıdan sonra konuşan Polonya Dışişleri Bakanı Spraw Zagranicznych, AB dışişleri bakanları toplantısında, Kırım yarım adasındaki tansiyonu düşürmezse Rusya'ya yaptırım uygulama kararı aldıklarını açıkladı. Avrupa Konseyi Rusya'yı kınadı AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton da krize barışçıl bir çözüm bulma konusunda kararlı olduklarını vurguladı. Ashton, salı günü Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’la Ukrayna’yı görüşeceğini belirtti. Rusya’ya en sert tepki AB’nin ortak politikalarına yön veren Avrupa Konseyi’nden geldi. Konsey, 'Rus askerlerinin Kırım'daki faaliyetlerinin Ukrayna’nın egemenliğini apaçık ihlal ettiğini düşünüyoruz. Rus Parlamentosu’nun orduya Ukrayna’ya müdahale yetkisi veren kararını kınıyoruz” açıklaması yaptı. aljazeera.com.tr
Hangi Yazar Senin Ruh Eşin?
Yazarlar nev-i şahsına münhasır insanlardır. Bu acayip kişilikler de romanlarına yansır. Biz de yazarları okurken 'tam da beni anlatmış'  diye çokca düşünmüşüzdür. Yazarların başarısı çoğu zaman buradan gelmekte. Peki hangi Türk yazar size hitap ediyor. Bu testi çözerek bunu öğrenebilirsiniz!
9 Soruda Kırım Krizi
Ukrayna’da Rusya yanlısı Viktor Yanukoviç’in devrilmesinin ardından, gözler Kırım’a çevrildi. Tarihi boyunca Kiev’den ziyade Moskova’ya yakın durmuş bölgeden,’Rusya’nın işgale giriştiği’ yönünde haberler geliyor. Ukrayna medyası Simferopol yakınlarındaki bir üsse 2 bin asker taşıyan 13 uçağın indiğini öne sürdü. İddia doğrulanmasa da ABD’den “İşgalin bedeli olur” açıklaması gecikmedi. Peki Kırım niçin önemli? Bölgedeki gerilimin tırmanması, Batı’yla Rusya arasında sıkışan Ukrayna için genel olarak ne anlama geliyor?
Ukrayna'nın Toprak Bütünlüğü Temel Prensibimiz
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, 'Ukrayna'nın toprak bütünlüğü, refahı ve istikrarı bizim için temel prensiplerdir' dedi.Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Türkiye'nin stratejik ortağı olarak gördüğü Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne verdiği önemi vurgulayarak, 'Kırım'ın statüsünün korunması ve soydaşlarımızın oradaki asli mevcudiyetlerinin güçlendirilmesi bizim için elzemdir' dedi.Çalışma ziyareti için Ukrayna'da bulunan Davutoğlu, Devlet Başkan Vekili ve Meclis Başkanı Oleksandr Turçinov ile görüşmesinin ardından, eski Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı ve milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ile Türkiye'nin Kiev Büyükelçiliği Rezidansı'nda gazetecilere açıklamada bulundu.Son günlerde Ukrayna'da meydana gelen olayların Kırım'a sirayet etmesi nedeniyle, Bulgaristan'daki ziyaretinin ardından Türkiye'ye dönmeden Ukrayna'ya geldiğini anımsatan Davutoğlu, dün Kırım'da Tatar davasının sembol ismi olan Kırımoğlu ile görüştüğünü belirtti.Bu sabah da Ukrayna Devlet Başkan Vekili Turçinov ile detaylı bir görüşme gerçekleştirdiğini