Hayrettin Karaman'ın Fetvaları İle Yarışacak 10 Absürt Fetva
Yeryüzü kaldıkça başımızda kalmaya niyetli haşmetli hükümetimizin ünlü fıkıh alimi Hayrettin Karaman bu hafta verdikleri bir fetva ile yolsuzluğun hırsızlık olmadığını ifade ederek dinde bir yenilik ürettiler. Bu zamana kadar Hz. Muhammed'in kamu görevlisinin hediye almasını bile hırsızlık olarak tanımlayan hadisleri çerçevesinde kamu yetkisini kötüye kullanmanın bir suç olduğu biliniyordu, 14 yüzyıl sonra böyle bir icadın çıkması şüphesiz bazı insanlarda büyük bir rahatlık yarattı. Sayın Karaman'ın fetvası nasıl bir ilginçlik olursa olsun, son zamanlarda rastladığımız en ilginç fetva değil. Sağolsun İslam alimleri bu konuda yarış yapar gibi yepyeni ilginç fetvalar veriyor, İslam dininde daha önce tahayyül bile edilemeyecek alanlara kapı açıyorlar. Bu konuda en iddialı 10 fetvayı derledik.
Apple Store Zorlu Center Mağazasına İki Ödül
5 Nisan tarihinde Zorlu Center’da kapılarını hizmete açan Türkiye’nin ilk Apple Store mağazası, Structural Awards 2014‘te iki farklı ödüle layık görüldü. Bu yılın Yapı Mühendisliği ve Ticari/Perakende Yapısı ödüllerinin sahibi olan Zorlu Center’daki Apple Store, mühendislik firması Eckersley O’Callaghan ve mimarlık firması Foster + Partners ortak çalışmasının eseri.New York’un en popüler caddesi 5′inci Cadde üzerindeki cam mağazaya benzer tasarımda kübik bir şekilde inşa edilen Zorlu Center’daki Apple Store, Apple Campus 2′nin de tasarımcısı olan dünyaca ünlü mimar Norman Foster’ın imzasını taşıyor. Mağazanın tasarımında kısaca bahsetmek gerekirse; dış cephede tek bölmeler halinde güçlendirilmiş lamine camlar kullanılıyor. Bu camların üstü ise hafif ve ultra ince karbon fiberle güçlendirilmiş polimer çatıyla kaplı. Yapıda en göze çarpan detay ise çatı ve yan kısımlarda hiçbir bağlantı ekipmanının kullanılmıyor oluşu. Bu da cam teknolojisinin geldiği son noktayı gözler önüne seriyor.LOG
'Yeteneksiz Şımarık Velet' Angelina Jolie
Sony Pictures'a yapılan hacking saldırısı, Hollywood yapımcıları ve yönetmenleri arasındaki ilginç mailleri ortaya çıkardı. Sektörün en güçlü isimlerinden yapımcı Scott Rudin, Angelina Jolie hakkında 'yeteneksiz şımarık velet' yorumunu yapmışSony Pictures'ın aralık ayının başında hacklenmesinin ardından, Oscarlı yapımcı Scott Rudin ve Sony Pictures'ın başındaki Amy Pascal arasındaki konuşmaların dökümanları sızdı. Binlerce mailleşme ve konuşmanın yer aldığı dökümanları, internet haber ve dedikodu sitesi Gawker tek tek ayıkladı. Gawker'ın haberleştirdiği maillerde, aylardır sürüncemede olan ve sonunda Sony'nin rakibi Universal'a geçen Steve Jobs biyografisi ile ilgili gerçekler su yüzüne çıkıyor. Oldukça fazla küfür ve hakaret içeren maillerde Rudin, Pascal'ı projeyi riske atmakla suçluyor. Rudin ayrıca, Aaron Sorkin'in senaryosunu yazdığı Jobs filmi için belirlenen yönetmen David Fincher'ın, Angelina Jolie'nin Kleopatra'yı canlandıracağı bir proje