Umut Nur Sungur Yazio: Sanat, Özgürlüğün Simgesel İfadesi midir?
Özgürlük… Ne kadar güçlü bir kelime öyle değil mi? Birçok şey ifade eden bir kelime. Kimileri için bağımsızlık, kimileri için istediğini yapabilmek, söyleyebilmek ya da istediği yere gidebilmek, kimileri için oy verme fırsatına sahip olabilmek, kimileri için gökyüzünü görebilmek, kimileri için ibadet edebilmek, kimileri için evlenebilmek...
Sizin için özgürlük nedir?
Özgürlük genellikle yaratıcılıkla ilişkilendirilir.
Çünkü özgürlük bizlere daha fazla seçenek sağlayabilir. Seçeneğin olması da yaratıcılığımızı tetikleyebilir. Özgürlük bize mutluluk da getirir, öyle değil mi? Ancak özgürlüğün getirdiği çok fazla seçenek bizi felç edebilir de. Yani seçeneklerin olması yaratıcılığımızı teşvik ederken, çok fazla seçenek tam tersi bir etki yaratabilir. O zaman ne kadar çok seçeneğimiz varsa o kadar özgür müyüz? Ya da daha fazla seçenek gerçekten daha fazla mutluluk getirir mi?
İnsanlar etkileşimde bulunma, keşfetme ve düşünme özgürlüğüne sahip olduklarında harika fikirler ortaya çıkarabilir. Bu da özgürlüklere izin veren ve onları teşvik eden ortamların olmasına bağlıdır. İnsanlar, hata yapma özgürlüğü veren durumlarda gelişirler. Çocukları düşünün; ilk adımlarını atarken düşmeleri, tuvalet eğitimi sırasında yaptıkları kazalar… Bu hataları yapmaları ve bunlardan öğrenmeleri için belirli bir özgürlüğe ihtiyaçları vardır.
Özgürlük ve yaratıcılık sanatla iç içedir.
Sanata içkin olan özgürlük ilk olarak 1789 Fransız Devrimi ile sanattaki geleneklerin yıkılmasına neden olmuştur. Böylece sanatçılar eskiyi bırakıp, denenmemiş, yeni üsluplar geliştirmişlerdir. Empresyonizm ile başlayan ve günümüze kadar gelen birçok sanat akımı (fovizm, kübizm, soyut sanat, konstrüktivizm, dada, fütürizm, sürrealizm, pop-art, art nouveau, hiper realizm, minimalizm, performans sanatı gibi) ortaya çıkmıştır. Tüm bu akımların ortaya çıkışı aslında sanatçıların kendilerini özgürce ortaya koyma çabaları değil midir? Elbette bu değişimler sırasında hepimizin bildiği ünlü sanatçıların bazı çalışmaları Fransa’da Akademi üyelerince sergilere kabul edilmemiş bunun üzerine büyük karışıklıklar yaşanmıştır. Bunu takiben yetkililer de bu eserleri “Reddedilenler Salonu”nda sergilenmek durumunda kalmışlardır. Bu durum da özgürlük adına tarihe geçmiş bir olaydır.
Sanat aynı zamanda bir iletişim aracı ve düşünceyi ifade biçimidir. Bu açıdan da sanat özgürlüğü kişisel bir haktır ancak bununla sınırlı değildir. Özgürlük ve sanat arasındaki ilişki en çok düşünce ve ifade özgürlüğü perspektifinden analiz edilse de sanat özgürlüğü, kanaat özgürlüğü, din ve vicdan özgürlüğü ve iletişimsel özgürlükler (basın özgürlüğü gibi) ile de ilişki içindedir.
Sanatsal özgürlük, yani sanatçıların kendilerini özgürce ifade etme hakkı, uzun zamandır dünya genelinde önemli bir değere sahiptir ve ülkelerin yıllar içinde çıkardıkları sanatsal özgürlük yasaları da ortada bir fikir birliği olduğunu göstermektedir.
“Sanatçılar kendi işlerini yaratabilmeli ve hayranları bu çalışmadan hiçbir şeyden korkmadan keyif alabilmelidir.”
Yaratıcı ifade özgürlüğü hakkı temel bir insan hakkıdır. Ancak bu hak, bazen
hoşgörüsüzlük, bazen toplumsal değerler ve gelenekler gibi faktörlerden etkilenebilmektedir.
Sanat ve sanatçı günümüzde edindiği hak ve özgürlükleri kuşkusuz büyük mücadeleler sonunda edinmiştir. Bazen sanatın konusuna, bazen aktarılan duygu ve düşüncelere, bazen diline gelen baskılara karşı mücadele etmek durumunda kalmıştır. Özellikle, XIX. yüzyıl öncesi, akademizmin, sarayların ve kiliselerin katı kuralları nedeniyle sanatçılar özgürce sanatlarını icra edememiş, konularını seçememiş, duygularını, düşüncelerini ortaya yeterince koyamamıştır.
Sanat eserleri, hayatın kendileri için ne anlama geldiğini, kendi stilleriyle, bir tuvale, bir sese aktaran kişilerin ifade araçlarıdır. Sanat eseri geçmişi eleştirerek dünü, günceli yansıtarak gerçeği, geleceği tasarımlayarak belirsizliği sorgular, sorgulamalıdır da. Sanatçı, kendi seçtiği konularda özgürce çalışabilmeli ve sanat, sert eleştiriler içerebilmelidir. Herkes tarafından kabul gören doğrulara göre eser yapılması veya sanatın sadece hoşa giden bir eylem olarak düşünülmesi sanatı ve sanatçıyı sınırlandırır.
Flying Balloon Girl, Banksy’nin en tanınmış sanat eserlerinden biridir.
Eser, bir grup balon tarafından yukarı kaldırılan bir kızın resmidir. 2005'te İsrail'de Batı Şeria'da bir duvara boyanmıştır. Görüntü birçok insan tarafından birçok şekilde yorumlanabilir. Pek çok kişi, eserin, özgürlüğe uçmak isteyen ve İsrailliler ve Filistinliler arasındaki çatışmada mahsur kalan çocukları gösterdiğine inanmaktadır.... Bu görüntü özgürlük ve kaçışla ilgilidir, kızın bulunduğu yerden kaçma ve bir yere gitme, belki de özgürlüğü bulma arzusunu simgelemektedir.
Bence sanat özgürlüğün simgesel ifadesidir.
Yorum Yazın