kaydeden Davutoğlu, Başbakan Arseniy Yatsenyuk ve Dışişleri Bakanı Vekili Andrey Deşitsa ile de bir araya geleceğini ifade etti.Türkiye ile Ukrayna arasındaki stratejik ilişkilerUkrayna ziyaretinin temelde iki nedeni olduğuna işaret eden Davutoğlu, ilk boyutun Türkiye ile Ukrayna arasındaki stratejik ilişkiler olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:'Ukrayna, Türkiye'nin stratejik dostudur, komşusudur, ortağıdır. Son 25 yılda Türkiye ve Ukrayna arasındaki ilişkiler büyük mesafe kaydetmiştir. Özellikle son yıllarda, Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi ile de bu ilişkiler en üst düzeye çıkarılmıştır. Bu açıdan, Ukrayna'daki her gelişme bizi ilgilendirir. Karadeniz'in ekonomik ve siyasi istikrarı açısından ilgilendirir, Avrasya barışı açısından ilgilendirir ve gerek NATO gerek AB bağlamındaki gelişmeler itibariyle Rusya’yla ilişkiler bağlamında bizi ilgilendirir.'Ukrayna'nın iç barışı bizim için önemlidir'O bakımından, Ukrayna'nın toprak bütünlüğü, refahı ve istikrarı bizim için temel prensiplerdir. Ukrayna'da demokratik süreçlerle kim iktidara gelirse onunla çalışmak ve onunla Ukrayna-Türkiye ilişkilerini en üst düzeye getirmeye çalışmak bizim için önemlidir. Ukrayna'nın iç barışı bizim için önemlidir.'Turçinov ile görüşmesinde de bu hususları dile getirdiğini ve Türkiye'nin siyasi, uluslararası ve ekonomik anlamda her türlü desteğe hazır olduğunu vurguladığını kaydeden Davutoğlu, Turçinov'un da Türkiye'nin dostluğuna güvendiklerini ifade ettiğini aktardı.'Gönlümüz, zihnimiz hep oradaki soydaşlarımızla beraber'Kırım'daki gelişmelere değinen Davutoğlu, 'Ziyaretimizin ikinci önemli boyutu, özellikle Kırım bağlamındaki gelişmeler çerçevesinde, Kırım'daki bu gelişmeleri tüm yetkililerle ele almak ve Kırım’daki soydaşlarımızın, Tatar Milli Meclisi etrafında 20 yılı aşkın bir süredir uzun, acılı yıllardan sonra anayurtlarına tekrar kök salmak isteyen soydaşlarımızın meselelerine yakın ilgimizi ortaya koymak ve bu çerçevede Kırım’daki gelişmelerle ilgili son hususları ele almaktı' dedi.Kırımoğlu'ndan aldığı bilgiler ışığında Ukraynalı yetkilerle görüştüğünü belirten Davutoğlu, dün de ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier, Polonya Dışişleri Bakanı Radoslaw Sikorski ve pek çok yetkiliyle yaptığı telefon görüşmelerinde Kırım’daki gelişmelerin ele alındığını kaydetti.'Türkiye Ukrayna'nın da genel olarak yanındadır'Kırım’ın, Ukrayna'nın toprak bütünlüğü içindeki konumunun güçlendirilerek sürdürülmesi, Kırım Tatarlarının kazanılmış haklarının ve Kırım'daki mevcudiyetlerinin takviye edilmesi ve soydaşlara dönük tahrikkar gelişmelerin yaşanmaması için uluslararası toplumun gerekli duyarlılığı göstermesinin önemine işaret eden Davutoğlu, şöyle konuştu:'Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak, bütün bir millet olarak, Sayın Kırımlıoğlu'na ve