onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Bittiğinde Beyin Sarsıntısı Yaşatan Filmler

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video

Bittiğinde Beyin Sarsıntısı Yaşatan Filmler

Faruk Taner
17.04.2015 - 20:03 Son Güncelleme: 02.07.2015 - 13:18

Mindfuck film türü sinefiller arasında sıkça geçen bir terimdir. Genellikle bu türün içine aldığı filmler izlerken insanın kafasını karıştıran, düşüncelere iten, bittiğinde de çok çeşitli yorumlamalara açık yapımlardır. Genelde de çoğu kişinin birçok yeri anlayamadığı filmler olarak akıllara kazınır. 

Çarpıcı bulduğum, izlediğim 'en iyi' örnekleri paylaşmaya çalışacağım. Kendinize göre eksik bulabilirsiniz ancak benim açımdan bu türde en kaliteli filmleri paylaşmaya çalıştım. Yoksa malumunuz bir sürü film mevcut..

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

20. Being John Malkovich | 1999 | Spike Jonze

20. Being John Malkovich | 1999 | Spike Jonze

Craig kendince yetenekleri olan bir kuklacıdır. Ancak bu meslek ona elbette ki hayatta kalmasını sağlayabilecek bir para kazandırmamaktadır. Bu nedenle önemli bir kararın eşiğinde olduğunu hissetmektedir. Craig'in karısı olan Lotte ise bir pet shop'da çalışmaktadır. Sürekli olarak kendi işinin tuhaf yanlarından dem vuran Lotte, Craig'in canını fazlasıyla sıkmaktadır. Şansı yaver giden Craig bir firmada iş bulur. Şirkette tanıştığı Maxine isimli bir kadın onun ilgisini cezbeder. Ancak Maxine, Craig'le hiçbir şekilde ilgilenmemektedir. Bir gün Craig çalıştığı firmada gizli bir kapıcık bulur. Kapıdan içeri giren Craig, nasıl olduysa, John Malkovich'in bedeninde uyanacaktır.

19. Eternal Sunshine of the Spotless Mind | 2004 | Michel Gondry

19. Eternal Sunshine of the Spotless Mind | 2004 | Michel Gondry

Joel Barish (Jim Carrey)'in eski sevgilisi Clementine (Kate Winslet) yaşadıkları iki yıllık ilişkiye dair tüm anılarını gizemli tıbbi bir müdahale ile kafasından sildirir. Bunu öğrenen Joel çok üzülür ve aynı prosedürü kendi üzerinde uygulatmaya karar verir. Bütün anılarını sildirmek için derin uykuya yattığında, gözlerinin önünden Clementine ile yaşadığı günler geçer. Joel aslında Clementine'i unutmak istemediğini anlar ve müdahaleyi durdurmak için çabalar.

18. Fight Club | 1999 | David Fincher

18. Fight Club | 1999 | David Fincher

David Fincher'ın kısa sürede kült mertebesine erişen filminin popülerliği dillere destan. Filmin başrollerinde de Brad Pitt, Edward Norton ve Helena Bonham Carter gibi ünlü simaları görmek mümkün.

17. Persona | 1966 | Ingmar Bergman

17. Persona | 1966 | Ingmar Bergman

Sinema severler olarak İsveç'li aykırı yönetmen Ingmar Bergman'a çok fazla şey boçlu olduğumuz bir gerçek. Büyük ustanın en önemli yapıtı sayılan Persona, kendisinden sonra gelecek olan birçok yapıta ve yönetmene karşı her daim yol gösterici olmuştur.

16. The Game | 1997 | David Fincher

16. The Game | 1997 | David Fincher

Tüm hayatını kontrol ederek yaşayan Nicholas Van Orton, engel olunamaz bir kontrolsüzlük ile karşı karşıya gelmek üzeredir. Hayatındaki başarıları, insanlarla ilişkileri ve huzurlu hayatı alacağı bir doğum günü hediyesi ile beraber değişecektir. Kardeşi Conrad, Nicholas’a sonunda çok büyük bir ödülün olduğu bir oyun hazırlar. Bu esrarengiz oyun bir süre sonra oyun olmaktan çıkacak ve Nicholas’ın tüm kararlarının tamamen gerçek bir şekilde yansıdığı bir ölüm kalım mücadelesine dönüşecektir. Orton oyuna başlarken, tüm bunlardan habersizdir. Amerikan sinemasının son döneminin en önemli yönetmenlerinden biri olarak kabul edilen David Fincher’ın ilk filmlerinden olan Game, Michael Douglas, Sean Penn ve Deborah Unger’li kadrosuyla da ayrıca dikkat çekiyor.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

