onedio
Görüş Bildir

Lice Haberleri

Lice ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Lice ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

PKK'lılar Diyarbakır-Bingöl Karayolunu Yeniden Ulaşıma Kapadı
Lice ile Hani ve Kocaköy ilçeleri karayollarına büyük kayalar yerleştiren göstericiler bu yollarda da ulaşımı durdurduDiyarbakır'ın Lice İlçesi'nde PKK'lıların yol kapatma eylemlerine güvenlik güçlerinin müdahale etmesinin ardından yeniden açılan hendekler yüzünden Diyarbakır-Bingöl karayolu ulaşıma kapandı. Doğan Haber Ajansı’ndan Canan Altıntaş ve Serkan Bingöl’ün haberine göre, Diyarbakır'ın Lice İlçesi'nde günlerdir yol kapatma eyleminde bulunan PKK'nın gençlik yapılanması YDG-H'liler yönelik yapılan operasyonun ardından, Karayolları ekipleri karayolunda açılan hendekleri kapattı. Ancak göstericiler, önceki gece bir şantiyeden aldıkları iş makineleri ile Lice'nin Duru ile Abalı Mevkii'nde karayolunda yeniden hendekler kazması üzerine, Diyarbakır-Bingöl karayolu kapatıldı. Lice ile Hani ve Kocaköy ilçeleri karayollarına büyük kayalar yerleştiren göstericiler bu yollarda da ulaşımı durdurdu. Bölgede güvenlik önlemleri alan güvenlik güçleri, Lice'den Diyarbakır arasında ulaşımı kontrollü ve zırhlı araçlar eşliğinde sağlıyor. Bingöl'ün Karlıova ile Muş'un Varto ilçesi arasında bulunan Kargapazarı Köyü çıkışında yol kesen bir grup PKK'lı, yolun her iki yönde seyreden araçları durdurarak kimlik kontrolü yaptı. Karlıova'ya 10 kilometre mesafede bulunan ve Varto yolu üzerindeki Kargapazarı Köyü çıkışında, silahlı PKK'lı grup, bugün öğle saatlerinde durdurdukları sürücülere bölücü propaganda yaptı. Yol kesildiği ihbarı alan Karlıova Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı ekipler, Karlıova-Kargapazarı Köyü yol ayrımına giderek yolu güvenlik nedeniyle trafiğe kapattı. Varto'ya gidecek olan araç sürücülerine uyarılarda bulunan emniyet güçleri, yolun kesildiği alanı dürbünlerle gözetim altında tutuyor.T24
Artık Şeker Yiyemeyecek Çocuklar
Çocuk ve ölüm kelimesini yan yana bile zikretmek insanın içini acıtırken biz çocuklarımızı bir bir mezara koyuyoruz. Ve daha da acısı onları mezara gönderenleri öğrenemiyoruz bile. Çocuklar ölmesin, şeker de yiyebilsinler...
CHP Heyetinin Lice İzlenimleri: Sivil Düşmüş, Ateş Sürmüş
Kalekol protestosuna açılan ateşle iki yurttaşın yaşamını yitirdiği Diyarbakır Lice’de incelemelerde bulunan CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, “ Bir sivilin düştüğü görüldükten sonra ateşe devam edilmiş, ikinci bir ölümün ve ağır yaralı bir yurttaşımızın oluşmasına sebebiyet verilmiş” dedi. Lice’de hem olay yeri hem de cenazeyle taziyelere katılarak hastanelerdeki yaralıları ziyaret eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ve CHP İstanbul milletvekili Melda Onur, gözlemlerini DHA muhabirine anlattı.    Ateşli silah kullanılmasaydı iki yurttaş ölmeyecekti Tanrıkulu, Lice’de 15 gündür devam eden gerginliğin bu sonuca ulaşabileceği görülmesine rağmen önlenmediğinin anlaşıldığını söyledi. Ateşli silah kullanılmasaydı iki yurttaşın ölmeyeceğini savunan CHP’li Tanrıkulu , “Ateşli silah kullanılmış, hatta bir sivilin düştüğü görüldükten sonra ateşe devam edilmiş, ikinci bir ölüme ve bir yurttaşımızın ağır yaralanmasına sebebiyet verilmiş. Lice’degerginlik var, cenazeye katıldık, oradan Lice’ye gittik. İnsanların ağzını bıçak açmıyor ” dedi.   Hükümetin bu süreci iyi yönettiğini düşünmüyorumKarakolların, insanlarda geçmişin travmasını yarattığını, geçmişte ya bir faili meçhul cinayetin, bir köy yakma ve boşaltmanın veya işkencenin adresi olduklarını ifade eden Tanrıkulu şöyle devam etti: “Binlerce insan o karakollar sayesinde mağdur edilmişti. Dolayısıyla eğer barış süreci varsa, çözüm olacaksa bu karakolların yeniden tahkim edilmesine ve yeni yeni büyük karakolların yapılmasına ihtiyaç yok diyorlar. Ben hükümetin bu süreci iyi yönettiğini düşünmüyorum. Yönetseydi karakolların niçin yapıldığını, yeniden bir savaş için değil, gerçekten güvenlik için yapıldığını, asayiş için yapıldığını ve insanların daha güvenlikli yaşaması için yapıldığını izah edebilirlerdi.”    Bu olay çözüm sürecini etkilemez HDP ve Hükümetin üst düzeyde görüştüklerini söylediklerini ancak, Lice’deki gerginliği 15 gündür niye görüşmediklerini anlamadıklarını söyleyen Tanrıkulu şöyle konuştu: “Ya İçişleri bakanı BDP’ye ‘bu Lice işini çözün’ deseydi, yada BDP’liler ona deseydi. Niye söylemediler, ne görüşüyorlar. Lice’yi de çözecek bir şeyi bu konunun içine koysalardı. Bu sonuç da meydana gelmeseydi…. Gerginliğin bu noktaya taşınacağı nasıl ön görülmez?” Lice’de konuştukları insanların ölüm ve çatışma istemediklerini aktaran Tanrıkulu, “Bu olayın çözüm sürecini etkilemeyeceğini düşünüyorum. Yeniden bir çatışmanın fitilini ateşlemeyeceğini düşünüyorum. Ateşlememesi lazım” dedi.   ‘Askerler, kendilerine ateş açıldığı konusunda bize bilgi vermedi’ Olaylar sırasında yaralanan astsubayı da ziyaret ettiklerini ifade eden Tanrıkulu, “Askerler, kendilerine ateş açıldığı konusunda bize bilgi vermediler. Zaten komutanlarımız size bilgi verirler dediler. Dün yaralanan Astsubay el yapımı patlayıcı ile kolundan etkilenmiş. Kendisi olayın nasıl olduğu konusunda komutanlarımız bilgi verir dedi. Biz de sormadık. O psikolojik ortam içerisinde sormadık” dedi.
İşte Abdullah Öcalan'ın Mesajı
Abdullah Öcalan, Nevruz için yayımladığı mesajında sürecin yol ayrımında olduğunu söyledi ve Türkiye'deki gündemi değerlendirdi: 'Darbelerle ya da radikal demokrasiyle yola devam edeceğiz.' Öcalan mektubunda, hükümetin çözüm süreciyle ilgili tavrını eleştirdi; 'Şu ana kadar yürütülen bir diyaloğ süreciydi ve önemliydi. Bu süreçte iki taraf da birbirlerinin iyi niyetini, gerçekçiliğini, yeterliliğini test etmiştir. Bu testten hükümetin ağırdan alma, tek taraflı yürütme, yasal temelden kaçınma ve uzatma tutumuna rağmen iki taraf da barış arayışından kararlılıkla çıkmıştır. Gelgelelim diyaloğ süreçleri önemli olmakla birlikte bir bağlayıcılık içermezler. Bundan dolayı da kalıcı bir barış için yeterli güvence oluşturamazlar.' Abdullah Öcalan, hükümetten talebini ise 'Gelinen noktada müzakere sistematiği için yasal bir çerçeve kaçınılmaz olmuştur' sözleriyle dile getirdi. Hükümet-Cemaat kavgası Öcalan Hükümet-Cemaat kavgasına da üstü kapalı olarak değindi; 'Son Newrozdan bugüne yaşadığımız güncel somut durum tam da çatallaşmaya başlayan bu yol ayrımını ifade etmektedir. Ya son 200 yıllık kapitalist moderniteye dayalı komplocu-darbeci rejim kendini yeniden restore ederek sürdürecektir ya da tarihsel rotasına oturtulmuş Türk-Kürt ilişkileri en kapsamlı demokratik reformlardan geçerek demokratik anayasal bir rejimle komplocu-darbeci mekanizmaları parçalayarak çözümlenecektir. Bütün ara yollar ve geçici biçimler artık miyadını doldurmuştur' 'Bizim büyük barış yolculuğumuz Oslo'dan Paris'e, Gever'den Lice'ye, KCK operasyonlarından hasta tutsaklarımıza dönük zalim tutuma varana değin bir çok saldırıya maruz kalmıştır. İşte bütün bu kirli oyunları bozan, Uluslararası Gladyo hakimiyetini sarsan ve boşa çıkaracak olan da bu harekettir; yani sizlersiniz. Bütün bölgedeki vesayet düzenlerinin etkisizleştirilmesinde bizim yürüttüğümüz mücadelenin çok büyük bir payı vardır. Türlü biçimlere bürünerek karşımıza çıkan uluslarası komplolara karşı yeterli dikkati göstermek tarihsel sorumluluğumuzdur' Üslûp uyarısı Öcalan isim vermeden Kandil yönetimine ise, 'Sorumlu bir dil ve üslup bir çok ırkçı psikolojik harp metodlarını boşa çıkaracağı gibi büyük barışımızın da temel karakteri olacaktır' sözleriyle mesaj yolladı. Barış ve Demokrasi Partisi'nin (BDP) Şanlıurfa Belediyesi başkan adayı Osman Baydemir, alanda yaptığı konuşmada “Bugün artık özgürlük yoluna, kardeşlik yoluna girilmiştir. Orta Doğu halklarına örnek olacak bir tablo ortaya çıkmıştır. Milyonların kalbi bu meydanda bütün dünyaya karşı atıyor. Şükürler olsun ki bugün kendi dilimizle bu meydandan dünyaya mesaj verebiliyoruz” ifadelerini kullandı. Artık Türkiye’nin hiçbir kentine cenaze haberi gitmediğini belirten Baydemir, “Şükürler olsun annelerimiz gözyaşı dökmüyor. Sizin haklı duruşunuz bizleri bugün barış iklimine getirdi” şeklinde konuştu. Yoğun katılım Kutlamalara yaklaşık 2 milyon kişinin katılması bekleniyor. Nevruz alanında bulunan Al Jazeera muhabiri Kadir Konuksever, Nevruz alanına gelişlerin sabah 08.00 itibari ile başladığını ve tamamen dolduğunu belirtirken, kutlamaların yapıldığı bölgeye Öcalan afişleri ve sloganların yer aldığı pankartların asıldığını söyledi. Al Jazeera ’ya konuşan bazı vatandaşlar, Öcalan’ın çözüm süreciyle ilgili açıklanacak mektupla ilgili beklentilerinin olumlu olduğunu ve sürecin devamına yönelik mesajlar çıkmasını umduklarını ifade etti. Nevruz alanının farklı noktalarına ‘Öcalan'a özgürlük’ ve hasta mahkumların bırakılması çağrısı için kampanyaların yürütüldüğü imza standları kuruldu. Nevruz, siyasi kimliğinin yanısıra kendi ekonomisini de yarattı. Alanda çok sayıda yiyecek ve içecek standı yer alıyor. Alanın çevresinde çok fazla polis yok ancak bölge havadan helikopterle takip ediliyor. Kaynak: Al Jazeera
Siyasette Kadınların Yükselişi
Türkiye’de 17 olan Büyükşehir, il ve ilçelerdeki kadın belediye başkanı sayısı 30 Mart yerel seçimlerinin ardından 35'e yükseldi. Kadın başkanlardan bir kısmının bu yolda ilginç hikâyeleri var.
Köyde Ağaydı Şehirde Dilenci Oldu
Terör gerekçesiyle köyü boşaltılan ve şehre göçmek zorunda kalanlardan biri 76 yaşındaki Süleyman Baran. 1994’te varını yoğunu bırakıp ayrılmış Kutlu köyünden. Bağlar ilçesinde hayatını devam ettirmeye çalışan Baran, “Ekmek bulamadığım zaman sokak başında el açıp dilenmek zorunda kalıyorum.” diyor. Süleyman Baran 76 yaşında. 30 yıl önce Diyarbakır'da Lice'nin Kutlu köyünün varlıklı ailelerinden biriydi. Tarlası, bağı, traktörü, koyun ve keçileri vardı. Mutlu ve huzurluydu. Kendi tabiriyle ağaydı. Yıllarca önce köyü güvenlik gerekçesiyle boşaltılınca topraklarından kopmak zorunda kaldı. Şimdi Bağlar ilçesinde 70 yaşındaki hayat arkadaşıyla geçim mücadelesi veriyor. Şehrin en köhne yerinde eşi Emine Baran'la yaşayan Süleyman amca, çöplerden ekmek topluyor. Baran, “Ekmek bulamadığım zaman sokak başında el açıp dilenmek zorunda kalıyorum. Bunu yaparken çok utanıyorum ama insan mecbur kalınca neler yapıyormuş bunu da öğrenmiş oldum.' diyor. Kendisi gibi köyünü terk etmek zorunda kalan akrabaları, ülkenin farklı yerlerinde varoşlarda. Birbirinden habersiz… SİNAN YILMAZ | Zaman
BDP'li Buldandan, Sakıka Tepki
TBMM Genel Kurulu’nda Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin görüşmeleri sırasında 10’ncu maddeyle ilgili olarak BDP grubu öneride bulundu. Grup adına kürsüye çıkan BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan,10’ncu maddenin yasa tasarısından çıkartılmasındaki gerekçelerini anlattı. Buldan, “Bu madde ile MİT mensupları ile MİT’te görev yapmış olanların MİT’in görev ve faaliyetleri konusunda tanıklık yapamayacak olması. MİT mensuplarına tanınan ayrıcalık açısından anayasaya aykırıdır. Bu durum MİT mensuplarını tamamen yasal denetim dışında tutacak bir uygulama getirecektir. Ancak devletin çıkarlarının zorunlu kıldığı hallerde MİT mensuplarının tanıklığı MİT müsteşarının, MİT müsteşarının tanıklığı da başbakanın iznine bağlı olması devlet çıkarlarının kavramının muğlaklığı nedeniyle esasen devlet ve MİT’i korumaya almaktadır. Gerekçemiz budur. Biz bu maddenin yasa metninden çıkartılmasını talep ediyoruz. Sadece bununla sınırlı kalmıyoruz. Aynı zamanda bu yasanın da sorunlu bir yasa olduğunu ve sadece maddenin değil, yasının da görüşülmemesi gerektiğini çünkü bu yasayla birlikte MİT’in yetkilerini daha çok güçleneceğinin altını önemle çiziyoruz' dedi. Buldan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Muhalefetin ifade ettiği ‘süreci garanti altına alan bir yasa görüşüldüğünü’ ifade ediyorlar. Ama ben buradan muhalefet partilerine şunu ifade etmek istiyorum. Bu yasa tasarısıyla ne yazık ki bu süreç garanti altına alınmıyor. Keşke bu süreç garanti altına alınsaydı, bu süreci garanti altına alacak yasalar bu genel kuruldan çıkmış olsaydı. Böyle bir yasa tasarısını eğer acilen çıkarsa bizde BDP grubu olarak gönül rahatlığı ile böyle bir yasaların altına imzamızı atarız. Bu yasa gerçekten bu süreci garanti altına alacak yasa olsaydı bu yasaya da ‘evet’ derdik ve altına imzamızı atardık. Ayrıca MİT’in şaibeli bir kurum olduğunun altını çizmek isterim. Özellikle bu süreç başladığı günden itibaren bu MİT bir şaibe altındadır. Sürecin başından beri Paris’te katledilen arkadaşlarımızın hala sorumluları açığa çıkmamıştır. Bu cinayet ortadan kalkmadığı sürece, zanlıları ortayla çıkartılmadı sürece ve zanlıları yargılanmadığı sürece MİT zan altındadır. Yine bununla paralel olarak Rojava meselesi. Rojava meselesi bizim açımızdan kırmızı bir çizgidir. Dolayısıyla MİT de bu konuda şaibe altındadır. Çünkü Rojava’ya gönderilen TIR’lar yakalanmıştır ve bu TIR’lar içindeki mühimmatlar kamuoyuna açıklanmamıştır. Dolayısıyla bununla ilgili de MİT’in şaibeli bir kurum olduğunun altını çizmek isterim.' BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık’ın ‘MİT görevlerini üstlenmişse ve ilk kez MİT bu süreci götürüyorsa ve saldırıya maruz kalıyorsa biz buna seyirci kalmayız. Ben burada Hakan Fidan ve ekibini kutluyorum’ sözlerini eleştiren BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, “Bir önceki oturumda milletvekilimiz sayın Sırrı Sakık’ın ifade ettiği MİT’e özellikle Hakan Fidan’a ‘teşekkür ediyorum’ ifadesine ben katılmıyorum. Roboski, Geber ve Lice olayı ortadayken bizim MİT’e teşekkür etmek gibi bir hakkımız yoktur. Dolayısıyla bunun altın önemle çiziyorum. Ben inanıyorum ki Sırrı Sakık arkadaşımız da bir yanlış anlamadan kaynaklı MİT’e teşekkürlerini sunmuştur. Ben şunu çok açık ifade etmek istiyorum. Teşekkür edilmesi gereken yerler farklı yerlerdir. Bugün bu süreci başlatmış olan İmralı Cezaevinde yatan sayın Abdullah Öcalan’a ben teşekkür ediyorum. Bugün bu ülkede çatışmasızlık süreci varsa, kan akmıyorsa ve anneler ağlamıyorsa bu sürecin baş aktörü sayın Öcalan’a bir kez daha teşekkür ediyorum ve bu çatışmasızlık sürecinin devam etmesi gerektiğini savunuyor ve bu sürecin garanti altına alınmasını gerektirecek olan yasaların acilen Genel Kuruldan çıkarılması gerektiğini ifade ediyorum' diye konuştu. SIRRI SAKIK : HAKAN FİDAN VE EKİBİNİ KUTLUYORUM TBMM Genel Kurulu saat 14.00'da açıldı. Gündem dışı konuşmaların ardından Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi görüşmelerine geçildi. BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, MİT görevlerini üstlenmişse ve ilk kez MİT bu süreci götürüyorsa ve saldırıya maruz kalıyorsa biz buna seyirci kalmayız. Ben burada Hakan Fidan ve ekibini kutluyorum. 