için Jolie tarafından istenmesine ateş püskürüyor ve Jolie'yi 'deli, korkunç bir egoya sahip yeteneksiz şımarık velet' olarak nitelendiriyor.Maillerde 'Her', 'True Grit' ve '12 Years a Slave'in 28 yaşındaki yapımcısı Megan Ellison da Rudin'in gazabından kaçamıyor. Rudin, rakibi olarak nitelendirilebilecek Ellison'dan '28 yaşındaki bipolar deli' şeklinde bahsediyor. Ellison, Gawker'daki mail görüntülerini Twitter hesabında 'Bipolar deli mi? Ben kendimi eksantrik diye biliyordum,' yorumuyla paylaştı. Rudin, The New York Times'a yaptığı açıklamada, hackerların yanı sıra Gawker'ın yaptığının da suç teşkil ettiğini belirtti.Milliyet Sanat
Öğrenildiğinde Ufku İki Katına Çıkaran 10 Şey Daha
Sadece ufku iki katına çıkarmakla kalmayan, birebir hayatımızın içinde de sıklıkla kullanabileceğimiz ve okuduğumuzda 'ha demek ondaaaaan' dedirten bilgilerdirNeyse, içeriği dolu dolu bir '10 şey' ile sizleri baş başa bırakıyoruz. :)
Greenpeace İklim Eyleminde Kaş Yaparken Göz Çıkardı...
Binlerce yıllık Nazca Çizgileri'ne izinsiz giren aktivistler, UNESCO’nun koruduğu bölgede binlerce yılda onarılamayacak derecede hasar yarattıTüm dünyada yaptığı eylemleri ile tanınan çevre örgütü Greenpeace, Peru'da düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi'ni protesto etmek isterken yeryüzünün en önemli tarihi miraslarından birine zarar verdi. Örgüt M.Ö 700'lü yıllara dayanan Nazca Çizgileri'nin üzerine 'Değişim zamanı! Gelecek yenilenebilir' yazılarını kumaştan harflerle yerleştirdi. Ancak Birleşmiş Milletler eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından korunan arkelojik alana girilmesi ülkede büyük tepki çekti.'Suratımıza Tokat gibi'Sinekkuşu motifinin yanında yapılan eylemle ilgili konuşan Kültür Bakanı Yardımcısı Luis Jaime Castillo, 'Aktivistler tarihi alanın üzerinde ayak izlerini bırakarak bölgeye binlerce yılda ancak düzelecek bir zarar verdi. Bu olay Peruluların kutsal olarak kabul ettiği her şeyin suratına bir tokat gibidir. Eylem sırasında yasalarımıza saygı duyulmadı. Eylem gecenin çok geç bir saatinde yapıldı. Peru Devlet Başkanı bile oraya izinsiz giremez' dedi. Kültür Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada ise, 'Çevre koruma örgütü Greenpeace'in yasadışı ve önceden tasarlanmış eylemi, bölgeyi ciddi derecede etkilemiştir. Yaşanan olay Peruluların ve tüm insanlığın kültür mirasına bir saldırıdır' cümleleri kullanıldı.Soruşturma açılacakBakan Castillo olayla ilgili soruşturma başlatıldığını ve sorumluların dava açılıp cezalandırılması durumunda altı yıla kadar hapis cezası alabileceklerini söyledi. Yetkililer ayrıca Greenpeace aktivistlerine bölgede rehberlik eden bir arkeoloğun da arandığını açıkladı. Örgüt üyelerine de soruşturma tamamlanana dek ülkeden çıkma yasağı getirildi. Castillo, 'Çizgiler çok hassas. Üzerinde yürürseniz ayak iziniz yıllarca orada kalır. Örgüt üyelerinin üzerinde yürüdükleri çizgiler de bölgenin en çok ilgi çeken 