Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Cumartesi Anneleri: 'Mehmet Şen'in Faillerini Cezalandırın'
Cumartesi Anneleri / İnsanları 522. buluşmalarında 1994 yılında gözaltında öldürülen Mehmet Şen dosyasında cezasızlığın son bulmasını, faillerin cezalandırılmasını istedi.
Cumartesi Anneleri / İnsanları Galatasaray Meydanı’ndaki 522. buluşmalarında 26 Mart 1994’te Urfa Birecik’te gözaltında öldürülen Mehmet Şen dosyasında cezasızlığın son bulmasını, faillerin cezalandırılmasını istedi.
Bu haftaki eylemde Meclis’te kabul edilen ‘İç Güvenlik Paketi’nin yeni kayıplara yol açacağı uyarısı yapılarak, iptali istendi.
Bu haftaki eylemde ilk sözü kayıp Ahmet Kaya’nın kızı Emine Kaya aldı.
Kaya yıllardır adalet arayışlarını kar kış demeden sürdürdüklerini dile getirerek, “Yıllardır bu meydandan feryadımızı dile getiriyoruz. Kanımızın son damlasına kadar da adalet için mücadelemiz sürecek” dedi.
‘Özür dileyin’
Gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun’un eşi Hanım Tosun ise polise geniş yetkiler veren ve yasalaşan İç Güvenlik Paketi’ne tepki gösterdi.
“Daha 1990’lı yılların acıları silinmeden OHAL’den bu hale geldik. Gözümüzün önünde yakınlarımızı katleden kaybettiler. Şimdi de bu polise bu yetkileri veren yasayı çıkarttılar. Bu ülkede yaşayan insanlar artık uyansın ‘Bu ülke nereye gidiyor’ diye sorsun.
“Önce gizli dosyalarınızı açın, kayıplarımızın akıbetini açıklayın, kemiklerimiz nerede gösterin. Özür dileyin. Bunları yapmadan kimse bizim acılarımızdan bahsetmesin.
Eylemde Mehmet Şen’in eşi Nuray Şen’in eyleme gönderdiği mektup da okundu. Şen, Paris’ten gönderdiği mektubunda Cumartesi Anneleri’ne “Bedenim uzak diyarlar da olsa da ağır hasarlı kalbim acılarla dolu kalplerinizle birlikte atıyor” sözleriyle seslendi.
‘Cezasızlık son bulmalı’
Haftanın basın açıklamasını İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon adına Meryem Bars okudu.
Bars, Mehmet Şen dosyasındaki 21 yıllık cezasızlığın son bulmasını isteyerek Şen’in öldürüş süreci ve sonrasında yaşananları anlattı.
Mehmet Şen’e ne oldu?
“Tansu Çiller hükümetinin karanlığındaki 90’lı yıllardı. Kürt siyasetçiler hedef tahtasındaydı; Kürt partileri kapatılıyor, partililer tutuklanıyor, infaz ediliyor, kaybediliyorlardı. Dokunulmazlıkları kaldırılan DEP milletvekilleri meclisten yaka paça gözaltına alınıp, hapse atılmışlardı.
“Nizip’te yaşayan 49 yaşındaki 3 çocuk babası Mehmet Şen de DEP’te faaliyet gösteren Kürt siyasetçilerdendi. Bu nedenle sürekli güvenlik güçlerinin takibi ve baskısı altındaydı.
“26 Mart 1994 tarihinde Mehmet Şen’in Urfa/ Birecik’teki işyerine kendilerini polis olarak tanıtan sivil giyimli, silahlı, telsizli dört kişi geldi. Mehmet Şen’i n kimliğine bakan bu kişiler telsizle “Tamam amirim, şahsı aldık’ bilgisini verdiler. Mehmet Şen üzerine silah doğrultan bu kişilerle gitmek istemeyip direnince onu zorla 34 PLT 30 plakalı Doğan SLX marka arabaya bindirerek götürdüler. Bunlar çok sayıda tanığın önünde gerçekleşti.
“Ailesinin, DEP’in ve İHD’nin tüm resmi mercilere yaptıkları başvurular sonuçsuz kaldı. Mehmet Şen’in gözaltına alındığı inkar edildi. 30 Mart 1994 tarihinde kimliğini gizleyen bir kişi Özgür Gündem gazetesi ve DEP Antep il teşkilatını arayarak, Şen’in cenazesinin Antep Devlet Hastanesi morgunda olduğu bilgisini verdi.
“Mehmet Şen’in ağır işkence izleri taşıyan bedeni bir çoban tarafından Antep/Karpuzkaya mevkiindeki arazide çukura atılmış bir halde tesadüfen bulunmuş ama yetkililer aileyi bilgilendirmemişti.
“2004 yılında JİTEM elemanı Abdulkadir Aygan’ın basına yansıyan itiraflarında Mehmet Şen’in Nizip’te görevli Gaziantep Terörle Mücadele Şubesi’ne bağlı Ahmet ve Sedat isimli sivil polislerin yardımıyla “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım tarafından kaçırıldığını ve ağır işkence sonucunda öldürülerek bir çukura atıldığını söyledi. Şen’in gördüğü işkencenin detayını anlattı. Ayrıca JİTEM’in Mehmet Şen hakkında tuttuğu rapordaki bilgileri açıkladı.
“Öğretmen olan, aynı zamanda Nizip Eğitim-Sen başkanlığı da yapan Nuray Şen, eşini ararken, hakikatin açığa çıkartmak için mücadele ederken yoğun baskı gördü. Evi sürekli gözetim altında tutuldu. ‘Seni de kocan gibi öldüreceğiz’ diye tehditler aldı.11 gün gözaltında kaldı, ağır işkence gördü.
“Üniversite öğrencisi olan büyük oğlu Doğu ve henüz üniversiteye hazırlanan küçük oğlu Fırat yaşadıkları bu adaletsizliğe isyan ederek dağa gitti.
“İç hukukta bugüne kadar hiçbir gelişme sağlanmasa da Mehmet Şen davası AİHM’de Türkiye’nin mahkumiyetiyle sonuçlandı.”