Osmanlı Arşivi'nin Yeni Binasında Tavan Akıtıyor İddiası
Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nin yeni binasında, tarihçilerin araştırma yaptıkları ve arşiv belgelerine ulaştıkları odanın bulunduğu katta, tesisat ve altyapı sorunları nedeniyle tavanın su akıttığı, rutubet yüzünden de duvarların sürekli boyandığı iddia ediliyor.
Milliyet’ten Özge Özdemir’in haberine göre; tarihçilerin araştırma yaptıkları ve arşiv belgelerine ulaştıkları odanın bulunduğu katta, tesisat ve altyapı sorunları nedeniyle tavan su akıtıyor, akan suya kovalarla müdahale ediliyor. Bu durum Türk Standartları Enstitüsü’nün ‘arşiv mekanlarının düzenlenmesi’ kurallarında yer alan çatının su akıtmaması maddesine aykırı bir durum teşkil ediyor. Özellikle yoğun yağışın olduğu günlerde, arşiv binasında su baskınları meydana geliyor. Osmanlı Devleti’ne ait belgelerin bulunduğu deponun, binanın giriş katının üç kat aşağısında yer alması ise arşivlere dair kaygıların yoğunlaşmasına neden oluyor.
ISLAĞA YAKIN DERECEDE NEMLİ
Araştırmacılara ait fotoğraflarda, Mayıs yağmurlarından ötürü arşiv binasının etkilendiği görülüyor. Mayısın sonlarında birkaç belgenin bizzat kendisine ıslak teslim edildiğini aktaran bir araştırmacı, belgelerin küf koktuğunu belirtti.
19 Temmuz’da yağan yağmurda ise binanın giriş katına su dolduğu görülüyor. Arşiv depolarıyla aynı hizada bulunan katlarda çekilen fotoğraflar, duvarlarda rutubetin arttığını, bu yüzden duvarların sürekli boyandığını gösteriyor.
19 Temmuz’da yağan yağmurun ardından arşivlerden alınan belgelerin bazılarının ıslağa yakın derecede nemli olması ve bu belgelerdeki mürekkeplerin silinmeye yüz tutması, arşivlerin rutubet ve yağmurdan etkilendiğine dair iddiaları güçlendiriyor.
“TARİHİ BİR SUÇ İŞLENMEKTE”
Boğaziçi Üniversitesi Deprem Mühendisliği Araştırma Enstitüsü Kurucu Başkanı ve Boğaziçi Üniversitesi eski rektörü Prof. Dr. Semih Tezcan, arşiv binasının deprem bölgesinde olmasının büyük risk taşıdığını vurguladı. Tezcan, Kağıthane’de çatlak barındırmayan bir binayı bulmanın zor olduğunu söyleyerek bu bölgedeki arazinin sürekli Haliç’e doğru kaydığını sözlerine ekledi. Bina içinden çekilen fotoğrafları yorumlayan Tezcan, “Osmanlı Arşivleri, bu kıymetli hazinemiz, temelleri ve duvarları çatlak, her tarafı rutubetten ve su sızıntılarından harap olmuş bir vaziyette, İstanbul’un en yüksek deprem riski bulunan bir bölgesinde ve çatlaklardan geçilmeyen çürük bir binanın içinde bulunmaktadır. Tarihi ve milli büyük bir suç işlenmektedir” değerlendirmesinde bulundu.
“NEM ORANI YÜZDE 35 – 55 ORANINDA OLMALI”
Yurtdışında arşivlerin bulunduğu binalarda iklim kontrolünün nasıl olması gerektiğine dair kapsamlı bilimsel çalışmalar yürütülüyor. ABD’nin ulusal arşivinin bulunduğu binanın mühendislik faaliyetlerinden sorumlu Landmark şirketinin başkanı Ernest Conrad, kaleme aldığı makalede arşivin kurulduğu binanın özelliklerine göre iklim kontrolü yöntemlerine karar vermek gerektiğini aktarıyor.
Arşivlere deposunda yer veren binaların gelişmiş havalandırma, ısıtma ve iklimlendirme sistemleri edinmesinin önemini özellikle vurgulayan Conrad, bu sistemlerin yıl içinde mevsimsel değişikliklere göre ayarlanması gerektiğini söylüyor.
Gelişmiş ve doğru bir şekilde çalışan iklim kontrol kapasitesine sahip cihazların kurulduğu bu binalarda sıcaklığın yazın 24, kışın ise 21 derecede sabitlenebileceğini, nemlilik oranının ise yüzde 35 ile yüzde 55 arasında tutulmasının gerekli olduğunu aktarıyor.
Osmanlı Arşivleri’nin bulunduğu depoda ise nemi kontrol altında tutması gereken cihazların bunu başaramadığı ve yüksek elektrik faturalarına rağmen nemin düşürülemediği iddialar arasında.
Zete