'sinekkuşu' motifinin çizgileri. Peru'nun Greenpeace'e karşı bir mesajı yok. Biz de küresel ısınma konusunda endişeliyiz' dedi. Nazca Çizgileri'ni keşfeden ünlü isimlerden Alman arkeolog Maria Reiche'in adını taşıyan derneğin başkanı Ana Maria Cogorna da Greenpeace'i eleştirdi.Greenpeace özür dilediCogorna, 'Bu maddi bir şey değil. Ne kadar para verseler de yarattıkları zarar onarılamaz. Sinekkuşu motifi Nazca çizgileri arasında hiçbir yeri bozulmamış olan tek parçaydı. Mükemmel şekilde korunmuştu. Bu Peru'nun sembollerinden biri' dedi. Greenpeace de tepkiler sonucunda özür diledi. Örgüt sözcüsü, 'Greenpeace olarak yaptığımız eylem nedeniyle Peru halkından özür diliyoruz. Düşüncesizce davrandık. Gerçekten çok üzgünüz' dedi.Sözcü, eylemleri sonucunda açılan her türlü soruşturmaya hazır olduklarını ve davranışlarının sonuçlarını kabulleneceklerini söyledi. Greenpeace Başkanı Kumi Naidoo da Peru'nun başkenti Lima'ya giderek kişisel olarak özür dileyecek. Nazca Çölü'nde yer alan ve M.Ö. 700 yılında yapıldığı düşünülen çizgiler, Peru kültürünün en önemli parçalarından sayılıyor.Normalde turistlerin Greenpeace aktivistlerinin girdiği bölgeye ayak basmaları yasak. Bölgeyi ziyaret etmek isteyen bakanlar bile özel izinlerle ve giydikleri özel ayakkabılarla dolaşabiliyor. Çakıl kaplı zemine çizilen şekiller arasında genellikle hayvan figürlerine rastlanıyor. Kuş, maymun, örümcek ve köpek gibi hayvanlar dışında üçgen ve sarmal gibi şekiller de göze çarpıyor.Milliyet
Şahan Gökbakar'dan Yeni Film Geliyor
Ünlü komedyen Şahan Gökbakar, yeni filmi hakkında bilgi verdi.Twitter ve Instagram hesabından açıklama yapan Gökbakar, “Yeni filmim yakında sizlerle olacak. 2015’in ilk aylarında çekimlerine başlamayı planlıyoruz. Bu filmde size Osman Pazarlama ve Sanayi A.Ş’nin kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Osman Şaşmaz’ın hikayesini anlatacağız Togan Gökbakar ile beraber. Osman Pazarlama, şu an 2 çalışanı olan ( biri zaten Osman Saşmaz:)) küçük ama çok gelecek vadeden bir şirket” dedi.Bir de fotoğraf paylaşan Şahan Gökbakar, “Bu resmini paylaştığım reklam ise şirketin Sri Lanka’dan ithal ettiği saç dalgalandırma makinesi… Hahahhaha!! Her Türk Vatandaşı birazcık girişimcidir. Bu fırsat kaçmaz hanımlar:). Coooooooooook güleceğiz, her zamanki gibi:)))” ifadelerini kullandı.
15 Maddede "Futbolun James Dean'i: "George Best"
Kendi zamanında ve sonraki yıllarda çoğu otorite, Best'in; Pele’den ve Maradona’dan daha yetenekli olduğunu düşünüyordu. 1968 yılında Avrupa’da yılın futbolcusu seçilmişti, 2004'te yayınlanan “yaşayan en iyi futbolcular” listesinde İrlanda’nın tek temsilcisiydi. Sir Alex Ferguson “Best, tartışmasız futbolumuzun ürettiği gelmiş, geçmiş ve gelecek en yetenekli futbolcuydu” diyecek, Gordon Mcqueen “Futbol oynamıyordu, şiir yazıyordu ve bizlerde dinlerken kendimizden geçiyorduk” sözleriyle hayranlığını belirtecekti. Ama Best'in tek aşkı futbol değildi....
