Görüş Bildir
Haberler
Bizler 2018'de Yerli Otomobile Hazırlanırken Atatürk’ün Stratejik Dehasıyla Kurduğu Uçak Fabrikası

etiket Bizler 2018'de Yerli Otomobile Hazırlanırken Atatürk’ün Stratejik Dehasıyla Kurduğu Uçak Fabrikası

Ulu Önder Atatürk'ün neredeyse yüz yıl sonrasında yaşayan bizlerin bile bir adım ötesini görerek Türkiye'nin ilk uçak fabrikasını kurmayı hedeflemesi yine ileri görüşlülüğüne hayran bırakıyor.

Şimdilerde yerli otomobil atılımlarına hazırlık yaparken kulağımıza küpe olması gereken bu devrimsel atılımı tarihte bir yolculukla hatırlayalım.

İçeriğin Devamı Aşağıda

“İstikbal göklerdedir. Göklerini koruyamayan uluslar, yarınlarından asla emin olamazlar!”

“İstikbal göklerdedir. Göklerini koruyamayan uluslar, yarınlarından asla emin olamazlar!”

Trablusgarp'ta uçakla, bilhassa savaş maksatlı havalanan uçaklarla karşılaşan ilk millet olmamız ve Atatürk'ün havacılığın yeni yeni doğduğu yıllarda sarf ettiği bu ileri görüşlü söz, uygarlığın rotasına kayıtsız kalamayacağımızın göstergesiydi.

Takvim yapraklarında biraz geriye seyahat edelim. 1926 yılında, Cumhuriyet'in kuruluşundan 3 yıl sonrasında bağımsızlığımızın göstergesi olacak yeni girişimlerin hızla sürdüğü yıllardayız.

Bugünkü adıyla Türk Hava Kurumu olan Türk Tayyare Cemiyeti'nin kuruluşunun ardından Atatürk, sadece kurumsallaşmayla yetinmeyecekti.

Bugünkü adıyla Türk Hava Kurumu olan Türk Tayyare Cemiyeti'nin kuruluşunun ardından Atatürk, sadece kurumsallaşmayla yetinmeyecekti.

Kayseri'de bir uçak fabrikası kurulması için çalışmalar yapılmasını istedi çünkü diğer ülkelerden neredeyse kullanılamaz hale gelen uçakların sadece zorunluluktan satın alınmasına karşıydı.

Ayrıca tüm bunlar bir yana, bağımsız bir havacılık endüstrisi kurabilmek uzun vadeli planları arasındaydı.

Hatta Fatih Dervişoğlu'nun bu alanda yaptığı kapsamlı çalışmasında da geçtiği üzere, bu hedeflerini bir yemek esnasında şöyle dillendirmişti:

Eskimiş teknolojileri değil, en yeni teknolojiyi ülkeye getiremediğimiz sürece yabancı ülkelere bağımlı olmaktan kurutulamayız... Eski teknolojileri bize kolaylıklar tanıyarak getiren yabancı devletlerin kurnazlıklarını anlamamak için insan ya kör ya da aptal olması gerekir (...) Biz yeni genç bir Türkiye kuruyoruz. Dost düşman ülkelerin geride kalmış teknolojilerine ihtiyacımız yok. Ya en iyisini kurar, onlarla boy ölçüşürüz ya da biraz daha sabreder, bunu yapabilecek güce erişmemizi bekleriz.

Koyulan bu hedefin ardından araştırmalara başlandı, iki yıl önce Almanya ile yapılan anlaşmaya da dayanarak ünlü Alman uçak üreticisi Junkers görüşmeler yapıldı.

Koyulan bu hedefin ardından araştırmalara başlandı, iki yıl önce Almanya ile yapılan anlaşmaya da dayanarak ünlü Alman uçak üreticisi Junkers görüşmeler yapıldı.

7 milyon mark yani 3 milyon liralık anlaşma sonucunda yılda 250 uçak üretilecekti. Peki fabrika nerede olmalıydı? Bu sorunun yanıtı Milli Mücadele yıllarında kazanılan bazı coğrafi duyarlılıklar sonucunda daha stratejik biçimde verildi. 

Hem Anadolu'nun göbeğinde, dağlarla çevirli olması hem de olası bir işgal durumunda Batı'ya nazaran korunabilmesi daha rahat olması açısından Kayseri seçildi. Burada üretilecek uçakların yedek parçalarının üretimi ve bakım işlemleri için de Eskişehir'de görece daha küçük bir fabrika daha kurulacaktı.

Karar alındı, havacılıkta dünyanın hızına yetişmemizin anahtarı olacak fabrika için imzalar atıldı.

6 Ekim 1926’da bir devlet töreniyle açılan TOMTAŞ (Tayyare ve Motor Türk Anonim Şirketi) Kayseri Uçak Fabrikası'nı Atatürk Kayseri gezilerinde sık sık ziyaret etti.

6 Ekim 1926’da bir devlet töreniyle açılan TOMTAŞ (Tayyare ve Motor Türk Anonim Şirketi) Kayseri Uçak Fabrikası'nı Atatürk Kayseri gezilerinde sık sık ziyaret etti.

İstihdam edilecek personel Almanya'ya giderek gerekli eğitimleri almış ve kalifiye çalışan eksiği de bu şekilde kapatılmaya çalışılmıştı. Tüm bu çalışmaların sonucunda 1927 yılında fabrikanın ilk çarkı Türk Hava Kurumu'nun envanterindeki uçakların bakım ve onarımı için dönmeye başladı.