Kırım’daki tüm soydaşlarımıza şunu ifade etmek isterim ki, ne olursa olsun, Türkiye Ukrayna'nın da genel olarak yanındadır. Kırım’daki soydaşlarımızın da hakları, hukukları söz konusu olduğunda her türlü girişimi yapmak üzere, tabiri caizse seferberlik halindedir, her türlü çabanın içindedir' dedi.'Gönlümüz, zihnimiz hep oradaki soydaşlarımızla beraberdir. Kırım'ın statüsünün korunması ve soydaşlarımızın oradaki asli mevcudiyetlerinin güçlendirilmesi bizim için elzemdir” diye konuşan Davutoğlu, “Kırım Tatarları, Kırım'ın asli unsurlarıdır, o toprakların sahipleridir ve orada Ukrayna'nın eşit vatandaşları olarak barış ve huzur içinde yaşama iradesine sahiptirler' ifadesini kullandı.Türkiye’nin, Kırım Tatarlarının barış ve huzuru ile Ukrayna’nın toprak bütünlüğü içinde eşit vatandaşlar olarak bu haklardan istifade etmeleri için gereken bütün girişimleri yürütmeye devam edeceğinin altını çizen Davutoğlu, 'Bu zor günler inşallah geçer ve Kırım, Ukrayna ve Türkiye arasında hem bir dostluk köprüsü hem de soydaşlarımızın orada barış içinde yaşadığı bir refah alanı haline dönüşür” dedi.'Kırım yarımadası pratikte işgal edildi'Eski Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı ve milletvekili Kırımoğlu da Ukrayna'daki olayların tüm dünyanın gündeminde olduğunu belirterek, 'Kırım yarımadası pratikte işgal edildi. Hiçbir sebep olmadan, yalnız Ukrayna'nın zor durumundan faydalanıp bizim komşumuz bizim toprağımıza elini uzattı. Bu problemin barış içerisinde çözülmesini isterdik, insan kaybı olmadan. Burada elbette dünya kamuoyunun sesine çok ihtiyacımız var' diye konuştu.Türkiye'ye, Ukrayna'nın bu zor durumunda ilk yardım elini uzatan ülke olduğu için minnettar olduklarını vurgulayan Kırımoğlu, Kırım Tatarlarının, Ukrayna'nın bütünlüğüne ve insan hakları prensiplerine sahip en güçlü toplumlardan olduğunu kaydetti.Çatışma ve can kaybı istemediklerini yineleyen Kırımoğlu, 'Burada tek bir prensip olabilir; Ukrayna devletinin bütünlüğü tartışılmayacak bir prensiptir. Başka meselelerde biz masaya oturup konuşabiliriz' dedi.Kırımoğlu, 'Sayın Bakanımızın söylediği gibi, Kırım Tatar halkının, Ukrayna içerisinde, Türkiye ve Ukrayna arasında ve aslında Türk dünyası ve Slav dünyası arasında dostluk köprüsü olmasını isterdik' ifadesini kullandı.(AA)
ABD ve Rusya Ukrayna Krizini Görüşecek
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ve Rus mevkidaşı Sergei Lavrov ‘Ukrayna kriziyle’ ilgili gerilimin düşürülmesine çalışmak amacıyla bir araya gelecek. ABD, Moskova’nın Ukrayna’nın Kırım bölgesine asker sevketmesini saldırgan hareket olarak tanımlarken Kremlin bu suçlamayı reddediyor. Aralarındaki keskin ayrımlara karşın iki taraf diyaloğu tercih ettiklerinin işaretini verdi. Moskova Kırım bölgesinde fiili olarak kontrolü elinde bulunduruyor. Kırım’da gece boyunca gerilim devam etti ancak herhangi bir şiddet