Kendi Beyin Ameliyatı Sırasında Keman Çalarak Yaşama Tutunan Müzisyen
Ünlü bir kemancının geçtiğimiz aylarda Mayo isimli bir klinikte yaşadığı hayati tecrübeye götürelim sizi. Amerika'nın ünlü orkestralarından birinin baş kemancısı olan bu müzisyen, büyük riskler taşıyan bir ameliyat esnasında kemanını çalarak yaşamla arasında kurduğu bağın ne kadar güçlü olduğunu herkese gösterdi. Onu yaşamda mutlu eden şey müzikti, o halde neden onu yaşamda tutan şey de müzik olmasın?
Metin Şentürk: 'Bir Dahaki Seçimde Vekilliğe Adayım'
Ünlü şarkıcı Metin Şentürk, gelecek seçimlerde milletvekili adayı olacağını açıkladı. Akşam Gazetesine röportaj veren Metin Şentürk, “Siyasi arenaya çıkacağınız ve milletvekili adayı olacağınız ile ilgili iddialara ne diyorsunuz” sorusuna net bir yanıt verdi. Şentürk, “Önümüzdeki seçimlerde aday olmayı düşünüyorum ve olacağım da” dedi.Sadece bir şarkıcı değil Metin Şentürk. Aynı zamanda iflah olmaz bir mücadeleci! Çalışkanlığı, hayata bağlılığı ve azmiyle, başarılması güç olaylara imza atmış biri. Şimdi 360’ta Metin Şentürk’ün Gözünden isimli programıyla derdi olanların sesini milyonlara ulaştırıyor. 360 ekranlarındaki programınızla televizyon dünyasına hızlı bir dönüş yaptınız? Biraz bu süreçten bahsedebilir miyiz öncelikle? Bu proje zaten aklımda olan bir projeydi. İnsanlar benim karşıma oturduklarında samimi bir dostuyla dertleşir gibi anlatıyorlar yaşadıklarını. Bu konuda beni cesaretlendiren Cengiz (Özdemir) Bey’e de ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Çok büyük ve samimi bir aileye dahil olduğumuz için hiç yabancılık çekmedik.Bir yandan da Dünya Engelliler Vakfı ve Dünya Engelliler Birliği projesinin başkanlığını sürdürüyorsunuz. Neler yapıyorsunuz?Hayatımdaki belki de tek tam zamanlı mesai gerektiren iş bu. Mevcut iktidar 12 yıldır o kadar çok şey yaptı ki engelliler için, lakin buna rağmen hiçbir şey yapmamış gibiler. Bu, sorunların ne kadar yoğun olduğunun en önemli kanıtı. Bu konuda ne durumdayız peki? Kentsel ve çevresel dönüşümde çok iyi bir yoldayız. Ancak bizim bir de zihinsel dönüşüme ihtiyacımız var. Bu zihinsel dönüşümü yapmadığınız zaman ne yaparsanız yapın hava cıva. Özellikle engelli ve engelli yakınlarının mızmızlanmayı bırakarak mevcut sorunlarda çözüm arayışlarına ortak olmasını istiyoruz biz. Siyasi arenaya çıkacağınız ve milletvekili adayı olacağınız ile ilgili iddialara ne diyorsunuz? Önümüzdeki seçimlerde aday olmayı düşünüyorum ve olacağım da. Seçilirseniz neler değişecek hayatınızda? 20 yıldır engelliler için var gücümle çalıştım. Bütün bunları düşünürseniz beni hiçbir şeyin, hiçbir mertebe ve makamın değiştiremeyeceğini anlayabilirsiniz zaten. Her şeyi bir kenara bırakacak olursak benim meselem partiler üstü bir mesele zaten. 'Beni değil annemi tebrik et ağabey' Engelli fuarında tanıştığınız Muhammed'le diyaloğunuz herkesin takdirini toplamıştı. Biraz bahseder misiniz?Ona 'Seni azminden dolayı tebrik ediyorum' dediğimde 'Beni değil annemi tebrik etmek gerek ağabey’’ dedi. Burada tüm sözler bitti benim için, hayat durdu. Bir kez daha gördük ki; hiçbir şekilde inancımızı yitirmemiz lazım. 'Vay be neler yaşamış helal olsun'İnsanları şaşırtmayı çok sevdiğinizi biliyoruz. Şu ana gerçekleştirdiklerinizin dışında, başka bir hayaliniz var mı? Hayatımla ilgili bir uzun metraj film yapmak istiyorum. Her güldüren adamın ağlatan bir hikayesi vardır. Ben de bunu değerlendireceğim. Bunun ben öldükten sonra yapılmasına gönlüm razı değil. Ben onu göreceğim. Arkamdan 'Vay be neler yaşamış helal olsun' denmesini istemiyorum. Ne olacaksa yaşarken olsun. Sezen Aksu'dan Yıldız Tilbe'ye Albüm çalışmalarınız nasıl gidiyor? Yeni besteler var mı? Hem benim bestelerimin olduğu hem de Sezen Aksu, Yıldız Tilbe, Kerim Tekin’in şarkılarının olduğu 11 şarkılık bir albüm hazırladık. Aralık ayının üçüncü haftasına doğru çıkarmayı planlıyoruz. Hazırlık aşamasında içinde yeni bestelerimin olduğu dört tane kayıt cihazım çalındı. Nitekim fabrikası kalbinde olan adamlardan çalınacak çok fazla bir şey de yoktur. Akşam
A'dan Z'ye Marilyn Monroe
Hayata 36 yaşında veda etti...ARTHUR MILLER: 1950'de Bus Stop filminin çekimlerine tanıştığı yazar Arthur Miller ile 1956'da evlendi. Çiftin evliliği beş yıl sürdü. BAĞIMLILIK: Sorunlarından kaçmak için alkole ve ilaçlara sığındı. Genelde şampanya ve uyku haplarını birlikte içen yıldızın ilaç bağımlılığı sık sık film repliklerini unutmasına yol açtı. Bu bağımlılık ne yazık ki yıldızın sonunu da hazırladı. ÇOCUKLUK: Daha doğmadan kendisini terk eden babasının kim olduğunu hiçbir zaman öğrenemedi. Bu da yetmezmiş gibi, annesinin akıl hastanesine yatırılması yüzünden, çocukluğunu yetimhanede ve farklı ailelerin yanında geçirmek zorunda kaldı. DIAMONDS ARE A GIRLS BEST FRIEND: Marilyn Monroe'nun en ünlü şarkılarından biri. Monroe'nun Gentlemen Prefer Blondes filminde seslendirdiği bu şarkı, Amerikan Müzik Enstitüsü tarafından seçilen en önemli film şarkıları arasında 12. oldu. ERKEKLER: Hayatına pek çok erkek giren Monroe 'Bir erkeğin dünyasında yaşamaya aldırmam, yeter ki orada da bir kadın olarak bulunabileyim,' demişti. FOTOĞRAF: Monroe kısacık hayatında fotoğrafçılara da ilham kaynağı oldu. Ara ara hâla yayınlanmamış fotoğraflarına rastlanabiliyor. GÜZELLİK: Güzellik konusunda takıntılıydı. Kendisini güzel hissetmediği zamanlarda sokağa dahi çıkmayan oyuncu, güzel görünmediğini düşündüğü sahnelerin de yeniden çekilmesini istiyordu. HAPPY BIRTHDAY MR. PRESIDENT: Monroe bu şarkıyı, 45. doğum gününde ABD Başkanı John F. Kennedy için seslendirdi. Monroe'nun film çekimlerini yarıda bırakıp başkanın doğum gününe katılması üzerine film şirketi ile arası açıldı. İNTİHAR: 'Kendimizi öldürmek bize ait bir ayrıcalıktır,' diyen Monroe defalarca intihara teşebbüs etti. JOE DIMAGGIO: 'Çok iyi bir adamdı' diye bahsettiği Amerika'nın efsanevi beysbol oyuncusu DiMaggio ile 1954'te evlendi. Bu evlilik sadece sekiz ay sürdü, ancak DiMaggio'nun Monroe'ya sevgisi hayat boyu sürdü. Monroe'nun cenazesi törenini düzenleyen DiMaggio, mezarına her hafta çiçek gönderdi. Onlarca teklife rağmen onun hakkında hiç konuşmadı ve bir daha hiç evlenmedi. KENNEDY: Kennedy ailesi, Monroe'nun hayatındaki dönüm noktalarından biridir. John F. Kennedy ile aşk