Muhtemelen Birçok Kez Farklı Şekillerde Duyduğunuz Ancak Doğruluğu Kanıtlanmamış Birbirinden Değişik 23 Gerçek
Tarihi olaylar veya gerçekler hakkında birçok yerden farklı tanımlamalar ve tarifler duyuyoruz özellikle de doğruluğu kanıtlanmamış olanları. Okuduğunuz kaynağa dikkat etmenizi söylemek ve bu bilinen yanlışları düzeltmek için bu içeriği hazırladık.
1. NASA astronotlarının kullanabileceği bir kalem geliştirmek için milyonlar harcamadı. Aslında onlara basit bir kurşun kalem kullanabileceklerini söyledi. Amerikalı astronotlar başlangıçta kurşun kalem kullanıyorlardı tıpkı Sovyet muadilleri gibi.
Ancak maliyetleri ve kalemlerin uzaydaki pratik sınırlamaları hakkında halkın tepkisi nedeniyle NASA, tasarımına bir kuruş harcamadıkları Fisher Space Pen'e geçiş yaptı. NASA'nın tercih ettiği mekanik kalemlerin her biri 128.89 dolara mal oldu ve halk vergilerinin nereye gittiğini öğrendiğinde memnun olmadı. Ayrıca kurşun kalemlerin yanıcılığı ve uçlarının kopup uçup gitme eğilimi, kaleme geçişi zorunlu hale getirdi. Fisher Pen Company, 'AG-7 'Anti-Gravity' Space Pen'i tasarlamak için 1 milyon dolar yatırım yaptı, ancak bu yatırımın hiçbiri NASA'nın kasasından çıkmadı.'
2. Mickey Mouse'u Walt Disney yaratmadı. Yakın arkadaşı ve işbirlikçisi Ub Iwerks yarattı ancak pop kültür tarihinin bu önemli parçasını yarattığına dair hiçbir kanıt içerikler ve kaynaklarda kabul edilmedi..
Iwerks, Disney'in 'ilk hit karakteri' Şanslı Tavşan Oswald'ın haklarını kaybetmesinden sonra 1928'de bu karakterle geldi. Disney, 'Mickey Mouse yaratım hikayesini uzatmak için gitgide daha büyük saçmalıklar uydurmaya devam ettiğinde' ve bunu uyduranın kendisi olduğunu iddia etmeye kadar vardığında, Iwerks, arkadaşının davranışına küserek Walt Disney Stüdyoları'ndan ayrıldı. 1940'ta, ayrıldıktan on yıl sonra, Iwerks geri döndü. O ve Disney dostluklarını yeniden canlandırdılar ve Disney'de 1966'daki ölümüne kadar birlikte çalıştılar.
3. Bu gerçeği duyduktan sonra rahatlayabilirsiniz! İnsanlar uyurken yılda ortalama sekiz örümcek yutmazlar.
İronik olarak, bu sahte istatistik, Lisa Holst'un 1993 tarihli bir makalesinde ortaya çıktığında popülerlik kazandı.
4. Kırmızı içki bardağındaki çizgiler; doğru likör, şarap ve bira porsiyonlarını ölçmek için konulmadılar.
Dart Container Corporation adlı üreticilerin bir temsilcisi, Snopes.com'a; 'Parti bardaklarımızdaki çizgiler işlevsel performans için tasarlandı ve ölçüm çizgileri değiller. Çizgiler belirli ölçümlerle örtüşüyorsa, bu tamamen tesadüftür.' dedi.
5. Orson Welles'in 1938 tarihli radyo oyunu 'Dünyalar Savaşı' Amerika Birleşik Devletleri'nde kitlesel histeriye neden olmadı.
6. Yellowstone bir patlama için gecikmiş değil. Varlığında üç büyük patlama yaşadı (2.08, 1.3 ve 0.631 milyon yıl önce) ve bu sayıların ortalamasını alırsanız, bu her 725.000 yılda bir patlama anlamına gelir, yani hala gidecek 100.000 yılımız var anlamına geliyor.
Ancak bu sayılar ve olasılıklar o kadar küçük bir veriye dayanıyor ki 'temelde anlamsız' ve ayrıca volkanlar böyle çalışmıyor. Bir yanardağ, bir fay hattı gibi çalışmaz ve bir patlama için gerekli olan sıvı magma ve basınç birikimi 'genellikle bir programa göre gerçekleşmez'. Bu sebeple geç kalınamaz.
7. Albert Einstein, çocukken matematik dersinde asla başarısız olmadı. Einstein yetişkinliğinde onun çocukken matematikte zorlandığını söyleyen makale gösterildiğinde; "15 yaşımdan önce, diferansiyel ve integral hesabında ustalaşmıştım" yanıtını verdi.
Einstein çocukluk eğitimi boyunca yüksek notlar alırken, gittiği okullarda 'öğretmenlerin uyguladığı katı protokollerden ve öğrencilerden talep edilen ezberci eğitimden nefret ediyordu'. Matematik dersi efsanesi, Einstein'ın Zürih Politeknik giriş sınavını ilk aldığında, liseden mezun olmasına daha bir buçuk yıl var olmasından ve Fransızca olarak yapılan sınav için çok fazla Fransızca öğrenmediği gerçeğinden kaynaklanmış olabilir. Ayrıca kayıtlara geçsin, matematik bölümünde başarılı oldu, ancak dil, botanik ve zoolojide bir hayli zorlandı. Daha sonra liseden mezun oldu ve 1896'da Zürih Politeknik'e kabul edildi.
8. Çoğu insanın fikrinin aksine İngilizce dilinde ne olursa olsun veya farketmeksizin anlamında gelen 'irregardless' kelimesi bulunuyor.
Merriam-Webster'daki insanlar, bu kelimenin varlığını savunan koca bir makale yazdılar. Diğer büyük sözlüklerin de onu içerdiğine ve kelimenin dahil edilme kriterlerini karşıladığına, çünkü birçok insanın kullandığına, uzun süredir var olduğuna ve ayrıca 'belirli ve tanımlanabilir bir anlamı olduğuna' dikkat çektiler.
9. Arıların uçabilmesi, havacılık yasalarını ihlal etmediği gibi bilimsel bir gizem de değildir. Arılar uçak gibi uçsaydı, evet, uçmaları imkansız olurdu ancak onlar uçaklar gibi uçmazlar. Arılar arılara özgü bir şekilde gibi uçarlar.
Bee filminin açılış sahnesi, bir arının uçamaması gerektiğini, çünkü 'kanatlarının o şişko küçük gövdesini yerden kaldıramayacak kadar küçük olduğunu' söylüyor. Ama pek çok Bee Movie gibi, bu da tam bir saçmalık. Efsane, 1930'larda 'bir arının uçuşu imkansız olmalı' diyen böcekbilimci August Magnan dolayı kaynaklanmış olabilir. Ancak Magnan, arıların yukarı ve aşağı değil, kanatlarını ileri geri çırptığını bilmiyordu; bu, arıyı yukarı kaldırmaya yardımcı olan 'mini kasırgalar' yaratan bir hareket.
10. 1692 Salem Cadı Mahkemeleri sırasında yirmi cadı idam edildi, ancak hiçbiri kazığa bağlanıp yakılmadı.
Bu durum zor zamanlar geçirmedikleri anlamına gelmiyor. Kurbanların on dokuzu Gallows Tepesi'nde asıldı ve yirmincisi, Giles Corey adında yaşlı bir adam, suçlu ya da masum olduğunu iddia etmeyi reddettiği için taşlarla öldürüldü. İdam edilenlere ek olarak, büyücü olarak suçlanan birçok insan, yargılanmayı beklerken hapishanede öldü.
11. Benjamin Franklin, hindinin Amerika Birleşik Devletleri'nin ulusal kuşu olmasını alenen veya ciddi bir şekilde savunmadı. Franklin Enstitüsüne göre, Franklin kızına yazdığı özel bir mektupta hindiyi kel kartala karşı savundu ancak hindi yanlısı eğilimleri bundan daha ileri gitmedi.
Mektupta Franklin, Amerika Birleşik Devletleri'nin Büyük Mührü'ndeki kel kartalın tasarımını eleştirerek, hindiye benzediğine dikkat çekti. Daha sonra doğruca kel kartalın boğazına dikkat çekti ve onun 'kötü ahlaklı bir kuş olduğunu, geçimini dürüstçe sağlayamadığını ve kendisi için balık tutamayacak kadar tembel bir kuş olduğunu' yazdı.
12. Adı "kızgın kısa adam" ile nerdeyse eş anlamlı hale gelmesine rağmen, Napolyon Bonapart aslında yaşadığı dönem için ortalama bir boydaydı.
Kayıtlarda Napolyon'un 1.57-1.65 cm uzunluğunda olduğu bildiriliyor. Bu, onun dönemindeki ortalama yetişkin erkek boyunun sadece bir santim altında. Küçük general popüler algısı, muhtemelen, Napolyon'un alaycı karikatürlerinden geliyor.
13. Twinkies adlı atıştırmalık bilinenin aksine sonsuza kadar taze kalmaz. Eskiden raf ömrü sadece 26 gündü, ancak şu anda 45 civarında.
Kimyasallarla ve değişik maddelerle dünyanın en doğal olmayan atıştırmalığı olarak geçen bu kekin de bir raf ömrü var.
14. Ampulün tek mucidi Thomas Edison değildi. 'Menlo Park, N.J.'deki ilk araştırma ve geliştirme ekibini' bir araya getirdiği için ampulün keşfiyle ödüllendirildi.