olayı meydana gelmedi. Kerry ve Lavrov’un Lübnan üzerine Paris’te düzenlenecek konferansta bir araya gelmeleri bekleniyor. BBC Diplomasi Muhabiri Bridget Kendall, bu buluşmanın Ukrayna konusundaki diyalog için nabız yoklama şansı olarak görüldüğünü belirtiyor. ABD'li mevkidaşı Kerry ile Paris'te bir araya gelmeden önce İspanya'nın başkenti Madrid'de konuşan Lavrov, Batı'yı Moskova'nın 'darbe' olarak nitelediği gelişmelere destek vermemesi uyarısında bulundu. AP haber ajansının aktardığına göre Lavrov, 'Eğer bunu yaptıysanız, başka yerlerde diğer hükümetlerin ele geçirilmesini de teşvik etmiş olursunuz' dedi. Lavrov, 'Büyük ve tarihi komşumuza hükmetmek isteyenlere müsamaha gösterirsek, kötü bir örneğin bulaşıcı olacağını da da anlamalıyız' diye konuştu. Moskova, aylar süren sokak gösterilerinin ardından Rusya yanlısı eski devlet başkanı Viktor Yanukoviç’in koltuğundan ayrılmasıyla sonlanan iktidar değişimini sert bir dille kınamıştı. Salı günü Ukrayna başkenti Kiev’deki ziyareti sırasında konuşan Kerry, bu yeni dönemde Ukrayna’da Rus vatandaşların veya Rusça konuşan Ukrayna vatandaşlarının tehlikede olduğuna dair bir işaret olmadığını söyledi. Kerry Rusya'nın işgal için bahane yaratmaya çalıştığını belirtti. Rusya'yı Ukrayna'daki 'saldırgan tutumu' nedeniyle kınadı. ABD Dışişleri Bakanı, Ukrayna'nın yeni yönetimini ise soğukkanlı tavrı nedeniyle övdü. Kiev'de Ukrayna'nın geçici devlet başkanı Oleksander Turçenov ve başbakanı Arseniy Yatsenyuk ile görüşen Kerry, ülkenin büyük bir dönüşümden geçtiğini, ABD'nin Ukrayna halkının yanında olacağını söyledi. ABD Başkan Barack Obama Rusya lideri Putin'in ordunun harekete geçirilmediği açıklamasının 'kimseyi kandırmadığını' kaydetti. Putin ise dünkü basın toplantısında Yanukoviç iktidarının devrilmesiyle ilgili Ukrayna'da 'anayasaya aykırı bir şekilde darbe yapıldığını' ve 'silah zoruyla yönetime el konduğunu' söyledi. Rusya lideri basın toplantısında ayrıca Ukrayna'ya asker göndermeye gerek görmediklerini ancak bunun bir seçenek olarak ortada olduğunu söyledi. Putin, Rusya'nın Ukrayna'daki vatandaşlarını korumak için 'tüm imkanları' kullanma hakkı olduğunu belirtti. Ukrayna'nın kendileri için sadece bir komşu değil aynı zamanda 'kardeş' bir ülke olduğunu söyleyen Putin, 'Nerede yaşarlarsa yaşasınlar Ukrayna vatandaşlarının eşit haklara sahip olmasını umuyorum.' dedi. Kiev yönetimi Rusya'nın son günlerde ülkenin bir parçası olan özerk Kırım bölgesine binlerce asker gönderdiğini açıklamıştı. NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen de Rusya'yı bir kez daha Ukrayna'daki faaliyetleri nedeniyle sert bir dille eleştirdi. Rasmussen, 'Uluslararası toplumun ısrarlı çağrılarına karşın, Rusya Ukrayna'nın egemenliği ve toprak bütünlüğü ile uluslararası yükümlülüklerini ihlal etmeyi sürdürüyor.' dedi. BBC Türkçe
Antik Kent Üstüne TOKİ Evleri!
İstanbul'da Hitit izlerinin bulunduğu Bathonea Antik Kenti'ni bakanlık ören yerine dönüştürmeyi hedeflerken TOKİ konut yapmak için başvurdu. TOKİ, 1. derece SİT olan bölgeyi de istiyor. Radikal gazetesinden Ömer Erbil’in haberine göre, İstanbul ’da ilk defa Hitit izlerinin bulunduğu Küçükçekmece Gölü kenarındaki Bathonea Antik Kenti kazılarının yapıldığı araziye TOKİ’nin konut yapmak istediği ortaya çıktı. Kültür ve Turizm Bakanlığı 2013 yılındaki Bathonea kazı sonuçlarını görünce araziyi kamulaştırarak ören yeri statüsüne almak istedi. Bu yönde raporlar hazırlandı, bilimsel gerekçeler belirlendi. Bakanlık, İstanbul’un ilk ören yeri için İstanbul Üniversitesi’ne de görüşünü sordu. Üniversite arazinin elinden çıkacağını anlayınca apar topar TOKİ ile anlaşma yolunu seçti. 9 Ocak’ta yapılan protokole göre, TOKİ üniversitenin Çapa ve Cerrahpaşa’daki binalarını yenileyecek, Avcılar’daki kampüste sosyal tesisler yapacak, bunun karşılığında da üniversiteye ait 7 parsele konut inşa edecek. TOKİ, 1. derece arkeolojik SİT alanında konut yapmak için İstanbul 1 Nolu Koruma Kurulu’na geçen hafta resmen başvurdu. Şimdi kurulun kararı merakla bekleniyor. Neolitik çağ izleri Kocaeli Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Şengül Aydıngün , 2006 yılında Küçükçekmece Gölü havzası içinde Kültür ve Turizm Bakanlığı izni ile 2 yıl yüzey araştırması yaptı. Buluntular oldukça ilginçti. Neolitik Dönem hatta Paleolitik Dönem buluntularına bile rastlayınca 2009 yılında bilimsel arkeolojik kazı için bakanlıktan izin aldı. Bu sırada da arazinin SİT dereceleri belirlendi. İlk iki yılık kazılarda önemli buluntular elde edildi. Bölgede sürdürülen yüzey araştırmaları ve kazı çalışmalarında 800.000 yıl öncesinden itibaren tarımın başladığı Neolitik Dönem, Tunç, Demir ve Antik Çağları (Helen, Roma ve Bizans) kapsayıp Osmanlı Dönemi sonlarına ulaşan kesintisiz bir zaman dilimine ait önemli arkeolojik verilerle karşılaşıldı. Bunlar arasında M.Ö. 7000’lerde Avrupa ’ya tarımın İstanbul üzerinden ulaştığını kanıtlayan çakmak taşından tarım aletleri, günümüzden 2700-2600 yıl öncesine ait iki antik liman ve dünyada keşfi yapılan üçüncü antik fener, Hititlere ait olduğu düşünülen 2 adet yapı adak heykelciği ile yine Hitit dönemi pişmiş toprak eserler, antik Roma yolları, Bizans sarnıcı, bazilika kalıntıları, yeraltı su kanalları bölgenin önemini ortaya çıkardı. Kazı, her geçen yıl daha da iyi sonuçlar vermeye başladı. Dünyanın en önemli 10 kazısı arasına giren Bathonea kazıları özellikle 2013 yılı kazı sezonunda arkeoloji dünyasının tüm dikkatlerini üzerine çekmeyi başardı.