15. Abre los ojos | 1997 | Alejandro Amenábar

15. Abre los ojos | 1997 | Alejandro Amenábar

Bir Hollywood filmi olan Vanilla Sky filminin, esinlendiği İspanyol yapım. O yüzden listede Vanilla Sky'ı paylaşmıyorum. Filmde odağındaki adam aslında bize çok şey anlatıyor film boyunca. İspanyol yönetmenin meşhur fotoğraflaştırdığı sahneleriyle film adeta bir seyir yumağı..

14. Vertigo | 1958 | Alfred Hitchcock

14. Vertigo | 1958 | Alfred Hitchcock

Bir Hitchcock başyapıtı. Teknik bakımdan harika işler çıkarmıştır bu filmde. James Stewart'ın dönen başına işaret ederek kamera sürekli sarmal hareketler halindedir. Bu da yetmez senaryo bile kendi etrafında sarmal yaparak ilerler. Böyle bir filmin geleceği 'afişinden' bellidir aslında. İmgesel olarak erkek arzusu ve dişi nesnesini konu alarak ilerler. Sinema dilini filmde bir kez daha mükemmel kullanan yönetmen, harika bir mindfuck örneği çıkarmıştır.

13. Requiem for a Dream | 2000 | Darren Aronofsky

13. Requiem for a Dream | 2000 | Darren Aronofsky

Bittiğinde kendinizi yorulmuş hissedeceğiniz ender filmlerden bir tanesi.. Böylesi müzik, derinden ve paranoya halinde paralize edilirse öyle bir yapımı unutmak pek mümkün olmaz. Bu aynı makarnayı bir sossuz bir de soslu haliyle tatmak gibi. 'Aman sakın uyuşturucu kullanma, bilmediğin haplardan içme!' tavsiyelerinin o dönemden bu yana müthiş şekilde gözler önüne serildiği bir yapım. Kişinin ruh halini sarsıp sıkıntıya sokabilir aman dikkat.. Ya da tam tersi polyanna tavrı sergileyip benden daha kötüleri de var demek pek mantıklı. İzleyin ve izlettirin.. İrili ufaklı labaratuvar hataları vardır ama pek önemli değil. Filmi bilmeyen de zaten aslında soundtrack'inin tutkunudur.

12. Inception | 2010 | Christopher Nolan

12. Inception | 2010 | Christopher Nolan

Lucid dream kavramının planlı ve organize şekilde gerçekleştiği film desek yanılmış olmayız. Sadece bir araç ile yine sonunda çokça yoruma sebebiyet vermiştir film. Gidilen her kısım oyunda atlanmış bir level gibi gözükse de aslında karmaşayı izleyicinin beynine daha da zerk eder Nolan.

11. Donnie Darko | 2001 | Richard Kelly

11. Donnie Darko | 2001 | Richard Kelly

Paralel evren konusunu merkezine alan bir gençlik filmidir. Döneminde çok konuşulmuş ve 'rabbit' ile dillere pelesenk olmuştur. Asosyal bir gencin hikayesidir ve yönetmenin ilk filmi olduğundan dolayı kurguda bazı acemlikleri mevcuttur.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

10. Twelve Monkeys | 1995 | Terry Gilliam

10. Twelve Monkeys | 1995 | Terry Gilliam

Kapitalizm, insanlığın sonu (bir nevi insanların kıyameti), psikoloji ve zaman kavramı üzerine dört farklı yolda gidiyor. Son derece basık ve gerilimli bir havası var.

9. 2001: A Space Odyssey | 1968 | Stanley Kubrick

9. 2001: A Space Odyssey | 1968 | Stanley Kubrick

Kubrick bu filmin temelini anlaşılmaması üzerine kurmuştur zaten. Film ilk izlenmede anlaşılırsa film başarısız kabul ediliyor. Woody Allen ikinci izleyişinde filmi anlamış. Evrimden uzaya, insanlığın özünden evren kavramına çokça şey anlatır Kubrick. Aslında hiç de görmediğiniz bir şekilde.

