Kabus Gibi Bir Hastalık Olan Migren Hakkında Bilmeniz Gereken 14 Gerçek
Sahip olanların yaşam kalitesini düşüren bir hastalık olarak görülen migren ile ilgili bilmeniz gereken bazı bilgileri sizler için derledik!
1. Migren, dünya genelinde en yaygın olan 3. hastalık!
2. Erkeklere göre kadınlarda daha fazla görülüyor.
Dünya üzerinde migren hastalığına sahip 1 milyar insanın 4'te 3'ünü kadınlar oluşturmaktadır. Sağlık uzmanları bu durumun kadın hormonlarının periyodik doğasıyla alakalı olabileceğinden şüphelenmektedir. 2018 yılında yapılan bir araştırmaya göre, hücre zarları arasında proton ve sodyum iyonlarının transferini düzenleyen proteinin, migren ağrılarını tetikleyen önemli bir bileşen olduğu görülmüştür. Ve bu protein üretiminin kadınlarda erkeklere göre daha fazla dalgalanmalı olduğu görülmüştür. Bilim insanları laboratuvar farelerinin beyinlerine baktıklarında, bu proteinin dişi farelerde erkek farelere göre 4 kat daha fazla olduğunu buluyorlar. İnsanlar için de aynı durumu göz önünde bulundurursak kadınların neden daha sık ve yoğun bir şekilde migren hastalığına sahip oldukları açıklanabilir.
3. Migreni tetikleyen birçok unsur var.
Doktorlara ve hastalığa sahip olanlara göre, migreni tetikleyen kesin bir unsur yoktur. Hastadan hastaya değişmekle birlikte, genellikle beklenmedik ve birbiriyle alakasız durumlar migreni tetiklemektedir. Stres, çok fazla uyumak ya da çok az uyumak, alkol, susuzluk ve kafein migreni tetikleyen en yaygın unsurlardır. Migren ağrısı bazı insanlarda peynir gibi spesifik yiyecekleri tükettikten sonra oluşsa da, bazılarında hava durumu değişikliğinden kaynaklı olabiliyor. Bazı insanlar ise migren ağrılarını tetikleyen şeyi tam olarak kestirip buna engel olabiliyorlar.
4. Bazen migren geleceğini belirten ön sinyaller yollayabilir.
Migrenin 'auralı' tipinde insanlar bazen bulantı, baş dönmesi ve çok şiddetli baş ağrılarından önce ağrının yolda olduğunu hissettiren sinyaller almaktadır. Auralı migren türü migren hastalığına sahip olan insanların neredeyse %25'i ellerinde veya yüzlerinde uyuşukluk ve karıncalanma hissetmekte ya da fazla ışık ve karanlık görüşlerini engellemektedir. Bu sinyaller migren başlamadan 10 dakika ile 30 dakika arasında kendisini göstermektedir.
5. Migren bazen geçici körlüğe neden olabilir...
Auralı migrenin dışında, göz migreni adı verilen bir migren çeşidi daha vardır. Göz migreni iki gözden birini etkilemekte olup tek taraflı görme kaybına neden olabilir. Semptomlar yıldızlı görme, yarı görme ya da hiç görmeme şeklinde olabilir. Göz migreninde çoğunlukla aynı göz etkilenmekte olup insanlar 10 dakika ile 20 dakika arasında geçici görme kaybı yaşayabilir.
6. Bazen de vücutta bazı bölgelerde hissizliğe yol açabilir.
Çok nadir görülen ancak en korkutucu migren türü hemiplejik migrendir. Bu tür migrene sahip olan insanlar, vücutlarının bazı bölgerinde güçsüzlük, uyuşukluk, karıncalanma ya da bazı uzuvlarında güç kaybı yaşamaktadır. Çoğu zaman 24 saat içinde bu hislerin etkisi azalsa da bazen 1 saat etkili olurken bazen de günler sürebilmektedir.
7. Çocuklar da migren hastalığına sahip olabilirler.
Migren sadece yetişkinlerde değil çocuklarda da görülebilen bir hastalıktır. Okul çağı çocuklarının %10'unda migren hastalığı görülmektedir. Çocuklarda görülen migren semptomları ile yetişkinlerin semptomları arasında fark olmamakla birlikte çoğu şiddetli baş ağrısı, ışık ve sese duyarlılık ve görme güçlüğü yaşamaktadır. Yetişkin migreninden en büyük farkı ise çocuklarda daha aniden ve kısa süreli gelişmesidir. Bazı çocuklar ergenliğe kadar atak geçirmese de bazıları migren hastalığıyla birlikte doğmaktadır. Bir araştırmaya göre ise, migren hastalığıyla birlikte doğan çocuklarda 25 yaşına gelene kadar migren semptomlarının %23'ü kaybolduğu görülmüştür.
8. Migren hastalığı kalıtsal olabilir.
Migren hastalığına sahip olan insanların çoğunun ailesinde de migren hastalığı olduğu görülmüştür. %80 ila 90 arasındaki çoğu hasta, ailelerinde en az bir kişinin bu hastalığa sahip olduğunu söylemiştir. Eğer migren hastasıysanız, çocuğunuzun da migren hastası olma ihtimali %50'dir.
9. Savaş gazisi askerlerin de sonradan migren hastalığına sahip oldukları görülmüştür.
Bir insanın migrene sahip olmasındaki tek etken genetik değildir. Bir araştırmaya göre savaşa gidip dönen askerin %36'ında migren hastalığı saptanmıştır. Buna çoğunlukla baş veya boyun bölgesine alınan darbeler, düşmeler ya da diğer yaralanmalar sebep olmaktadır. Travma sonrası migren çoğu hastada birkaç ay içerisinde kaybolmaktadır ancak bazı hastalarda kronik migrene dönüşebilmektedir.
10. İkinci beyin olarak görülen bağırsaklar da migren hastalığıyla ilişkilidir.
Sinir sistemine ek olarak insanlar ikinci bir bağırsak kökenli sinir sistemine sahiptir. Bazı sağlık uzmanlarına göre migren doğrudan bağırsak ile ilişkilidir. Migren hastalığına sahip insanların huzursuz bağırsak sendromuna sahip olma ihtimalinin iki kat daha fazla olduğu görülmüştür. Abdominal migren olarak bilinen migren türünde ağrı genel olarak baş bölgesi yerine karın bölgesinde hissedilir. Bu migren türüne çocuklarda daha sık rastlansa da yetişkinlerde de görülebilmektedir.
11. Tüm dünyada çok yaygın olan bir hastalık olsa da araştırmalar için harcanan para miktarı diğer hastalıklara göre çok daha azdır.
2017 yılında, Ulusal Sağlık Enstitüsü migren hastalığı araştırmaları için 22 milyon dolar harcadı. Astım araştırmaları için 286 milyon dolar harcanırken, göğüs kanseri araştırmaları için 689 milyon dolar harcanmıştır. Diyabet için ise 1 milyar dolarlık bir harcama yapılmıştır.
12. Migren hastaları Alice Harikalar Diyarında kitabında kendilerini bulabilirler.
Mikropsi (eşyaları küçük boyutlarda görme) ve makropsi (eşyaları büyük boyutlarda görme) semptomları migren hastalarında sıkça rastlanan bir durumdur. Ünlü çocuk kitabı Alice Harikalar Diyarında; Alice bir içecek içiyor ve vücudu büyümeye başlıyor. Kurabiye yediğinde ise çok daha küçük boyutlara geliyor. Ünlü yazar Lewis Caroll'ın kitapta yaptığı birçok betimlemede migren hastaları kendilerini bulmuşlardır. Bu nedenle yazarın da migren hastası olduğu ve kitabını hastalığının etkileri görülürken yazdığı düşünülmektedir.
13. Migren depresyon ile doğrudan bağlantılıdır.
Amerika Birleşik Devletleri'nde migren hastalığına sahip insanların %40'ından fazlası aynı zamanda depresyona da sahiptir. Migren hastalarında, anksiyete ve bipolar bozukluklarının görülme riski çok yüksektir. Araştırmacılar hala zihinsel hastalıklar ve migren hastalığı arasındaki bağlantıyı çözmeye çalışmaktadır. Migrenin sebep olduğu ağrılı semptomlar çoğu zaman insanlarda depresyona ve anksiyeteye sebep olmaktadır. Beyin kimyasında bulunan serotonin seviyesinin hem migrende hem de depresyonda etkili olduğu görülmüştür. Bu yüzden depresyon tedavisinde kullanılan ve serotonin seviyesini artıran bazı antidepresanlar migren tedavisinde de kullanılmaktadır.
14. Migren hastalarına umut olabilecek "migren aşısı" geliştirildi!
Geçmişten günümüze migren tedavisinde kullanılan terapiler çoğu zaman başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Antidepresanlar, epilepsi ilaçları ve botoks gibi birçok tedavi yöntemi migren hastalığının tedavisinde kullanılmıştır. Ancak ilk defa 2018 yılının başında, migren hastalarına umut olabilecek migren aşısı geliştirilmiştir. Aşı, migrenle doğrudan ilişkisi olan peptitleri (antibakteriyel ve antibiyotik etkisine sahip amino asitler) engellemektedir. Ayda bir uygulanan aşı semptomları azaltmakta ve bazen de tamamen ortadan kaldırmaktadır. Aşı migreni tamamen engellemese de iltihabı azaltmakta ve kan akışını düzenleyerek ağrılı semptomları en aza indirmektedir. Aşı şu an için hastaların %70'inde başarıyı ulaşmıştır.
Yorum Yazın
Migren kelimesini okuyunca bile başıma ağrı giriyor.
Migrenim var..