Öte yandan, Arazide İstanbul Üniversitesi bilimsel tarım uygulamaları yapıyordu. Üniversite kendisine ait 3. derece arkeolojik SİT alanında tekno-park yapmak istedi. Bu nedenle 1 No’lu Koruma Kurulu’na müracaat edilerek yaklaşık 200 hektarlık 4434, 4435, 5955, 5951 numaralı parseller 2010 yılında SİT’ten çıkarıldı. Çünkü arazinin bir tarafı 3. derece SİT alanıyken diğer tarafı 1. derece SİT alanıydı. Şimdi bu araziler konut yapımı için TOKİ’ye devredildi. İstanbul tarihine ayna 2013 yılı kazılarında ortaya çıkan bilimsel veriler Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İstanbul Valiliği’ni de heyecanlandırdı. Bakanlık bölgenin ören yeri olması için uzmanlara rapor hazırlattı. İstanbul’un ikinci tarihi yarımadası olarak yeni bir turizm çekim merkezi olması planlandı. Efes, Troya, Bergama gibi ören yeri statüsü kazandırılarak bir yandan turistlerin bu bölgeyi ziyaret etmesi düşünülürken diğer yandan İstanbul’un karanlıkta kalmış dönemlerini açığa çıkarmak amacıyla bilimsel arkeolojik kazıların sürdürülmesi hedeflendi. İÜ apar topar devretti Bakanlık kamulaştırma yapmak için İstanbul Üniversitesi’ne geçen yıl sonunda görüşünü sordu. İstanbul Üniversitesi arazinin elinden çıkacağını anlayınca görüş bildirmek yerine apar topar TOKİ ile anlaşma yoluna gitti. 9 Ocak 2014’te üniversite ile TOKİ arasında protokol imzalandı. Bu protokole göre ‘‘İstanbul Üniversitesi’nin faaliyetlerini yürüttüğü Cerrahpaşa, Çapa ve Avcılar yerleşkelerindeki eğitim-öğretim ve hizmet binaları ile tescilli yapıların olası deprem risklerinin ortadan kaldırılması, modern tesislerde eğitim-öğretim hizmetleri ile diğer hizmetlerini sürdürebilmesinin temini için bu alanlarda eğitim-öğretim, sağlık, araştırma ve çevre düzenlemesinin yapılması ve inşa edilecek bu tesislerin finansmanının da üniversitenin atıl durumda olan Halkalı ve Avcılar’daki taşınmazları üzerinde proje gerçekleştirilmesi suretiyle mahsuplaşılmıştır.’’ Yerleşime uygun değil Yüzyıllardır göl kıyısı ve havza içinde yerleşen birçok medeniyete ait yapıların, yaklaşık 300 yılda bir depremlerle birçok kere yıkıldığı ve bölgenin bu nedenle terk edildiği arkeolojik kazı çalışmalarında bilimsel olarak ortaya konmuştu. Jeolojik açıdan yerleşmeye uygun olmayan bu alanın TOKİ tarafından yerleşime açılmak istenmesi de başka bir tezat oluşturdu. Diğer yandan TOKİ’nin konut yapmak istediği 4440, 4441 ve 4450 numaralı parseller ise 1. derece arkeolojik SİT alanı içinde kalıyor. 2863 sayılı yasa SİT alanlarında inşaat izni vermiyor. Aynı zamanda bu parsellerde Bathonea bilimsel kazıları devam ediyor. Ancak TOKİ tüm bunlar yokmuşçasına bu parsellerde konut yapmak için İstanbul 1 Nolu Kültür Varlıkları Koruma Kurulu’na müracaat etti. Aynı zamanda da Küçükçekmece ve Avcılar Belediyesi ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yazı gönderip görüşlerini sordu. Üniversite ile yapılan protokolün hatırlatıldığı yazıda şöyle denildi: ‘‘İstanbul Üniversitesi mülkiyetinde bulunan Avcılar ilçesi Tahtakale Mahallesi 4434, 4435, 4440, 4441, 4450, 5951 ve 5955 nolu parseller ile Küçükçekmece Halkalı Mahallesi 4651 nolu parselleri kapsayan alanlara yönelik hazırlanacak imar planı çalışmalarına altlık teşkil etmek üzere meri imar planları ile görüşlerinizi, projelerinizi, ileriye dönük planlarımızı idaremize bildirin.” Ömer Erbil | Radikal Kaynak: T24
İnalcık: ''Rusya'nın Kırım Hamlesi Türkiye'ye Yönelik Bir Tehdit''
Dünyaca ünlü Türk tarihçi Halil İnalcık, Kırım'ın Rusya için Anadolu'yu, Boğazları, İstanbul'u tehdit etme noktasında bir atlama eşiği olduğunu belirterek, 'Kırım, Türkiye'yi tehdit etmek için bir merkezdir. Bugün Sivastopol'da, Ukrayna'ya bağlı olmasına rağmen Rus hakimiyeti vardır. Bu neye yöneliktir? Türkiye'ye, Boğazlara ve İstanbul'a yönelik bir tehdittir' dedi. Aslen Kırım Türk'ü olan İnalcık, Ukrayna'da ortaya çıkan krizin ardından Rusya'nın Kırım Özerk Cumhuriyeti'nde etkisini iyice artırması ve Kırım'da parlamentonun Rusya'ya bağlanma kararı almasına uzanan gelişmelerin tarihsel arka planını değerlendirdi. Cambridge Uluslararası Biyografi Merkezi tarafından dünyada sosyal bilimler alanında sayılı 2 bin bilim adamı arasında gösterilen Prof. Dr. Halil İnalcık, Kırım'ın tarih sahnesindeki önemine işaret etti. Kırım'ın 1475'te Fatih Sultan Mehmet döneminde Gedik Ahmet Paşa tarafından fethedildiğini hatırlatan İnalcık, Kırım Hanlığının Osmanlı Devleti ile birleşmesinin, Osmanlı İmparatorluğunun Doğu Avrupa'daki gelişmeleri kontrol etmesini temin ettiğini belirtti. İnalcık, Evliya Çelebi'nin de Kırım Hanlığını, kuzeyden gelen tehlikelere karşı bir 'sedd-i sedid' (sağlam bir duvar) olarak gördüğünü söyledi. TATAR YANLIŞ BİR TERİM, ASIL SÖYLENMESİ GEREKEN KIPÇAK TÜRKÜDÜR Rusya İmparatorluğu'nun, Osmanlı denetimindeki Kırım Türklerini tarih boyunca değişik dönemlerde istila etme ve topraklarına katma girişimlerinde bulunduğuna vurgu yapan İnalcık, Kırım'daki Türkler için Tatar ifadesinin kullanılmasına tepki gösterdi. 'Bir yanlışı düzeltmek istiyorum' diyen İnalcık, şöyle devam etti: 'Tatar ismi Moğolcadır. Doğu Avrupa'ya 1240'larda gelen Moğol ordularında Tatarlar vardı. Buradaki Kırım Hanlığını Osmanlı aldıktan sonra, diğer bölgeler Altınordu Moğol Hanlığına tabiydiler. Moğol devletinin tebası olarak bunlara Tatar denildi. Tatar yanlış bir terimdir, asıl söylenmesi gereken Kıpçak Türkü'dür. Kıpçak Türkü'nün lugatı neşredilmiştir, Kıpçak lehçesi vardır. Tatarlık iddiasında bulunmak Moğolluk iddiasında bulunmaktır. Rusya bunu bildiği için kendi nüfuzunu kurmak istediği bütün Türk illerinde Tatar unvanını kullanır. Bugün Azerilere bile Tatar der, oysa ki Azeriler Anadolu Türkü'dür.' TÜRKİYE İLE RUSYA ARASINDA KIRIM MÜCADELESİ Son Moskova knezi ve ilk Rus çarı 'korkunç' lakaplı 4. İvan'ın, Kazan'ı ve bugünkü Polonya'nın bir kısmını alarak Doğu Avrupa'ya hakim olduğunu belirten İnalcık, 'Rus İmparatorluğunun bundan sonra bütün hedefi Kırım Hanlığını da alıp Karadeniz'e girmekti. Kırım Hanlığı, güçlenen Moskova İmparatorluğuna karşı Osmanlı'yı koruyan bir setti. Buna karşın Rus Çarlığı, Kazak denilen grupları Astrahan'dan, Kafkasya'dan, Terek Irmağından gelen, Don Kazaklarını, Terek Kazaklarını, kendi ön kuvvetlerinde kullanarak Osmanlı'nın nüfuz ettiği bölgelere karşı seferlere başladı. Türkiye ile Rusya arasındaki Kırım mücadelesi böyle başlamıştır' diye konuştu. RUSLAR BİZANS'IN VARİSİ İDDİASIYLA İSTANBUL'U İSTEDİ İnalcık, 1774'te sonuçlanan Osmanlı-Rus Savaşı'ndan sonra Rusların Kırım'ı tekrarlanan akınlarla istila etme girişimlerinin olduğunu ve Küçük Kaynarca Anlaşması ile Rusya'nın Kırım'ı ilhak etmek için bağımsız hale getirdiğini, 1783'te nüfusunun çoğunluğunun Kıpçak Türklerinin oluşturduğu Kırım'ı işgal ettiğini anlattı.