Erdoğan'dan Osman Kavala Açıklaması: 'Bu Ülkede Yargı Var'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, mahkemenin Osman Kavala ile ilgili verdiği karara ilişkin olarak 'Yargımız, bu konuda kararını verdi. Kusura bakmasınlar bu ülkede yargı var' dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da STK temsilcileri ile bir araya geldiği iftar programında konuştu.
Erdoğan, Gezi Parkı davasında iş insanı Osman Kavala'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla ilgili, 'Bir zatla ilgili verilen karar bazı çevreleri rahatsız etti. Bu adam Türkiye'nin Soros'uydu. Gezi Olayları'nın perde arkası koordinatörüydü. Yargımız, onla ilgili nihai kararını verdi. Kusura bakmasınlar bu ülkede yargı var. Yargı da kendi inandıklarını, bildiklerini hakkın egemen olduğunu göstermek için bu kararı verdiler verecekler.' dedi.
"Bu adam Türkiye'nin Soros'uydu"
Erdoğan'ın açıklamasından satır başları şöyle:
'Ne terör örgütlerinin kalleş elleri ne de siyasetteki uzantılarının hedef göstermeleri bizleri milletimize hizmetten alıkoymayacaktır. Ömrümüzü adadığımız dava hak ve hakikat davasıdır. Türkiye'nin son 20 yılı en büyük demokrasi ve kalkınma hamlelerinin yaşandığı dönemdir. 3 Kasım 2002 seçimleriyle Anadolu ihtilali başlattık.
Bir zatla ilgili verilen karar bazı çevreleri rahatsız etti. Bu adam Türkiye'nin Soros'uydu, bu adam Gezi olaylarının perde arkası koordinatörüydü. Yargımız, onla ilgili nihai kararını verdi. Kusura bakmasınlar bu ülkede yargı var. Yargı da kendi inandıklarını, bildiklerini hakkın egemen olduğunu göstermek için bu kararı verdiler verecekler.
Şimdi birçok yerden arayanlar var. Yurtdışına gittiğimiz zamanlarda da bize bazı telkinlerde bulunanlar oldu. Biz de dedik ki 'kusura bakmayın Türkiye hukuk devletidir'. Siz terör örgütünün caddelerinizde boy göstermesine evet diyorsunuz. PKK, kendi paçavralarıyla caddelerinde boy gösteriyor. Onlara ses çıkarmıyorsunuz. Türkiye'de ise, atılan adımlar sizi rahatsız ediyor. En son AİHM dedi ki, ilk derece mahkeme kararı vermediği sürece adım atamayız denildi. Şimdi buyrun karar verildi. Artık verilen karara tabi olacaksınız. Olsanız da olmasanız da bu karar uygulamaya girecektir.
Hak ve özgürlüklerde yasakların hüküm sürdüğü bir Türkiye'den terörü övmediği sürece herkesin fikrini savunabildiği bir Türkiye'ye ulaştık.
Kızlarımızın başörtüleriyle okula giremediği, başörtülü olan kızlarımızın üniversite kapılarında süründürüldüğünde, polislerin maalesef kızlarımızın başörtülerini çekip aldığı dönemde şimdi tüm güvenlik güçlerimizin onları teminat altına aldığı günlere geldik. Bugünleri bizlere ulaştıran Allah'a hamdolsun.'
"Çevreciliğin destanını biz yazdık"
Dolmabahçe Camii'nde bira kutularıyla caminin içlerinde oturan müptezeller, camiden buradaki makamımıza kadar kanallar açmak suretiyle geldiler Gezicilere beraber buradan Taksim Meydanı'na yürüdüler. Onları özgürlükçü olarak savundular. Oradaki devlete ait otobüsleri yakıp yıkmaktan tutunuz da benim vatandaşlarımın dükkanlarını yakıp yıktılar. Bunlar mı özgürlükçü? Bunu ne adına yaptılar? Çevre adına yaptılar. Bu nasıl çevrecilik?
Çevreciliğin destanını bu ülkede biz yazdık. 5 milyon civarında ağaç dikerek yaptık. Cumhuriyet mitinglerinde adeta darbe çığırtkanlığı yaptılar. 27 Nisan bildirisiyle milli iradeyi zapturapt altına almaya çalıştılar. Siyasi suikastlerle Türkiye'yi kaosa sürüklemeye kalkıştılar. Uyduruk gazete küpürleriyle partimizi kapatmaya çalıştılar. Tüketmeyin çağrılarıyla ekonomimizi çökertmeye heveslendiler.
Çukur eylemleri ile vatan topraklarını bölmeye, kardeşlerimizi bizden koparmaya çalıştılar. 15 Temmuz ihanetiyle doğrudan canımıza kast etmeye, darbe teşebbüsüne kadar götürdüler. Yıllardır besleyip büyüttükleri ne kadar yılan varsa hepsini üzerimize saldılar.
Milletin iradesini, sırtlarını, akbabalara, ruhunu emperyalistlere satmış alçaklara çiğnetmedik. Bedel ödedik, çile çektik, zorluklara göğüs gerdik. Siyasi şiddete maruz kaldık, tehdit edildik. Milletimizin sandıkta verdiği kutlu emanete hiçbir zaman halel getirmedik. Daima dik durduk, sağlam durduk, meşruiyetten, hukuktan bir an olsun ayrılmadık.
Milletimizin tek bir ferdinin dahi burnunun kanamasına izin vermedik. Milet iradesini korkutmayla esir almaya çalışanlarla yan sandıkta ya da yargı önünde hesaplaştık. Atalarımız 'Kurt kışı geçirir ama yediği ayazı unutmaz' diyor. Biz de son 20 yılda maruz kaldığımız saldırıyı unutmadık, unutmuyoruz, yıllar geçse de hiçbir zaman unutmayacağız.
"Yargının kararı vicdanlarımızı rahatlattı"
15 Temmuz ihanetinin hesabını hukuk önünde soran yargımız, Yassıada utancından sonra adını tarihe altın harflerle yazdırmıştır. Şimdi artık ne Yassı Ada var ne de yaslı ada var. Gezi olaylarıyla ilgili kararda yargımız sadece vicdanlarımızı rahatlamakta kalmamış aynı zamanda hukuk ve adalet dersi vermiştir.
Şu anda Taksim Meydanı'nda bir tarafta camimiz, diğer tarafta Atatürk Kültür Merkezimiz yepyeni haliyle orada. İnşallah o plan içerisinde daha başka projelerimiz olacaktır. Milletimizle beraber. Yargımız ne Türkiye dışındaki mahvfillerin ve onların yurt dışındakilerin şantajlarına boyun eğmemiştir.
Kimi kesimlerin buram buram tehdit kokan mülevves dili bu tarihi kararın Türkiye'nin istikbali için ehemmiyetini gölgeleyemeyecektir.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
Kuzey kore‘de demokrasi var
Başlıktan sonrasını okumadım
Yargı var ama bana kadar var