O zamanlar Edison'un kamuoyu algısı, onun 'yalnız bir dahi' ve bir 'büyücü' olduğu yönündeydi ve ampulü tek başına bulduğu inancına daha da katkıda bulundu.
15. Isaac Newton yerçekimini bir elma kafasına çarptığı için keşfetmedi. Bunun yerine, bir elmanın düşmesine tanık oldu ve nesnelerin neden hep yukarı veya yana doğru düşmek yerine düştüğünü merak etti, bu düşünce onun Evrensel Çekim Yasası'nı bulması için ilham verdi.
Elmanın düştüğünü gördüğünde Newton, çocukluğundaki evi olan Woolsthorpe Malikanesi'nin bahçesindeydi. Cambridge Üniversitesi'nde okuyordu, ancak veba salgını nedeniyle okul geçici olarak kapatılmıştı. ( çok tanıdık geldi🤨)
16. Pirinç yemek kuşların patlamasına neden olmaz.
Kuş yemi, ıslandığında pişmemiş pirinçten daha fazla genleşir (%40'a karşı %33), yani patlayan kuşlar bir sorun olsaydı, bunu zaten bilirdik. Ayrıca, pek çok kuş, mideleri tahılların fazla sıvıyı emmesi için yeterince sıcak olmadığı için hiçbir kötü etkisi olmadan pişmemiş pirinç yiyebilirler.
17. Noel anlamında gelen Xmas kelimesindeki X'in İsa'yı Noel'den çıkarmak ile hiçbir alakası yoktur. Aslında tam olarak İsa anlamına gelir.
Yunanca'da 'Christos (Mesih) kelimesi 'X' veya chi harfiyle başlar.' Bu kısaltma modern bir buluş değil; 1021'den beri 'XPmas' olarak veya 'Xmas' olarak kısaltılıyor.
18. Paul Revere, Massachusetts'te gece yarısı yaptığı yolculuğu sırasında "İngilizler geliyor!" diye bağırmadı.
Her şeyden önce, Revere'nin görevi 'mümkün olduğunca gizlice' yürütülmesi gereken gizli bir operasyondu ve at sırtında yaklaşan kıyamet hakkında çığlık atan bir adamdan daha az gizli bir şey olamaz. O zaman, o zamanlar Amerikan sömürgecilerinin kendilerini hala İngiliz olarak düşündükleri gerçeği de var, bu yüzden Revere'nin sözde uyarısı her durumda çok saçma olurdu.
19. William Taft'ın Beyaz Saray'ın küvetine sıkıştıktan sonra altı adam tarafından kurtarılmak zorunda kaldığı olay bir uydurma dedikodudur..
20. Köpekbalıkları da kansere yakalanabilirler. Yakalanamayacakları efsanesinin yalan olduğu kanıtlanmış olmasına rağmen, köpekbalığı kıkırdağını kanser tedavisi olarak satmaya çalışan insanlar tarafından hala savunuluyor.
Bir köpekbalığı araştırmacısı: 'Köpekbalıkları da kanser olur. Kanser olmasalar bile, köpekbalığı ürünleri yemek kanseri tedavi etmeyecek, bu şey gibi Michael Jordan'ı yemek beni basketbolda daha iyi yapmayacak.' Köpekbalığı kıkırdağının bir kanser tedavisi olarak pazarlanması hem hastaları yanıltıyor hem de insanlar tarafından daha fazla köpekbalığının öldürülmesine neden oluyor.
21. Yıldırım aynı yere iki kez çarpabilir özellikle 'uzun ve izole bir nesneyse'.
Empire State Binası'na yılda ortalama 25 kez şimşek çarpıyor.
22. Mexica halkı (fetih sonrası "Aztekler" olarak bilinir) Hernando Cortés ve diğer fatihlerin tanrı olduğuna inanmıyorlardı. Cortés'in sekreteri ve hiç Meksika'ya gitmemiş olan Francisco López de Gómara, 1552'de bu hikayeyi ortaya attı.
De Gómara'nın tarih versiyonunda Cortés, 'uzun zaman önce doğuda kaybolan Quetzalcoatl adında bir tanrı' olarak görülüyordu. Ancak, Quetzalcoatl efsanesinin Avrupalıların gelişinden önce var olduğuna dair hiçbir kanıt yok.
23. John F. Kennedy, Batı Berlin'e hiçbir zaman yanlışlıkla Almanca bir jöleli çörek olduğunu söylemedi. 1963 konuşmasında (Ich bin ein Berliner) söylediği şey "sadece doğru değil, aynı zamanda Başkanın söylemek istediğini Almanca olarak ifade etmenin tek ve tek doğru yoludur."
Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım...
Yorum Yazın