Eskiden Güç ve Asaletin Simgesiydi: Erkekler Topuklu Ayakkabı Giymeyi Neden Bıraktı?
Erkeklerin topuklu ayakkabı giymesi size ters mi geliyor? O halde geçmişe biraz daha yakından bakmalısınız. Çünkü modanın hafızası güçlüdür ve geçmişte topuklu ayakkabılar, erkekliğin, asaletin ve zenginliğin bir göstergesiydi. Zamanla bu sembol kayboldu, yerini bambaşka anlamlara bıraktı. Peki bu büyük dönüşüm nasıl başladı ve bugün neden hala geri dönmüyor?
Gelin, beraber tarihin derinliklerine inelim...
Aslında topuklu ayakkabılar erkek modasına aitti... Hem de çok uzun süre.

Bugün podyumda ya da kırmızı halıda topuklu giyen bir erkeği görünce “cesaret işi” diye düşünsek de bu görüntü, 17. yüzyılda oldukça sıradandı. O dönemlerde yüksek topuklar; zenginliğin, gücün ve sosyal statünün açık göstergesiydi. Asya'nın batısından Avrupa'ya ithal edilen topuklu ayakkabılar, ilk kez 10. yüzyılda ata binmeyi kolaylaştırmak amacıyla tasarlanmıştı.
Ancak zamanla bu pratik kullanım yerini sembolik anlamlara bıraktı. Mesela Fransa Kralı XIV. Louis’nin kırmızı topuklu ayakkabıları, sadece saray seçkinlerine izin verilen bir prestij unsuruydu ve o kadar önemseniyordu ki tablolarında ayaklarını göstermek için özel pozlar veriyordu.
Peki ne oldu da bu güçlü sembol bir anda “kadınsı” olarak etiketlendi?

Asıl kırılma noktası, Aydınlanma Çağı ile geldi. 17. ve 18. yüzyılda, toplumsal yapılar sorgulanmaya başlandı ama bu sorgulama kadın ve erkek kimlikleri arasındaki farkları derinleştirdi. “Kadınlar süslenir, erkekler aklıyla hareket eder” anlayışı yaygınlaşınca; parlak kumaşlar, gösterişli kıyafetler ve tabii ki topuklu ayakkabılar erkek dolaplarından hızla silinmeye başladı.
Artık erkeklerden pratik, sade ve akılcı bir görünüm bekleniyor; estetik ve abartı kadınlara ait görülüyordu. Böylece topuklu ayakkabı, rasyonel erkekte yer bulamayıp tamamen kadınsılaşan bir sembol haline geldi.
Bu dönüşümle birlikte kadınlara yüklenen topuk sadece estetik değil, sosyo-politik bir mesaj taşıyordu.

Zamanla kadın modasında topuklu ayakkabı yalnızca bir süs unsuru değil, aynı zamanda baskılanmış bir zarafetin aracı haline geldi. Erkekler güçlerini sade takım elbiselerle göstermeye başlarken, kadınlara yüklenen ideal güzellik algısı küçük ayaklar ve narin adımlar üzerinden kuruldu.
Topuklu ayakkabılar, kadınların ayaklarını küçük göstermesi, yürüyüşlerini değiştirmesi ve ayak izlerini küçültmesi için tasarlandı. Hal böyle olunca erkek modasında bir zamanlar güç göstergesi olan topuk, kadın modasında arzunun ve kırılganlığın temsilcisine dönüştü. Yani aynı ayakkabı, farklı cinsiyetlerde bambaşka anlamlar kazandı.
Moda dünyasında son yıllarda Jared Leto’dan Jaden Smith’e kadar pek çok erkek sanatçı topuklu ayakkabılarla görünse de bu hala alışılmadık bir imaj.

Rick Owens gibi markalar podyumlarında topuklu erkek modelleri sergilese de sokak modasında bu görünüm yaygınlaşabilmiş değil. Üstelik araştırmalar, erkeklerin uzun boylu görünmenin yollarını aradığını ama topuklu giymek yerine ayakkabı içine gizli yükselticiler koymayı tercih ettiğini gösteriyor. Çünkü toplumsal kodlar hala topukluyu 'kadına ait' olarak tanımlıyor.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın