Davutoğlu: 'Komisyon Sonucu Darbe Gerçeğini Ortadan Kaldırmaz'
Başbakan Davutoğlu, '17 Aralık Yolsuzluk Soruşturması'nda adı geçen dört eski bakan hakkında kurulan komisyon çalışmaları için 'Komisyon ne sonuç alırsa alsın, bu darbe girişimleri gerçeğini ortadan kaldırmaz' dedi.
A Haber Ankara temsilcisi Murat Akgün'ün sorularını yanıtlayan Başbakan Ahmet Davutoğlu, '17 Aralık Yolsuzluk Soruşturması'nda adı geçen dört eski bakanla hakkında kurulan meclis Komisyonu'yla ilgili soruya 'Komisyon ne sonuç alırsa alsın, bu darbe girişimleri gerçeğini ortadan kaldırmaz.' yanıtını verdi. Başbakan, Cumhurbaşkanı recep Tayyip Erdoğan ile 4 eski bakanın Yüce Divan'a gönderilmesi konusunda görüş ayrılığı yaşadığı iddialarını da yalanladı.
Davutoğlu bu konuda şunları söyledi:
'Bakınız, 7 Şubat 2012, 17-25 Aralık 2013 ve 28 Mart 2014'teki süreçler darbe girişimidir. Eğer bunlardan sadece 17 Aralık söz konusu olsaydı, o zaman 'yolsuzluk' diyeceklerdi. Peki diğer tarihte yaşananların yolsuzlukla ne ilgisi var? Eğer yolsuzluk varsa, biz bunların karşısında yer alırız. Ve saldırdıkları, yıpratmaya çalıştıkları Cumhurbaşkanı, yolsuzluklarla yıpranmış ekonomiyi ayağa kaldırdı. Eğer biri yanlış yapmışsa, o yanlış hukuki süreçte takip edilecek. Bir de Meclis içinde komisyon kurulma süreci var. Komisyonu AK Parti kurdu. Eğer AK Parti'nin çekindiği bir şey olsa, kurmazdı. Biz bu komisyonun faaliyetlerine müdahale etmedim. Bırakalım bu komisyon kendi prensipleri etrafında çalışsın ve tablo ortaya çıksın Bizim tutumumuz budur Burada ikircikli bir tavır yok. Komisyon en sonuç alırsa alsın, bu darbe girişimleri gerçeğini ortadan kaldırmaz. Biz 'Kardeşimiz olsa yolsuzluğu affetmeyiz' dedik. Delillendirilmiş bir yolsuzluk dosyası önümüze koyulursa, asla affetmeyiz. Daha çalışmalar bitmeden, bu kişilere 'suçlu' veya 'suçsuz' demek doğru değil'
'Paralel yapı 'biz buradayız' mesajı veriyor'
Başbakan, eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'nın cezasının Yargıtay tarafından onanmasını yorumladı. 'Paralel yapı' dediği Gülen Cemaat'inin 'eleştiri getirenleri bile tasfiye etmeye çalıştığını' söyleyen Davutoğlu, 'Tam da yeni yasa gündemdeyken, pazardan mal kaçırır gibi karar alınması bir tek şekilde izah edilebilir. Biz halen buradayız ve bizle mücadele edenlerle hesabımızı görürüz demek isteniyor' dedi.
Davutoğlu, 'Avcı'nın haksız mahkumiyetine sesini çıkarmayanlar nasıl bir anda hareketleniyorlar? İnsanlar haksız yere terör örgütü üyesi ilan edilip, hapis yaktı. Bize şu mesajı veriyorlar: Siz bizim mağdur ettiklerimizi korursanız, bir yine mağdur ederiz. Eğer mesaj buysa, biz de elimizden gelen tüm çabayı gösteririz' diye ekledi.
Başbakan, Avcı'nın da farklı kanaat dile getirdiği için baskı gördüğünü belirtirken, 'İnsan hakları perspektifinde, farklı kanaat belirttği için cezalandırma ve bunun yargı ve emniyet bağlantısıyla sağlanmasına odaklanmamız lazım. Şöyle söyleyeyim; eğer bu paralel yapı başarılı olmuş olsaydı ve hepimiz muhtemelen değişik suçlarla, ululsarası teröre destek vermekten tutun da bir çok suçlan suçlanıyor olurduk. Özgürlüklerimiz tehdit edildiğinde toplum sesiz mi kalacak? Bu sadece hükümeti ilgilendirmiyor. Herkes şunu sormalı: Onlar başarılı olsaydı, neler olurdu?' diye sordu.
'Ahmet Şık olayında da hükümetimize suçlama yapıldı'
Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ekrem Dumanlı'nın 14 Aralık'ta gözaltına alınması konusunda ise Davutoğlu, 'Herhangi bir vatandaşın yapması gereken ifade verme işlemini şova çevirdiler' eleştirisini getirdi. Başbakan geçmiş davalara atıfta bulunarak, Cemaat'i işaret edip 'Onlar emniyetteyken, insanların hayatı zehir edildi. O zaman neden ses çıkmadı? O zaman ses çıktığında yine bizim hükümetimize yönelik suçlama yapıldı. Ahmet Şık olayında olduğu gibi ve diğer olaylarda olduğu gibi... Bu devleti bir daha bu tür yapıların dini veya seküler görünümlü olsun, hiç bir kesime kötülük yapmasına izin verilemez' dedi.
