Yanardağın Toprağa Gömüp Yok Ettiği Şehir: Herculaneum Antik Kenti
Herculaneum, İtalya'nın Campania kentinde bulunan bir antik şehirdir. Bu antik şehir, MS 79 tarihinde Vezüv Yanardağı'nın patlaması sonucunda toprağın altına gömülmüş ve bu olay sonucunda Pompeii ile aynı kaderi paylaşmıştır. Toprağın altına gömülen bu şehrin hikayesini gelin daha yakından inceleyelim!
Herculaneum, döneminin en ünlü tatil yerlerinden bir tanesiydi ve bu kent soyluların rahat etmesi üzerine kurulmuştu.
İçerisinde neredeyse her şeyin var olduğu bu kent, 23 Ağustos 79 tarihinde Vezüv Yanardağı'nın patlaması sonucunda lav ve kül tabakaları ile kaplandı. En sonunda ise Pompeii ve Herculaneum şehirleri yok oldular.
İnanışa göre bu antik kentin ismi, Yunan kahramanı olan Heracles'ten gelmektedir.
Vezüv Yanardağı patlamadan önce o bölgede bulunan şehirler Roma'nın gelişim gösteren yerleşim yerleriydi. Örneğin Pompeii eski dönemlerde Akdeniz ve Roma'ya olan yakınlığından dolayı birçok tüccar ve imalatçıya ev sahipliği yapıyordu. Aynı zamanda bu şehir zengin topraklara, üzüm bağlarına ve meyve bahçelerine de sahipti.
Herculaneum ise ticaretten çok bir eğlence merkeziydi. Bu antik kentin nüfusu ise yaklaşık 5000 kişiydi.
Herculaneum'un nüfusu her ne kadar az olsa da yaz aylarında Romalı ailelerin villalarına tatile gelmesi kentin nüfusunun artmasına neden oluyordu. Herculaneum aynı zamanda lüks hamam evleri, zengin villalar ve su sistemleri gibi Roma yerleşimlerinin tüm özelliklerini de içinde barındırıyordu.
Eğlencesi ile tanınan antik kent toprağa gömülmeden önce Vezüv Yanardağı'nı çevreleyen alan birçok deprem yaşıyordu.
Şehir sakinleri ise yaşanan bu depremlere alıştığı için yanardağın varlığından bile haberdar değillerdi. Yani MS 79 tarihinde gerçekleşecek felaketten kimsenin haberi yoktu. Günü geldiğinde Vezüv Yanardağı patladı ve göğe kocaman bir kül ile süngertaşı bulutu yayıldı.
O dönemin sakinlerinden Genç Pliny, tarihçi Tacitus'a bir mektup yazdı ve yaşananları şu şekilde anlattı;
Yanıcı maddelerle yüklü karanlık ve korkunç bir bulut aniden patladı ve ilerledi. Bazıları kendi kaderlerine ağladı. Diğerleri ölmek için dua etti.
Rüzgarın batıdan esmesi Herculaneum'un patlamanın ilk kısmından kurtulmasını sağladı. Bu da orada yaşayan insanların kaçmasına ve kurtulmasına neden oldu.
İkinci kısma gelindiğinde ise işler ilk seferki gibi yolunda gitmedi ve Herculaneum ile Pompeii, kül bulutuna yenik düştü. Herculaneum’un göğünü kaplayan kül kömür halini aldığında ise evlerin ve organik maddelerin korunmasını sağladı.
Yanardağ patlamasından sonra çok uzun yıllar boyunca Herculaneum kül altında kalarak zaman içerisinde unutuldu.
Herculaneum, 1738 tarihinde iki Sicilya Kralı'nın sorumluluğu altında kazıldı. Bu kazıdan on yıl sonra ise Pompeii kazıları başladı ve Pompeii'in kazılarının daha kolay olması Herculaneum'daki kazıların durdurulmasına yol açtı.
Zaman içerisinde iki kentte de yavaş yavaş kazı çalışmaları tamamlandı ve arkeologlar Roma şehirlerinin nasıl korunduğunu görmüş oldular.
Hatta insanlar Roma dönemindeki binaları, gündelik eşyaları ve freskleri ilk kez o zaman gördüler. 1863 tarihinde ise arkeolog Giuseppe Fiorelle, Pompeii’nin külünde oluşan insan şeklindeki boşlukları keşfetti.
Günümüzde Herculaneum'un yalnızca %15'lik bir bölümünün ortaya çıktığı biliniyor.
Ancak o küçük yüzdelik dilimde bile ziyaretçiler zengin mimari ile dekore edilen Roma evlerini görme şansına erişebiliyorlar. Bu evlerin en ünlüsü ise yüzlerce papirüs parşömeni içinde bulunduran bir kütüphaneye sahip olan Papiri Villası.
Bu içerikler de ilginizi çekebilir;
Yorum Yazın