Bakım faaliyetleriyle fabrikanın hizmete girmesi kimilerine göre yetersiz görünse de milyonlarca liralık uçakların bakımının gerçekleştirilmesi o dönemde hayli zor ve maliyetliydi. Belki de bir uçağı üretmek kadar zor olan bakım işlemleri aslında büyük bir adımdı.

Junkers adına çalışan Almanlara Türklerden daha fazla maaş verilmesi başta olmak üzere çeşitli anlaşmazlıklar sonucu fabrika kapatıldı fakat 1931'de Türk Hava Kurumu'nun girişimiyle yeniden açıldı.

Junkers adına çalışan Almanlara Türklerden daha fazla maaş verilmesi başta olmak üzere çeşitli anlaşmazlıklar sonucu fabrika kapatıldı fakat 1931'de Türk Hava Kurumu'nun girişimiyle yeniden açıldı.

Bu yeni başlangıcın ardından birçok ülkeyle anlaşmalar yapılmış, ABD için otuz üç adet Cur­tiss Hawk, se­kiz adet Fledg­lig tipi uçak üretilmiştir. Hatta üretilen ilk Fledglig, Atatürk'ün emriyle hediye olarak İran'a götürülmüştür.

Almanya'yla yapılan anlaşmalar sonucunda tıpkı yukarıdaki gibi 45 tane Gotha-145 tipi uçak üretilirken üç ayrı tipte planör, Türkkuşu için tasarlanmış ve üretilmişti. Anlaşmaların ardı arkası kesilmiyor, uçak üretimi için birçok ülkeden anlaşma talepleri geliyordu.

İçeriğin Devamı Aşağıda

Yapılan tüm bu üretim ve bakım çalışmalarıyla yurt ekonomisine olan katkı, güvenilir bir endüstrinin ortaya çıkışıyla atbaşı gidiyordu.

Yapılan tüm bu üretim ve bakım çalışmalarıyla yurt ekonomisine olan katkı, güvenilir bir endüstrinin ortaya çıkışıyla atbaşı gidiyordu.

150'yi aşan uçak üretiminin ardından hem Junkers'in proje başında gerekli özeni gösteremeyerek iflas etmesi hem de bu yıllarda ülkeye yabancı uçakların rekabeti artırarak görece uygun fiyatla giriş yapması yerli uçakların talebinin zaruri olarak düşmesine yol açtı.

Burada Avrupa'nın büyük bir kesiminin Türkiye'yle uçak üretim anlaşması yapmaya istekli olmasının yarattığı rahatsızlığın etkisi olduğu da söylenilir. Öyle ki bu talebe karşı uçak üreticilerinin Türkiye'ye bazen bakım maliyetinden bile daha ucuza uçak  sattığı da bir iddia olarak ortaya atılsa da eldeki veriler ışığında bu iddia 'komplo teorisi' olarak kalmaya mahkûmdur.

Atatürk'ün ardından gerekli önemin verilmemesi ve bürokrasi engelleri sonucunda 1950 yılında kapatılan fabrika, Kayseri Hava İkmal ve Bakım Merkezi adını alır.

Atatürk'ün ardından gerekli önemin verilmemesi ve bürokrasi engelleri sonucunda 1950 yılında kapatılan fabrika, Kayseri Hava İkmal ve Bakım Merkezi adını alır.

Tabelasındaki bu değişim aslında Marshall Yardımları'nın yerli uçak endüstrisine sarılmak karşısında galip geldiğini de üzüntüyle bizlere gösteriyor.

Benzer bir hikâyede neler olmuştu? Junkers'in Türkiye'den önce yatırım yaptığı ve yarıda bıraktığı Sovyetler Birliği'ndeki fabrika bizde olduğu gibi ikinci plana atılmamıştı. Bugün bile dünyayla rekabet eden Rus uçak teknolojilerinin gelişmesi adına bu projenin geliştirilmesi için ısrarlı bir çaba gösterilmişti.

Büyük gayretlerle kurulan TOMTAŞ kapatılmasaydı ve Atatürk'ün hedefleri doğrultusunda ilerleseydi neler olurdu diye düşünmeden edemiyoruz.

Büyük gayretlerle kurulan TOMTAŞ kapatılmasaydı ve Atatürk'ün hedefleri doğrultusunda ilerleseydi neler olurdu diye düşünmeden edemiyoruz.

Belki dünya uçak endüstrisi Türk uçaklarıyla şekilleniyor, Boeing ve Airbus uçakların doldurduğu göklerin yerini yerli uçaklarımız alıyor olacaktı. Belki de bu atılımın sağladığı güvenle bugün dünyaya satış yapan, 50 yıllık bir yerli otomobil serüvenimiz bile olabilirdi. 

Kim bilir?

Bu içeriklerin de ilginizi çekeceğini düşünüyoruz. 👇

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
178
64
15
10
10
8
5
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
hondatyper

uçak fabrikaları kapanmasaydı devrim arabasının üretimine izin verilseydi viski fabrikaları kapatılmasaydı şuan en büyük ekonomilerden biriydik

unlocky

ZEKİ, KÜLTÜRLÜ, İLERİ GÖRÜŞLÜ, İDEALİST, SANATSEVER, VATANSEVER, LİDER,ASKER,KOMUTAN, ÖĞRETMEN,BİLİM ADAMI.. BİR İNSANA BU SIFATLAR BU KADAR MI YAKIŞIR ? 🖤

shiroshinju

Yokluk içinde,savaştan yeni çıkmış bir Türkiye bu kadar ileriye giderken.Şuan ki zamanda hiç bir sıkıntı yaşamayan Türkiyenin bir o kadar geri gitmesi.. ''Yü... Devamını Gör