Ünlü tarih profesörü İnalcık, 'Kafkasya dahil olmak üzere bütün Karadeniz sahili Rusya'nın hakimiyeti altına girdi. Rusya, bütün Karadeniz'i hakimiyeti altına alınca eski Bizans'ın varisi olmak iddiası ile İstanbul üzerinde hak iddia etmeye başladı. Böylelikle Karadeniz kuzeyinde de Rusları yerleştirmek, Kırım'ı Rus vilayeti haline getirmek için nüfus politikası güttüler' değerlendirmesini yaptı. KATİL STALİN TÜRKLERİ SÜRGÜNE GÖNDERDİ Sovyetler Birliği zamanında Stalin döneminde de bu uygulamanın devam ettiğini belirten İnalcık, 'Stalin, bir gece Rus kuvvetlerini gönderip, bölgedeki 300 bin Kırım Türkünü, Türk nüfusunu bertaraf etmek için hayvan vagonlarına doldurup Orta Asya'ya, Urallara sürdü' dedi. KIRIM, TÜRKİYE'Yİ TEHDİT ETMEK İÇİN RUSLAŞTIRILDI Kırım'ın Rusya için Anadolu'yu, Boğazları, İstanbul'u tehdit etme noktasında bir atlama eşiği olduğunu ifade eden İnalcık, 'Kırım, Türkiye'yi tehdit etmek için bir merkezdir. Bugün Sivastopol'da, Ukrayna'ya bağlı olmasına rağmen, Rus hakimiyeti vardır. Bu neye yöneliktir? Türkiye'ye, Boğazlara ve İstanbul'a yönelik bir tehdittir' dedi.Halil İnalcık, Türkiye'nin bu durumu önlemek için Batı ülkeleri ile ve üyesi olduğu NATO gibi uluslararası kuruluşlarla işbirliğini devam ettirmesi gerektiğini belirtti. Rusların Kırım'da toplam nüfusun yaklaşık yüzde 60'ını teşkil ettiğine dikkati çeken İnalcık, şunları kaydetti:'Kırım, Türkiye'yi tehdit etmek için Ruslaştırılmıştır. Bu hakikati bilmemiz lazım. Sürgünden kaçıp gelen zavallı Kırım Türkleri nispeten çok daha az durumdadırlar. Bizim vatanımızı zorla elimizden alıp Türkiye'yi tehdit etmek için Kırım'ı Ruslaştırmıştır. Bu hakikati bilmemiz lazım. Putin bugün askerini Kırım'a getiriyor ve diyor ki 'Kırım Rus'tur, bizim tebaamızdır'. Bütün hikaye bundan ibarettir.' NEO-AVRASYACILIK TÜRKİYE İÇİN TEHLİKEDİR İnalcık, 'Neo-Avrasyacılık' diye tanımladığı Rusya'nın bugünkü amacına, Kırım'ı kendi kontrolü altına alarak ulaşmaya çalıştığına vurgu yaptı. 'Putin'in tekrar bir Çarlık imparatorluğu kurma teorisi var' diyen İnalcık, şunları söyledi: 'Rus politikasının bugünkü temeli, Avrasyacılık'tır. Bunu 'Neo-Avrasyacılık' diye daha yumuşak hale getirmiştir. Rusya, 'Polonya'dan, Orta Asya'ya kadar olan milletlerin bulunduğu bölge, kültür bakımından Ruslara bağlı idi asırlarca, bunu ihya etmek lazımdır' düşüncesindedir. Avrasyacılık anlayışı, biz kardeşiz, sizi Rusya olarak Avrupa'da ve Asya'da sizi koruyoruz, kültürümüzü yayıyoruz anlayışı Gorbaçov döneminde bitti. Kırgızistan, Türkmenistan, Ukrayna gibi milletler bağımsızlıklarına kavuştu. Putin'in bütün gayreti Avrasyacılık teorisiyle, Rusya hakimiyetini yine bu bölgelerde ihya etmektir. Rus boyunduruğu altında bu milletleri toplamaktır. Neo-Avrasyacılığın neticesi Türkiye için tehlikedir. Putin'in bugün Kırım'a ordularını gönderme sebebi Çarlık Rusya'sını ihya etmektir'. Star