onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Türkiye’nin En Önemli Göllerinde ‘Siyonobakteri’ İstilası

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video

Türkiye’nin En Önemli Göllerinde ‘Siyonobakteri’ İstilası

Ulaş
18.10.2021 - 14:59

Türkiye Tabiatını Koruma Derneği bilim danışmanı ve emekli öğretim üyesi Dr. Erol Kesici, 2009 yılında Türkiye’nin en önemli sekiz doğal tatlı su gölünde yaptıkları su analizlerinde tespit ettikleri zehir etkili siyonobakteri türlerin, bu yıl alınan numunelerde üç-dört kat artış gösterdiğine dikkat çekti. Dr. Kesici, mavi-yeşil alg olarak da bilinen bu siyonobakteri istilasıyla göllerin çürümeye başladığı uyarısında bulundu.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Küresel iklim değişikliği ve sıcaklık artışları beraberinde kuraklık ve nehirlerin akış hızını da olumsuz etkiliyor.

Kuraklık yüzünden Türkiye genelindeki nehirlerin neredeyse tamamında suyun akış hızı yüzde 70’lere varan oranda düşerken, göllerin ise yüzde 60’ı kurudu.

Diğer yandan su kaynaklarındaki kirlilik de artıyor. Dr. Erol Kesici, DHA’ya Türkiye’nin en önemli doğal tatlı su gölleri Eğirdir, Beyşehir, Kovada, Büyükçekmece, Uluabat ve Eber ile doğal tuzlu Burdur ve Bafa gölleri olmak üzere toplam sekiz gölde yaptıkları su analiz sonuçlarını açıkladı.

‘Gerekli önlemler alınmadı...’

‘Gerekli önlemler alınmadı...’

Bu sene yaptıkları araştırmayı 2009’daki verilerle karşılaştıran Dr. Erol Kesici, şunları söyledi: “O dönemki akademisyen arkadaşlarımızla birlikte, tatlı su göllerimiz Eğirdir, Kovada, Beyşehir, Büyükçekmece, Eber ve Uluabat’ta ‘Microcystis aeruginosa’ türü belirledik. Tuzlu göller Burdur ve Bafa’da ise ‘Nodularia sp’ türü tespit etmiştik. Bu yıl ise tüm bu göllerden aldığımız su örnekleri üzerindeki mikroskobik incelemelere göre, gerekli önlemler alınmadığı için bu siyonobakterilerin en az 3-4 kat daha arttığını gözlemledik”.

Birçok göl ve su kaynağında görülen balık ölümlerinin de bu tür oksijensiz kalmaya bağlı boğulma neticesinde yaşandığını anlatan Dr. Kesici, “Bu toksik etkisi olan su yosunları, göllerimizdeki canlıları ve yaşamını yok ederek, göllerimizin sonunu hazırlıyor. Kirlilik, su seviyesinin azaldığı göllerde çok daha fazla tahrip edici güce sahip. İncelemelerimize göre Eğirdir, Kovada, Beyşehir, Uluabat, Eber, Bafa, Burdur ve Büyükçekmece başta olmak üzere irili ufaklı birçok göl ve gölette mavi-yeşil alg istilası yaşanıyor” dedi.

‘Bu sular tarımda bile kullanılmamalı...’

‘Bu sular tarımda bile kullanılmamalı...’

Tahlil sonuçlarına göre, bu türün aşırı artış görüldüğü sularda çözünmüş oksijen oranının 1 ml/l, nitrat konsantrasyonu oranının ise 5 mg/l düzeyini aştığını kaydeden Dr. Kesici, “Bu değerlerdeki sular ‘dördüncü sınıf’ kalite sudur. Bu tür suların, tarımda bile kullanılmaması önerilmektedir. Bu tür siyonobakterilerin, ağır metal içermeleri, besin zinciriyle tüm canlıların organlarında birikmesi sonucu çok ciddi sağlık sorunlarına da neden olmaktadır. Kirli sudan kirli ürün ve yaşam üretilir” dedi.

Özellikle Eğirdir, Beyşehir ve Bafa göllerindeki kirlilik ve mavi-yeşil alg bulgularının ciddi düzeyde olduğu ve bu göllerin büyük tehlike altında olduğunu söyleyen Dr. Kesici, “Bu göllerimizde su ve dip çamurunu dahi tamamen kaplamış durumda ve çürüyen göller arasında. Göllerimizde koruma-kullanımla ilgili tüm yasalar uygulanmalı, kirletici tüm dış faktörler acilen durdurulmalıdır. Mavi-yeşil alg istilasına uğrayan göllerimiz, limnolojik ve ekolojik olarak yaşamlarının son evresi olan ‘bataklıklaşma’ evresine doğru gitmektedir. Sonuç, kuruma ve yok oluş” diye uyardı.

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
5
5
4
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın