Görüş Bildir
Haberler
Orta Çağın Ne Kadar Kaotik Bir Dönem Olduğunu Gösteren Birbirinden İlginç Fikirler ve Buluşlar

Orta Çağın Ne Kadar Kaotik Bir Dönem Olduğunu Gösteren Birbirinden İlginç Fikirler ve Buluşlar

Orta çağ döneminde, modern yaşam için kritik öneme sahip olduğunu düşündüğümüz bazı icatlar yaratılmıştır. Matbaa, lens, barut ve kağıt para bunlardan sadece birkaçı. Ancak yine bu dönemde yaratılan bazı şeyler o kadar uzun ömürlü ya da başarılı olmamıştır. Bu şeylerden bazıları, modern çağda yaşayan bizler için düpedüz saçmalık seviyesinde olabilir. Örneğin orta çağda, evli çiftlerin açıkça ve şiddetli bir şekilde anlaşmazlıklarını çözdüğü kavga yoluyla boşanma kavramı vardı. Bizler de bu yazımızda bu garip orta çağ buluş ve kavramlarından bahsediyoruz.

Kaynak: https://www.historyhit.com/odd-mediev...
İçeriğin Devamı Aşağıda

1. Hayvan mahkemeleri

1. Hayvan mahkemeleri

13. yüzyıldan 18. yüzyıla kadar, hayvanların yargılandığı ve ceza aldıklarına dair çok sayıda kayıt vardır. Bahsedilen ilk vaka, 1266'da Fontenay-aux-Roses'ta yargılanıp idam edilen bir domuzun davasıdır. 5 Eylül 1379'da bir domuz çobanının oğlunu yaralayıp öldüren üç domuzdan bahsedilir. Bu üç domuz tutuklanıp, yargılanıp idam edilmiştir. Ayrıca, tarladaki iki sürünün de olay yerine koşup geldiği göz önünde bulundurularak, bu iki sürüdeki tüm hayvanlar da suç ortağı sayıldı ve idam edildi. 1457'de başka bir domuz ve yavruları bir çocuğu öldürmekten yargılandı. Anne suçlu bulunarak idam edildi, ancak domuz yavruları yaşları nedeniyle masum ilan edildi. Orta çağ boyunca atlar, inekler, boğalar ve hatta böcekler yasal davalara konu olmuştur.

2. Düello ile boşanma

2. Düello ile boşanma

Boşanma, bir karı kocanın hukuk mahkemelerinde takip edebileceği bir şey olmadan önce, başarısız bir evliliğe nasıl son verebilirdiniz? Alman makamları bu soruna orta çağda bir çözüm bulmuşlar: Düello ile boşanma. Düellolar, alçak bir çitle işaretlenmiş küçük bir halkanın içinde gerçekleşmekte. Kadın ve erkek arasındaki fiziksel eşitsizliği dengelemek için, erkeğin bir kolu yanına bağlı olarak bel derinliğindeki bir deliğin içinden dövüşmesi gerekiyordu. Kendisine bir sopa veriliyordu ancak içinde bulunduğu çukurdan çıkması yasaktı. Kadın hareket etmekte özgürdü ve genellikle malzemeye sarabileceği ve bir topuz gibi sallayabileceği bir taşla silahlandırıldı. Rakibi nakavt etmek, boyun eğdirmek veya eşlerden birisinin ölümü düelloyu sona erdirirdi, ancak her ikisi de hayatta kalırsa ceza burada bitmeyebilirdi. Kaybeden, dövüşle yargılamada başarısız olmuş sayılıyordu ve bu ölüm cezası anlamına gelebilirdi. Ölüm ise bir erkek için asılmak, bir kadın içinse diri diri gömülmek anlamına geliyordu.

3. Kyeser'in savaş arabası

3. Kyeser'in savaş arabası

Konrad Kyeser 1366'da doğdu. Hekimlik eğitimi aldı ve 1396'da haçlılar için feci şekilde sonuçlanan Niğbolu Muharebesi'ne katılıp Türk'lere karşı savaştı. 1402'de, Konrad'ın Leonardo da Vinci'ye benzetilmesini sağlayan askeri teknoloji tasarımlarından oluşan bir koleksiyon olan Bellifortis'i yazdığında, Bohemya'da sürgündeydi. Kitaptaki tasarımlar arasında bir dalgıç giysisi ve bir bekaret kemerinin bilinen ilk resminin yanı sıra koçbaşı, kuşatma kuleleri ve hatta el bombaları için tasarımlar yer alıyor. Kyeser tarafından resmedilen bir araç ise, düşman piyadelerini kesip parçalamak için tekerleklerin dönmesiyle dönen diğer birçok keskin kenarın yanı sıra her iki yanından dışarı çıkan mızrakları olan, ve içinde asker taşıyan bir savaş arabası.

4. Çavdar mahmuzu (Ergot ekmeği)

4. Çavdar mahmuzu (Ergot ekmeği)

Tamam, bu gerçekten kimsenin istemediği anlamda bir icat değildi, ama tüm orta çağ boyunca mevcuttu. Yağışlı bir kış ve ilkbahar, ergotun çavdar ekinlerinde büyümesine neden olabilir. Ergot, 'Aziz Anthony ateşi' olarak da bilinen bir mantardır. Ergottan etkilenen çavdardan yapılan ekmek, yiyenlerde şiddetli ve bazen ölümcül tepkilere neden olmuştur. Ergot ekmeği, LSD oluşturmak için sentezlenen madde olan liserjik asit içerir. Bunu yedikten sonraki semptomlar halüsinasyonlar, sanrılar, kasılmalar ve derinin altında sürünen şeyler hissini içerebilir. Ergotizm ayrıca eller ve ayaklara giden kan akışını da kısıtlar, bu nedenle el ve ayak parmaklarında kangren oluşumuna neden olabilir.

5. Rum ateşi

5. Rum ateşi

Rum ateşinin 7. yüzyılda Bizans İmparatorluğu'nda geliştirildiğine inanılıyor. Bu alev haçlı seferleri sırasında kullanılmış ve 12. yüzyılda Batı Avrupa'ya yayılmıştır. Bu maddenin yapımında kullanılan kesin tarifler bilinmemektedir ve tartışma konusudur. Yağlı madde yapışkan ve yanıcıydı ve tutuştuğunda su tarafından söndürülemezdi. Bu yönüyle modern napalmdan farklı değildi. Genellikle deniz savaşlarında kullanılan Rum ateşi, uzun bakır borulardan düşmana akıtılırdı. Bununla birlikte, madde son derece kararsızdı ve onu kullananlara zarar verme olasılığı da vardı. Temmuz 1460'ta gerçekleşen Gül Savaşları sırasında, kaleyi savunmakla görevli Lord Scales, surlardan aşağıdaki saldırganlara Rum ateşi dökerek büyük bir kaosa neden olmuştur.

İçeriğin Devamı Aşağıda

6. Pirinç kafa

6. Pirinç kafa

Bu bir buluştan çok bir şehir efsanesidir. Söylenene göre mucidi 13. yüzyıl keşişi ve bilgini Roger Bacon'ın ta kendisi. Görünüşte pirinç ve bronzdan yapılan pirinç kafalar, mekanik veya büyülü olabilirler, ancak söylenene göre bu aletlerin sorulan herhangi bir soruyu yanıtlama özellikleri vardı. Tıpkı bir orta çağ arama motoru gibi. 12. ve 13. yüzyıl Rönesansı'nın Robert Grosseteste ve Albertus Magnus gibi bilginlerinin yanı sıra Boethius, Faust ve Tours'lu Stephen da dahil olmak üzere tarih boyunca bu gibi insanların bir pirinç kafa'ya sahip oldukları söylenmektedir.

Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım!

Bu içerikler de ilginizi çekebilir

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
8
1
0
0
0
0
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
Pasif Kullanıcı

4...ne torbacılığı amirim ekmeeemizin peşindeyiz