1 yıldır çatışmasızlık süreci yaşanıyorsa ve burada MİT'in bir katkısı varsa bundan mutluluk duyarız' dedi. Sakık, konuşmasında faali meşçul cinayetlere seyirci kaldığnı idida ettiği dönemin Şanlıurfa Valisi olan AK Parti Tekirdağ Milletvekili Ziyaeddin Akbulut'a tepki gösterdi. AK PARTİ'Lİ ZİYAEDDİN AKBULUT : MİT'İ DAHA İYİ ŞEFFAFLAŞTIRACAK BİR TEKLİF Görüşmelerde önerge üzerine söz alan AK Parti Tekirdağ Milletvekili Ziyaeddin Akbulut, 'Çok önemli bir teklifi görüşüyoruz. 1980'li yıllardan bu yana MİT Kanunu'nda böyle önemli bir değişiklik yapılmamıştı. Günün şartlarına göre, ihtiyaçlarına göre Avrupa'da, Amerika'da, dünyanın her tarafında böyle ulusal istihbarat teşkilatları var ve onlar çok önemli görevler ifa ediyorlar. O kurumlardaki yapılanmaya uygun bir şekilde böyle bir teklif gelmiş ve bu teklife hükümetimiz de katılıyor. Tamamen iyi niyetli yapılan, Anayasa'ya uygun, MİT'in görev alanlarını açık seçik belirleyen, daha şeffaf hale gelmesini sağlayan ve dolayısıyla, çağdaş bir kurum olarak MİT'e yeni bir veçhe kazandırmak amaçlanıyor. Ama, burada, bakıyorum, teklif görüşülmeye başladığından beri özellikle muhalefet konuşmacıları bu MİT Yasası üzerinden ilgisi olmayan konulara giriyorlar, Hükümetimizi, Başbakanımızı ve bu konuda MİT üzerinden alabildiğine eleştiriyorlar. Bir bilgi kirliliği söz konusu oluyor. MİT teklifi bir tarafa bırakılıyor tamamen hükümete, başbakana kasetler, montajlar ve şantajlar konuşuluyor. Bir defa bu teklif yerinde bir teklif, gerekli bir teklif hazırlayanlara teşekkür ediyorum ve hukuka uygun bir teklif, MİT'i daha iyi şeffaflaştıracak bir teklif' dedi. AKBULUT : ÇOK BAŞARILI VALİLİK YAPTIM Akbulut, sözlerini şöyle sürdürdü: 'O kadar ilgisiz konuşmalar yapılıyor ki dün akşam saatlerinde İstanbul Milletvekili Sayın Mahmut Tanal benim Şanlıurfa ilinde Valilik yaptığım sırada bu konuyla hiç alakası olmadığı halde, yeri olmadığı halde dünya dolusu o dönemde faili meçhuller olduğu tarzında bir laf söyledi. Ben Şanlıurfa'da 6 yıl Valilik yaptım ve çok başarılı Valilik yaptım. O dönemde bütün doğu ve güneydoğuda terör olayları çok yaygın olduğu halde, Şanlıurfa ilinde, halkla bütünleşen bir vali imajıyla, çok nadir terör olayları oluyordu ve onların da üzerine gidilip bütün faillerinin en kısa zamanda bulunması için her türlü çalışma yapılıyordu. O dönemde, Şanlıurfa ilinde dergah projesi gibi, organize sanayi bölgesi gibi, üniversite kurulması gibi çok önemli hizmetler ifa edildi. Dolayısıyla, böyle bir, 18 yıl önce, şerefle, onurla gerçekleştirdiğim böyle bir hayırlı hizmetle ilgili olarak Sayın Mahmut Tanal'ın böyle bir konuşma yapmasını çok yadırgadım. Bir hukukçu olarak, adeta, hedef gösteriyor, benim şahsımı bu konuda birtakım yerlere hedef gösteriyor. Ve bu konuda yaptığı konuşmanın hukuka, usule, ahlaka uymadığı kanaatindeyim' dedi. SIRRI SAKIK ÇOK SİNİRLENDİ VE KÜRSÜYÜ YUMRUKLADI Ardından söz alan BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, Akbulut'a tepki gösterdi. Kürsüyü eliyle vuran Sakık, Akbulut'a yönelik olarak şunları söyledi: “Sizin bulunduğunuz dönemde 1994 yılında Nazım Babaoğlu gazeteciydi, ve Urfa'da katledildi, il başkanımız sizin dönemizde katledildi. Şimdi sizde biliyorsunuz ki, Allahta bilir o dönemin MİT, kontrgerilla,çeteler ve jitem sizinde haberiniz var. Hala buraya siz buraya çıkıp başarılı vali olduğunu söylüyorsunuz. Özeleştiride bulunmalısınız burada. Sizin dönemizde cinayetler işlenmişse, siyasi partinin temsilcileri öldürülmüşse çıkıp buradan ahkamdan ve namustan bahsedemezsiniz bize. Siz karanlık bir ödemede valilik yaptınız ve bu insanlar katledildi. Çıkıp buradan katilleri kollayan bir anlayışa buradan tahammül bekleyemezsiniz'dedi. SIRRI SAKIK : HAKAN FİDAN VE EKİBİNİ KUTLUYORUM Sakık, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Geriliyoruz çünkü haklıyız. Biz yaralıyız. Binlerce faali meşru cinayetlerin işlendiği topraklardan geliyor ve biz yaşadık nasıl cinayetler işlendiğini. Siz çıkın Allah adına söyleyin siz biliyorsunuz kimlerin onları katlettiğini benden daha iyi biliyorsunuz. Bir yasa görüşülüyor. Bu yasa MİT yasası. Neden ulusalcı ve milliyetçi cephenin bu yasaya karşı durduğunu biliyoruz. Bir dönemden bahsediyoruz. İçinde MİTin JİTEM'in çetelerin aşiretlerin olduğu bir dönemde de faali meçhul cinayetlerden. Bu ulusalcı ve bu milliyetçi cepheler bundan rahatsızlık duymadı. Ses seda da çıkmadı. Ama bugün asıl sorun MİT'in bu konudaki otoriter yapısının yasalarca yeniden dizayn edildiğini biz iyi anlıyoruz. Çünkü siz Oslo'dan başlayan ve bugün İmralı'da devam eden süreçle ilgili ciddi şekilde buna karşısınız. Eğer kanı durduracaksa, eğer bu güne kadar bu görüşmelerde bakın sürekli şerefsizlikle insanlar itham ediliyor. 'Kim ki görüştüyse şerefsizdir' diyor. Biz bunu iade ediyoruz. Biz görüşüyoruz biz şerefli insanlarız. BDP görüşmeleri sürdüren bir partidir. Gidip İmralı ve Kandilli ile de görüşüyor, gelip iktidarla da görüşüyor. Bu şerefli bir iştir. Kanı,ölümleri durdurmak şerefli bir iştir. Şerefsizlik nedir biliyormusunuz. Kana seyirci kalmaktır ölümlere seyirci kalmaktır. MİT görevlerini üstlenmişse ve ilk kez MİT bu süreci götürüyorsa ve saldırıya maruz kalıyorsa biz buna seyirci kalmayız. Ben burada Hakan Fidan ve ekibini kutluyorum. 1 yıldır çatışmasızlık süreci yaşanıyorsa ve burada MİT'in bir katkısı varsa bundan mutlulukta duyarız' dedi. Fırat KESKİNKILIÇ / ANKARA, (DHA)
Sırrı Sakık'tan MİT Eleştirilerine Cevap!
MİT Kanunu'nda değişiklik yapılmasına yönelik yasa tasarısı teklifi görüşmeye devam ediyor. Sırrı Sakık dün yaptığı MİT açıklamaları sonrası kendisine yöneltilen eleştirilere cevap verdi.Sakık, 'Ben MİT'in barış görüşmelerinde göstermiş olduğu çabasını önemsediğini söyledim. Geçmişten bugüne kadar MİT'in karanlık işlerini, Kürtlere karşı, Sosyalistlere karşı cinayetleri biliyorum. Bunların açığa çıkması için önerge veren biziz. MİT'in mağduruyum. Bedel ödeye ödeye, direne direne gelmişim. Biz yorulduk. Barış ve kardeşlik bu topraklarda hayat bulmalıdır.' dedi. Dün BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, 'MİT görevlerini üstlenmişse ve ilk kez MİT bu süreci götürüyorsa ve saldırıya maruz kalıyorsa biz buna seyirci kalmayız. Ben burada Hakan Fidan ve ekibini kutluyorum. 1 yıldır çatışmasızlık süreci yaşanıyorsa ve burada MİT'in bir katkısı varsa bundan mutluluk duyarız' açıklaması yapmıştı. Sakık'ın bu açıklamalarına BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan tepki gösterdi. PERVİN BULDAN SAKIK'I ELEŞTİRDİ Buldan, 'Bir önceki oturumda milletvekilimiz sayın Sırrı Sakık'ın ifade ettiği MİT'e özellikle Hakan Fidan'a ‘teşekkür ediyorum' ifadesine ben katılmıyorum. Roboski, Geber ve Lice olayı ortadayken bizim MİT'e teşekkür etmek gibi bir hakkımız yoktur. Dolayısıyla bunun altını önemle çiziyorum. Ben inanıyorum ki Sırrı Sakık arkadaşımız da bir yanlış anlamadan kaynaklı MİT'e teşekkürlerini sunmuştur. Ben şunu çok açık ifade etmek istiyorum. Teşekkür edilmesi gereken yerler farklı yerlerdir. Bugün bu süreci başlatmış olan İmralı Cezaevi'nde yatan sayın Abdullah Öcalan'a ben teşekkür ediyorum.' dedi. SIRRI SAKIK CEVAP VERDİ Buldan'ın bu açıklamalarına Sakık'tan cevap gecikmedi. Sakık bu eleştirilere Meclis'te cevap verdi. Sakık, 'Ben dün akşam barış görüşmelerini sürdüren tüm aktörlere Sayın Öcalan'a da armağan ediyorum dedim. Bu kadar barış sevdalısıyım. Kent geriliyordu, ülke geriliyordu. Kazandığım seçimi barış süreci zarar görmesin diye barışa heba etmiş gelenekten geliyorum. Barışa bu kadar özlem duyan insanların bu topraklarda barışı büyüttüğünü görmeniz lazımken televizyonlarda saldırıya maruz kalıyoruz. HABERTURK.COM
PKK Diyarbakır'da İki Kişiyi Kaçırdı
Lice İlçesi kırsalında, baz istasyon kurma çalışması yürüten GSM firmasına ait 7 kişi, bugün akşam saatlerinde, silahıl PKK'lılar tarafından kaçırıldı. Akşam geç saatlere kadar GSM firmasında çalışan 5 kişiyi bırak örgüt üyeleri, 2 kişi yanlarına alarak, kayıplara karıştı. Olay, serbest bırakılan 5 kişinin jandarma karakoluna giderek haber vermesiyle ortaya çıktı. Güvenlik güçleri, 2 kişiyi kaçıran PKK'lıların yakalanması amacıyla çalışma başlatıldı. Canan ALTINTAŞ/DİYARBAKIR, (DHA)
İçişleri Bakanlığı: "Medeni'yi Hedef Gözeterek Vurmuşlar"
Lice'de kalekol yapımı protestosunda vurulan Medeni Yıldırım soruşturmasında önemi gelişme yaşandı. Savcılık olaylarda 21 silahın kullanıldığını tespit ederken, İçişleri Bakanlığı 'hedef gözetilerek ateş açıldı' dedi. 2 komutana soruşturma izni veridi Diyarbakır’ın Lice İlçesi’nde geçen yıl Kayacık (Hezan) Köyü’nde kalekol yapımı protestosunda çıkan olaylara ilgili soruşturma tamamlandı. İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişleri’nce hazırlanan Ön İnceleme Raporu’nda “ateşli silah kullanma şartları bulunmamasına rağmen askerlerin aldıkları emir ile göstericilere karşı ateşli silah kullanılmasının hukuka aykırı ve cezai sorumluluk gerektirdiği” belirtildi. Toplam 21 silahtan ateş açıldığını belirleyen Savcı’nın isteği doğrultusunda iki asker hakkında soruşturma izni verildi. Radikal'den Veysi Polat'ın haberine göre Lice’de 28 Haziran 2013’te Kayacık Jandarma Karakolu yanındaki kalekol inşaatının yapımının protestosu sırasında askerlerin ateş açması sonucu yaşamını yitiren Medeni Yıldırım ve 8 kişinin yaralanmasıyla ilgili Lice Cumhuriyet Savcılığı’nın soruşturması tamamlandı. Soruşturma hakkında daha önce alınan gizlilik kararının kaldırılması ile birlikte olayın detayları da ortaya çıktı. Bakanlık: Ateş açma yetkisi yok İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin karakoldaki askerler ve olay anına ait kamera kayıtlarını izlenmesi üzerinden hazırladığı, 2 Ağustos 2013 tarihinde İçişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı’na sunduğu raporda, “Olay esnasında çekim yapan 20130628-160808 numaralı görüntü kaydının 1. dakikasının 40’ıncı saniyesinde ‘Çekil oradan ateş ediyorum’ sesinin duyulduğunu, aynı görüntüdeki dakikanın 49-51 saniyelerinde bir kişinin 2 kez ‘aaah’ diyerek sesin duyulduğu” belirtiliyor. MVI7259 kodlu görüntüde de, “Görüntülerde yoğun taş atımına ilişkin görüntü ve seslerle otomatik silahlarla ateş edildiğine ilişkin sesler duyulduğu” ifadesine yer veriliyor. MVI7260 kodlu görüntünün 16’ncı saniyesinde, nöbet kulesi içinde uzun namlulu silaha ait namlunun görüldüğü, silah mekanizması ve namlunun hareketinden bu silahla atış yapıldığının görüldüğü” kaydediliyor. Müfettişlerin izlediği kamera görüntüleri kapsamında hazırladığı raporda, “Geride kalan 10-15 kişilik grubunda bu toplanma yerine doğru yürümekte iken, önce bu grubun en arkasında yer alan ve taş atmaya devam eden iki kişiye, daha sonra bu iki kişinin önünde yürüyen gruptakilerin, jandarma tarafından açılan ateşe maruz kaldıkları” ifadesi yer alıyor. Raporda, yine “Saldırıyı gerçekleştirenlerin olay mahallinden ayrılması ve jandarma karakoluna yapılmakta olan yeni karakol binasına ve jandarma personeline yönelik tehdit ve tehlikenin sona erdiği ve mevzuatta ateşli silah kullanma şartlarının bulunmadığı, ateşli silah kullanma yetkisinin ortadan kalktığı halde göstericilere karşı ateşli silah kullanılmasının hukuka aykırı ve cezai sorumluluk gerektirdiği” vurgulanıyor. 112’nin arama kayıtları yok Yine müfettişler tarafından olay gününe ilişkin Diyarbakır Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü bünyesinde faaliyet yürüten Acil Afetlerde Sağlık Hizmetleri Şube Müdürlüğü’nden 112 Sağlık Merkezi’ne, Kayacık Köyü ve çevre köylerden çağrı alınıp, alınmadığı, alınan çağrılar ve bu çağrıların alındığı yerlerde yapılan ilk müdahalelerde gözlenen vakaların mahiyeti, vaka ön tanıları ve sevk edildikleri sağlık kuruluşları ile ilgili bilgi istendi. İlgili kurum, kayıt ve belgelerin istendiği yazıya karşılık verdiği cevapta, “Olayın meydana geldiği 28 Haziran 2013 günü alınan telefon çağrı ve ses kayıtlarının bulunduğu 112 dijital operasyon yönetim ve kayıt sistemi veri tabanı sunucusunun 1 Temmuz 2013 tarihinde donanımsal olarak arızalanmış olup arızanın giderilememesi nedeniyle sunucu askıya alınarak dataların kurtarılması amacıyla Armakom firmasına gönderilmiştir. Bu nedenle olay günü merkezimize yapılan tüm aramaların menşei tespit edilemediği gibi ses kayıtları da temin edilememiştir” denildi. 48 silaha balistik inceleme Raporda yine olayların ardından Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme ve Kimlik Tespit Müdürlüğü’nce hazırlanan tutanakta, karakol içinde ve dışında patlamamış 2 adet patlamamış el yapımı bomba, 7 adet karakol içinde olmak üzere toplamda 317 adet uzun namlulu silaha ait kovan ve 1 adet uzun namlulu silaha ait fişek, 24 adet gaz fişeği kapsülü bulunduğuna da yer veriliyor. Tutanakta, yine 48 askerin tüfeğinin incelemeye alındığı belirtiyor. Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuarı Müdürlüğü’nün 1 Temmuz 2013 tarihinde hazırladığı ekspertiz raporunda ise, incelemeye alınan 156 boş kovandan 150’sinin 21 ayrı G3 silaha ait olduğu, 6’sının ise hangi silahtan atıldığının tespit edilemediği, 133 kovanında 5 ayrı silahtan yapılan atışlara ait olduğu, 26 adet kovanın ise aynı silaha ait olduğunu tespiti yapıldığına yer veriliyor. Ayrıca olay yeri tutanağında, Medeni Yıldırım’ın yaşamını yitirdiği, 7 yurttaşın ise ateşli silahla yaralandığı belirtilirken, yaralananların çoğunluğunun göğüs kısımlarından vurulmaları, kurşunların hedef gözetilerek atıldığına işaret ediyor. Soruşturmayı yürüten Lice Cumhuriyet Başsavcılığı, olayın ardından başlatılan soruşturma kapsamında, olay esnasında karakolda bulunan 7 asker için Lice Kaymakamlığı’ndan soruşturma izni isterken, Kaymakamlık İdare Kurulu Bürosu, 27 Ağustos 2013 tarihinde verdiği kararında askerlerden Kayacık J. Ütğm Krk. K. Mustafa Öztürk ve Jandarma Özel Harekat Tim Komutanı Seyit Ahmet Yurtoğlu için “Görevi kötüye kullanmak” gerekçesi ile soruşturma izni verdi.Yıldırım ailesi: Gelişme olumlu Soruşturmaya dair gelişmeyi olumu olarak değerlendiren Medeni Yıldırım’ın abisi Mehmet Yıldırım, “Başından beri söyledik ki kardeşim hedef gözetilerek vuruldu diye. Kamuoyu sahiplendi, Medeni artık duyarı herkesin evladı, kardeşi odu. Bu baskı neticesinde bu olayın kapatılması zaten mümkün değildi. Bu dava, evladını yitiren diğer davara emsal olsun istiyoruz. Bu olayın takipçisi olmaya devam edeceğiz” dedi.CNN Türk