8. Black Swan | 2010 | Darren Aronofsky

8. Black Swan | 2010 | Darren Aronofsky

Natalie Portman'a, muhteşem performansıyla hak ettiği Oscar'ı getirmiş film. İçinde çokça psikolojik analizler barındırır. Gustav Jung'un gölgesi, Freud'un idi, Joseph Campbell'ın kahramanı ile ilgili bir filmdir. Anlatımı biraz felsefi arketiplere dayanır. Filmin hafif çamurlu olan görüntüsü ise Siyah Kuğu'nun içindeki çamurdur aslında.

7. Shutter Island | 2010 | Martin Scorsese

7. Shutter Island | 2010 | Martin Scorsese

Filmin sonu birçok yorumlamayı, soru işaretini de beraberinde getirir. Seyir zevki bakımından hayli yüksek kalibrede işlenmiş. DiCapri ve Scorsese ortaklığından çıkan bir film daha..

6. The Fountain | 2006 | Darren Aronofsky

6. The Fountain | 2006 | Darren Aronofsky

Üç hikayede 'ölümsüzlük' temasını işler bu film. Ancak öyle bir işler, öyle sık sahne geçişleri ve felsefik görüntülerle bezenir ki izlerken insanı çokça şaşırtır. Manevi dil açısından çok kuvvetli bir yapım olduğunu söylersek herhalde yanılmış olmayız.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

5. The Machinist | 2004 | Brad Anderson

5. The Machinist | 2004 | Brad Anderson

Paranoid şizofreniyi temeline alıp kurguyla bezeyen bu film özellikle sarı ve grimsi renk tonlarının ağırlıkta olduğu sahneleriyle meşhurdur. Tabii ki burada Trevor rolünü üstlenip, karakteri için 23 kilo veren Christian Bale'in performansını unutmamak gerekiyor.

4. Lost Highway | 1997 | David Lynch

4. Lost Highway | 1997 | David Lynch

Her yerden yine bir çok psikanaliz mevcut. Freud ve Slavoj Zizek'ten bariz alıntılar var. Lynch bunları kendi hayalperestliği ile öyle bezemiş ki sadece izleyip zevkini çıkarmak gerekiyor. Filmin içinde alışılagelmiş bir femme fatale mevcut. İlgi çekici, baştan çıkarıcı bir kadın portresiyle yine sağ gösterip sol vurulan filmlerden bir tanesi.

3. Mr. Nobody | 2009 | Jaco Van Dormael

3. Mr. Nobody | 2009 | Jaco Van Dormael

Temeli olasılık, seçimler, şans, belirsizlik ilkesi, entropi, kaos teorisine dayanan, bunları beyazperdeye harika şekilde yedirmeyi başarabilmiş bir filmdir. Underrated kategorisinde rahatlıkla başı çekebilecek bir yapım. Sadece içeriğinin sunduğu labirent karmaşasıyla değil, takdire şayan görsel efektleriyle de vermesi gereken her şeyi verir.

2. Memento | 2000 | Christopher Nolan

2. Memento | 2000 | Christopher Nolan

Filmin içerisinde Leonard'ın psikolojik durumlarının senaryo üzerine etkisi çok fazla olsa da, kafa karışıklığına sebebiyet veren asıl olay filmin kurgusudur. Siyah-beyaz ve renkli olarak verilen sahneler burada önem teşkil eder. Sahnelerin içinde saliselerle ifade edilebilecek ayrıntılar filmi anlamakta yardımcı argümanlar vermektedir.

1. Mulholland Drive | 2001 | David Lynch

1. Mulholland Drive | 2001 | David Lynch

Özellikle Naomi Watts'in performansının parmak ısırttığı film, bana göre bu kategoride sunulabilecek tek zirve noktası. Camilla karakterinin femme fatale olarak sunulduğu bu filmde Lynch tam anlamıyla bir şölen sunuyor. Çoğu izleyici filmde ne olduğunu anlamamakta, yapımı tam anlamıyla kavrayabilenler ise bir analist sevdalısı olmaktadır. Lâkin yapımı çözümlemek çoğu şeyden daha zevklidir.

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
http://www.imdb.com/list/ls001875739/
Tüm içerikleri
right-dark
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
5
1
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın

#12 değilde birinci sırada olmalıydı bence