Davutoğlu 'basın özgürlüğü' eleştirilerine ise 'Bizim dönemimizde bir gazete veya televizyon kapatıldı mı? Hayır. Herkes görüş ifade edebilir ama başka insanların özgürlüklerine zarar veremez, Diğer grupların mağduriyetine yol açamaz. Vatandaşşarın hayatını karartmaya yönelik çaba gösterenlere karşı hükümet sürekli bu grupların karşısında duracak' yanıtını verdi.
'Kimse tehdit dili kullanamaz'
Davutoğlu'na Çözüm Süreci ile ilgili de sorular yöneltildi. Başbakan sunucunun hatırlatması üzerine Kandil'den gelen açıklamada 'Nisan'da yapılacak kongrede Öcalan da bulunacak' ve 'Silah bırakma en son aşama' gibi açıklamalara tepki gösterdi. Davutoğlu, 'Kimse imâlı da olsa bir tehdit dili kullanamaz' dedi. 'Tehdit dilinden en çok bölge halkının rahatsız' olduğunu söyleyen Başbakan, ' 6-7 Ekim olayları sonrası tekrar güven oluşmaya başladı. Silahların terk edilmesinin sanki bazı şartlar yerine getirilmesi durumunda gerçekleşecekmiş gibi lanse edilmesi kabul edilemez. Bu tarz açıklama yapmak, açıklamada tarih vermek sürecin doğasına zarar veriyor. Son iki haftada süreç olumlu seyrediyor. Herkesin de sürece özen göstermesi gerek' dedi
HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş'ın 'Müzakereler başlayabilir' açıklamasıyla ilgili soruya 'Sürecin doğası içinde kendi seyrinde devam ediyor. Kamuoyunda beklenti oluşturmanın gereği yok' dedi.
Müzakere taslağının kamuoyuyla paylaşılıp paylaşılmayacağı yönündeki soruya da Başbakan 'Biz bunları bir ciddiyet görürsek paylaşmaya hazırız. Bir çok konuda birlikte de hareket edebiliriz. Çünkü Çözüm Süreci Türkiye tarihindeki en önemli sorunlardan birinin aşılması anlamına gelir. Muhalefet dahil bütün taraflarla bu görüşülür. Ama bizim beklentimiz iyi niyet ve ciddiyet. Bizim öncelikli olarak ele aldığımzı konular var. Karşı tarafın öncelikleri var. Bunlar arasında ortak bir zemin oluşturmak görüşmenin esası' ifadelerini kullandı.
'Olumlu yönde sinyaller arttı'
Silahlı unsurların Türkiye'yi terk etmesinin konuşulmasından itibaren sürecin devam ettiğini söyleyen Davutoğlu, şunları söyledi:
'Çok önemli bir aşamaya gelindiğinde sabotajlarla karşılaşılıyor. Çözüm Süreci'ni kendi doğasına döndürüp, sonuç almaya çalışıyoruz. olumlu yönde sinyaller arrtı. Hiç bir zaman müzakereler kesilmedi. Silah bir hak talebi olmaktan çıkacak. 6-7 Eylül olaylarının tekrarlanmaması için elimizden geleni yapacağız. Olması gereken, bütün bir sorunların toplumsal tabanı geniş çerçevede tüm taraflarla görüşülerek yürütülmesi ve şiddetin tümüyle terk edildiği çerçevede ele alınması. Dolayısıyla Demirtaş'ın açıklaması sanki müzakerelerle ilgili çalışmalar şiddetin önüne geçecekmiş gibi algı yarattı. Silahlı unsurlar Türkiye'yi terk etmeli, biz bu iradeyi görmek sitiyoruz. Hükümetimizin iradesi son derece açıktır. Doğu ve Güneydoğu başta olmak üzere tüm Türkiye'de çözüm sürecine yönelik desteğini arttığını gösteriliyor. Görüşmelerin yürütülmesi anlamında olumlu bir yere geldik amamaçıklamalar yapmak yerine süreci kararlılıkla sürdürmek gerekiyor'
Hükümetle ortak açıklama yapma niyetrimiz var diyen Buldan'ın hatırılatılması üzerine Davutoğlu,'Böyle bir netlik yok ama olabilir de. Kimsenin spontane açıklamalarla süreci etkilememesi gerekir' karşılığını verdi.
'Meseleyi cemevlerine odaklama doğru değil'
Bir alevi açılımının söz konusu olup olmadığının sorulması üzerine Başbakan, 'Gördüğüm olumlu tepkiler, toplumsal bilincin yaygınlaştığını gösteriyor. Sünni hiç bir kanaat önderinden olumsuz tepki almadığım gibi çok da olumlu tepki aldım. Şu ana kadar adımlar attık. Tunceli'de üniversite adı değişti. Hacı Bektaş-i Türbesi ücretsiz hale geldi. Çabalarımız sürecek. Meseleyi sadece Cem evlerine odaklamak doğru değil ama o da önemli bir meseledir tabii ki. Hiç bir vatandaşımız farklı konumda sayılamaz. devletin vatandaşlarla ilişkisi göz önüne alındığında eşit yurttaşlık esastır' diye konuştu.
- Kaynak: Al Jazeera
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!