yaşayan yıldızın, kardeşi Robert Kennedy ile de ilişkisi olduğu bilinmektedir. Monroe' nun, FBI'ın da takip ettiği Kennedy'lerle olan ilişkisinin detayları hâlâ araştırılmakta. LONDRA: İngiliz oyuncu Laurence Olivier ile kamera karşısına geçtiği The Prince and the Showgirl filmi için eşi Arthur Miller ile birlikte Londra'ya gitti. Monroe'nun Londra'da yaşadıkları, sette çalışan Colin Clark tarafından kaleme alındı. Kitap Marilyn ile Bir Hafta ismiyle sinemaya uyarlandı. MODA İKONU: Gelmiş geçmiş en büyük moda ikonlarından biri. 1950'lerde saçlarından kıyafetlerine kadar herkesi etkisi altına alan sarışın yıldız, ölümünden sonra geçen 50 küsur yıla rağmen hâlâ tarzıyla modayı ve insanları etkilemeye devam ediyor. NORMA JEANE MORTENSON: Bu isim ile Los Angeles'ta dünyaya geldi. 20th Century Fox film yapım şirketinin yöneticisinin, onu aktris Marilyn Miller'a benzetmesinden dolayı ismini Marilyn olarak değiştirmesini önermesi üzerine, o da annesinin kızlık soyadı Monroe'yu kullanmaya karar verdi. ÖLÜM: Yüksek dozda aldığı uyku hapları yüzünden, 5 Ağustos 1962'de yatağında ölü olarak bulundu. Monroe'nun intihar etmiş olduğu iddiasına karşın, öldürülmüş olduğu konusunda hâlâ ciddi şüpheler bulunmakta. PAULA STRASBERG: Monroe'un oyuncu koçu ve sırdaşı. Son beş filminde onunla çalışan Monroe sürekli ona danışırdı. Bu yüzden yönetmenler başta olmak üzere, settekiler tarafından 'istenmeyen kişi' ilan edildi. RAKİP: Marilyn Monroe'nun zirvede olduğu günlerde, en az onun kadar başarılı olan bir diğer rakibi de menekşe gözlü Elizabeth Taylor'dı. Monroe, ölümüyle çekimleri yarıda kalanSomething's Got to Give filmindeki çıplak havuz sahnesinden sonra Taylor'ı dergi kapaklarından indireceği konusunda espri yapmıştı. Taylor'ın da, Monroe'yu kıskandığı herkes tarafından biliniyordu. SARIŞIN: Doğuştan olmasa da, sonradan sarıya boyattığı saçları ile tüm zamanların en ünlü ve en güzel sarışını olarak tarihe geçti. TIFFANY'DE KAHVALTI: Truman Capote, romanından uyarlanan aynı isimli filminin başrolünde Monroe'nun oynamasını hayal ediyordu. Ancak Monroe çalıştığı film şirketindeki sözleşmesi gereği ve oyuncu koçunun filmdeki karakterin ona uygun olmadığını söylemesi üzerine bu rolü kabul edemedi. Kült haline gelen filmde Monroe yerine Audrey Hepburn oynadı. UÇAK TAMİRCİSİ: 16 yaşındayken, uçak tamircisi, 21 yaşındaki James Doughtery ile evlendi. Monroe'nun bu kadar erken yaşta evlenmesinin sebeplerin başında, çocukluğunu geçirdiği yetimhanelerden kurtulma isteği geliyordu. Bu evlilik dört yıl sürdü. VERONICA HAMEL: ABD'li aktris Veronica Hamel, Marilyn Monroe'nun ölü bulunduğu evini 1972'de satın aldı. Hamel evin tadilatı sırasında, evde telefon dinleme sistemi bulunduğunu iddia etmişti. YAŞLANMA KORKUSU: Yıldızın en büyük korkularından biri de yaşlanmaktı. Güzelliğini ve gençliğini kaybedeceği korkusunu hep taşıdı. 36 yaşında hayata veda eden güzel yıldızın bu korkusu hiç gerçekleşmedi. ZEKİ: Bazıları onu 'aptal sarışın' olarak nitelese de; o, yetimhanede büyüyen yalnız ve mutsuz kız çocuğundan bir star yaratmayı başararak ne kadar zeki olduğunu tüm dünyaya kanıtladı.
Diktatörlerin Gözdesi 10 Saray
Diktatörlerin mütevazi insanlar olduğunu söylemek oldukça güç. Elbette ülkelerini tek başlarına yöneten, hukuk denetimiydi, kuvvetler ayrılığıydı, bu tipte ilkelerle bağlı olmayan bu ulu şahsiyetler, kendi 'güç' ve 'itibarlarını' da biz fanilerin hayal gücünün çok ötesinde sembollerle dünyaya gösteriyorlar. Halkın parasıyla yapılmış ve diktatörlerin kullanımına tahsis edilmiş 10 sarayı sizler için derledik.
30 Yaşında İntiharı Seçen, Onlarca Süper Kahramanın Yaratıcısı; "Robert E. Howard"
...Şunu bilin ki Prensim, kabaran okyanusların Atlantis'i ve onun görkemli kentlerini yutmasından sonra Dünyada o güne değin görülmemiş bir çağ başlamıştı. Aryas'ın oğullarının doğduğu bu çağda, Dünya üzerindeki imparatorluklar ve uygarlıklar, gökteki yıldızların mavi parıltıları kadar dağınık fakat belirgindi. İşte bu sıralarda Kimmeryalı Conan geldi. Çelik bilekli elinden kılıcını hiç bırakmayan bu kara saçlı, şahin gözlü yiğit tüm imparatorlukları sandallı ayağının altında çiğnemek istiyordu..'-Robert E. HowardBu satırları okuyanların aklında hemen Kimmeryalı Conan adı belirir. Dünya çapında milyonlarca insana mal olmuş efsanevi bir karakterdir, Kimmeryalı Conan. Ancak çok az kişi onun yaratıcısı olan Robert E. Howard hakkında bilgi sahibidir. Henüz 30 yaşındayken intiharı seçen bu gizemli insan aslında kimdi? Robert E. Howard; aralarında 'Barbar Conan, Atlantis'li Kull ve Solomon Kane' gibi pek çok ünlü epik-fantezi karaktere hayat veren; ve günümüzde pulp roman çağının, en büyük yazarlarından birisi olarak kabul edilen, Amerika’lı yazar ve şairdir.Fantezi ve korku türünün yanı sıra 'tarihi romanlar, western, dedektif öyküleri, macera ve boks hikayeleri' de kaleme alan Howard, hayatı boyunca 300’den fazla öykü ve 600’den fazla şiir yazar. Çağının en yaratıcı yazarlarından birisi olan Howard, aynı zamanda fantastik kurgunun bir alt türü olan Kılıç ve Büyü’nün yaratıcısıdır.
Doğanın En Ünlü 10 Seri Katili ve İnanılması Güç Gerçek Hikayeleri
Büyük yırtıcıların çoğu, şayet doğru şartlar oluşursa, insanları av olarak görebilirler. Yine de gerçek bir 'insan yiyen' olarak adlandırabileceğimiz yırtıcılar ile doğada çok nadir karşılaşırız. Çünkü onlar insan etini, diğer tüm besinlere tercih ederler. Bu da alışıla geldik bir durum değildir. Ancak listemizdeki hayvanlar için bunu söyleyemeyiz.